Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk > Atatürk Kimdir?

Atatürk Kimdir? Ulu önderimizin hayatı, ilkeleri, devrimleri ve hakkında söylenilenler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 05.07.2014, 02:27   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları

Atatürk’ün Dostları, Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşlarının Hayatı






Ali Fuat Cebesoy (1882 - 1968)



Kurtuluş Savaşı komutanlarından, diplomat ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbul'da doğdu. Babası İsmail Fazıl Paşa'nın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesi bir bakıma gelecekteki kaderini çizmiş oldu. Cebesoy'un Beyrut'ta başlayan kıta hizmetleri, 1908'deki Roma Askeri Ateşeliği dışında, çok hareketli geçti. Trablus'ta savaş başlar başlamaz (1911) oraya ilk gidenler arasındaydı.


Balkan Savaşı sırasında Karadağ'da, Yanya Kalesinde, Pista ve Pisani muharebelerinde, 1. Dünya Savaşının başında tümen komutanı olarak katıldığı Kanal Hareketinde, büyük başarılar gösterdi. İstanbul Hükümeti'nin İçişleri Bakanı, Mustafa Kemal'in görevsizliğini bir genelgeyle açıklayınca Ali Fuat Paşa'da kendi bölgesindeki valilere ve mutasarrıflara kendisinden gelecek emirlere göre hareket edilmesini bildirdi (1919). Ayrıca, her tarafta Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetlerinin kurulacağını ilgililere hatırlattı. Bu çabaları takdirle karşılandığı için, Sivas Kongresi sonrasında Cebesoy, Umum Kuvayı Milliye komutanı olarak görevlendirildi.


Kendisini çekemeyenlerce Çerkez Ethem taraftarlığıyla suçlandı. Doğru olmadığı sonradan belgelerle ortaya konan bu suçlama üzerine, ayaklanmaların bastırılmasından sonra, Ankara'ya çağrılarak Moskova Büyükelçiliğine atandı. Mustafa Kemal'in talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğu bu zor görevi başarıyla yürüttü ve 10 Mayıs 1921'de Ankara'ya dönerek Mecliste siyasi çalışmalarına başladı.

Aynı Masada; Atatürk,
Mareşal Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy



Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanlığını yaptı. 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurucuları arasında yer aldı. Ertesi yıl (1926) İzmir Suikasti dolayısıyla Ali Fuat Paşa da tutuklandı, yargılandı ve beraat etti.Cebesoy'un ikinci dönem siyasi hayatı İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı yıllarında başladı. Milletvekili olarak tekrar Meclise girdikten sonra Bayındırlık Bakanlığı (1939-1943) ve bir ara TBMM Başkanlığı da (1947-1950) yaptı. 1968 yılında öldü.


Celal Bayar (1883 - 1985)




Parlamenter, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1883 yılında Bursa-Gemlik'te doğdu. İlk ve orta öğrenimini babası Abdullah Fehmi Efendi'nin yanında yapan Bayar, Gemlik mahkeme ve reji kalemine memur olarak girdi. Daha sonra Ziraat Bankası'nda çalışmaya başladı. Bu arada Harir Darutariri okuluna devam etti. 1990'da İttihat Terakki Cemiyeti'nin kurduğu gönüllüler taburuna yazıldı. Zamanla bu partinin sayılı üyeleri arasına girdi. İzmir'de kurulan cemiyetin genel sekreterliğini yürüten Bayar, Kız Lisesi'nin ve Şimendifer Okulunun açılmasına ön ayak oldu.


I. Dünya Savaşı'ndan sonra İzmir'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin de faal üyeleri arasına katıldı. 1920 tarihinde Bursa milletvekili olarak Büyük Millet Meclisi'ne katılan Bayar, aynı tarihte İktisat Bakanlığı'na vekalet etti. Çerkez Ethem'in isyanı sırasında, Ethem'i ikna etmek için gönderilen heyete başkanlık etti. 1921'de İktisat Başkanlığı'na getirildi. Lozan Konferansı'na müşavir üye olarak katıldı. 1924'te Türkiye İş Bankası'nı kurma görevini üstlendi. 1937'de İsmet İnönü'nün başbakanlıktan ayrılması üzerine, Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 14. Başbakanı olarak tayin edildi ve ilk kabinesini kurdu. Atatürk'ün ölümünden sonra, Cumhurbaşkanlığı'na seçilen İsmet İnönü tarafından da başbakan olarak tayin edildi.


Daha sonra İnönü ile anlaşamadığından, yerini 3 Mayıs 1939'da Doktor Refik Saydam'a bıraktı. CHP'de arkadaşları ile 1945'de Dörtlü Takrir'i verinceye kadar görev aldı ve bu tarihte Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu. 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde genel başkanı bulunduğu Demokrat Partinin iktidarı büyük çoğunlukla kazanması ile 22 Mayıs 1950'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Bayar'ı Cumhurbaşkanlığına seçti. 1954-1957 genel seçimlerinden sonra da Meclis tarafından Cumhurbaşkanlığına seçilen Celal Bayar, 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde Adnan Menderes'i başbakan olarak tayin etmiştir.


Bayar, 27 Mayıs 1960'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koymaları ile tutuklanarak Yassıada'ya götürüldü. 16 ay süren soruşturma ve yargılamadan sonra, Yassıada Yüksek Adalet Divanı tarafından, 15 Demokrat Parti, ileri geleni ile birlikte idama mahkum edilmiştir. Milli Birlik Komitesi, idamlardan üçünü (Menderes, Zorlu, Polatkan) onaylarken, başta Celal Bayar olmak üzere, 12 Demokrat Parti ileri geleninin idam hükmünü müebbet hapse çevirmiştir. Yassıada'dan Kayseri cezaevine götürülen Bayar, orada rahatsızlanmış, evinde tedavi edilmek üzere serbest bırakılmıştır (7 Kasım 1964).





Cevat Abbas Gürer (1887 - 1943)




Mustafa Kemal'in başyaveri olan Cevat Abbas, 1887 yılında Niş'te doğdu. Mustafa Kemal ile Samsun yolculuğuna seçilenler arasındaydı. Harp Okulu'nu 1908 yılında bitirdi. İtalya, Balkan ve I. Dünya Savaşlarında bulundu. Üsteğmen rütbesiyle katıldığı Çanakkale Savaşında, Mustafa Kemal, Cevat Abbas'ı emir subayı olarak karargâhına aldı. 1916'da yüzbaşılığa yükseldi. 16 Mayıs günü Samsun'a gitmek üzere Bandırma Vapuru'na binerken, merkezi Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettişliği başyaveriydi.

Cevat Abbas Gürer, Kurtuluş Savaşı Yıllarında,
Mustafa Kemal Paşa ile Birlikte..


Cevat Abbas, Samsun'dan Erzurum'a varıncaya kadar Mustafa Kemal'in yazışma işlerini yönetti. Sivas Kongresinde, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mensuplarının Meclisi Mebusan seçimlerine girebilmeleri görüşü benimsenince Bolu'dan milletvekili seçildi ve İstanbul'a gitti.

Atatürk'ün Yaveri Cevat Abbas Gürer Dinlenirken



Meclisi Mebusan dağıtıldıktan sonra Ankara'ya döndü ve Birinci TBMM'ne Bolu milletvekili olarak katıldı. Erzurum'da istifa etmesiyle son bulan askerlik hayatı, 1920'de yeniden başladı ve yüzbaşı rütbesiyle Kurtuluş Savaşına katıldı.

Mustafa Kemal, Salih Bozok, Şükrü Tezer, Cevat Abbas Gürer



Yozgat Ayaklanmanın bastırılmasında gösterdiği çalışmalarından dolayı kendisine İstiklal Madalyası verildi. Rütbesi 1923'te binbaşılığa yükseltildi. 1924'te kurulan İş Bankasının kurucuları ve hisse sahipleri arasında Cevat Abbas da vardı. Cevat Abbas Gürer'in 1941 yılına kadar milletvekilliği yaptı. Mustafa Kemal'le ilgili hatıralarını, Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk'ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak (1939) adlı kitapta topladı. 1943 yılında Yalova'da öldü.


  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 02:30   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları







Falih Rıfkı Atay (1894 - 1971)




Gazeteci ve yazar. 1894 yılında İstanbul'da doğdu. Fıkra, makale, gezi türlerindeki gazete yazılarıyla ve özellikle Atatürk'ü yakından tanıtan anılarıyla ün kazanan Falih Rıfkı Atay, Kovacılar semtindeki Rehberi Tahsil Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra Hüseyin Cahit'in Yalçın müdürlük yaptığı Mercan İdadisi'nde öğrenimini tamamladı. Darülfünunun Edebiyat bölümünü bitirdi. İdadide edebiyat öğretmeni olan Celal Sahir Erozan ile kendisinden bir ileri sınıfta okuyan Orhan Seyfi Orhon, Falih Rıfkı'nın edebiyat beğenisinin gelişmesine yardımcı oldular. İlk Yazıları, Serveti Fünun dergisinin genç yazarlara ayrılan ek sayfalarında yayımlanan Falih Rıfkı'nın Tecelli(1911) dergisi ile Süleyman Bahri'nin yönettiği Kadın(1912) dergisinde Cenap Şahabettin ile Ahmet Haşim'in eserlerini hatırlatan şiirleri çıktı.


Atatürk'ü Anlatan Kitaplar Yazan Falih Rıfkı Atay, İsmet İnönü ile Birlikte


1912'de Tanin gazetesinde düz yazıları yayımlanmağa başladı; İstanbul Mektupları, Edirne mektupları gibi yazıları çıktı. 1913-1914 yıllarında sadaret ve Dâhiliye Nazırlığı kalemlerinde çalıştı. Dâhiliye Vekili Talat Paşa ile birlikte gittiği Bükreş'ten Tanin gazetesine röportaj yazıları yolladı. Bu dönemdeki yazıları, Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının etkisini taşıyordu. I. Dünya Savaşında yedek subay olarak Suriye'ye gitti; 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa'nın hususi kâtipliğini yaptı. Suriye ve Filistin'deki savaş anılarını "Ateş ve Güneş" (1918) kitabında topladı. Cemal Paşa'nın Bahriye nazırı olması üzerine Kalemi Mahsusa müdür yardımcılığına getirildi (1917). Kazım Şinasi Dersan, Necmettin Sadık Sadak, Ali Naci Karacan ile birlikte Akşam Gazetesini çıkarmağa başladı (1918). Bu gazetede Günün Fıkraları başlığıyla sürekli yazılar yazdı.

Kurtuluş Savaşını destekleyen etkili yazıları dolayısıyla idam istenerek Kürt Mustafa Divanı Harbi'ne verildi. Fakat İnönü Zaferinin kazanılması üzerine Divanı Harp tutumunu değiştirdiği için idamdan kurtuldu. Kurtuluş Savaşı sona erdiği sırada İzmir'de Atatürk ile görüşmeğe gelen gazeteciler arasındaydı. Atatürk'ün isteği üzerine İkinci Büyük Millet Meclisi'ne Bolu'dan milletvekili seçildi (1922). Daha sonra uzun yıllar Ankara Milletvekili olarak T.B.M.M.'de bulundu. Hâkimiyeti Milliye, Milliyet ve Ulus gazetelerinin başyazarlığını yaptı. Yeni Türk Alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeninde görev aldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın tutumuna şiddetle karşı çıktı. Ulus gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde Ankara şehir planı jürisinde üyelik ve İmar Komisyonunda başkanlık yaptı. 1946'da çok partili döneme geçildikten sonra Ulus gazetesinde CHP'nin savunuculuğunu sürdürdü. Demokrat Parti'nin 1950'de iktidara geçmesinden sonra Dünya Gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti; yeni iktidara karşı Atatürk devrimlerini savundu. Falih Rıfkı Atay, sağlam, atak, çekici, anlatımı ve duru Türkçesiyle Cumhuriyet basınının Encümeninde usta kalemlerinden biriydi. Günlük siyasi olayları ele alan başyazı ve fıkraları yanında Ulus ve Dünya gazetelerinde Pazar günleri yayımladığı haftalık yazılarında çok usta bir deneme ve söyleşi yazarı niteliği gösteriyordu. Gezi ve anı türlerinde Cumhuriyet döneminin çok ilginç ürünlerini verdi.

Eserleri: "Eski Saat" (1933), "Niçin Kurtulmamak?" (1953), "Çile" (1955), "İnanç" (1965), "Kurtuluş" (1966), "Pazar" "Konuşmaları" (1966), "Bayrak" (1970), "Ateş ve Güneş" (1918), "Atatürk'ün Bana Anlattıkları" (1955), "Mustafa Kemal'in Mütareke defteri" (1955), "Çankaya" (1961), "Batış Yılları" (1963), "Atatürk'ün Hatıraları" ; "1914-19" (1965), "Atatürk Ne idi?" (1968), "Faşist Roma", "Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya" (1930), "Deniz Aşırı" (1931), "Yeni Rusya" (1931), "Moskova-Roma" (1932), "Bizim Akdeniz" (1934), "Taymis Kıyıları" (1934), "Tuna Kıyıları" (1938), "Hind" (1944), "Yolcu Defteri" (1946), "Atatürkçülük Nedir?" (1966), "Roman" (1932






Fethi Ali Okyar (1880 - 1943)



Devlet adamı ve Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu. Pirlepe'de doğdu. İyi bir öğrenim gördü. Vatan Hürriyet Cemiyeti'nde Mustafa Kemal ile beraber çalışdı. 1908 da Paris'te ateşemiliter olan Fethi Bey, Trablusgarp Savaşı çıkınca Paris'ten ayrıldı, Afrika'da yapılan savaşlara katılmak üzere Trablusgarb'a geçti.1913'de İttihat ve Terakki Genel Merkezi'ne üye seçilmiş ve Genel Sekreter olmuştur. Aynı yılın son aylarında Sofya'ya elçi olarak tayin edildi. İzzet Paşanın kısa süren Sadrazamlığında Dahiliye Nazırı olarak görev alan Fethi Bey, Damat Ferit Paşa tarafından tutuklandı. Bütün muhaliflerini ortadan kaldırmak isteyen Damat Ferit, Fethi Bey'i Enver, Cemal ve Talat Paşaların kaçmalarına göz yummakla suçlandırmış ve Malta'ya sürgüne göndermiştir. Ancak tutuklanan İngilizler'le değiştirilmek suretiyle 1921 yılında Malta'dan kurtarıldı. Büyük Millet Meclisi tarafından Büyük Taarruzda Dahiliye Nazırı olarak seçilen Fethi Bey, Roma, Paris ve Londra'ya giderek; Yunanlıların Anadolu'dan çekilmelerini sağlayacak bir barış için çalışmıştır. Fethi Bey bu durumu, o sırada taarruz hazırlıklarını tamamlamak üzere bulunan Mustafa Kemal'e bir telgrafla birdirdi.


Daha sonra da Ankara'ya döndü. Rauf Orbay'ın Başbakanlık görevinden ayrılması üzerine Başbakan seçildi (4 Ağustos 1923). Cumhuriyetin ilanı sırasında yaşanan kabine buhranı üzerine Başbakanlıktan ayrıldı. Mustafa Kemal'in Cumhuriyetin ilanına karar verdiği sırada, O'nun yanında bulunmuş ve Mecliste takip edilecek çalışma şeklini beraberce tespit etmişlerdir. Fethi Bey, Cumhuriyetin ilanından sonra TBMM Başkanı seçildi. Terakkiperver Fırkanın kurulmasından sonra, Başbakanlıktan ayrılan İsmet İnönü'nün yerine tekrar başbakanlığı seçilen Fethi Okyar, Şubat 1925'te başlayan Şeyh Sait İsyanı sırasında Başbakanlıktan ayrıldı. Büyükelçi olarak çalıştığı Paris'ten, 1930 yılında dinlenmek için yurda gelen Fethi Okyar'a Mustafa Kemal tarafından yeni bir parti kurması teklifi yapılması üzerine, Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu. Fakat bu parti kapatıldı. Mustafa Kemal'in ölümünden sonra da çalışmalarına devam eden Fethi Okyar, 12 Mart 1941'de Adliye Vekâleti görevinden ayrılmış ve birkaç yıl sonra 7 Mayıs 1943'de ölmüştür.


Fevzi Mustafa Çakmak (1856 - 1950)




Asker ve siyaset adamı. 1856 yılında İstanbul'da doğdu. Anadolu'da kurtuluş kaynaşmaları başladığı sırada, Saray'ın gözde adamları arasındaydı. 1898 yılında kurmay yüzbaşı olarak Akademi'yi bitirdikten sonra, Arnavutluk'ta görev yaptı (1899). Arnavutluk ve Rumeli vilayetleriyle ile ilgili ıslahat kararlarını uygulamakla görevli heyette bulundu (1912); 1917'de Diyarbakır'da tümen komutanlığı; aynı yıl Filistin'de 7. Ordu komutanlığı yaptı. 1918'de Genelkurmay Başkanlığında görevliydi ve Mustafa Kemal'in Samsun'a hareketinden bir gün önce de 1. Ordu müfettişliğine atandı. 1919 yılı başlarında Ali Rıza Paşa Kabinesi'nde Harbiye nazırı oldu. Fevzi Paşa 3 Mayıs 1920'de Kozan milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine katıldı; aynı gün de Milli Savunma Bakanlığına ve İcra Vekilleri heyeti reisliğine getirildi.

Mareşal Gazi Mustafa Kemal, Mareşal Fevzi Çakmak ve Kâzım
Karabekir Paşa'nın Nurettin Paşa Tarafından İzmit'te Karşılanışı



1920 sonlarında Erkânı Harbiye'si Umumiye vekil vekiliydi. 1921'de II. İnönü Savaşı'ndan sonra Korgenerallik rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığına getirildi. Sakarya Zaferi'nin ardından da Meclis'ten mareşallik rütbesini aldı. İlk yıllarda aynı zamanda milletvekiliydi ama 1925'te askerlikle siyaset arasında bir seçim yapma durumunda kalınca asıl mesleğinde karar kıldı ve 1944 yılında yaş haddinden emekliye ayrılıncaya kadar Genelkurmay Başkanlığında kaldı.


En büyük başarısı Atatürk ile İnönü'nün de kesinlikte aynı görüşte olmalarından güç alarak, orduyu siyaset dışında bırakabilmesiydi. Çakmak, askerlik hayatını iki ayrı döneminde, iki eser yayınladı: "Gorbi Rumeli'nin sureti ziya ve Balkan Harbi'nde Garp cephesi hakkında konferanslar" (1927) ve "Büyük Harbde Şark cephesi hareketleri" (1936)

Atatürk Ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak
Ege Donanmasının Manevralarını İzlerken (10 Ekim 1937)


Mareşal Fevzi Çakmak, 1948'de siyaset sahnesine çıktı ve emekliye ayrılışından sorumlu tuttuğu İnönü'ye karşı çıkmak için DP listesinden İstanbul milletvekili olarak Meclise girdi. Atatürk dönemi bakanlarından Cami Baykut ve Tevfik Rüştü Aras ile birlikte sol eğilimli İnsan Hakları Derneğini kurdu.


Atatürk, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın
Kızının Nişan Töreninde (20 Aralık 1929)

  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 02:31   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları







Hasan Rıza Soyak (1888 - 1970)




Yönetici ve siyaset adamı. 1888 yılında Üsküp'te doğdu. Rüştiye'yi bitirdikten sonra İstanbul'da, Vilayet kaleminde devlet hizmetine girdi; kısa bir süre sonra buradan İstanbul Merkez Komutanlığına bağlı Sıkıyönetim Komutanlığı hatipliğine geçti (1914). Aynı yıl 1. Kolordu Kurmaylığı bürosunda görevlendirildi. I. Dünya Savaşı'nın ilk yılını burada geçirdi ve 1916'da 2. Kolordu Kurmaylığında aynı nitelikte bir göreve nakledildi (1918). Savaşın son iki yılında Harbiye Nezaretinde idi. Hasan Rıza, Ankara'da önce TBMM'ye hatip olarak girdi (1922). Bu görev, kendisini sürekli olarak Mustafa Kemal'in yakınında tutuyordu. Mustafa Kemal, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, kendisini mutemet olarak Çankaya Köşkü'ne aldı (1924). 1927'de özel kalem müdürü, 1932'de genel sekreter vekili, 1934'te de genel sekreter oldu. Genel sekreterliği sırasında bir dönem de Burdur milletvekilliği yaptı. Hasan Rıza'nın görevleri değişirken aynı kalan bir şey vardı; Mustafa Kemal'in kendisine karşı beslediği güven ve bu güven sebebiyle Mustafa Kemal'in değişmez vekil harçlığı. Bu görevle, Hasan Rıza başından sonuna Mustafa Kemal'in özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak kalmıştır. 1970 yılında İstanbul'da öldü.





Hüseyin Rauf Orbay (1881 - 1964)



Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle "Hamidiye Kahramanı" ünvanını kazanmıştı.

Mustafa Kemal Hüseyin Rauf Orbay Bey ile
Sivas Kongresi günlerinde (4-11 Eylül 1919)



İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı.

Heyeti Temsiliye Üyeleri Ankara'ya Gelirken Kırşehir'de



Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya
gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi.


Mustafa Kemal, Heyet-i Temsiliye Üyesi Arkadaşları
Hüseyin Rauf Orbay ve Bekir Sami Kunduh Beyler ile Sivas'ta


Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.
Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy, Atatürk ile Plan Üzerinde Çalışırken






İsmet İnönü (1884 - 1973)




1884 yılında İzmir'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas' ta tamamladıktan sonra Mühendishane İdadisini (Askerî Lise) bitirdi.1903 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1906 yılında Harp Akademisi' nden mezun olarak, ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı.1910-1913 yılları arasında Yemen İsyanı'nın bastırılması harekâtına katıldı.


Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan anlaşmalarda başarılı hizmetleri ve meslekî özellikleriyle dikkati çekti. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi'nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk'ün emrinde çalıştı ve öğrencilik yıllarından beri devam eden dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesi'nde savaştı; Millî Mücadele sırasında Atatürk'ün en yakın silâh arkadaşı olarak çalıştı.



Edirne milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Albay İsmet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp Cephesi Komutanlığı'na getirildi. 25 Ekim 1920'den sonra Batı Cephesi Komutanı olarak Çerkez Ethem isyanını bastırdı.


Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarını yönetti. Tuğgeneral rütbesine yükseldi. Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'dan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesi'nde Büyük Millet Meclisi'ni temsil etti.



Lozan Barış Konferansı'na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Andlaşması'nı imzaladı. Cumhuriyetin ilânından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette Başbakan olarak görev aldı, 1924-1937 yılları arasında bu görevini sürdürdü.


İnönü, Atatürk İnkılâplarının gerçekleşmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk'ün en yakın mesai arkadaşıydı. Atatürk’ün ölümünden sonra, 1938 yılında, TBMM tarafından Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'yi savaş felâketinin dışında tutmayı başardı. Savaştan sonra çok partili siyasî rejime geçilmesinde en büyük destek oldu.


1950 yılında, yapılan seçimleri kaybettikten sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasî yaşamını sürdürdü. 27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı.1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî yaşamına devam etti.


1972'de Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; ölünceye kadar (25 Aralık 1973) Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeliği görevinde bulundu.


  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 02:33   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları








İzzettin Çalışlar (1882 - 1951)




Asker, Kurtuluş Savaşı komutanlarından ve siyaset adamı. 1882 yılında Yanya'da doğdu. İstanbul'da Milli Savunma Bakanlığı Personel Dairesi emrinde çalışmayı reddederek Mudanya'da Milli Mücadele kuvvetlerine katıldığında (1 Temmuz 1920) yarbaydı. O tarihe kadar Üsküp'ten Anafartalar'a uzanan çeşitli yerlerde görev yaptı. Çalışlar, Milli Mücadele'yi yürüten kuvvetlerden 23. Tümen komutanlığına atandı, 20. Kolordu'nun da komutan vekilliğiyle görevlendirildi. Kütahya-Eskişehir, Birinci ve İkinci İnönü ve Sakarya Meydan Savaşları'nda tümen ve grup komutanı olarak bulundu.

İzzettin Çalışlar'ın Kızının Düğün Fotoğrafı


1921'de albaylığa, 1922'de generalliğe yükseldi. 1926'da korgeneral oldu. Bu sırada 1. Ordu'ya komuta ediyordu ve bir ara İzmir valiliği ile Askerği Mahkeme üyeliği de ek görev olarak kendisine verilmişti. Çalışlar, 1930'da orgeneralliğe yükseltildikten sonra ordu komutanı olarak 1939'a kadar görevini sürdürdü. Emekliye ayrıldıktan sonra Aydın (1939), Muğla (1940 ve 1943), Balıkesir (1943) milletvekili olarak Meclis'de bulundu. 1951 yılında İstanbul'da öldü.






Kazım Karabekir (1882 - 1948)




Asker, Milli Mücadele kahramanlarından ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini değişik yerlerde tamamladı. Ortaokul ve liseyi Fatih Askeri Rüştiyesi'nde ve Kuleli Askeri Lisesi'nde okudu. Karabekir, Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile tanıştı.1902'de Harp Okulu'nu, 1905'te Harp Akademisi'ni bitirdi.1909'da İstanbul'da patlak veren 31 Mart Olayı'nı bastırmak üzere buraya gönderilen Hareket Ordusu'nda Mustafa Kemal ile birlikte Kazım Karabekir'de vardı.


Birinci Dünya Savaşı başlarında yarbaylığa yükselen Karabekir, savaş yılları boyunca İran sınırında, Halep'te, Doğu Cephesi'nde, Çanakkale'de bulundu. 1917'de atandığı Diyarbakır'daki 2. Kolordu komutanlığından sonra, Erzincan yakınındaki Kafkas Kolordusu'nun başına getirildi ve bu görevi sırasında Ermenileri püskürterek Erzincan ve Erzurum'u geri aldı. Sarıkamış'taki kolordu ile işbirliği yaparak Kars ve Gümrü kalelerinin alınmasında üstün başarı gösterdi.


Kazım Karabekir; Fevzi Çakmak ve Atatürk ile Birlikte



Bunun sonucu olarak da generalliğe yükseltildi. Karabekir'in hayatındaki önemli dönüm noktalarından biri Doğu'daki görevine gidişiyle başlar. Asıl başlangıç tarihiyse Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktıktan sonra, kendisiyle temasa geçmesidir. O günden başlayarak Karabekir'in sınıf arkadaşı Mustafa Kemal ile tam bir işbirliği yapacak ve bu beraberlik Kurtuluş Savaşı'nın sonuna kadar sürecektir. Kazım Karabekir Doğu'da Milli Mücadele'yi sürdürürken Edirne milletvekili olarak birinci Büyük Millet Meclisi üyeleri arasına girdi ve böylelikle siyasi hayata atıldı. 1923 seçimlerinde de İstanbul'dan milletvekili seçildi. Aynı zamanda merkezi Ankara'da olan 1. Ordu'nun komutanlığı görevini aldı. 1.dönem milletvekilliği sırasında pek faal olamayan Karabekir, 1923'ten sonra Parlamento'da sayıları oldukça azalan Mustafa Kemal'in muhalifleri arasında yer aldı. Çok geçmeden de Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez Paşalarla birleşerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu (1924) ve bu partinin genel başkanlığını üzerine aldı. Partinin ömrü uzun olmadı ve 1926'da Mustafa Kemal'e karşı yapılan suikast girişiminden sonra kapatıldı. Kazım Karabekir 1948 yılında Ankara'da öldü.






Kazım Özalp (1880 - 1968)




Devlet adamı. 1880 yılında Köprülü-Yugoslavya'da doğdu. Harp Okulu'nu (1902) ve Harp Akademisi'ni (1905) bitirdi. Selanik'te 36.Alay 2.Bölük komutanlığına atandı. Daha sonra, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne giren Kazım Bey, 31 Mart isyanını bastıran hareket ordusuyla birlikte İstanbul'a geldi (1909).

TBMM Başkanı Kazım Özalp, Diyarbakır'in Ergani İlçesinde Atatürk ile Birlikte


Balkan Savaşından sonra, İstanbul Merkez Komutanlığı yardımcılığına atandı (1913). 1914'te Binbaşı oldu. Van Seyyar Jandarma Alayı komutanıyken(1914), I.Dünya Savaşı'na katılarak Ruslara karşı savaştı. Yunanlıların İzmir'i işgalinde, Balıkesir'deki 61.Tümen komutanlığında görevliydi ve o çevrede Kuvayı Milliye'yi örgütledi. Bu arada Balıkesir Milletvekili olarak TBMM'ye girdi (1920). Meclis tarafından İzmir Şimal Cepheleri komutanlığına atandı.

Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Özalp'ın Kızının Nişan Töreninde


Sakarya Savaşı'na ve Büyük Taarruz'a katılarak 1921'de Tümgeneral, 1922'de Korgeneral oldu. 1922-1924'te Milli Savunma Bakanı, 1924-1935'te Meclis Başkanıydı. Bu arada orgeneralliğe yükseldi (1926). 1935'te ikinci defa Milli Savunma Bakanlığına getirildi. 1943'te CHP Meclis grup başkanvekili oldu. 1950 seçimlerinde Van'dan milletvekili seçildi ve 1954'te siyasi hayattan çekildi.


  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 02:34   #5
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları








Kılıç Ali (1888 - 1971)




Asker ve siyaset adamı. Askeri okulu bitirdikten sonra binbaşı rütbesiyle I.Dünya Savaşına katıldı. Kurtuluş Savaşında Maraş, Antep yöresinde milli kuvveti kurmakla görevlendirildi. Karayılan ve Şahin Bey ile birlikte bu bölgede çıkan ayaklanmaları ve Kırşehir isyanını bastırdı.

Atatürk, Florya'da Kılıç Ali'nin Evinin Balkonunda Salih Bozok,
Cevat Abbas Gürer, Kılıç Ali ve Ülkü ile Birlikte (Soldan sağa)
(26 Ağustos 1937)


Maraş, Antep ve Urfa'da bulunan Fransız kuvvetlerine karşı yapılan çatışmalardaki başarısı ona, Antep kahramanı olarak ün sağladı. Ağrı isyanı sırasında kurulan İstiklal Mahkemeleri'nde üyelik yapan Kılıç Ali, 1920-1938 yılları arasında Antep milletvekilli olarak TBMM'de bulundu.

Kılıç Ali ve Şükrü Kaya Atatürk ile Birlikte


1970'de Yeni Türkiye Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. "Hatıralarını anlatıyor" (1955), "Atatürk'ün Hususiyetleri" (1955), "İstiklal Mahkemesi Hatıraları" (1955) adlı kitapları vardır.


Cumhurbaşkanı Atatürk, Küçük Ülkü ile Florya'daki
Kılıç Ali'nin Evine Gelirken Karşılanması (1936)








Lütfi Müfit Özdeş (1874 - 1940)




Asker ve siyaset adamı. 1874 yılında Kırşehir'de doğdu. Harp Akademisindeyken çöküşe hızla yaklaşan Osmanlı İmparatorluğunun kaderini değiştirmenin yollarını arayan genç subaylar arasında idi. Hürriyetçi görüşleri benimsemiş olan Mustafa Kemal ve Ali Fuat Cebesoy gibi subaylarla yakın ilişkiler kurdu. Bu arkadaşları ile birlikte gizli bir gazete çıkarma çabası içine girdi. Girişimin cezası korktuğundan hafif oldu ve rütbesinin geri alınmasını beklerken, sürgün niteliğinde bir atanma emri aldı.


Mustafa Kemal ile birlikte Şam'a gönderildi. İstanbul’da başlayan dostluk Şam'da daha koyulaştı. Mustafa Kemal ile hemen her vakit beraber idiler. Çok geçmeden sürgünde tanıştıkları, tıp öğrencisi Mustafa Efendi, düşüncelerine yeni unsurlar ekledi. Aslında o da siyasetle ilgilendiği için İstanbul'dan uzaklaştırılmıştı. Çok geçmeden bu üç arkadaş düşüncelerini gerçekleştirmek için bir örgüt meydana getirmeye karar verdiler ve Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurudular. Gizli cemiyetin karargâhı tıp öğrencisi Mustafa Efendinin dükkânıydı. Lütfi Müfit, Milli Mücadelenin başından itibaren eski arkadaşı Mustafa Kemal'in yanında yer aldı. Kurtuluş savaşının sonuna kadar cephelerde savaştı. Savaşın sonunda Binbaşılıktan emekliye ayrılarak Meclise girdi ( 1923). 1939'a kadar Milletvekilliği yaptı. Bu süre içinde bir ara Şehremaneti müfettişliği yapan Lütfi Müfit 1940'da İstanbul'da öldü.



Mazhar Müfit Kansu (1873 - 1948)




Siyaset adamı ve idareci. 1873'de Denizli'de doğdu. Edirne'de gördüğü ilk ve orta öğreniminden sonra Gelibolu'da (1891) ve Edirne İdadisi'nde tarih ve matematik öğretmenliği yaptı. 1897'den sonra idareci olarak görev alan Kansu, Havza, Çorlu, Çisriergene ve İskeçe kaymakamlığında, 1908'den sonra da Gümülcine, Lazistan, Mersin, İzmit ve Balıkesir mutasarrıflıklarında bulundu. İdareciliğinin yanı sıra siyasetle de ilgilenerek İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin üyeleri arasında yer aldı. 1918'de Rus istilasından yeni kurtulan Bitlis'e vali atandı. Heyeti Temsiliye üyeliğine seçildi.

Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’da
Kongre Başlamadan İki Gün Önce Atatürk ile Birlikte


Heyet, Ankara'ya geldiği sırada İstanbul'da son Meclisi Mebusan toplanıyordu. Kansu, Mustafa Kemal'in de isteğiyle İstanbul'a gitti. Felahı Vatan Grubunun çalışmalarına katıldı ve Meclise Hakkari Milletvekili olarak girdi. Heyet adına Vahdeddin ile görüşerek ona Anadolu'ya geçmesini teklif etti. İstanbul işgal edilip Meclisi Mebusan feshedilince, Kansu gemiyle Beyrut'a geçti. Oradan Silifke yoluyla Ankara'ya geldiği zaman TBMM açılmıştı. Hakkari Milletvekili olarak görev aldı.


Milletvekilliği dışında Elazığ valiliğine atandı. 1923, 1939 dönemlerinde Denizli Milletvekilliği ve 1925'te Doğu İstiklal Mahkemesinde başkanlık yaptı. 1939-1946'da Çoruh milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürdü. Mustafa Kemal'in Milli Mücadele döneminde ve Cumhuriyet yıllarından olan Kansu'nun "Erzurum'dan ölümüne kadar Atatürk'le beraber" adıyla 4 Mart 1948'den Son Telgraf gazetesinde yayımladığı anıları, 1966'da Türk Tarih Kurumu tarafından iki cilt olarak basıldı. 1948 yılında İstanbul'da öldü.

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 02:35   #6
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları









Mehmet Kazım Dirik (1881 - 1941)




Türk asker ve politikacıdır. 1880 yılında Makedonya'nın Manastır (Bugünkü Bitola) şehrinde doğmuştur.

Kazım Dirik, 00 Aralık 1881 tarihinde o zamanlar Osmanlı Devleti’ne dahil olan Makedonya'nın Manastır şehirinde (Bugünkü Bitola) doğmuştur. Babasının adı Selanikli Mülazim Hasan Tahsin Beydir. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Kazım Dirik, 1897’de girdiği Manastır Askeri Rüstiye ve İdadisinde okuduktan sonra İstanbul’a gelip Harbiye’ye girmiştir. 5 ocak 1899'da Harp Okulu'nu bitirerek Piyade teğmen oldu. 1900 – 1905 yılları arasında 3üncü Ordu 5inci Nişancı Taburunda, 20nci Piyade Alayı ve sonra da 5inci Tümen Karargahında, 1905 – 1906 yıllarında Selanik Bölge Komutanlığı Karargahında, 1906 -1909 yılları arasında Tuz ilçesi Kaymakamlığı ve aynı zamanda İşkodra Vali sekreteri ile İşkodra Tümen kurmay başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. Bu görevlerdeyken İttihatçılarla ilişkisi başlar.

General Kazım Dirik İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ilk üyelerindendir. 1909 yılında girdiği Erkân-ı Harbiyede (Harp akademisi) kurmaylık eğitimini 1912'de bitirerek kurmay yüzbaşı oldu. Mezun olunca 1912 – 1913 yılları arasında İzmir’de Batı Ordusu Harekat Şubesinde, Başkomutanlık Karargahı İstihbarat Şubesinde ve Şark Ordusu Menzil Müfettişiliğinde Haber subayı olarak bulundu. 27 Ekim 1913 de binbaşılığa terfi etti.

Mehmet Kazım Dirik; Fahrettin Altay ve Atatürk ile Birlikte


I. Dünya Savaşı başlayınca Kazım Dirik, merkezi Şam’da bulunan IV.Ordu Menzil Müfettişliğine 20 Ağustos 1914 de atandı. I. Dünya Savaşı’nın en zor cephelerinde savaşan Türk birliklerinin ihtiyaçlarını karşılamak çok zorlu bir işti. Bu zorluklar ve imkansızlıklar içinde Kazım Bey bir de hidrofil pamuk, sebze konservesi atölyeleri, portakal ve limon suyu imalathanesi, bir nal ve mıh imalathanesi ve atölyesi kurdurmuştur. Şam’da her aranan ilaç ve tıbbi malzemenin bulunduğu görkemli bir ecza deposu oluşturmuştur. Büyük kasaba ve şehirlerde açtığı atölyeler birer fabrika gibi çalışmış, ordu için gerekli eşyaları oluşturmuştu. Bu görevinde iken 1915 yılında yarbay oldu. 1 Aralık 1916’da da albaylığa terfi etti.


18 Mayıs 1917’de Cebelilübnan’da Aliyedeki 43. Tümen Komutanlığına tayin edilmiştir. 30 Haziran 1917’de 7. Tümen Komutanı olmuş, Gazze’de merkez kolu olarak çalıştıktan sonra 1 Şubat 1918’de 56. Tümen Komutanlığına getirilmiş, 5 Mart 1918’de 49. Tümen Komutanlığına tayin edilmiştir.

8 Haziran 1918’de Batum (Şark Orduları Grubu) Menzil Müfettişliği’ne atandı. Aynı yıl, Brest Litowsk Anlaşması ile Türkiye’ye ait olduğu kabul edilen Batum ve Tiflis Valiliği görevlerini de yürüttü. Ekim 1918 tarihinde İstanbul’a geri döndü. Kendisi de aynı vapurda olan Kazım Dirik, Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 günü "9. Ordu Müfettişi" olarak Bandırma Vapuru’yla Samsun'a çıktığında Kazım Dirik’de Müfettişlik "Erkan-ı Harbiye Reisi" (Ordu kurmay başkanı)ydı. Kazım Dirik, 1922'de generalliğe yükseldi.

Kazım Dirik, Milli Mücadele'nin başında Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Samsun'a çıkanların arasında yer alarak ülkenin düşmandan kurtarılması için, fikir ve ideal birliği yapmıştır. 15 Eylül 1919’da Erzurum’da Müstahkem Mevki Komutanlığı ve Gürcistan’da TBMM Fevkalade Mümessili (Olağanüstü Temsilcisi) olarak görev yaptı.

Kurtuluş Savaşı sırasında 10 Mayıs 1921’de Konya’da Batı Orduları Menzil Müfettişliği’ne atandı, 30.06.1921 tarihinde de kolordu komutanlığı yetkisi verilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın en zor günlerinde müfettişliğini Kazım Bey’in yaptıgı Menzil Teşkilatı’nın düzenli ve çok çalışması sayesinde ordunun hemen hemen bütün ihtiyaçları karşılanmıştı.

Kurtuluş savaşından sonra 26 Eylül 1923 tarihinde Siirt’teki II. Tümen Komutanlığı’na tayin olmuş ve Tümen Komutanı iken Mirlivalığa (Tuğgeneral) terfi ettirilmiştir. 1924’te Tümgeneral (Ferik) oldu. Aynı zamanda Bitlis Vali Vekilliği yaptı. 20 Eylül 1925 tarihinde asaleten Bitlis Valiliği’ne tayin edilerek, mülki idareye geçti.

Kazım Dirik Paşa’nın Bitlis Valiliği, Cumhuriyet tarihinin en üzücü ve sıkıntılı olaylarından biri olan “Şeyh Sait Ayaklanması”nın patlak verdiği döneme rastlamaktadır.
1928’de Korgeneral oldu.(1. Ferik) (Emekli edilirken terfi ettirilmiştir)

Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadele'nin bitiminden sonra, 24 Eylül 1928’de askerlikten emekliye ayrılan Kâzım Dirik, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde, önce İzmir Valiliğine atandı,(1926-1935) işgal kuvvetlerince yakılıp yıkılmış olan İzmir’in imarı için gece gündüz çalışarak şehirde çok sayıda bayındırlık eseri yapılmasını, kooperatifler, okullar açılmasını sağladı. Ardından Trakya Umum Müfettişliği (bölge valiliğine) (1935-1941) gibi önemli görevlerde bulunarak başarılı görevler yaptı.

İzmir'de valilik yaptığı dönemde 16 Haziran 1926 günü Mustafa Kemal Atatürk’e İzmir suikastı düzenlendiğinde Kazım Dirik paşanın önlediği dönemdir. Kazım Dirik Paşa 3 Temmuz 1941 tarihinde Edirne’de karaciğer ve safra kesesi iltihabından öldü. Cenazesi İzmir Altındağ Kokluca Mezarlığı'na defnedilmiştir. Daha sonra ailesinin rızasıyla Ankara Devlet Mezarlığı’na nakledilmiştir.






Mustafa Cantekin (1878 - 1955)




Doktor ve siyaset adamı. 1878'de Çorum'da doğdu. İstanbul Tıp Fakültesi'nde okurken siyasetle ilgilendiği için kalebent olarak üç yıllığına Şam'a sürüldü. Burada, İstanbul'dan uzaklaştırılmak amacıyla Şam'a atanan Mustafa Kemal ile tanıştı. Dostlukları hemen o gün başladı. Mustafa Efendi'nin kitapları ilk bakışta Mustafa Kemal'in dikkatini çekti. İki Mustafa'nın dostluğu hızla gelişti ve çok geçmeden kendilerine katılan, genç subaylardan, Kırşehirli Lütfi Müfit (Özdeş) Efendiyle birlikte gizli Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdular. Sürgünden döndükten sonra öğrenimini tamamladı. Kurtuluş Savaşı başlarında Mustafa Kemal'in yanında yer aldı. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Kırşehir milletvekili olarak girdi. 1950'ye kadar da sürekli olarak Meclis'te kaldı. Milletvekilliğinin sürdüğü yıllarda bir ara da Afyon Askeri Hastanesinin başhekimliğini yaptı. Savaş yaralılarını kurtarmak için çaba gösteren Mustafa Efendi, 1955 yılında Ankara'da öldü.





Mustafa Necati (1894 - 1929)




Devlet adamı. 1894 yılında İzmir'de doğdu. İstanbul Hukuk Okulu'nda okudu. İzmir Öğretmen okulunda kısa bir süre öğretmenlik, Özel Şark okulunda müdürlük yaptı (1915-1918). Avukatlık yaptı. İzmir, Yunanlılar tarafından 15 Mayıs 1919'da işgal edilince, Balıkesir Cephesindeki çete savaşlarına katıldı. Anzavur kuvvetlerine karşı, Kuvayı Milliye komutanı olarak savaştı. Yunanlılara karşı girişilen savaşlarda da bulundu. Balıkesir'de, İzmir'e Doğru gazetesinde Milli Kurtuluş Savaşını destekleyen yazılar yazdı. Saruhan Milletvekili oldu (1920). İstiklal Mahkemesi başkanlığı yaptı.


Millet Meclisi'nin ikinci dönemine, İzmir Milletvekili olarak girdi. Mübadele ve İmar ve İskan Bakanlığına (1923) daha sonra da Adliye bakanlığına getirildi (1924). İki yıl kadar Öğretmenler Birliği başkanlığında bulundu. 1925 yılından, ölünceye kadar da Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekilliği) yaptı. Hayatının en önemli ve en etkili görevi budur. 1929'da Ankara'da öldü. Mustafa Necati, 1928'da eğitimimizi daha üstün bir duruma getirmek için acele alınması gereken tedbirleri düşünmüş ve kanun haline getirmişti.


İlk defa temelli olarak ve çok sayıda öğretmen yetiştirmekle zorunlu ilköğrenimi gerçekleştirme yolunu açtı. Onun zamanında kabul edilmiş kanunlarla öğretmenlik, bir meslek haline geldi. 1928'de Türk harflerinin kabul edilmesiyle eğitimimizde görülen gelişme de onun zamanında gerçekleşti. Sürgünden döndükten sonra öğrenimini tamamladı. Kurtuluş Savaşı başlarında Mustafa Kemal'in yanında yer aldı. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Kırşehir milletvekili olarak girdi. 1950'ye kadar da sürekli olarak Meclis'te kaldı. Milletvekilliğinin sürdüğü yıllarda bir ara da Afyon Askeri Hastanesinin başhekimliğini yaptı. Savaş yaralılarını kurtarmak için çaba gösteren Mustafa Efendi, 1955 yılında Ankara'da öldü.
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 02:36   #7
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları









Muzaffer Kılıç (1897 - 1959)




Mustafa Kemal'in yaveri. 1897'de İstanbul'da doğdu. Harp Okulu'nu, topçu teğmeni olarak bitirdi. Galiçya Cephesi'nden sonra Filistin'de 7. Ordu Müfettişliği yaverliği yaptı ve bu sırada 7. Ordu'yu komuta eden Mustafa Kemal'in karargâhına geçti. Kumandanın emir subayı oldu. Bu beraberlik 1930 yılına kadar sürdü. Erzurum ve Sivas kongrelerinde, Heyeti Temsiliye çalışmalarında Mustafa Kemal'in sivil karargâhında kaldı. Ankara'ya geldikten sonra görevini sürdürdü. Muzaffer Kılıç, Cumhuriyet'in ilanından sonra, baştan beri Mustafa Kemal'in yanındaki diğer subaylarla birlikte, terfi etti ve yüzbaşı oldu.



Çankaya Köşkü'ndeki görevini aksatmadan, Ankara Hukuk Mektebi'ne girdi ve 1928'de mezun oldu. Kısa bir süre sonra da iş hayatına atıldı. Ticaretle uğraştı. Bir nebati yağ fabrikası kurdu. Bu arada İstanbul Şehir Meclisi üyeliğine seçildi ve uzun yıllar burada kaldı.


Aynı zamanda Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi'nin yöneticiliğini üstlendi. 1939'da bir dönem Giresun milletvekilliği yaptı.1959'da özel işlerini izlemek için Ankara'ya giden Muzaffer Kılıç Kızılay'da, sokakta geçirdiği bir kalp krizi sonunda öldü.







Nuri Mehmet Conker (1882 - 1937)




1882 yılında Selanik'de doğdu. 1902'de Harbiye'yi, 1905'de Harp Akademisi'ni bitirdi. Atatürk'ün çocukluk ve silah arkadaşıdır. Conker Selanik'te 3. Ordu'da, Hareket Ordusu'nda, Arnavutluk Harekâtında, Afrika'da Trablusgarp ve Bingazi muharebelerinde, Anafartalar'da ve Conkbayırı muharebelerinde, doğuda Muş Cephesinde bulundu. İleri saflarda yer aldığı Bolayır ve Conkbayırı muharebelerinde yaralandı.


Nuri Conker, 1920 Haziranında Ankara'ya gelerek Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Kendisine önce TBMM tarafından basın ve istihbarat müdürlüğü görevi, bir süre sonra da Ankara bölge komutanlığı verildi. Kısa bir süre de Ankara valiliği yaptı.



1921 Mart ayı için de bazı satın alma işleri için Almanya'ya gönderildi; Eylül 1920, Mart 1921 tarihlerinde 41. Tümen komutanlığı ve aynı zaman da Adana Valiliği görevini yürüttü. 1921 yılında kendi isteğiyle emekli olan Conker, 1925-1927 yılları arasında Kütahya Milletvekilliği, 1932-35 yılları arasında da Gaziantep milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan vekilliği yaptı. Conker'in "Zabit ve Komutan" adlı bir eseri vardır. 1937 yılında Ankara'da öldü.



Ömer Naci (1878 - 1916)




1878 yılında İstanbul'da doğdu. Bursa'daki Işıklar Askeri Lisesi'nde okurken hocaları da, arkadaşlarının hemen hepsi de kendisinin geleceğin başarılı bir askeri değil de güçlü bir şair ve ateşli bir hatip olarak görüyorlardı. Çok okuyordu, okuduklarının çoğu Namık Kemal'in, Tevfik Fikret'in şiirleri ve Jön Türklerin gizli yayınlarıydı. Bu yüzden de sık sık başı derde giriyordu. Bunun sonucu olarak Bursa'daki öğrenim yıllarında izin zamanlarını okulun cezaevinde geçiriyordu.


Okuldan kovulmasının düşünüldüğü bir sırada bir hocasının arka çıkmasıyla1895 yılında Manastır İdadisi'ne sürüldü. Ne var ki Ömer Naci'nin bu yeni okulda ilk ilgilendiği kişilerden biri de o tarihlerde aynı okulda okuyan Mustafa Kemal oldu. Ömür boyu sürecek bir dostluk hemen o günlerde başladı. Ömer Naci güzel konuşmasıyla Mustafa Kemal'i etkiledi. Ömer Naci Subay çıktıktan sonra İttihat ve Terakki Fırkasına girdi; burada yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi; İttihat ve Terakkicilerin hükümeti ele geçirmelerini sağlayan Babıali Baskınını düzenleyenlerin başında o vardı. Subay olarak Kafkas Cephesinde, İran'da bulundu. Buralarda Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak baskınlar düzenledi, çete savaşları vardı. 1916 yılında Kerkük'te bulunduğu bir sırada Tifüse yenildi ve öldü.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 04:23   #8
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları









Refet Bele (1881 - 1963)




Refet Bele 1881 yılında İstanbul'da doğdu. 1899 yılında Harp Okulu'nu, 1912'de Harp Akademisi'ni bitirdi. Birinci Dünya Savaşı'nda Filistin Cephesi'nde İkinci Gazze Muharebesi'nde başarı sağladı. Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı'ndaki görevi, Mustafa Kemal ile birlikte Samsun'a çıkışıyla başladı.



Refet Bey, merkezi Sivas'ta bulunan ve Mustafa Kemal'in müfettiş olarak görevlendirildiği 3. Ordu'ya bağlı, 3. Kolordu komutanlığına atandı. Erzurum Kongresi'ne ve Samsun delegesi olarak Sivas Kongresi'ne katıldı. Aydın ve çevresinde ayaklanmalar başlayınca burada görevlendirildi.


Atatürk, Hipodromda Bir Tarafında Refet Bele,
Bir Tarafında Salih Bozok Elinde Kağıt Olan Hüsrev Gerede (1920)


Daha sonra Çerkez Ethem Ayaklanması'nı bastırdı. Bu arada generalliğe yükseltilerek Dahiliye vekilliğine ve Batı Cephesi komutanlığına atandı. 1922'de Doğu Trakya'yı geri almakla görevlendirildi. Cumhuriyet' in ilânından sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na girdi. 1926 yılında milletvekilliğinden ve askerlikten ayrılan Refet Bele, 1935-1939 ve 1946-1950 tarihlerinde İstanbul milletvekili seçildi.
Oturanlardan Soldan Sağa;
Albay Abbas Bey, Albay İsmet İnönü, Mustafa Kemal Atatürk Albay Refet Bele








Ruşen Eşref Ünaydın (1892 - 1959)




Ruşen Eşref Ünaydın 1892 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Sultanisini ve Edebiyat Fakültesini bitirdi. Askeri Baytar Alisi'nde, Darülmuallimini Aliyde, Türkçe ve Fransızca öğretmenliği yaptı. Yazarlık hayatına 1914'te mütercimlikle başladı. 1918'de Yeni Gün muhabiri olarak Kafkasya'ya, Tasviri Efkar muhabiri olarak Sivas'a gitti.

Şair Can Yücel'in Babası Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel,
Celâl Sahir Erozan, Ahmet Cevat Emre, Resit Galip,
Afet İnan, Rusen Esref Ünaydın, Mustafa Kemal ile Birlikte



Dergi ve gazetelerde mülakat ve gezi türünde yazıları yayımlandı. 1920'de Anadolu hükümetinin çağrısı üzerine İnebolu yoluyla Ankara'ya gitti; Türk Kurtuluş Savaşına katıldı. 1922 yılında Buhara elçiliği başkâtibi oldu. Lozan Konferansında matbuat müşavirliği yaptı.


TBMM ikinci döneminde Afyonkarahisar Milletvekili seçildi. Riyaseti Cumhur Umumi Kâtipliğinde, Tiran, Atina, Budapeşte elçiliğinde ve Roma, Londra ve Atina Büyükelçiliğinde bulundu. 1952'de emekliye ayrıldı. "Servet-i Fünun", "Donanma", "Tedrisat", "Türk Yurdu" ve "Yeni Mecmua"da yayımladığı mülakat, mensur şiir ve hatıra türünde yazılarıyla tanındı. Mustafa Kemal Paşa'nın yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal Paşa'yı Türk basınında ilk defa tanıtmasıyla ünlüdür.





Yunus Nadi Abalıoğlu (1880 - 1945)




Gazeteci Yunus Nadi Abalıoğlu 1880 yılında Fethiye'de doğdu. Abalızade Hacı Halil Efendi'nin oğlu olan Yunus Nadi, ilköğrenimini Fethiye'de yaptı, Rodos adasında Süleymaniye Medresesinde, İstanbul'da Galatasaray Sultaniyesinde okudu. Sonra Hukuk Mektebine devam etti.


1900'da Malümat gazetesinde çalışmaya başladı. 1910'da İttihat ve Terakki Cemiyetinin çıkardığı Rumeli gazetesinin başyazarı oldu. 1911'de Meclisi Mebusan'a Aydın milletvekili olarak katıldı. 1918'de İstanbul'da Yenigün gazetesini kurdu. 1920'de Muğla Milletvekili olarak TBMM'ne girdi. 1924'te İstanbul'da Cumhuriyet gazetesini kurdu ve ölümüne kadar başyazarlığını yaptı. TBMM'nin 6. dönemine kadar Muğla Milletvekilliğini yapan Abalıoğlu, 28 Mart 1945'te tedavi için gittiği Cenevre'de öldü.
Yunus Nadi Abalıoğlu Atatürk Orman Çiftliliğinde
Atatürk ile Birlikte Ayran İçip Sohbet Ederlerken




  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 19:18   #9
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları

Salih Bozok (1881 1941)




Türk asker, Atatürk'ün yaveri ve milletvekili. 1881'de Selanik'de doğdu. Mustafa Kemal'in mahalle ve okuldan arkadaşı, yaşça da akranıydı. Harp Okulunu aynı yıl bitirdiler. Salih Efendi jandarma sınıfına seçildi, Mustafa Kemal ise Akademiye devam ederek kurmay oldu.


Mustafa Kemal Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu'ya geçmeden önce ve Suriye Cephesi'nde bulunduğu sırada Salih Efendi'yi başyaver olarak yanına getirtti. Sürekli beraberlik böyle başladı. Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken Meclis Başkanlığı Yaverliği, Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı Yaverliği yaptı.

Makbule Atadan, Ülkü, Afet İnan, Salih Bozok
Gazi Çiftliğinde Atatürk ile Birlikte (5 Mayıs 1938)


Atatürk'ün ölümü üzerine, "Başkomutan yaversiz gidemez!" diyerek uzun süredir planladığı gibi kalbine kurşun sıkarak intihar teşebbüsünde bulunmuştur. Söz konusu bu intiharın da son sahne olarak kullandıldığı, Zülfü Livaneli tarafından senaryosu yazılarak yönetilen Veda filminde ise; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Salih Bozok Beyefendi'nin yakın ilişkisi, dostlukları ve birlikte verdikleri mücadele dolu yıllar beyaz perdeye aktarılmış; Atatürk'e dair sade ama etkili bir sinema çalışması olarak tarihe not düşmüştür. Kurşunun kalbini sıyırması nedeniyle hayatta kalmayı başarmıştır. Atatürksüz geçen kısa yaşamında milletvekilliği yapmış, 25 Nisan 1941'de vefat etmiştir.

Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal, Yanında Genelkurmay
Başkanı Fevzi Çakmak ve Yaveri Salih Bozok Olduğu Halde İzmir'e Geliyor


Salih Bey yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan ve TBMM 2. Dönem'de (o dönemdeki adı Bozok olan Yozgat'tan) milletvekili seçildikten sonra da Mustafa Kemal'in yakınında kaldı. 4. Dönem'e kadar Yozgat ve daha sonraki dönemlerde Bilecik milletvekili seçildi.



  • Ve bundan sonrası; İsmet Bozdağ'ın "Latife ve Fikriye İki Aşk Arasında Atatürk" adlı kitabından...

Koca bir kırk yılı birlikte geçirmiştik Mustafa Kemal Paşa ile... O buyurdu ben yaptım. Gölgesi gibi yanı basındaydım hep. Kırk yıl bu, dile kolay... Azarladığı da oldu, koltukladığı da. Ama -Allah şahit- hiçbir gün kalbimi kırmadı. Gizlisi saklısı bendedir; bütün sırları, mektupları, gizlenmiş öfkeleri, yaşanmış sevinçleri bendedir. O da bana inanıyordu; "Al Salih, bunu da koy bir kenara... Gün gelir lâzım olur..." diye verirdi bu mektupları bana. Ben de onları ta Selanik günlerinden bugüne kadar üzerlerine titreyerek sakladım. Bugün, 1941 yılının ilk günü...

Atatürk; İstanbul Florya'da, Salih Bozok ve Kılıç Ali ile
Denize Girerken (07 Temmuz 1935)





60 yaşındayım... Dünyadan ne umuyorsam, ne bekliyorsam bunların hepsini -katmer katmer fazlasıyla- elde ettim. Mustafa Kemal Paşa sayesinde yaşadım ve her şeye kavuştum. Şimdi samimiyetle söyleyeyim ki artık yaşamaktan, Mustafa Kemal'in olmadığı bir dünyada yaşamaktan, hiç mi hiç zevk almıyorum. Bana "ölenle ölünmez" diyorlar. Ben ölenle ölmüyorum ki...

Mustafa Kemal Atatürk, Salih Bozok ile Yalova Çiftliği'nde Tavla Oynarken


Yaşayamadığım için ölüyorum! Siz, oksijensiz bir dünyada yaşayabilir misiniz?.. İşte Mustafa Kemal Paşa benim hayatım için bir oksijendi!... Bugüne kadar geçen hayatımı nasıl Mustafa Kemal Paşa'ya adamışsam, bundan böyle geçecek hayatımı da Mustafa Kemal Paşa'nın buyruğunda geçirmeliyim!..


Atatürk ile Salih Bozok Gazi Çiftliğinde


Biliyorum, o öldü; artık buyruk veremez. Ama, bana eliyle verdiği mektupları, sımsıcak anıları var; yalnız benim bildiğim tutumları, davranışları var...

Atatürk ile Salih Bozok İstanbul’da Yat Gezisinde


İşte ben bundan böyle bu anıları yazacağım, bu olayları anlatacağım -gidişi ile sevimli hale koyduğu "öbür dünya"nın kapısını çalana kadar böylece yine onun buyruğunda, onun güveninde yaşayacağım...

Salih Bozok'un Oğlu Cemil'in Sünnet Düğününe Gelirken













  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.07.2014, 19:31   #10
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk’ün Dostları | Yakın Çalışma ve Silah Arkadaşları

İsimler alfabetik olarak sıralanmıştır. Sadece en son Başyaveri olan Atatürk’ün ölümüne dayanamayıp, canına kıyacak kadar kadim dostu Salih Bozok’u ayrı tuttum.


__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
arkadaşları, atatürk’ün dostları, atatürk’ün, Çalışma, silah, silah arkadaşları, yakın, yakın çalışma


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:43.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.