Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Kırlangıç Otu (Chelidonium Majus) | Faydaları | Tıbbi Etkileri
Kırlangıçotu, Schöllkrauf, Chelidonium Majus
Gelincikgillerin bir alt grubu olan Chelidonieae;
Kırlangıçotu M.Ö IV. yy.’dan beri başta karaciğer, safra, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına ve de siğile karşı kullanılmaktadır. Bitkinin kırlangıçotu diye anılmasının sebebi;kırlangıçların geldiği zaman çiçek açması ve kırlangıç kuşlarının yavruları yumurtadan gözlerine anne kuş tarafından birkaç damla bitki özü damlatılarak açılmasındandır.
Botanik:
Bitki Avrupa ve Asya’nın ılıman bölgeleri ve Kuzey Amerika’da yabani olarak yetişir ve genellikle duvar dipleri, yol kenarları, harabeler, çit dipleri gibi insanların yaşadığı bölgelerde yetişir. kırlangıçotu 30-80 cm boyunda, çok yıllık, çok çatallı, uygun toprağı bulunca kümeler oluşturur. Kökü parmak kalınlığında, dışı esmerimsi kızıl, içinde sarımsı esmer veya esmerimsi kızıl renk tonlarında bir bitki özü bulunur. Alt yaprakları (roset yaprakları) uzun saplı kanat yapraklardan oluşur. Yumurta şeklinde kenarları kertikli veya topludur. Gövde yaprakları sapsız oturmuş vaziyette yine kanat yapraklardan oluşur ve ilkbaharda mavimsi yeşil sonbaharda sarımsı yeşil bir renk alırlar.
Çiçekleri;
taç yaprakları dört adet, oval veya yumurta şeklinde, altın sarısı renkte 0,8-1,5 cm uzunluğunda, 0,6-1,2 cm eninde, 12-20 döllenme tozluğu ve ortada bir göbeği vardır. Dalların ucundaki çiçek deme¬tin¬de 4-12 çiçek bulunur. Meyveleri fasulye kapçığını andırır fakat oldukça ince ve uzun takriben 0,5 eninde 3-6 cm uzunluğunda ve içinde 4-6 adet yumurta şeklinde tohumları içerir.
Yetiştirilmesi:
Kırlangıçotu Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetişebilir ve zaten Marmara ve Karadeniz bölgesinde yabani olarak yetişmektedir.
Hasat zamanı:
Eskiden Mayıs ve Haziranda çiçek açmaya başladığı an-dan itibaren kullanılması tavsiye edilmiş fakat son araştırmalarda bitkinin Temmuz ve Ağustos’ta en yüksek oranda alkaloit içerdiği tespit edil¬miştir. Kırlangıçotu toplandıktan sonra 102-105 derecede hafif kavrulur ise birleşimindeki enzim bozulur ve böylece alkaloitlerin uzun süre muhafazası mümkün olur. Alkaloitlerin yapısını bozan enzim ancak 100 derecenin üzerinde devre dışı kalmaktadır. Hafif kavrulduktan sonra bitki ya kurutulur ya çayı yapılır veya tentürü yapılır.
Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre; Kırlangıçotu preparatları (çay, tentür, ekstraht, damla, hap v.s) başta safra, mide ve bağırsak kramplarına karşı kul-lanılır.
b) Komisyon E 90 No’lu ve 1985 tarihli Monografisi’ne göre başta safra yolları, mide bağırsak kramplarına karşı kullanılır.
c) Hepatit (sarılık), safra kesesi iltihabı, safra taşları, karaciğer iltihabı, akciğer iltihabı, ishal, melankoli, korku ve dilin kenarlarında diş izleri varsa Kırlangıç tentürü kullanılır.
d) Halk arasında; safra kesesinin tıkanması, pankreas zafiyeti, karaciğer şişmesi, mide-bağırsak üşütmesi, boğmaca, astım bronşit,romatizma, nikris, ödem, deri hastalıkları ve sedef hastalığına karşı kullanılır.
Çayı: İki kahve kaşığı demliğe konur. Üzerine 300-500 ml kaynar su ila¬ve edilir.5-10 dk demlenmesi beklenir ve sonra süzülerek içilir
|