Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk > Atatürk Kimdir?

Atatürk Kimdir? Ulu önderimizin hayatı, ilkeleri, devrimleri ve hakkında söylenilenler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 23.01.2009, 19:25   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Atatürk' Hastalığı ile İlgili Tezler

Atatürk sirozdan değil kanserden öldü


Yazar ve emekli binbaşı Erol Mütercimler'den ilginç iddia



Yazar ve emekli binbaşı Erol Mütercimler,yıllık emeğinin ürünüFikrimizin Rehberi” kitabında büyük kurtarıcının yaşamına ilişkin detaylar veriyor. Mütercimler Atatürk’ün sirozdan değil, kanserden öldüğünü ileri sürüyor

Yeditepe, İstanbul Ticaret ve Mersin Çağ Üniversitelerinde ders veren, yazar, emekli binbaşı Erol Mütercimler’in 25 yıldır yazdığı ve Ergenekon soruşturması sırasında sekteye uğrayan (kitapla ilgili dokümana da el konulmuştu) “ Fikrimizin Rehberi: Gazi Mustafa Kemal” kitabı çıktı. Kitap, tartışma yaratmaya aday nitelikte.

1250 sayfalık kitabınız devlet adamı, asker Atatürk’ün yanı sıra moda deyimiyle “İnsan Atatürk’ü” de anlatıyor... Çekindiniz mi?

Hayır çünkü tüm bunların yanında beni en çok ilgilendiren, Türk insanına anlatmamız gerektiğine inandığım onun dört büyük (Napolyon, Sezar, Büyük İskender) askeri stratejik dehadan biri olduğuydu.

Orhan Pamuk, “Atatürk’ün romanını yazmayı çok isterdim ama bu mümkün değil” dedi. Sizce?

Katılmıyorum. Romancı özgürdür. Hatta Atatürk’ün gerçek yaşamını bile yazmak zorunda değil. Ama belgeselci gerçek yaşamını anlatmak zorunda.





Mustafa’yı seyrettiniz mi?

Evet, ama olumlu değilim. Ama benim değerlendirmelerim subjektif ve adil olmayacaktır. Çünkü ben de bu biyografiyi yazdım.



Ama siz de “İnsan Atatürk”ü yazmakta sakınca görmediniz?

Tabii ki yazılacak. Ben de aşklarını, ilişkilerini yazdım. Hatta sağ başparmağı içe basar, onu bile... Esirgediğim bir şey yok yani.

Ama...

Ama bunları “O bunu demiş, karşılığında bu da şunu demiş” diyerek verdim. Mesela Mustafa Kemal içki içiyor, hem de Harp Okulu’ndan beri. Ama ayyaş değildi. Günde bir kilo içmezdi. Öldür Allah gecede üç duble içebiliyor. Çünkü bir dubleden sonra alkol onu sarsıyor. Baş ağrısı çekiyor. Gündüz içmeye de karşı. O üç nedenden içer ki, Hasan Rıza (Soyak) başta olmak üzere bunu da herkese söyler: “Beynim 24 saat çalışıyor, beni uyutmuyor. Uyumam lazım” der.

Yani rahatlamak için?

Ayrıca yaşamı boyunca sindirim sorunu, peklik çekmiştir, onu rahatlatan tek şey de alkoldür. Bir de “Çevremi görüyorsunuz, ben içmeyim de kim içsin. Soframa geliyorlar, ama kimse rahat yanıt veremiyor ama alkol onları rahatlatıyor” der. Onların çok içmesine izin verir, ama kendisi sabaha kadar toplam üç duble içer.

Kemal Tahir gibi... O da uzun rakı sofralarında sürekli içer gibi görünür, bir iki-kadehle otururmuş.

Evet, Can (Dündar) orada yanılmış. Ama bunda kötü niyet aramıyorum. Para kazanabilmesi ve yurtdışında ödül kazanabilmesi için böyle bir belgesel yapması gerekirdi. Gerçek Atatürk’ü yapsaydı kimse ona ödül vermezdi. Çünkü o tür bir belgeselde devrimci Atatürk de Kurtuluş Savaşı da olmak zorundaydı. Ama Pamuk’un böyle bir zorunluluğu yok. O romanını istediği gibi yazabilir. Hatta bir başka romancı çıkıp cinsel tercihlerinin farklı olduğu üzerine bile yazabilir. Ya da bir başkası “9’u 5 geçe Mustafa Kemal’in kalbi durdu ve 6 geçe tekrar çalışmaya başladı” diye başlayan bir roman da... Buna da kurgu diyorlar. Gani Müjde’nin yaptığı gibi... Buna kim ne diyebilir? Ama iş belgesel olunca değişiyor.

Orhan Pamuk’un hiç mi haklılılık payı yok?

Var çünkü bunu için önce gerçek bir Atatürk filmi yapmak zorundayız. Kraliçe Elizabeth, Napolyon, Sezar gibi. Sonra detaylara girilirse problem olmaz. Şu an Atatürk’le ilgili hiçbir şey yok. O yüzden gerilim oluyor. Orhan Pamuk yazsın ama önce Şevket Süreya’yı, Hasan İzzet Dinomo’yu aşalım. Kimse o zaman Orhan Pamuk’a itiraz edemez. Çünkü o Orhan Pamuk’un Atatürk’ü olacaktır. Bu belgesele de itiraz edilemezdi, Can Dündar “Benim gözümden Atatürk” deseydi.

Diktatör müydü?

Kitapta bu konuda çok anı var. 1932... Tarih kongresi. Bir öğretmen gelir, elinde İtalyanca bir kitap. Paşam, “Bu kitapta size diktatör diyorlar, doğru mu?” diye. O da “Çocuğum diktatör olsaydım, bana bu soruyu sorabilir miydin?” der. Bu nasıl diktatör ki, tüm kararları kongrelerde almış, tüm savaşı meclisten yönetmiştir. İnsanlık tarihinde böyle diktatör mü var!

Son teşhis Kanser

Kitabınızda Atatürk’ün doktoru Mim Kemal Öke’nin hiç yayımlanmamış anılarından yararlandınız. Sizce alkole bağlı sirozdan mı öldü? Hepatit ihtimali yok mu?

Gelibolu Kara Muharebeleri 25 Nisan 1915’te başladı, 9 Ocak 1916’da bitti. Mustafa Kemal’in ayrılışı ağustosun sonudur. Gelibolu dediğiniz yerde siperlerin arası yedi-sekiz metreydi. Kokan insan cesetleriyle doldu. Aylarca o havayı teneffüs ettiler. Neyle beslendiler, hangi hijyenik koşullarda yaşadılar, nasıl suyu içtiler, hangi tuvalete gittiler? Bu adamların ömürleri gayri sıhhi ortamlarda geçti. Vücutlarında olmadık mikrop yoktur. Kitabı noktalamadan önce Cerrahpaşa’dan Çapa’ya, güvendiğim doktorlara sordum: “Son teşhisiniz nedir?” diye. “Bugün olsa kanser deriz” dediler.

O kadar duygusaldı ki “İyi ki çocuğum olmadı” derdi

Abdurrahman Tunçak öz oğlu olabilir mi?

Olasılık tanımıyorum. Bu tür nereye çekileceği belli olmayan konuşmaları da ahlaki bulmuyorum. Mesele benzerlikse eğer, Atatürk’e ikizi kadar benzeyen ve İzmir Suikastı’nda idam edilen subay Ayıcı Arif’e ne diyecekler? Tunçak’ın kızına tavsiye ediyorum, DNA testi yaptırsın. Böylece kendisi de kurtulsun, memleket de. Ayrıca Mustafa Kemal’in çocuğu olmazdı. Bundan kısırdı dediğim sanılmasın. Tıbbi kayıtlarda böyle bir şey yok. Çok duygusal biri. Mesela tayı ölür ağlar, köpeği ölür ağlar... Aslında her fırsatta ağlar köylü kadın ona peynir verir ağlar, iğde ağacını yerinde bulamaz ağlar! Bu yüzden kendisi “İyi ki çocuğum olmamış” der.

Arşivleri açmadılar

Genelkurmay’ın arşivlerinden yararlandınız mı?

Hayır, Can Dündar’a açıyorlar ama bana açmadılar. Bir dilekçe versen aylarca sürünüyor, sonra da sana geri veriyorlar.

Kadınlar ona asılırdı

Çapkın mıydı?

Nazlı Pektaş’tan dinledim. Kitaba koyamadım çünkü hatıra defterleri hâlâ terörle mücedelede. Pektaş, ilk sarı basın kartlı gazetecidir. “Söylev”i Fransızca’ya çevirmiştir. Ona sordum “Çapkın mıydı? Kadınlara asılır mıydı?” diye. Dedi ki “Kim söylüyorsa cehennem o insan için vardır. Söylev’i Fransızca’ya çeviriyorum. Yukarıda Allah var, ne yalan söyleyeyim asılmak için çok çabaladım. Tüm kadınlar gibi. Her seferinde ise saçlarımı okşayıp ’Kızım, çocuğum nasıl gidiyor tercüme’ dedi. Yalnız bana değil, onlarca kadına böyle hitap ederdi. Ama içinde ünlü paşalar dahil olmak üzere o kadar çok kişi, karısını, kızını ona sunmak için çabalardı ki! Hatta karısını-kızını Atatürk’le yalnız bırakmak için Ankara kışında balkonlarda bekleyenlerlerdi. Bu yüzden az kişi zatüre olmadı!” Yahu Mustafa Kemal zaten karizmatik, yakışıklı bir adam, devlet başkanı. Ne diye asılsın kadınlara?

Aşık oldu mu?

Hayır. Latife Hanım’a da... O âşık olacak bir erkek değil de fakat çok romantik. Mesela Sofya’da ateşe iken Bulgar generalinin kızıyla olur, ayrılacağı gün Bulgar gül bayramıdır, son kuruşuna kadar bir kamyon gül alır kıza. O kadar romantik ki Latife ile nikahlanacaktır, imamı beklerken, Fevzi Çakmak’a şöyle der: “Ben böyle bir nikah hayal etmiyordum, kızı kaçırıp atla kırlara kaçayım isterdim.”

Yalnız mıydı?

Yaşamı boyunca yalınızdı. Tıpkı Beethoven, Mozart ya da Kraliçe Elizabeth gibi... Dahiler hep yalnızdır. Niye şaşırıyoruz!

Kardeşini kazayla vurdu

Mİm Kemal Öke’nin anılarından öğrendim. Bu kitapla ilk kez yazılıyor. Mesela kız kardeşi Makbule’yi kaza kurşunuyla yaralaması. Atatürk silahını temizlerken tabancası ateş alır ve kurşun Makbule Hanım’ın yüzünde bir sıyrık bırakarak, yaralar. Tabii çok üzülür. “İz bırakmasın” der doktorlara. Ama kimse bunu garanti edemez. Mim Kemal ama kendine güvenir ve garanti eder, gerçekten de iz kalmaz.

Hz. Muhammed’e hayrandı

Fatİh Sultan Mehmet ve İslam Peygamberi Muhammed’e hayrandı. Peygamberin sosyal devrimlerien hayranıdır. 1930’da ona İslam Peygamberi hakkında yazılmış bir kitap gönderilir ama gerçekler kadar yanlışlarla olduğu için beğenmez. “Muhammed’i bana, sönük bir derviş gibi tanıtmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini anlayamamışlar” demiştir ve Uhud Savaşı’nın planını çizdikten sonra İnönü’ye dönerek şöyle devam etmiştir “Bir komutan olarak bak bakalım bundan daha mükemmel bir savaş yapabilir miydin?”

Buket Aşçı / VATAN
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.10.2010, 22:42   #2
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk' Hastalığı ile İlgili Tezler

Alıntı:
Hayır. Latife Hanım’a da... O âşık olacak bir erkek değil de fakat çok romantik. Mesela Sofya’da ateşe iken Bulgar generalinin kızıyla olur, ayrılacağı gün Bulgar gül bayramıdır, son kuruşuna kadar bir kamyon gül alır kıza. O kadar romantik ki Latife ile nikahlanacaktır, imamı beklerken, Fevzi Çakmak’a şöyle der: “Ben böyle bir nikah hayal etmiyordum, kızı kaçırıp atla kırlara kaçayım isterdim.

Çılgın Türk işte.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.10.2010, 22:53   #3
Çevrimdışı
Derin
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk' Hastalığı ile İlgili Tezler

Çoooookkk teşekkürler Real.. harikaydı...

Daha ne belgeler vardır kimbilir günışığına çıkmayan..böyle bir dahinin bu kadar çok düşünen bir insanın yapacak daha çok işi vardı mutlaka..Ama ömrü vefa etmemiş. MEKANIN CENNET OLSUN ..EŞSİZ ÖNDER...
__________________
ForumGerçek Türkiye'nin Forumu
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Derin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.10.2010, 10:03   #4
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk' Hastalığı ile İlgili Tezler

Çok güzel bir ropörtaj olmuş.

Çok teşekkürler paylaşım için.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.10.2010, 10:41   #5
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk' Hastalığı ile İlgili Tezler

Atatük'ün fazla içmediğini anılarından da okumuştum. Ama kanserden öldüğüne inanırım diyemem. Tıp çok fazla ileri olmadığı için siroz denildi. Mesela Veda filminde böbreklerinden rahatsız olduğundan bahsediyordu. Belki de böbreklerinden dolayı karnı şişti. İçki içtiği için o zamanki doktorlar karaciğerinden hasta olduğunu söylediler..Yine de fazla irdelememek lazım. Onu sevenler, içki içtiği için sevmekten vazgeçmeyecektir..



Konu için teşekkürler Real...
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
atatürk, hastalığı, ilgili, tezler, İlgili


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:02.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.