Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk > Atatürk'ün Anıları | Atatürk Şiirleri

Atatürk'ün Anıları | Atatürk Şiirleri Beni hatırlayınız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 23.02.2015, 03:32   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Atatürk'ün Yurt Gezileri

Atatürk'ün Yurt Gezileri - Ziyaretleri

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında, tüm ulusu değişim ve harekete yönlendirebilmek amacıyla ülkenin her yerini gezmiş, ülkemizin bayındır ve mamur bir ülke olması için çeşitli toplantı ve çalışmalar yapmış ve halk ile iç içe olmaya büyük özen göstermiştir. Atatürk her gittiği yerde Türk misafirperverliğiyle karşılanmış ve birçok evde kalmıştır. Bugün Atatürk'ün oturduğu veya misafir edildiği evler, savaş yönettiği karargâhlar ve hatırasını taşıyan değerli mekânlar, eşyalarıyla birlikte günümüzde halka açık müzeler haline getirilmiştir.

1935 – 1938 tarihleri arasında yurt gezilerinde Atatürk’e hizmet eden Beyaz Tren’inAtatürk Vagonu” olarak adlandırılan vagonu

Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı koşullarında ve özellikle savaşı kazandıktan sonra hemen yurt gezilerine yönelmiştir. Bu gezilere çok önem vermiş, halkın içine girmiş ve genel ortamı anlamaya çalışmıştır. Çünkü uzun savaşlar yaşamı, harap bir Anadolu ve yorgun bir halkla karşı karşıya olunuyordu. Yıllarca ihmal edilmiş olan Anadolu’da, halk ümitsiz, ekonomik sıkıntılar içinde, ulaşım vb. sorunların ağır yükü yaşanıyordu. O nedenle halkın sorunlarını anlama, onlara ümit verme, yönlendirme ve ardından yapılacak yenilikler için kamuoyu oluşturma gerekmekteydi. Bunun bilincinde olan Atatürk, gerçek kurtuluşun bu sorunları aşacak çok yönlü kalkınmadan geçtiğini görmüş ve ona göre hareket etmiştir.

Beyaz Trenin Atatürk'ün Vagonu



Atatürk’ün yurt gezileri, sıradan geziler değildir. O, bu gezilerinde; siyasal, toplumsal askeri, kültürel, ekonomik vb. alanlardaki durum tespiti ile alınması gereken önlemleri incelemiştir. Yeni ve ileri bir Türkiye yaratabilmek için yapılacak atılımların ve oluşturulacak yeni ortamın temellerini atmıştır. Önce halkın içine girerek görüşler almış ve bu görüşlerin ışığı altında planlamalarını yapmıştır. Engin bir sevgiye ve güvene sahip olduğu için halk üzerinde etkili olmuş ve başarılı bir şekilde yönlendirmelerde bulunmuştur. Çağdaş değerler ve devrimleri için olduğu gibi, birlik, bütünlük ve yurtseverlik doğrultusunda önemli ölçüde kamuoyu oluşturmayı başarmıştır.

Atatürk’ün yurt gezilerinde ki amaçlarına baktığımızda, halkla halk için bir şeyler yapma ve onunla bütünleşme arayışı içinde olduğunu görürüz. O, bu gezileri ile Milli Mücadele’yi, yapacağı devrimleriyle sürdürebileceği ortamı yaratmaya çalışmıştır. Bunun için milletin ayağına gitmiş, onlarla yakın diyaloglar kurmuş , onları dinlemiş, karşılıklı fikir alışverişi içinde olmuş ve yapılması gerekli olan yenileşmeleri anlatmıştır. Bunu yaparken, ülke koşullarını iyi bilen bir kişi olarak asker-sivil yakın çevresi ve uzmanlarla alınması gereken gerçekçi önlemleri ortaya koymaya çalışmıştır. Genel olarak hükümetlerin ve bakanlıkların çalışmalarını yakından izlemi ve belli sorunlara yoğunlaştırmıştır. Halkın sorunları ile yakından ilgilenilmeyi sağlamıştır. Dolayısı ile bu sayede halk üzerinde oldukça etkili olmuştur.


Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Bankası yayını, Ankara 1998, s XI
Söylev ve Demeçler, C. II, s. 113 A.e.s, 117

  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.02.2015, 12:43   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

Atatürk'ün Yurt Ziyaretleri
Atatürk, yapmış olduğu yurt gezilerinde 52 ili ziyaret etmiştir. Bu illerin çoğuna birçok kez gitmiştir. Bu gezilerin tümünü ele almak ve amaçlarını ortaya koymak çok büyük çalışmayı gerektirmektedir. Hazırlanan il yıllıklarında bile bu gezilerin amaçları tam olarak ortaya konulamamıştır. O nedenle biz burada bazı illere yapılan gezilerden örnekler vererek, bunun devrimlerin benimsetilmesinde ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin yaratılmasında oynadığı rolü vurgulamaya çalışacağız. Türk kamuoyunun oluşturulup yönlendirilmesinde ki etkilerini bazı örnekler vererek kısaca ele alacağız.

Ayrıca Ankara ve İstanbul’u, Devlet’in yönetildiği merkezler olduğu düşüncesi ile yurt gezileri kapsamında ele almadık. Yukarıda anlatıldığı gibi Atatürk’ün yurt gezilerinin ülke kalkınmasında, çağdaşlaşmasında ve bu yönde kamuoyu oluşturulmasında oynadığı rolü bazı yurt gezilerinden örnekler:


  • Atatürk'ün Adana Gezileri
Atatürk, Adana’ya 1918-1938 yılları arasında 9 kez gelmiştir. Adana’ya ikinci gelişi olan 15 Mart 1923’te çok büyük ilgi ile karşılanmıştır. O gün Türk Ocağı’nda yapmış olduğu konuşmasında, “Efendiler, bende bu olayların ilk teşebbüs fikri bu memlekette, bu güzel Adana’da doğmuştur” demiştir.


T.B.M.M. Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Adana'da
(16 Mart 1923)


Ertesi gün Adana çiftçileri ile yapmış olduğu toplantıda ise tarımsal faaliyetlere yönelik mesajlar vermiş ve “Milletleri vatanlarına bağlamanın, millete süreklilik vermenin vasıtası sabandır. Saban kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir. Kılıç ve saban, bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup olmuştur” şeklinde konuşmuştur.


T.B.M.M. Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Adana Sanayi Mektebini gezdikten sonra halk arasında (16 Mart 1923)

Atatürk, 1925’ teki Adana gezisinde Okullara gitmiş ve gençlerin iyi yetişmesi ile yakından ilgilenmiştir. Okul ve eğitim sorunları ile ilgilenmiş, öğrencilerle konuşmalar yapmıştır. Özellikle Adana Lisesi’nde girdiği derslerde Nurullah Ataç’ın edebiyat dersini çok beğenmiştir. Genelde Adana’yı çok beğendiğini ve artık burada irticanın yerinin olmadığını ifade etmiştir. Atatürk bu ve daha sonraki gelişlerinde, özellikle 1931’deki gezisinde Adana ile çevre illerini ziyaret ederken daha etkili mesajlar vermiştir. Türk Dili üzerinde durmuş ve “Milliyetin çok açık vasıflarından biri dildir” diyerek, Türkçenin iyi öğretilmesini istemiştir.

T.B.M.M. Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Adana'dan Mersin'e giderken
(17 Mart 1923)

Rejimle ilgili olarak da “içeriden ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetleri bir noktada toplamak lazımdır” diyerek, bu yönde de önemli mesajlar vermiştir. Ayrıca bölgenin ekonomik faaliyetlerini teşvik edici incelemeler ve konuşmalar yapmıştır.

Adana Olgunlaşma Enstitüsü (Kız Meslek Lisesi)'inde tarih dersi verirken (19 Kasım 1937)

Atatürk, Adana’ya 1938’deki son gelişinde Seyhan Nehri’ni, Nil Nehri ile karşılaştırmış, boşa akmamasını ve üzerinde bir barajın yapılmasını söylemiştir. Yıllar sonra Seyhan Barajı yapıldığında, Atatürk’ün bu isteği yerine getirilmiştir.

Cumhurbaşkanı Atatürk'ün, Ankara Gar'ından Adana'ya uğurlanışı
(19 Mayıs 1938)

Muhittin Gül- Yrd. Doç. Dr., Çankaya Üniversitesi, Hukuk Fakültesi (Ankara)
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.02.2015, 13:11   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk'ün Afyonkarahisar Gezileri
Atatürk, 1920-1937 yılları arasında Afyon’u 12 kez ziyaret etmiştir. TBMM açıldığı günlerde Batı Anadolu’da işgaller yapılıyordu. Oluşturulan Kuvayı Milliye birliklerinin komutanlığına Ali Fuat Paşa getirilmişti. Ancak Yunan ilerleyişi ve Hilafet Ordusu gibi saldırılar karşısında fazlaca başarılı olunamıyordu. O nedenle Meclis, Mustafa Kemal başkanlığında bir heyetin Batı Cepheleri’ni denetlemesine karar vermiştir. Kurulan Heyet’te Fevzi Paşa, İsmet Bey ve 20 milletvekili yer almıştır. Heyet, önce Eskişehir’e gelmiş ve Ali Fuat Paşa ile görüşmüştür. 2 Ağustos 1920 günü Afyon’a gelinmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki Heyet, Afyon’da coşkulu gösterilerle karşılanmıştır. Belediye Başkanı Halil Bey ve Mutasarrıf Ethem Bey misafirlere bir yemek vermişlerdir. Afyon’a bu ilk gelişinde büyük ilgi gören Mustafa Kemal Paşa, Konya’ya geçmiş ve 6 Ağustos’ta tekrar Afyon’a dönmüştür.

Atatürk’ün Afyon’a 2. gelişi 28 Ağustos 1920’de olmuştur. Yanında Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa ve Genelkurmay Başkanı İsmet Bey bulunuyorlardı. Bir Kurban Bayramı’nın ikinci gününe rastlayan bu ziyarette cephelerin durumu görüşülmüştür. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa, buradan birliklere bir bayram mesajı yayınlamıştır.

Latife Hanım ile Afyon’daki Vilayet Binasına Giderken
(23 Mart 1923)




Atatürk, Afyon’a 3.olarak Büyük Taarruz günlerinde gelmiştir. 28 Ağustos 1922’de Afyon’a gelen Atatürk, karargahını da buraya taşımıştır. Belediye Binası karargâh olarak kullanılmıştır. Dolayısı ile Büyük Taarruz’u buradan yönetmiştir. Böylece Atatürk bu üç ziyaretini savaş koşulları içinde yapmıştır.

Savaş ortamlarından sonra Atatürk, Afyon’a, Güney Anadolu gezisi dönüşünde 4.olarak Latife Hanım’la birlikte 23 Mart 1923’te gelmiştir. Kendisine büyük ilgi gösterilmiştir. Belediye önündeki Meydan’a toplanmış olan Afyonlular’a hitap eden Atatürk, eski kötü günlerin geride kaldığını, milli egemenliğe bağlı, birlik ve beraberlik içinde çalışmanın önemini anlatmaya çalışmıştır. Daha sonra Afyon Türk Ocağı’nda yapmış olduğu konuşmasında ise; ”Milletin her vesile ve her vasıta ile böyle emniyet ve itimadını gördükçe kuvvetim artıyor..” demiştir. Yapılan öteki konuşmalardan sonra Atatürk, Afyon’dan çok memnun olarak ayrılmıştır.

Atatürk, Afyon’u 5.olarak 29-30 Ağustos 1924’te Büyük Zafer’in ikinci yıldönümü vesilesi ile ziyaret etmiştir. Eşi Latife Hanım ve kalabalık bir asker-sivil kadro ile Afyon’a gelen Atatürk, Dumlupınar’da dikilecek olan “Şehit Asker Anıtı”nın Töreni’ne katılmıştır. Tören’in yapılacağı Çaltı Tepe’ye çadırlar kurulmuş ve tören alanını yurdun çeşitli yörelerinden gelen temsilciler doldurmuştur. Atatürk, Anıt’ın temeline ilk harcı koymuş ve ilk konuşmayı Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak yapmıştır. Daha sonraki konuşmacıların ardından büyük ölçüdeki alkışlar arasında kürsüye gelen Atatürk, bir saat süren tarihi konuşmasını yapmıştır. Savaştaki önemli anılarını anlattıktan sonra; ”Hiç şüphe yok ki Yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada atılmıştır. Bu alanda akan Türk kanları, bu gökyüzünde uçuşan şehit ruhları, Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi kurucularıdır. Burada esasını koyduğumuz “Şehit Asker Anıtı” işte o ruhları, o ruhlarla birlikte gazi arkadaşlarını, fedakâr ve kahraman Türk Milleti’ni temsil edecektir.” demiştir.

Tören’deki son sözlerinde gençlere seslenen Atatürk; "Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en değerli temsilcileri olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz" demiştir. Böylece Atatürk Afyon’da, her ilin temsilcilerinin karşısında tüm yurda seslenerek bu önemli konuşmasını yapmıştır. Nitekim bu konuşması yurt genelinde yankı bulmuştur.

Atatürk, Afyon’a 6.olarak 16 Ekim 1925’te gelmiştir. İzmir’den trenle Konya’ya geçerken ilgi ve ısrar üzerine Afyon’da kısa bir süre kalmıştır. O sırada babası savaşta şehit olmuş olan bir çocuğun konuşması, dinleyenleri ve Atatürk’ü çok duygulandırmıştır. Atatürk, tekrar Konya dönüşü Afyon’a gelmiştir. Bu 7. gelişi idi. Top atışları ile karşılanan Atatürk, bir süre yürümüş ve halkla sohbet etmiştir. Valiliğe gelmiş ve oradan Belediye’ye geçmiştir. Orada Büyük Taarruz öncesinde çalışmış olduğu odayı ve masayı görmüştür. Yemekte karşılıklı konuşmalar yapılmıştır. Türk Ocağı adına İsmail Bey’in yapmış olduğu konuşmaya karşılık veren Atatürk ; “Genç arkadaşlarımızın sözlerinden çok etkilendim. Bana görevimin henüz bitmediğini hatırlattılar. Görevimin bitmediğini, deruhte ettiğim sorumluluğun yüksek ve çetin olduğunu biliyorum. Arkadaşlar, bu görev bitmeyecektir. Ben toprak olduktan sonra da devam edecektir. Arkadaşlar, bu yapının çatısı altında, en mutlu, en tatlı hatıralarımı yaşıyorum.” diyerek kendisinin, Fevzi ve İsmet paşaların yatıp çalıştıkları odaları göstermiştir.

Cumhurbaşkanı Atatürk Afyon'da (20 Kasım 1937)



Atatürk yine bir Konya dönüşü 2 Mart 1930 günü 8. olarak Afyon’u ziyaret etmiştir. Yemekte yine hatıralarını anlatmıştır. Afyon Lisesi’ni ve Kütüphane’yi ziyaret etmiştir. Atatürk, Kütahya seyahati sırasında giderken 24 Ocak 1933’te 9. ve dönerken 4 Şubat 1933’te de 10. olarak Afyon’u ziyaret etmiştir.

İran Şahı Rıza Pehlevi’nin Türkiye ziyareti sırasında, Şah ve öteki konukları ile birlikte 11.olarak Afyon’a gelen Atatürk, Afyonlular tarafından çok büyük bir ilgi ile karşılanmıştır. Görkemli bir karşılama töreninden sonra Şah’la birlikte iki saat kalıp dinlenen Atatürk, konuklarına da buradaki hatıralarının tarihi önemini anlatmıştır. Daha sonra İzmir’e gitmek üzere hareket edilmiştir.

Cumhurbaşkanı Atatürk, Afyon'da öğrencilerin önünden geçerken
(20 Kasım 1937)


Atatürk’ün Afyon’a, 12. ve son gelişi ise 20 Kasım 1937’de olmuştur. Bu gelişinde yanında Başbakan Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile bazı diğer bakan ve milletvekilleri bulunmuşlardır. O günlerde Afyonlular’ın katkıları ile heykeltıraş Krippele’ye yaptırılmış olan “Zafer Anıtı” tamamlanmıştı. Atatürk, Belediye Parkı’na yaptırılmış olan Anıt’ı görmek üzere gelmiş ve bir süre burada dinlenip kahve içmiştir.

Böylece Afyonkarahisar’ın, Kurtuluş Savaşı’nda ve Atatürk’ün anılarında özel bir yeri olmuştur. Atatürk ülke geneline birçok mesajını buradan vermiştir. Çıkmış olduğu yurt gezileri sırasında, gösterilen ilgi ve tarihi misyonu nedeniyle sürekli olarak Afyonkarahisar’ı ziyaret etmeyi ihmal etmemiştir.

  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.02.2015, 13:34   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk'ün Balıkesir Gezileri
Atatürk, Balıkesir’i 1923-1934 yılları arasında 7 kez ziyaret etmiştir. Balıkesir, Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheyi açan illerimizden biridir. O nedenle Atatürk, 6 Şubat 1923’te Balıkesir’e gelmiş ve orada ülkenin genel durumu ve geleceği ile ilgili önemli konuşmalar yapmıştır. 7 Şubat 1923 günü Zağnos Paşa Camii’inde cuma namazından sonra minbere çıkıp bir hutbe vermiştir. Dini bilgileri ve güzel konuşması ilgiyle izlenmiştir. Halktan soru sormalarını istemiş ve yirmi kadar soru sorulmuştur. Atatürk bu konuşmasında, “Hutbelerin halkın anlayamayacağı dilde olması, bu günkü ihtiyaçlarımıza cevap verememesi halife ile padişah adı taşıması, arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindir.
İzmir'den trenle Balıkesir’e gelen Mustafa Kemal Paşa'nın beraberinde eşi ve Kâzım Karabekir Paşa, Sabri Sözen, Vehbi Bolak ile diğer zevat bulunuyordu. (1923)


Hutbeden amaç, halkı aydınlatma ve ona doğru yolu göstermektir. Başka bir şey değildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak insanları bilgisizlik içinde bırakmak demektir” demiştir. Sorulan soruları büyük bir açıklık ve rahatlıkla cevaplayan Atatürk, Hilafet, Lozan Konferansı, kadın hakları vb. konulara değinerek halkı aydınlatmıştır. Siyasal ve dini konularda yapmış olduğu açıklamalarla halkın ilgisini çekmiştir. Bu konuşma o yörede çok ses getirmiş ve kamuoyunu yakından etkilemiştir. Hatta ileride Türkiye genelinde önem kazanan bir konuşma olarak tarihe geçmiştir.

Atatürk, Milli Kuvvetler Caddesi üzerine serilen halılar ve devasa takılarla süslenen cadde boyunca halkı selamlayarak Belediye binasına giderken


Atatürk, Balıkesir’e şapka devrimi sırasında 8-10 Ekim 1925’te geldiğinde, “püsküllü yadigar” dediği fes yerine şapkanın kullanılması gerektiğini anlatmıştır. Milleti medeniyet yolundan alıkoyanları zavallı ve bedbaht olarak niteleyerek, kıyafet konusunda uyarılarda bulunmuştur.



  • Atatürk'ün Bursa Gezileri
Atatürk’ün yurt gezileri arasında Bursa’nın yeri çok önemlidir. 1922-1938 yılları arasında 13 kez geldiği Bursa’da bir çok önemli açıklama yapmıştır. İlk gelişi olan 16 Ekim 1922’de Bursa’da 12 gün kalmıştır. 24 Ekim 1922’de “United Press” muhabiri kanalı ile dünyaya Türkiye’nin her medeni millet gibi hür ve bağımsız yaşamaya kararlı olduğunu duyurmuştur. 27 Ekim’deki konuşmasında ise iç kamuoyuna seslenerek, “.. leri bir millet olarak medeniyet alanı üzerinde yaşayacağız. İlim ve fen nerede ise orada olacağız. Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğretimin sırrı ne olursa olsun, onlara, Türk Milleti’ne, Türk Devleti’ne, TBMM’ne düşman olanlarla mücadeleyi öğreteceğiz.” demiştir.

Atatürk, Bursa’ya ikinci gelişi olan Ocak 1923’te resim, heykel gibi güzel sanatlar ve teknolojiden söz ederek, "İnsanlar olgunlaşmak için bazı eylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, heykel yapmaz, bir millet ki teknolojinin gerektirdiği eyleri yapmaz, itiraf edeyim ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur" demiştir.

Üçüncü gelişinde, Bursa’nın kurtuluş günü olan 11 Eylül 1924’te yapmış olduğu konuşmasında, "Bursalılar, sizler Cumhuriyetin ayrılmaz bir unsuru olan medeniyet ve yenilik yolunda yüksek eserler meydana getireceksiniz. Bu suretle Türkiye Cumhuriyeti’ni her gün daha çok güçlendiren unsurların daima ileri saflarında bulunacaksınız. Bundan asla şüphe etmiyorum." diyerek önemli mesajlar vermiştir.

TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Bursa'ya ikinci gelişi sırasında İnegöl'de coşkulu bir kalabalık tarafından karşılanışı
(20 Ocak 1923)

Atatürk, Bursa’ya dördüncü gelişi olan 1925’te şapka ve kıyafetle ilgili olarak, “Zeki insanlar, medeni olmayan bir kılık altında kişisel ve bilimsel değerlerini kaybederler.” şeklinde konuşarak bu yönde kamuoyu oluşturmak istemiştir. Atatürk’ün 5 Şubat 1933’teki dokuzuncu Bursa gezisi öncesinde Bursa’da Türkçe ezana karşı bir olay yaşanmıştı. Bu olay nedeni ile konuşan Atatürk, “Meselenin aslı din değil dildir. Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk Milleti’nin milli dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır” demiştir.

Atatürk, 1-3 Şubat 1938’deki son Bursa gezisinde,” Bursa inkılap hayatımızda bir çok müşkül anlar geçirmiştir. Fakat Bursalılar, yetenek ve güçleriyle bu zor anları kolaylıkla atlatmışlardır “ şeklinde konuşmuştur. Dolayısı ile Atatürk’ün, Bursa’dan vermiş olduğu birçok mesajdan ve Bursalılar’dan çok memnun olduğunu görüyoruz.

Atatürk'ün Bursa Gezileri - Detay Konu İçin Tıklayınız




  • Atatürk'ün Çanakkale Gezileri
Atatürk, biri Çanakkale savaşlarında olmak üzere Çanakkale’yi 1915-1934 yılları arasında beş kez ziyaret etmiştir. 20 Ocak 1915‘te Çanakkale’ye gelen Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları’na damgasını vuran başarıları ile savaşın ve Anadolu’nun kaderini değiştirmiştir. Yarbay olarak geldiği Çanakkale’den 10 Aralık 1915’te adı içte ve dışta duyulmuş bir kahraman olarak İstanbul’a dönmüştür. Kendisinin ve Türk Milleti’nin kaderini değiştirdiği Çanakkale’nin Atatürk’te özel bir yeri vardır. Hatta orada savaşanlar üzerinde de bu güne kadar uzanan ve dostluk ilişkilerinin kurulmasını sağlayan olumlu etkiler vardır. Atatürk’ün 1934’te söylemiş olduğu sözler üzerine bugün Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerle yakın ilişkiler kurulmuştur. Öyle ki bu ülkelerde Atatürk’ün heykelleri dikilmektedir. O nedenle Çanakkale’nin Türk ve dünya kamuoyunda önemli bir yeri vardır.

Atatürk Çanakkale'de (1 Eylül 1928)


Atatürk, Çanakkale’ye yapmış olduğu öteki gezilerinde savaş alanlarını gezmiş, anılarını tazelemiş ve oradan yani savaş alanlarından barış mesajlarını vermiştir. Atatürk, Çanakkale’ye son ziyaretini Haziran 1934’te İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte yapmıştır. Şah’la birlikte savaş alanlarını gezmişlerdir. Şah, savaş konusundaki bilgilenmeden ve gösterilen ilgiden çok memnun kalmıştır.


  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2015, 00:18   #5
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk'ün Diyarbakır Gezileri
Atatürk, 1916,1917 ve 1937 yıllarında olmak üzere Diyarbakır’a üç kez gelmiştir. İlk iki gezisi savaş koşullarında ve askeri görevi nedeniyle olmuştur. Bundan yirmi yıl sonra 15 Kasım 1937’de gelmiş olduğu Diyarbakır’da büyük ilgi ile karşılanan Atatürk’e bir köşk hediye edilmiştir.

Atatürk Diyarbakır'da (16 Kasım 1937)



Halkevi’nde verilen konser sonrası yoğun alkışlar arasında yapmış olduğu konuşmasında Atatürk,”.. Beşeriyetin medeni bir halkı huzurunda, halkın bu evinde, duyduğum bu zevk ve saadetin ne kadar büyük olduğunu elbette takdir edersiniz. Bunu kaydetmekle bahtiyarım” demiştir.

Cumhurbaşkanı Atatürk, Diyarbakır’ın Ergani İlçesi’nde
(15 Kasım 1937)



Ertesi gün vilayette bölge valileri ile bir toplantı yapan Atatürk, bölgenin sorunlarını dinlemiş ve alınması gereken önlemler tartışılmıştır. Daha sonra üniversite için ayrılması gereken arsa görülmüş ve Atatürk, bir an önce Dıyarbakır’da kurulması düşünülen üniversitenin gerçekleştirilmesini istemiştir. Ayrıca Irak ve İran’a yapılacak demiryolunun temeli atılmıştır.

Atatürk'ün, Diyarbakır'da 3. Umumî Müfettişliği, Valiliği, Kolordu Karargâhı'nı, Hava Alanı'nı ve 20 yıl önce Diyarbakır'da iken kaldığı Karargâh binası ziyareti. (16 Kasım 1937)






  • Atatürk'ün Erzurum Gezileri
Atatürk Erzurum’a 1919 ve 1924’te olmak üzere iki kez gelmiştir. Erzurum’a ilk 3 Temmuz 1919’da gelen Atatürk, bilindiği gibi Erzurum Kongresi’ni gerçekleştirerek ulusal hareketi başlatmıştı. Erzurum’da Doğu Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin başkanlığını ve Erzurumlular’ın hemşehriliğini kabul eden Atatürk, “Tarihi Erzurum’un, bu erler yatağının hemşehrileri arasında bulunmak benim için en büyük saadettir” demiştir.

Erzurum Kongresi öncesinde Dokuzuncu Ordu Müfettişi Olarak Erzurum'da (Temmuz 1919)


Atatürk, Eylül 1924’te çıkmış olduğu Karadeniz gezisinde, Trabzon, Rize, Giresun, Ordu, Samsun, Amasya, Tokat ve Erzincan’ı ziyaret ettikten sonra 30 Eylül 1924’te Erzurum’a gelmiştir. Ilıca’ya kadar bütün yollar dolmuş ve çok coşkulu bir şekilde karşılanmıştır. Belediye başkanının açılışı yapılacak olan bir caddeye Atatürk’ün adını vermeyi teklif etmesi üzerine Atatürk, “Ben faniyim, ama cumhuriyetimiz ebediyen yaşayacaktır. Caddeye cumhuriyet adının verilmesi daha uygun olur” demiş ve bu adla açılışı yapmıştır. Erzurum’da kendisine gösterilen ilgi ve konuşmalardan çok duygulanan Atatürk, “Burada gördüğüm samimiyet, mertlik, vefa, benim memleketi kurtarmak için her türlü fedakarlığı yapmak hususundaki azim ve kuvvetimi artırmıştır” demiştir. Bu arada Sarıkamış ve Kars’ı ziyaret eden Atatürk, buralarda da çok büyük ilgi ile karşılanmıştır. 10 Ekim 1924 günü Erzurum’dan ayrılan Atatürk 1919’daki heyecanı duyduğunu söylemiştir.





  • Atatürk'ün Eskişehir Gezileri
Atatürk, Eskişehir’e 1920-1938 yılları arasında 22 kez gelmiştir. Ocak, Şubat ve Mart 1923’te üç kez gelmiş olduğu Eskişehir’de, Lozan görüşmelerini kuvvetlendirici mesajlar vermiştir. Onbirinci gelişi olan 21 Eylül 1925’te Eskişehirliler’i şapka giymiş olarak gören Atatürk, verilen mesajların alınmış olduğunu görmekle çok mutlu olduğunu ifade etmiş ve “ İnkılâbımızın her safhasında Eskişehirliler’i yanımızda görmek bize güven veriyor” demiştir.

TBMM Başkanı Mustafa Kemal, İkinci İnönü Zaferinden sonra, İsmet Paşa ile Birlikte Eskişehir’de Askeri Birliği Denetlerken
(Haziran 1921)


Onikinci gelişindeki konuşmaları arasında Temyiz Mahkemesi üyelerine seslenen Atatürk,” Hakim efendiler, siz kanun adamlarısınız. Ellerinize milletin, vatanın her türlü hak ve menfaatlerini koruyan kanunlar verilmiştir. İşaret ettiğimiz noktaları işittiniz. Türk Milleti’nin büyük haklarını müdafaa ederken bu noktalar önemle hatırda tutulmalıdır” şeklinde uyarılarda bulunmuştur.

Cumhurbaşkanı Atatürk'ün, Eskişehir'de Karşılanışı



Eskişehir’e her gelişinde çeşitli konularda kamuoyunu etkileyici önemli mesajlar veren Atatürk, 1937’deki gelişinde ise ekonomik konularla ilgilenmiştir. Yapmış olduğu konuşmasında, “Eskişehir bir sınai şehri olmalı, buradan tütecek bacalar, Türkiye’nin iktisadi hayatını yükseltmelidir” demiştir.

  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2015, 00:36   #6
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk’ün İzmir Gezileri
Atatürk, 1922-1934 yılları arasında İzmir’e 12 kez gelmiştir. Atatürk’ün İzmir’e ilk gelişi 10 Eylül 1922’de dir. İzmir’in kurtarılmış olduğu o gün, ordunun başarıları üzerine bir bildiri yayınlamıştır. Ayrıca İzmir Belediye Meclisi’nin hemşehrilik teklifini kabul etmiştir.


Atatürk, İzmir İktisat Kongresi’nde Konuşma Yaparken
(17 Şubat4 Mart 1923)

İzmir’de 20 gün kadar kalan Atatürk, iç ve dış kamuoyuna birçok mesaj vermiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra 20 Ocak 1924’te İzmir’e gelen Atatürk 20 gün kadar çevreyi gezmiş, incelemelerde bulunmuş ve birçok konuda mesajlar vermiştir. 5 Şubat 1924 akşamı İstanbul gazetelerinin başyazarlarına vermiş olduğu yemekte, “Türk basını, milletin hakiki sesi ve iradesinin belirtisi olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale vücuda getirecektir” diyerek kamuoyunu etkilemede ki rolünü ortaya koymuştur.

Atatürk, İzmir'in Urla İlçesinde (30 Haziran 1926)



İzmir suikast teşebbüsü sonrasında 16 Haziran 1926’da İzmir’e gelen Atatürk, 9 Temmuz’a kadar bu yörede kalmıştır. 18 Haziran günü Anadolu Ajansı’na bir demeç veren Atatürk,” Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demiştir. Bunun ardından İzmir’de ve yurdun her yerinde bu suikast teşebbüsünü kınayan mitingler yapılmıştır.

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, İzmir Kemalpaşa'da
(30 Ocak 1931)


Çok sayıda kınama telgrafı gelmiştir. Daha sonra 9 Nisan 1934’te İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte İzmir’e gelen Atatürk, kamuoyunu yakından etkileyen mesajlar vermiştir. Nitekim 11 Nisan’da yapmış olduğu konuşmasında, “Arkadaşlar, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâplar için bilimin ve aydınların yolunda gideceğiz. Hedefimiz, cehaleti yenerek çağdaş uygarlık düzeyine çıkmaktır” demiştir.




  • Atatürk’ün İzmit Gezileri
İzmit’e 1922-1934 yılları arasında 7 kez gelen Atatürk, ilk gelişi olan 18 Haziran 1922 ‘de Fransız yazar Claud Farrere ile görüşmüştür. Atatürk, aynı zamanda bir Türk dostu olan C.Farrere kanalı ile Batı’ya önemli mesajlar vermiştir. Anadolu’da verilmekte olan Milli Mücadele’nin amaçlarını anlatmış ve bazı devletlerin Türkiye’ye kar ı takındıkları haksız tutumları üzerinde durmuştur.

Atatürk İzmit'te Öğrencileri Selamlarken


Atatürk, İzmit’te ikinci olarak geldiği 16 Ocak 1923’te uzun bir basın toplantısı yapmış ve Türkiye’nin geleceği ile ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştur. Çok sayıda İstanbul gazetecilerinin katılmış olduğu bu basın toplantısında Atatürk, Ankara’nın başkent olması, Halifeliğin durumu, harf değişikliği, çok partili döneme geçilmesi vb. birçok konuda yerli ve yabancı kamuoyuna yapılacaklar hakkında bilgiler vermiştir.





  • Atatürk’ün Kastamonu Gezileri
Atatürk, Kastamonu’yu 23-31 Ağustos 1925’te ziyaret etmiştir. Atatürk’ün yurt gezileri arasında Kastamonu- İnebolu gezisinin özel bir yeri vardır. Çünkü bu gezide şapka ile kıyafet devrimini başlatmıştır. 24 Ağustos 1925 günü Kastamonu çiftçileri ile ilgilenen Atatürk, onların sorunlarını dinlemiş ve teşviklerde bulunmuştur. Fes ve sarığı eleştiren Atatürk, “Fikrimiz, zihniyetimiz medeni olacaktır.. Medeniyet öyle bir ateştir ki, ona kayıtsız olanları yakar ve mahveder” demiştir. Daha sonra memurlarla yapılan toplantıya Kastamonu Müftüsü’nün sarığını çıkararak gelmesi Atatürk’ü çok memnun etmiştir.

Atatürk'ün Kastamonu Gezisi (1925)



25 Ağustos 1925’te İnebolu’ya elinde bir panama şapka ile gelen Atatürk, çok büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Halk, ya başı açık ya da şapkaya benzer başlıklarla karşılamada bulunmuştur. Gece denizciler ve kayıkçılar gösteriler yapmıştır. Ertesi gün şehri gezerken toplanan halka bir konuşma yapan Atatürk, “Ben şimdiye kadar millet ve memleket için neler ve ne gibi inkılâplar yaptımsa hep bu şekilde halkla temas ederek, onların gösterdiği ilgi ve sevgiden kuvvet ve ilham alarak yaptım. Hedefimiz, millet ve memleketimizin selameti, mutluluğu ve ilerlemesidir” demiştir.

27 Ağustos 1925 günü Türk Ocağı’nda elindeki şapkayı göstererek yapmış olduğu uzun konuşmasında ise “.. Bu serpuşun adına şapka denir. Yunan serpuşu olan fesi giymek caiz oluyor da, şapkayı giymek neden olmuyor..” şeklinde konuşmuş ve halktan büyük ilgi görmüştür. İnebolu’dan Kastamonu’ya dönen Atatürk, 30 Ağustos 1925 günü Halk Fırkası’nda şapka ve kıyafet üzerine heyecanlı ve tarihi bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmasında, “Efendiler, Bizim ilham kaynağımız Türk Milleti’nin vicdanı olmuştur. Gerçek inkılâpçılar onlardır ki, ilerleme ve gelişmeye sevk etmek istediklerinin ruh ve vicdanlarına nüfuz etmesini bilirler. Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi Türkiye Cumhuriyeti’ni tamamen asri ve medeni bir toplum haline getirmektir. Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat medeniyettir. Efendiler, Türk Milleti çok büyük olaylarla ispat etti ki inkılapçı bir millettir” demiştir.

Kadınların kıyafetine de değinen Atatürk, “Bazı yerlerde görüyorum ki kadınlar yüzünü gözünü gizlerler. Medeni bir millet anası, millet kızı bu garip ekle girer mi? Derhal tashihi lazımdır” diyerek bu doğrultuda da uyarılarda bulunmuştur. Atatürk, Kastamonu ve İnebolu gezilerinde kıyafet ve çeşitli konularda önemli mesajlar vererek yapılmakta olan yenilikler için kamuoyu oluşturmuştur. Bununla bölgede etkili olmuştur.

İnebolu'da Mareşal Kıyafetiyle (26 Ağustos 1925)



Örneğin, halkın heyecanı arasından Ilgazlı bir genç, Atatürk’e öyle bir karşılık vermiştir, “Emin olunuz Paşam, istiklal ve namus uğrunda kurban olanların gözleri açık gitmemiştir. Cumhuriyeti bize temin eden siz, milletin ruhu, kalbi ve gözbebeğisiniz” şeklinde konuşmuş ve “Yaşasın Cumhuriyet” demiştir.


Böylece Atatürk, Kastamonu - İnebolu gezisinden ve vermiş olduğu mesajların alınmasından çok memnun olmuştur. Bu mesajları ile aynı zamanda yurt genelinde kamuoyu oluşturmuştur. Nitekim Ankara’ya döndüğünde, şapka ile karşılanmıştır. Bunu daha sonra yurdun öteki yerleri izlemiştir.
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2015, 02:51   #7
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk’ün Konya Gezileri
Atatürk, Konya’yı 1920-1937 yılları arasında 12 kez ziyaret etmiştir. Atatürk’ün yurt gezilerinde Konya’nın özel bir yeri olmuştur. Birçok önemli mesajını buradaki konuşmaları ile vermiştir. Ayrıca Atatürk’ün atalarının Konya kökenli olduğu ve o nedenle Konyalılara hemşehrilerim dediği görülür.

Konya Garı'nda Atatürk’ü Karşılama (20 Mart 1923)


Atatürk’ün 1920-1922 yıllarını kapsayan ilk dört ziyareti sava koşullarında olmuş ve bu yönde mesajlar vermiştir. 4 Ağustos 1920’deki konuşmasında, Konya’nın durumunu memnuniyet verici bulduğunu ifade eden Atatürk, “Düşmanlarımız bizden şeref ve haysiyetimizi istiyorlar. Binlerce yıldan beri hürriyet ve saadet yaşamı bir milletten istiklal ve hürriyet hiç bir zaman alınamaz” şeklindeki konuşması ile iç ve dış kamuoyuna mesaj vermiştir.

Atatürk, savaş sonrası 20 Mart 1923’te ki gelişinde Konya’da yapmış olduğu konuşmasında, “. Dış düşmanlar artık bizim için düşman olmaktan çıkmıştır. Dış düşmanlara karşı almış olduğumuz tedbirleri, göstermiş olduğumuz birliği, iç düşmanlara karşı daha da şiddetli, daha da dikkatli olarak göstermeliyiz.. İlim, irfan, fen, iktisat gibi alanlarda başarılı olmak için çalışacağız” demiştir.

TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal'in, Konya Kız
Öğretmen Okulunda Karşılanışı (22 Mart1923)



Bu gelişinde ticaret çevrelerine de seslenen Atatürk, “Bu gün yegâne düşündüğüm kapitülasyonlardır. Kapitülasyonların bir daha dirilmemek üzere yokluğa gömülmesini sağlamaktır.. Ticareti yabancıların elinden alacağız” şeklindeki konuşmaları ile Türkiye’nin kalkınmasını sağlamak için yapılması gerekenleri ortaya koymuştur.

Gençlere yapmış olduğu uzun ve tarihi konuşmasında önemli mesajlar veren Atatürk, “Bütün sefaletimizin sebebi zihniyet meselesidir. Sağlıklı bir zihniyete sahip olmalıyız.. Sizler gibi aydınlar, azimli gençler sayesinde gerçek kurtuluşa ulaşacağımıza emin bulunuyorum” diyerek gençleri motive etmiş ve onlardan beklediklerini ortaya koymuştur.

Atatürk'ün Konya'yı 5. Ziyareti (23 Mart 1923)



Atatürk, bu gelişinde Konyalı kadınlara da hitap ederek, “Dünyada hiç bir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla milletimi zafere ve kurtuluşa götürmede çalıştım diyemez” şeklinde konuşarak Türk kadınlarının Milli Mücadele’de ki rolü ve katkılarını vurgulamıştır.


Atatürk, Konya gezisi sırasında yapmış olduğu konuşmalarında genelde yapılmakta olan inkılâp hareketleri üzerinde durmuş, her kesimden özveri ve fedakârlık istemiştir. Özellikle öğretmenlere ve gençlere seslenerek, inkılâp hareketlerini anlatmalarını ve desteklemelerini istemiştir. Ülkenin kalkınmasına giden yolda çabalar harcayacaklarını ve itici bir rol oynayacaklarını “asla şüphem yoktur” sözü ile ortaya koymuştur.

17 Ekim 1925’te Konya’ya gelen Atatürk, şapkası ile halkı selamlamış ve çok büyük ilgi ile karşılanmıştır. Okullarda öğrenciler feslerini çıkarmış ve hatta bir kısmı yakmışlardır. Atatürk bu gelişinde öğretmenlerle yapmış olduğu toplantıdaki heyecanlı konuşmasında, “Yürütmekte olduğumuz yenilik, ilerleme ve medeniyet yolunda siz öğretmenlerden oluşan Türk irfan ordusuna dayandıkça er geç başarılı olacağımıza inancım tamdır. Onun için birbirimize vereceğimiz işaret ileri, daima ileridir” demiştir.

Dolayısı ile öğretmenlerden olan beklentisini dile getirmiştir. Öğretmenler de Atatürk’e, kendilerinden bekleneni yerine getireceklerini ifade etmişlerdir. Atatürk, konuşmalarında kıyafet konusunda da konuşmuş ve Konyalıların bu konuda gösterdikleri ilgiden çok memnun olmuştur.


Serbest Cumhuriyet Fırkası denemesinden sonra ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik sorunlarını yerinde incelemek üzere üç aylık yurt gezisine çıkan Atatürk, 18 Şubat 1931’de Konya’ya gelmiştir. Bu gelişinde Konya’da 11 gün kalmıştır. O günlerde Atatürk, aynı zamanda arkeoloji, müzeler, dil ve tarih çalışmaları ile de yakından ilgileniyordu. Konya’dan Başbakan İsmet İnönü’ye bir telgraf göndererek hükümetin bu konularla ilgilenmesini istemiş ve kendi konuşmalarında da bu hususlara yer vermiştir.
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2015, 02:55   #8
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk’ün Samsun Gezileri
Atatürk, Samsun’a 1919-1930 yılları arasında dört kez gelmiştir. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelen Atatürk, burada ilk ümit verici raporunu yayınlamış ve 25 Mayıs’ta karargâhını Havza’ya nakletmiştir. Havza’daki bir konuşmasında, “Hiç bir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız ve memleketi kurtaracağız” diyerek ilk olarak kamuoyunu etkileyen mesajını vermiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Latife Hanım ile Birlikte Samsun İskelesinde
(20 Eylül 1924)


Atatürk’ün Samsun’a ikinci gelişi 1924’te çıkmış olduğu Karadeniz gezisi sırasındadır. 20 Eylül 1924’te geldiği Samsun’da, ilk gelişinde oturduğu yer ve koltuğa oturtulduğunda çok duygulanan Atatürk, “Ben Samsun’u ve Samsun halkını gördüğüm zaman bütün tasavvurlarımın gerçekleşebilir olduğunu anlamıştım” demiştir. 22 Eylül’de yapmış olduğu uzun konuşmasında, “..Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, cahilliktir.” şeklindeki tarihi sözleri ile izlenecek yolu göstermiştir.


Mustafa Kemal Atatürk, Samsun Erkek Lisesinde Ders Dinlerken
(26 Kasım 1930)


Atatürk’ün, Samsun’a son gelişi 22 Kasım 1930’da olmuştur. Sosyal ve ekonomik konularla ilgilenmiş, okulları ziyaret etmiş, öğretmenlerle ve gençlerle görüşmeler yapmıştır. Ayrıca Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapanışı ile ilgili bilgiler almaya çalışmıştır.



  • Atatürk’ün Sivas Gezileri
Atatürk, Sivas’a 1919-1937 yılları arasında 8 kez gelmiştir. Atatürk’ün Sivas’a ilk üç gelişi 1919 yılında olmuştur. Sivas Kongresi’nin yapılması ile buranın Atatürk ve Türk Milleti’nde önemli bir yeri olmuştur. Zira bilindiği gibi Devletimizin kuruluş süreci buradan başlatılmıştır.

Mustafa Kemal, Sivas'ta Heyet-i Temsiliye Üyeleri ile Birlikte


Atatürk, Sivas’a 27 Eylül 1924’te Cumhurbaşkanı olarak gelmiş ve coşkulu bir şekilde karşılanmıştır. Sivas Öğretmen Okulu Müdürü Mahmut Bey’in “.. Tarih büyük ve çetin düşmanlarla mücadeleden sonra, muzaffer olmaktan daha büyük saadet kaydetmemiştir” şeklindeki heyecanlı konuşmasına cevap veren Atatürk, gençlere hitap etmiş ve Sivaslılara teşekkür etmiştir. Harf devrimi sırasında 19 Eylül 1928’de ve 19 Kasım 1930’daki gelişlerinde yine bazı mesajlar vermiştir. Sivas Kongresi’nin yapıldığı liseyi gezmiş ve anılarını anlatmıştır.

Cumhurbaşkanı Atatürk, Sivas Lisesinde Geometri Dersini Verirken
(13 Kasım 1937)



Atatürk’ün Sivas’a son gelişi 13 Kasım 1937’dedir. Bu gelişinde Sivas Lisesi’ni gezmiş, öğretmen ve öğrencilerle konuşmuştur. Konuşmasında, “Burada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan karar verildi” diyerek anılarını yenilemiştir.


  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2015, 05:24   #9
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

  • Atatürk’ün Trabzon Gezileri
Atatürk, Trabzon’a 1924-1937 yılları arasında üç kez gelmiştir. Cumhuriyet’in ilk döneminde Atatürk uzun bir yurt gezisine çıkmış ve İstanbul Boğazı’ndan geçerek Karadeniz’e açılmıştır. 15 Eylül 1924 günü Atatürk’ü Trabzon’a getiren Hamidiye Gemisi’ni yüzlerce kayık ve motor çevrelemiş ve görkemli bir karşılama yapılmıştır.

Gösterilen ilgi ve konuşmalara cevap veren Atatürk, “.. Kadınların, çocukların, ihtiyarların gözlerinde yaş gördüm. Bu ne yüksek duygu, bu ne şefkat, bu ne asalettir.. Samsun’a ilk ayak bastığımda, bana kalp kuvveti veren kahraman Trabzonlular’ın bulunduğunu asla unutmayacağım.” demiştir.

Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Ege Vapuru ile Trabzon'a giderken - Atatürk'ün çok sevdiği Alman Pointer’i Fox isimli köpeği de bu geziye götürülürken (28 Kasım 1930)


Öğretmen Okulu’nun defterine ise, “Yeni nesil en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenlerden alacaktır“ diye yazmıştır. Atatürk bu gezinin uzantısı olarak 17-18 Eylül 1924 günlerinde de Rize’yi ziyaret etmiştir.


Atatürk Rize’yi Ziyaretinde Halka Hitap Ederken



Atatürk’ün Trabzon’a ikinci gelişi Ege Vapuru ile 27 Kasım 1930’da olmuştur. Büyük ilgi ile karşılanan Atatürk, bu gelişinde ekonomi ve öteki sorunlar hakkında bilgiler almıştır. Ertesi günü yapmış olduğu konuşmalarında Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kendi kendini kapatması üzerinde durmuştur. Konuşmasında, “Şimdi karşımızda birçok fırkalar varmış gibi daha fazla çalışmak, fikirlerimizi halk kitlelerine yaymak ve köylere kadar götürmek zorundayız” diyerek yöneticilere ve halka mesaj vermiştir. Yollara dökülen vatandaşlarla konuşmalar yapmış ve yine ilgiyle uğurlanmıştır.

Atatürk, Trabzon’a üçüncü ve son olarak 10 Haziran 1937’de gelmiştir. İzmir Vapuru ile gelen Atatürk yine büyük coşku ile karşılanmıştır. Karşılayanlar arasında Bölge Valileri, kalabalık halk bulunmuş ve bir bakıma Doğu Karadeniz olarak karşılanmıştır. Bu gelişinde Soğuksu’daki köşkünde kalmıştır.

Rize Hükümet Konağından Ayrılırken


Burada 11 Haziran 1937 günü tarihi bir karar veren Atatürk, bütün mallarını millete bağışlamıştır. Yanındakilere, “Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime bağışlamakla ferahlık duyacağım. Ben büyük milletime daha çok şey vermek isterim” diyerek bütün çiftliklerini ve mallarını millete bağışladığını açıklamıştır. Durumu bir telgrafla Başbakan İsmet İnönü’ye bildirmiştir.

Atatürk bu son Trabzon gezisinde bölgenin yetkilileri ile görüşmeler yapmış , sorunları dinlemiş ve alınması gereken önlemler üzerinde durmuştur. Bölgede büyük ilgi gören Atatürk, kamuoyu üzerindeki etkinliğin en güzel örneğini vermiş ve görmüştür. Ayrıca malları konusunda burada vermiş olduğu kararla Türk kamuoyu üzerinde çok derin sevgi ve takdir uyandırmıştır.




  • Atatürk’ün Yalova Gezileri
Atatürk, Yalova’ya 1929-1938 yılları arasında 18 kez gelmiştir. 1929 yılında ilk geldiğinde, Yalova ve çevresini çok beğenmiştir. Bu arada doktorları da buranın sağlığı için iyi geleceğini tavsiye etmişlerdi. Devlet Deniz Yolları İşletmesi’de Yalova’nın 12 kilometre güneyindeki kaplıca bölgesinde bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nü yaptırmıştı. Atatürk, Yalova’ya geldiğinde çoğu zaman bu Köşk’te kalıp, kaplıcalara girmiştir. Ayrıca Atatürk, Yalova’da Millet ve Baltacı çiftliklerini yaptırmıştır.

Atatürk, Yürüyen Köşk'te İncelemelerde Bulunuyor (24 Temmuz 1930)



Yalova’nın olduğu kadar, oradaki çiftlik ve köşklerinin Atatürk’ün yaşamında özel bir yeri olmuştur. Öyle ki 1929-1938 yılları arasında her yıl Yalova’ya gelmiştir. Burada birçok tarihi olay yaşanmıştır. 7 Ağustos 1930’da Başbakan İsmet İnönü ile Fethi Okyar’ı burada buluşturan Atatürk, çok partili hayata geçebilmek için Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşunu sağlamıştır. Yalova’ya sekizinci gelişinde, 26 Ağustos 1933 günü Bankası yöneticilerini kabul eden Atatürk, onlara hitaben yapmış olduğu konuşmasında, “Türkiye Bankası, mütevazi bir sermaye ile işe başlamıştır. Ancak manevi sermayesi çok büyüktü. Çünkü başında Celal Bey ve bir kaç güzide arkadaşı vardı. Bankası memleketimizin ekonomisinde çok yararlı hizmetler yapmıştır. Bence bütün bu hizmetlerin üstünde daha önemli olan bir hizmeti de bankacılıkta gençlerimizi yetiştirmiş olmasıdır. En çok bununla iftihar ederim” demiştir.

Yalova'da Millet Çiftliği'nde Yürüyen Köşk'ün İnşaatında. (24 Temmuz 1930)


Birçok tarihi olayın yaşandığı ve kararların alındığı Yalova’da Atatürk on yıl boyunca tatillerini geçirmiştir. Burada çalışmalarını yapmış, bir çok yerli ve yabancı devlet adamlarını kabul etmiştir. Kaplıcalara girmiş ve dinlenmiştir. 1937’de devlete bağışlanmı olan Yalova’daki çiftlik ve köşklerde şimdi Atatürk’ün hatıraları yatmaktadır.

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2015, 12:32   #10
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atatürk'ün Yurt Gezileri

Atatürk'ün birbirinden değerli, halka, Milletine faydalı, resimlerle belgelenmiş gezilerini ve ulu önderin söylemlerinin bir kısmını zevkle okudum.

Te... 1920'li yıllardaki kafa yapısına, düşünce ve faaliyetlerine hayran kaldım.

Aşağıya alıntı yaptığım kısım, onun ne denli aydın olduğunun kanıtı olan sadece bir paragrafıdır.


Alıntı:
“Hutbelerin halkın anlayamayacağı dilde olması, bu günkü ihtiyaçlarımıza cevap verememesi halife ile padişah adı taşıması, arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindir.
Alıntı:
Hutbeden amaç, halkı aydınlatma ve ona doğru yolu göstermektir. Başka bir şey değildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak insanları bilgisizlik içinde bırakmak demektir”
Okuyamadıklarım için, ben bu konuya tekrar dönmem lazım.

Harika konu için teşekkürler ReaL.
Ellerine sağlık.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
atatürkün, gezileri, halk, için, yurt


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:34.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.