Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk > Atatürk'ün Anıları | Atatürk Şiirleri

Atatürk'ün Anıları | Atatürk Şiirleri Beni hatırlayınız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 27.10.2013, 14:33   #1
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Atatürk'ün Türk Birliği Hakkında Görüşleri

ATATÜRK'ün TÜRK BİRLİĞİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ


1933 yılı 29 Ekim gecesi, herkes Cumhuriyet’in 10. yılını kutluyor. Atatürk o sırada Türk Ocağı’nda yabancı diplomatlara yemek veriyor, davetliler gecenin ilerleyen saatlerinde birer ikişer dağılırlar, Atatürk yakın arkadaşları Salih Bozok, Kılıç Ali, Nuri Conker’i kastederek “Bizimkiler nerede?” diye sorar, Tevfik Rüştü Aras (Atatürk’ün Dışişleri Bakanı) Ziraat Bankası salonundaki baloda olduklarını söyler.

Hep beraber Ziraat Bankası’nın balo salonuna giderler. İçerisi tıklım tıklımdır, Atatürk gelince herkes alkışlar, “Yaşa Gazi Paşam” şeklinde tezahürat yapar. Atatürk halkıyla sohbet etmeyi çok sevdiği için sandalye ve masa ister ki isteyenler ona sorularına sorabilsinler. Soru sormak için gelen kişilerden biri Zeki isimli 25 yaşlarında bir doktordur. Şunu sorar;

-Gazi Paşam! Saltanatı kaldırdık, hilafeti meclisin manevi şahsiyetinin içine aldık; bunlar yapılana kadar bir milletin ideali olabilirler, fakat yapıldıktan sonra yeni bir düzen kurulur ve işler… Onun iyi işlemesi, kötü işlemesi, ideal değildir, iyi işlemesini sağlamaya mecburuz! Yaptığımız öteki devrimler de yapıldığı an ideal olmaktan çıkar. Artık ideallerimiz, yaşadığımız gerçekler haline dönüşmüştür. İyi ya da kötü sonuç vermesi bizim sorumluluğumuzun sonuçlarını belirler.

Ama bir de Milletlerin babadan-oğula sıçrayan uzun vadeli idealleri vardır. Siz bize böyle bir ideal aşılamadınız! Yahut benim bundan haberim yok! Bunu bize açıklar mısınız Gazi Hazretleri?

Atatürk bu soruya şöyle cevap verir;

-Bunlar vicdanımıza yazılmış gerçeklerdir; konuşulmaz, yaşanır!

Elbet bu milletin bir ülküsü olacaktır ama bu ülküler devletler tarafından açıklanmaz; Millet tarafından yaşanır! Nasıl, bakarken gözlerimizi görmüyor, onunla herşeyi görüyorsak, Ülkü de onun gibi, farkında olmadan vicdanlarımızda yaşar ve herşeyi ona göre yaparız… Ben Devlet Başkanıyım! Sorumluluklarım vardır! Bu sorumluluklarım altında konuşamam! Bu konuda genç arkadaşlarımla ayrıca konuşacağım.

Sonra Atatürk halkın Cumhuriyet bayramını tekrar kutlar ve Dr. Zeki’yi yanına alarak Genel Müdür’ün odasına çıkar. Atatürk’ün arkasında duvarda bir Türkiye haritası vardır. Karşısında oturan Dr. Zeki’ye:

-Benim arkamdaki haritayı görüyor musun?

-Evet Paşam.

-O haritada Türkiye’nin üstüne abanmış bir blok var, Onu da görüyor musun?

-Evet, görüyorum Paşa Hazretleri.

-Hah. İşte o ağırlık benim omuzlarım üstündedir. Omuzlarım üstünde olduğu için, ben konuşamam!

Düşün bir kere... Osmanlı İmparatorluğu ne oldu? Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu? Daha dün bunlar vardılar... Dünyaya hükmediyorlardı! Avrupa’yı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı? Demek hiçbir şey sür-git değildir! Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden, ileride belki pek az birşey kalacaktır. Devletler ve Milletler, bu idrakin içine olmalıdırlar.

Bugün Sovyetler Rusya dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Devlet olarak bu dostluğa ihtiyacımız var! Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir! Bugün elinde sımsıkı tuttuğu Milletler, avuçlarından sıyrılabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir!

İşte o zaman Türkiye, ne yapacağını bilmelidir!

Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onları arkalamaya hazır olmalıyız!

-“Hazır olmak” yalnız o günü susup beklemek değildir, “hazırlanmak lazımdır”. Milletler, buna nasıl hazırlanırlar? Manevi köprülerini sağlam tutarak! Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür! Bugün biz , bu toplumlardan dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz! Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur! Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz; Bizim, onlara yaklaşmamız gerekli…

Tarih bağı kurmamız lazım.. Folklor bağı kurmamız lazım... Dil bağı kurmamız lazım...

-Bunları kim yapacak?

-Elbette biz..

-Nasıl yapacağız.

-İşte görüyorsunuz, “Dil Encümenleri”, “Tarih Encümenleri” kuruluyor. Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya, tarihimizi ortak payda haline getirmeye çalışıyoruz. Böylece, birbirimizi daha kolay anlar hale geleceğiz. Bir sevgi parlayacak aramızda, tıpkı bir vücut gibi, kaderde ve mutlulukta birbirimizi duyacağız ve arayacağız. Ortak bir dil amaçladığımız gibi, ortak bir tarih öğretimiz olması gerekli... Ortak bir mazimiz var, bu maziyi, bilincimize taşımamız lazım. Bu sebeple okullarda okuttuğumuz tarihi Orta Asya’dan başlattık! Bizim çocuklarımız, orada yaşayanları bilmelidirler. Orada yaşayanlar da bizi bilmeli...

-İşte bunu sağlamak için de “Türkiyat Enstitüsü”nü kurduk. Kültürlerimizi, bütünleştirmeye çalışıyoruz! Ama bunlar, açıktan yapılmaz. Adı konarak yapılacak işlerden değildir. Yanlış anlaşılabildiği gibi, savaşlara da sebep olabilir. Bunlar, devletlerin ve milletlerin derin düşünceleridir.

İşitiyorum: Benim dil ve tarih ile uğraştığımı gören kısa düşünceli bazı vatandaşlarımız; “Paşanın işi yok! Dil ile Tarih ile uğraşmaya başladı” diyorlarmış. Yağma yok! Benim işim başımdan aşkın. Ben bugün çağdaş bir Türkiye kurmaya ne kadar çalışıyorsam, yarının Türkiye’sinin temellerini de atmaya o kadar dikkat ediyorum.

Bu yaptıklarımız, hiçbir millete düşmanlık değildir.

Barıştan yanayız, barıştan yana kalacağız!

Ama durmadan değişen dünyada, yarının muhtemel dengeleri için hazır olacağız.

Bunları sana, akıllı bir genç olduğun için söylüyorum. Açıktan söylemiyorum, kulağına söylüyorum.. Sen bil, gerekçesini kimseye söylemeden böyle davran, çevrenin de böyle davranması için gerekeni yap! İdealler konuşulmaz, yaşanır!

İşte senin sorunun karşılığını da böylece vermiş oldum!

Gece ilerlemişti. Atatürk arkadaşları ile birlikte, bulvara çıktığı zaman, taze bir sabah Ankara göklerinde ışımaya başlamıştı.

Kaynak: http://www.isteataturk.com

Asıl KAYNAK: Atatürk’ün Avrasya Devleti/ İsmet Bozdağ


(Atatürk’ün Sofrası, İsmet Bozdağ, İstanbul, s.11-26; Atatürk’ün Avrasya Devleti, İsmet Bozdağ, s.30.31.32; Tarihi Gerçekler Işığında Belgelerle Mustafa Kemal Atatürk, Yusuf Koç-Ali Koç, sayfa 51-52 Ankara 2005; Atatürk ve Liderlik Sırları, İlhan Bahar, s.222-225)
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.10.2013, 14:41   #2
Çevrimiçi
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Türk Birliği Hakkında Görüşleri

1933 yılında yaptığı saptamalar ve 58 yıl sonra dağılan SSCB.

Ne kadar hazırlanabildik o yokken hepimizin malumu.

Boşuna büyük devlet adamı değildi, boşuna adını dağlara-taşlara ve en önemlisi yüreklerimize yazmadık.

Teşekkürler Dilaver, paylaşıp hatırlattığın için bir kez daha.
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
atatürkün, birliği, görüşleri, hakkında, türk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 20:39.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.