İspanya'nın Başkenti Madrid'in Tarihi ve Görülecek Yerleri

@**Canan** · 16.08.2015, 01:54

İspanya Bayrağı

Arması

Madrid'in İspanya'daki konumu:
Koordinatlar: 40°23′K 3°43′B
Ülke: İspanya
Kuruluş: 9. yüzyıl
İdari birimler: 21 semt

Bayrağı

İspanya'daki yeri

Madrid, İspanya'nın başkenti ve Madrid bölgesinin yönetim merkezi. İber Yarımadası'nın orta kesiminde yer alır. Madrid İstanbul, Londra, Berlin ve Paris'ten sonra Avrupa'nın en kalabalık beşinci şehridir.

Coğrafya

Zengin tarihi mirasının yanısıra canlı bir kültür ve sanat merkezi olarak da önem taşır. Gelişmesi ve ülke ekonomisinde ağırlıklı bir rol kazanması yakın tarihe rastlar. Metropolitan alanın yüzölçümü 1020 km² olup nüfusu 3 milyonu aşkındır.

Avrupa'nın en yüksek başkentlerinden biri olan Madrid, Orta Plato'nun dalgalı bir platosunda 635 m yükseklikte yer alır. Yüksek konumu ve hava kütlelerinin etkisine açık olması sebebiyle ani sıcaklık değişiklikleri sık görülür. Yaz ayları boğucu olup sıcaklık bazan 38°C'ye kadar ulaşır. Yıllık ortalama sıcaklık 5-24°C arasında değişir.

Ekonomi

Madrid'in idari hizmetleri, bankacılık ve sigortacılığa dayanan ekonomisine, ulaşım ağının merkezi olması ve turizmden kaynaklanan gelirler de önemli katkıda bulunur. İkinci Dünya Savaşından sonra sanayi gelişmiş, imalat sektörünün de ağırlığı artmıştır. Başlıca sanayi mamulleri arasında, demiryolu gereçleri ve traktör yapımı, dönüştürme metalurjisi, elektrikli gereçler yapımı, besin sanayii, tekstil, kimya, plastik maddeleri işleme, optik eşya, otomobil ve kamyon motoru yer alır.

Tarihi
Manzanares Irmağına bakan kayalık bir çıkıntı üzerinde kurulu Alhazar'ın çevresinde gelişen şehirden 932 tarihli kayıtlarda Majerit adıyla bahsedilir. Alhazar'ın 1466'daki depremde yıkılmasından sonra inşa edilen ortaçağ kraliyet sarayı, şehrin gelişmesine yeni bir hız kazandırdı. 1759-1788 arasındaki III. Carlos döneminde geniş cadde ve meydanların açılmasıyla planlı bir gelişme başladı.

Royal Palace of Madrid (Kraliyet Sarayı)

Royal Palace of Madrid

Plaza Mayor

Napoleon Savaşları (1800-1815) sırasında Fransız işgali altına giren Madrid, Joseph Bonaparte'in tahta geçmesinden sonra başlayan milli ayaklanmada öncü bir rol oynadı. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında şehre modern bir görünüm kazandıran planlı bir yapılaşma başladı.

İspanya iç savaşı (1936-1939) sırasında ağır bombardımanlara maruz kalan Madrid büyük bir yıkıma uğradı. Ancak bundan sonra geniş çaplı bir onarım dönemi başladı. Şehrin gelişmesi zamanla çevredeki banliyöleri de içine aldı. 1960'lardaki değişimlerde tarihi mirasa ağır darbeler indirilmekle beraber, sonraki yıllarda tarihi yapıları koruma tedbirleri alındı.

@**Canan** · 20.08.2015, 14:50

Madrid Hakkında Diğer Bilgiler

Avrupa kıtasının en solunda, İber yarımadasının ortasındaki platoya kurulu Madrid kenti dünyanın en serüven düşkünü insanlarının yaşadığı bir memletin başkenti de sayılabilir. Amerika buradan yola çıkılarak keşfedildi. Dünyanın en uzun yaşayan diktatörü Franko Madrid'te egemenliğini sürdürdü. Tam 30 yıl..

Zil, Şal ve Gülüyle.. Boğa güreşleri ve flamenko danslarıyla, tatlı futbol çılgınlığıyla, büyük tarihi saltanat çalkantılarıyla Madrid Avrupa'nın en renkli kültür bahçelerinden biridir de diyebiliriz. Renkli eğlencelerin merkezidir Madrid. İspanyol krallığının sahip olduğu gücü ve ihtişamı yansıtan yapıtlar bu kenti daha da görkemli kılıyor. Bourbon hanedanına ev sahipliği yapan ikibin sekizyüz odalı saray bunun en açık göstergesidir.

Las Ventas (Arena)

Las Ventas Boğa Güreşi Arenası ise ünlü mekanlarından biridir sadece. Dünyanın en büyük sanat müzelerinden olan Prado ile Botanik Bahçeleri de yoğun ilgi çeken alanlardan biridir. Uzun, keyifli Madrid akşamlarında İspanyol yemekleri, barlarında sabahlara kadar eğlence ve flamenko ile geçen uzun geceler...

Plaza de Mayor

Sanat, Avrupa ruhu, müzik, Latin dilleri, şarap, Don Kişot, modernizm ve de mimari Madrid'in kısa bir özeti diyebiliriz. Madrid'de Avrupa'nın en önemli avlularından biri olan Plaza Mayor'a doğru kargacık burgacık sokaklarda ilerlerken, çok renkli ama çok uyumlu bir tabloya girmiş gibi olursunuz.

İspanya'da her şey biraz şansa da bağlıdır. Dışarıdan hoş görünmeyen bir yer size bir geceliğine inanilmaz fiyatlara mal olabilir. Dükkanlar öğleden sonra genellikle kapalıdır ama o bile şehrine ve de bölgeye göre değişir, bir şey için herhangi bir standart belirlemek imkansızdır. Her şey Madrid'te muhitlere ve caddenin önemine bağlı olarak fiyat değiştirir, insanın gözünü yanıltacak derecede ihtişamlı gorünmemelerine rağmen. Bir müzenin bileti yedi yüz pesetayken, çok daha önemli bir müzenin giriş bileti beş yüz peseta olabilir.

Madrid'te herkes aynı anda yemek yer, işe gider ya da siesta yapıp öğleden sonranın keyfini çıkarır.. Yemek, İspanyol kültürünün en önemli göstergelerinden biri sayılabilir. İspanya'nın zengin alternatifleriyle lezzetli ama hep kendi kültürünün özünü taşıyan bir damak tadına sahip bir mutfağı vardır..

Kendi özünden ve de tarihinden öylesine emindir ki bir öğleden sonra oturduğunuz herhangi bir kafede inanılmaz hızlı bir İspanyolca'yla dünyayı kurtarmaya çalışan insanlar arasında bulursunuz kendinizi.. Zaman kavramı altüst olmuş gibidir bu kentte. Öğleden sonraki uykularla geceleri uyumayan bu kentin gecenin geç saatlerine özgü coşkusu ve dayanılmaz çekiciliği arasında yiter gider insan. Kendi zamanlarını kendileri dokur.

Sıcak Akdeniz karakteri taşıyan İspanyollar çevrelerindeki olaylarla fazlasıyla ilgilidir. Şehrin boylu boyuna uzanan labirent sokakları dışarıdaki dünyaya insanları hakkında hiçbir ip ucu vermez. İnanılmaz bir kültürü olan ve güçlü bir Katolik İspanya'nın ruhu her yerde hissedilir; ama iyi bir gözlemciyseniz görürsünüz Madrid'i ve insanların ruhunu.

Geniş ve tertemiz bulvarları, güzel ve aydınlık binalarıyla Madrid'te hemen hemen her köşe başında, kaldırımlara taşan midyecisi, kokoreççisi, kızarmış kalamarcısı, payellacisi (deniz ürünlü pilav) kentin rahatligini ve kolaylığını anlatır sanki.. İsterseniz bir kesekağıdına sarılan küçük kızarmiş balığı yiyerek de dolaşabilirsiniz sokaklarında.. Yemeklerin eşsiz tatları, minik tadımlık mezeler her an elinizin altındadır.

Madrid hem büyük bir Avrupa kenti olduğu halde doğu (arap) ile batı sentezini kotarmış bir kenttir. Emevi uygarlığının yansımaları El Greko, Velaskes, Picasso, Dali gibi ünlü ressamlarin ve Gaudi gibi mimarlarin bu uygarlıktan ışık aldıkları besbellidir.

Kaydet

@**Canan** · 14.10.2015, 19:13

Görülmesi Gereken Yerleri

Royal Palace (Kraliyet Sarayı)

Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real), 18. yüzyılda Madrid’de yapılan bir saraydır. Sarayın yapıldığı tepede bulunan kraliyet kalesi 18. yüzyılda yanınca onun yerine V. Felipe tarafından bir sarayın inşa edilmesi emri verilmiştir. Madrid Kraliyet Sarayı, mimarisinin yanı sıra eşsiz ve görkemli iç dekorasyonuyla da dikkat çekmektedir. Sarayın iç düzenlemesi III. ve IV. Carlos’un eseridir.

Saray, 1931 yılında XIII.Alfonso’nun tahttan çekilmesine kadar hükümdar ikametgahı olarak kullanılmaktaydı. Günümüzde ise, devlet törenleri için kullanılmaktadır. Kraliyet ikametgahı olarak ise Zarzeula Sarayı kullanılmaktadır. Sarayın etrafı Sabatini ve Campo del Moro Bahçeleri ile çevrilidir.

Sarayın Şapeli

Sarayın Şapeli

Avrupa’nın en çok ziyaret edilen noktalarından olan Kraliyet Sarayı’nda sergi, giriş, III. Carlos, IV. Carlos Salonları ve Şapel Odaları bulunmaktadır. Mutlaka görmeniz gereken eser ve kısımlar arasında 19. yüzyılda yapılan görkemli yemek salonu, özel üretim porselenlerle kaplanan Porselen Salon, Rokoko Çin işleriyle bezeli olan Gasparini Salonu, III. Carlos taht dönemi havasının korunduğu Taht Salonu, seramik kavanozları ve şifalı otlarıyla meşhur eczane kısmı, ana kata çıkışın sağlandığı giriş holü, Plaza de Armas Meydanı bulunmaktadır.

Eski kralların ikamet ettiği çok ihtişamlı olarak dekore edilmiş ve döşenmiş saray, bu gün müze olarak kullanılıyor. Burada müze bölümü ile, Kral III. Karlos ile Kraliçe II. İsabel’in özel odalarını görebilirsiniz. Müze bölümünde, resimler, giysiler, antika mobilyalar ve porselenler, duvar halıları, freskler gibi sanat eserleri bulunur. İçerisinde bulunan eski silahlar ve mücevherler oldukça ilgi çekicidir.

Palacio de Cibeles ( Kibele Sarayı) oldukça ihtişamlı, içinde çeşitli sergi ve etkinliklerin düzenlendiği bir kültür merkezidir aynı zamanda. 6 katlı binaya girecek olursanız, her katında farklı bir kültürel tema ile karşılaşır, içinde turistler için oluşturulmuş bilgi masasından şehir broşürleri, haritalar ve yönlendirmeleri alabilirsiniz. En üst katındaki terasta Madrid’in en güzel panoramik manzarasını seyretme ve fotoğraf çekme imkanınız bulunur.

Palace of Communications

İletişim Sarayı

Palacio de Comunicaciones (Kibele Palas) ( İletişim Sarayı) Madrid’de yer alan İspanya posta teşkilatının merkezi binasıdır.

Saray, Madrid'in merkezinde, 12.200 m² lik, bahçe avlusu ile birlikte, 30.000 m²lik bir alanı kaplar. Planlama, 1904 yılında, Mimar Antonio Palacios, Julián Otamendi ve Sivil Ángel Chueca Sainz başkanlığında başladı. 1907 yılında da temel atma töreni gerçekleştirildi.

Bina o zaman, 10.311.860 Pesetaya mal olmuştur. 14 Mart 1919 yılında da, Kral Alfonso XIII. Palacio de Comunicaciones adı ile açılışını yapmış, Posta, telgraf ve telefon ana merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır... İletişim sarayı, bir kaç tadilat geçirdikten sonra, 5 Kasım 2007 tarihinde Victoria Eugénie arzusu ile, Madrid Kent Konseyi karargahına kabul edilmiştir.

2008 - 2009 yılında, Alman mühendislik firması Schlaich, Berger ve Ortaklarına, otopark avlusu olarak kullanılmak üzere, üzerine bir cam tavan yaptırılmıştır. Bina, 2011 senesinde Palacio de Cibeles olarak yeniden adlandırılmıştır.

@**Canan** · 14.10.2015, 19:18

Plaza de Cibeles

Cibeles Meydanı

Plaza de Cibeles, Madrid’de bulunan ünlü meydanlardan biridir. Centro, Retiro ve Salamanca için sınır noktasında bulunan meydan, Paseo del Prado – Paseo de Recoletos arasındadır. Şehrin en işlek noktalarından birinde kavşak niteliğinde yer alan Plaza de Cibeles’de mimari açıdan görkemli yerler bulunmaktadır.

Meydandaki Kibele Çeşmesi (Fountain of Cibeles), 18. yüzyıldan kalmadır ve neoklasik tarzdaki bu yapı Roma Doğa Tanrıçası Kibele’den esinlenilerek, Ventura Rodriguez tarafından yapılmıştır. Bu çeşme günümüzde, Real Madrid taraftarlarının zafer kutlamaları için buluşma noktası olarak bilinmektedir. Meydanda görmeniz gereken diğer yapılardan bazıları 1777 yılında inşa edilen Kibele Sarayı, 19. yüzyıldan kalma İspanya Banka Binası, Linares Sarayı’dır.

Yunan mitolojisine göre Tanrıca Kibele, tabiatın ve şehrin koruyucusu olarak kabul edilir. Şehrin ilk kamusal su kaynağı olan ve tanrıçanın bereketini simgeleyen çeşme, ilk yapıldığında Palacio de Cibeles ‘in ( Kibele Sarayı) hemen yanındayken, 19. Yüzyılın sonuna doğru meydanın ortasındaki yerine taşınmıştır.

Günümüzde Real Madrid taraftarlarının maç zaferlerini kutlamak için geldikleri ilk yerlerden biri olarak da önemlidir. Özellikle Şampiyonlar Ligi ya da İspanya ligindeki büyük kutlamalarda tanrıçanın etrafına sarılı olan Real Madrid bayrakları günlerce kalır. Buna karşılık ezeli rakipleri Atletico Madrid taraftarları da, hemen bu yolun aşağısındaki Neptune çeşmesine giderler. Her iki çeşme de başlangıçta yüzleri birbirlerine bakacak şekilde yerleştirilmiş, 19. Yüzyılın sonunda yüzleri şehre dönük hale getirilmiştir.

Puerta del Sol

Puerta del Sol ( "Güneşin Kapısı"), onbeşinci yüzyıldan kalma, Madrid'i saran şehir duvarlarının kapılarından biriydi. İspanya'nın ulaşım sisteminin merkezidir. Meydan, ayrıca çok ünlü bir saate de sahiptir. 31 Aralık 1962'den beri burada yapılan yeni yıl kutlamaları televizyonlardan canlı olarak verilir.

Puerta del Sol Meydanındaki Postane

Onyedinci ve ondokuzuncu yüzyıllar arasında meydan önemli bir buluşma yeriydi. Ülke dışından ya da İspanya'nın diğer şehirlerinden gelen kuryeler postaneye uğruyorlardı. Ayrıca, yeni haberler öğrenmeye hevesli insanlar da sık sık meydana uğruyorlardı.

Postane binası, Fransız mimar Jacques Marquet tarafından 1766 ile 1768 arasında inşa edildi. Francisco Franco'nun diktatörlüğü sırasında İç İşleri Bakanlığı'nın merkezi oldu.

Puerta'da yer alanlar

Puerta del Sol'da İspanya'yla ilgili görülebilecek hem uluslararası hem de yurtiçi öneme sahip bazı yerler vardır. Güney tarafındaki eski postane bunlardan biridir. Yine, güneyde III. Carlos'un bir heykeli yer alır. Doğudaki iki bana olan Calle de Alcalá ve Carrera de San Jerónimo arasında ise ünlü Tio Pepe vardır. Kuzeyde ise ayı ve kocayemiş ağacı heykeli görülebilir. Bu heykel Madrid'in simgelerinden biridir.

İspanya ulaşımının temelini oluşturmasının yanı sıra, özellikle savaş ve vahşet karşıtı gösteriler ve protestolar için de burada toplanılır. Ayrıca, Sol ismi verilen bir metro hattı da meydanın altından geçmektedir.

Postane Binası

Komşu binalar, pek çok dükkânı barındırır ve meydan çok sayıda turist de çeker. Alan, gece geç saatlere kadar kalabalıktır. Yakınlarında pek çok bar ve gece kulübü vardır.

@**Canan** · 15.01.2016, 13:27

Madrid Plaza de Espana

(İspanya Meydanı)

İspanya'nın ünlü meydanı olan Plaza de Espana'nın yapımına, 1914 yılında başlanmış ve 1928 yılında sona ermiştir. Meydan ilk zamanlarda, ordu tarafından karargah olarak kullanılıyordu.

Alanda, İspanya şehrini anlatan gravürler, devasa kuleler ve İspanyolların Atlas Okyanusuna açılmasını simgeleyen su kanalları bulunmaktadır. Burada, ilgi çekici heykeller de yeralmaktadır. Heykellerin arasında yer alan, zürafa gökdeleni yoğun ilgi görenlerden biridir.

Madrid Plaza'nın merkezinde, turistler tarafından çok ilgi gören, ünlü İspanyol şair, yazar ve oyun yazarı Miguel de Cervantes Saavedra’nın anıtı da bulunmaktadır. Anıtın iki yanında yer alan heykeller ise, Don kişotun iki aşkı olan Aldonzo Lorenzo ile Dulcinea del Toboso’nun heykelleridir.

Plaza Mayor

(Mayor Meydanı)

Madrid’de yer alan meydanlardan bir diğeri de Plaza Mayor'dur. Puerta del Sol’e yürüme mesafesinde bulunan meydan, Habsburg dönenimde inşa edilmiştir. Turistlerin uğrak noktasıdır. Meydan, mimar Juan de Herrera tarafından tasarlanmış, 1620 yılında III. Felipe döneminde açılmıştır. Burada, III. Felipe’nin heykeli de görülebilir.

Üçgen şeklinde yapılan meydan, son halini, geçirdiği bir yangın sonucunda almıştır. İspanyol Sivil Savaşı sonrasında “Plaza Mayor” ismini kazanan meydanda bulunan 3 katlı yapı 237 tane balkonu ile dikkat çeker. Yaklaşık 50.000 kapasiteli Plaza Mayor, devlet kutlamaları, oyunlar ve boğa güreşleri için kullanılmaktaydı. Bu meydanda düzenlenen en önemli etkinlik Aziz San Isidro’nun aziz ilan edilişidir.

@**Canan** · 16.01.2016, 17:15

Almudena Cathedral

Almudena, Madrid’de bulunan, “Kent Katedrali” olarak da bilinen son derece görkemli görüntüye sahip bir katedraldir.

Palacio Real’in karşısında bulunan Almudena’nın inşası 1879 – 1993 yılları arasında yapılmış olup, yapımında birçok mimar görev almış, ve bazı dönemlerde yapının inşası tamamen durmuştur. İnşasının bu kadar uzun sürmesinin en temel nedeni ekonomiktir.

Katedral planı Papa Leo XIII döneminde yapılmıştır. Almudena Katedrali’nin en önemli özelliklerinden biri 1993 yılında Papa Kohn Paul II tarafından vakfedilmesi ve Papa tarafından vakfedilen tek katedral olmasıdır. Neoklasik ve gotik mimari özelliklerinin iç içe kullanıldığı katedralde tavan süslemeleri ve 16. yüzyıldan kalma sunak taşı oldukça görkemlidir.

Katedral bünyesinde bulunan küçük müzede katedral hazineleri görülebilir. Yapının kule kısmından şehir manzarası ve loş mahzen de görülmeye değerdir. Almudena Katedrali’nde düzenlenen en güncel olay 2004 yılında taht veliahtı Prens Felipe ile eşinin burada düzenlenen düğün törenidir.

El Escorial

@**Canan** · 16.01.2016, 17:16

Las Ventas

Arena

Plaza de Toros de Las Ventas, Madrid’de görülmesi gereken bir boğa güreşi arenasıdır. Arena boğa güreşinin doğduğu yer olarak kabul edilmektedir. 25.000 izleyici kapasitesine sahip olan las ventas arenası İspanya ülkesinin boğa güreşi evi olarak nitelendirilir. boğa güreşleri mart ayında başlar ve aralık ayında sonlanır.

Arenayı gördüğünüzde seramik ağırlıklı bir mimari dikkatinizi çekecektir. Bunun nedeni ise bu arenanın Fas tarzında inşa edilmiş olmasıdır. Las ventas arenasının mimarı ise Jose Espeliudur.

Boğa güreşi olmayan dönemlerde ise arena elbetteki boş kalmamaktadır. Boğa güreşlerinden kalan zamanlarda arenada genelde konserler ya da gösteriler gerçekleşir. Boğa güreşi İspanya’nın en yaygın aktivitelerinden biridir. İspanya halkı boğa güreşlerine ayrı bir ilgi duyar. Bu nedenle şehirde belli zamanlarda da festivaller düzenlenir. Bu festivallere denk gelirseniz şehirde 24 saat neredeyse boğa güreşleri yapıldığına denk gelirsiniz.

Boğa güreşi her ne kadar bir çok kesim ve İspanya halkı tarafından yoğun ilgi görse de hayvanlara yapılan kötü muamele nedeni ile bir çok insan boğa güreşine karşıdır.

Estadio Santiago Bernabeu

(Stadyum)

Estadio Santiago Bernabeu İspanya'nın Madrid şehrinde 1947 yılında yapılan stadyum. Bu stadyumun ev sahibi takimı F.C Barcelonadır, bu stadı antrenman için kullanmaktadır. İsmi efsane başkan Santiago Bernabéu Yeste'den gelmektedir.

Tarihi

İnşaat çalışmaları 27 Ekim 1944'te başlayan stat, Aralık 1947'de törenle açıldığında ilk isim olarak Estadio Chamartín seçilmiştir. 4 Ocak 1955'te ise Real Madrid, stadın adını bugünkü ismi olan Estadio Santiago Bernabéu olarak değiştirmiştir.

Stat kapasitesi değişkenlik göstermektedir. İlk yapıldığında 70.000 kapasiteli olan stadyum, 1953'te 120.000'e ulaşmıştır. Stadın yenilenme çalışmaları esnasında kapasitesi azaltılmıştır. Bunun nedeni UEFA standartlarındaki statların tamamen koltuklu olmasıdır. Bugünkü kapasitesi 85.454'tür.

Stad yapıldığından beri, Real Madrid maçlarının yanı sıra, çok önemli uluslararası turnuvalara ve final maçlarına ev sahipliği yapmıştır. Metro bağlantısı mevcut olan stat Madrid'in iş ve ticaret bölgelerinden birinde bulunmaktadır. Ayrıca bu stat 2010 UEFA Şampiyonlar Ligi finaline de ev sahipliği yapmıştır.

@**Canan** · 16.01.2016, 17:16

Müzeler

Prado Müzesi

Prado Müzesi (İspanyolca: Museo del Prado), İspanya'nın başkenti Madrid'de yer alan bir müze ve sanat galerisidir. Resim ve heykel müzesi olarak kurulmuş olup, ayrıca 5.000 den fazla çizim, 2.000 baskı, 1.000 madeni para, Madalyalar ve yaklaşık 2.000 süs eşyaları ve sanat eserlerini içerir. Heykel, küçük bir sayıdaki eksik heykelsel parçalara göre 700 den fazla eserle temsil edilir. Madrid'de en çok ziyaret edilen yerdir.

Dünya'nın en önemli müzelerinden biri olan, 19 Kasım 1819'da Jean de Villanueva'nın yapmış olduğu yapıda hizmete giren Prado Müzesi, krallık koleksiyonlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.

İspanyol ressamlarının (El Greco, Velazquez, Goya, vb.) ve Hollanda ressamlarının (Bosch, Rubens, vb.) pek çoğunun yapıtlarının yanı sıra, birçok heykel, çizim vb. sanat yapıtı içermektedir.

Koleksiyonlar

Las Meninas, Diego Velázquez, müzenin en meşur sanat çalışmalarındandır. La maja desnuda, Francisco de Goya, müzenin en meşhur sanat çalışmalarından diğer biridir.

Müzede sergilenen yaklaşık 1.300 tablo ile, müzenin dünya klas statüsü muhafaza edilmektedir. Prado El Greco, Bartolomé Estéban Murillo, Jusepe de Ribera, Francisco de Zurbarán ve daha çok önde gelen İspanyol eski ustaların eserleri olduğu kadar çok sayıdaki Diego Velázquez ve Francisco Goya'nın en güzel eserlerine sahiptir. Ayrıca Alman ressamların geniş bir grup önemli çalışmaları Hieronymus Bosch (a personal favorite of King Philip II of Spain), Titian, Peter Paul Rubens, Raphael ve Joachim Patiner vardır. Güzel çalışmalara örnek Andrea Mantegna, Botticelli, Caravaggio, Guido Reni, Albrecht Dürer, Rembrandt, Orazio Gentileschi, Artemisia Gentileschi, Veronese, Hans Baldung Grien, Fra Angelico, Antonello da Messina, Van der Weyden, Nicolas Poussin, Claude Gellée, Thomas Gainsborough, Thomas Lawrence ve birçok diğer dikkate değer sanatçılar ayrıca müzede gösterimdedir.

Las Meninas (Velázquez)

Müzedeki en iyi bilinen sergilenmekte olan eser Velázquez tarafından yapılmış olan Las Meninas dır.

Pablo Picasso'nun ünlü çalışması Guernica onun İspanya'nın demokrasiye dönüşüyle İspanya'ya geri gelmesinden sonra sergilendi. Fakat eser 1992 yılında Museo Reina Sofía'ya taşındı.

@**Canan** · 16.01.2016, 17:17

Thyssen-Bornemisza Museum

Thyssen-Bornemisza Müzesi (İspanyolca: Museo Thyssen-Bornemisza), İspanya'nın başkenti Madrid'de bulunan kamuya açık müzedir. Müze zengin bir işadamı ve sanat meraklısı olan Baron Hans Heinrich Thyssen-Bornemisza'nın özel koleksiyonudur.

Tarihçe
Özel bir koleksiyon merakıyla sanat eserleri toplamaya başlayan Heinrich genelde ABD'li zenginlerden sanat eserleri alır. 20. yüzyılın başında Avrupa'dan sanat eseri toplayan ABD'li zenginler 1929 Dünya Ekonomik Bunalımıyla beraber ellerindeki değerli eserleri satma yolunu seçerler. Bu dönemde Heinrich çok önemli eserleri koleksiyonuna ekler. Koleksiyon Heinrich'in oğlu Hans tarafından sürdürülür. Hans bu koleksiyonu genişletip düzenleyerek dünyanın en büyük özel koleksiyonlarından birisi haline getirmiştir. Baronun 1985 yılında evlendiği eşi Carmen Cervera eşini koleksiyonu serilemek konusunda ikna eder. İspanyol Hükümeti ve aile arasında yapılan anlaşmanın ardından 1992 yılında koleksiyonun sergilendiği müze açılır.

Koleksiyon

Koleksiyondaki eski döneme ait eserler daha çok baba Heinrich tarafından satın alınmış, oğul Hans ise daha çok modern eserlerle ilgilenmiştir. sonuçta Avrupa sanat tarihindeki sekizyüz yılı kapsayan özgün bir koleksiyon meydana gelmiştir. Öne çıkan eserlerin başında 14. ve 15. yüzyıl İtalyan ressamların eserleri bulunur.

Başta Ducio olmak üzere bu dönemde eser vermiş Flaman ve Hollandalı ressamlar Jan van Eyck, Albrecht Dürer ve Hans Holbein de koleksiyonda yer alır. Koleksiyonda eserleri olan Rönesans ve Barok dönemlere ait sanatçılar arasında Antonello da Messina, Titian, Sebastiano del Piombo, Caravaggio, Rubens, Van Dyck, Murillo, Rembrandt, Frans Hals, Domenico Ghirlandaio ve Vittore Carpaccio bulunur. İzlenimcilik akımına ait çok sayıda eser de müzede bulunur, sanatçılar arasında Claude Monet, Auguste Renoir, Edgar Degas ve Vincent van Gogh sayılabilir. 20. yüzyıl başyapıtları koleksiyonda bulunan sanatçılar arasında ise Picasso, Piet Mondrian ve Edward Hopper yer alır.

Baron und Baronese

Koleksiyondaki bazı eserler özel bir anlaşma ile Barcelona'daki Museu Nacional d'Art de Catalunya'da sergilenmektedir. Müze yönetimi 2011 yılında yaşanmakta olan ekonomik darboğazı aşmak adına İngiliz sanatçı John Constable'ın The Lock adlı eserini 22.4 milyon paunda Londra'da satmıştır.

@**Canan** · 16.01.2016, 17:17

Sorolla Museum

Sorolla Müzesi (İspanyolca: Museo Sorolla), İspanya'nın başkenti Madrid'de bulunan kamuya açık müzedir. İspanyol ressam Joaquín Sorolla'nın eski evinden dönüştürülen müze Paseo del General Martínez Campos 37 numaradadır.

Tarihçe
İspanyol ressam Joaquín Sorolla vasiyetinde tüm eserlerini ve mal varlığını İspanyol devletine bırakmıştır. 1923 yılında ölümünün ardından eşi Clotilde García del Castillo 1925 yılında ilgili kurumlara başvurarak kurulacak bir vakıf aracılığıyla sanatçının evinin müzeye dönüştürülmesini ister. 1931 yılında kabul edilen proje sonunda yapı mimar Enrique María Repullés tarafından restore edildikten sonra 1932 yılında müze olarak açılır. Müzenin ilk müdürü sanatçının oğlu Joaquín Sorolla García olmuş ve bu görevi öldüğü 1948 yılına kadar sürdürmüştür. Müze 1973 yılından itibaren Kültür Bakanlığına bağlanmıştır.

Koleksiyon
Müzede çoğunluğu Sorolla'nın eseri olmak üzere birçok sanat eseri mevcuttur. Bu eserler genel olarak dört kategoriye ayrılabilir:

Auguste Rodin, Pedro de Mena ve Mariano Benlliure gibi heykeltıraşların heykelleri.

Roma İmparatorluğu ve Endülüs Emevî Devleti dönemine ait arkeolojik kalıntılar.

Daniel Zuloaga gibi sanatçılara ait seramik eserler.

José de Ribera, Aureliano de Beruete, Benlliure, Mariano Fortuny ve John Singer Sargen gibi sanatçıalrın resimleri.

16.08.2015, 01:54	#1
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	İspanya'nın Başkenti Madrid'in Tarihi ve Görülecek Yerleri İspanya Bayrağı Arması Madrid'in İspanya'daki konumu: Koordinatlar: 40°23′K 3°43′B Ülke: İspanya Kuruluş: 9. yüzyıl İdari birimler: 21 semt Bayrağı İspanya'daki yeri Madrid, İspanya'nın başkenti ve Madrid bölgesinin yönetim merkezi. İber Yarımadası'nın orta kesiminde yer alır. Madrid İstanbul, Londra, Berlin ve Paris'ten sonra Avrupa'nın en kalabalık beşinci şehridir. Coğrafya Zengin tarihi mirasının yanısıra canlı bir kültür ve sanat merkezi olarak da önem taşır. Gelişmesi ve ülke ekonomisinde ağırlıklı bir rol kazanması yakın tarihe rastlar. Metropolitan alanın yüzölçümü 1020 km² olup nüfusu 3 milyonu aşkındır. Avrupa'nın en yüksek başkentlerinden biri olan Madrid, Orta Plato'nun dalgalı bir platosunda 635 m yükseklikte yer alır. Yüksek konumu ve hava kütlelerinin etkisine açık olması sebebiyle ani sıcaklık değişiklikleri sık görülür. Yaz ayları boğucu olup sıcaklık bazan 38°C'ye kadar ulaşır. Yıllık ortalama sıcaklık 5-24°C arasında değişir. Ekonomi Madrid'in idari hizmetleri, bankacılık ve sigortacılığa dayanan ekonomisine, ulaşım ağının merkezi olması ve turizmden kaynaklanan gelirler de önemli katkıda bulunur. İkinci Dünya Savaşından sonra sanayi gelişmiş, imalat sektörünün de ağırlığı artmıştır. Başlıca sanayi mamulleri arasında, demiryolu gereçleri ve traktör yapımı, dönüştürme metalurjisi, elektrikli gereçler yapımı, besin sanayii, tekstil, kimya, plastik maddeleri işleme, optik eşya, otomobil ve kamyon motoru yer alır. Tarihi Manzanares Irmağına bakan kayalık bir çıkıntı üzerinde kurulu Alhazar'ın çevresinde gelişen şehirden 932 tarihli kayıtlarda Majerit adıyla bahsedilir. Alhazar'ın 1466'daki depremde yıkılmasından sonra inşa edilen ortaçağ kraliyet sarayı, şehrin gelişmesine yeni bir hız kazandırdı. 1759-1788 arasındaki III. Carlos döneminde geniş cadde ve meydanların açılmasıyla planlı bir gelişme başladı. Royal Palace of Madrid (Kraliyet Sarayı) Royal Palace of Madrid Plaza Mayor Napoleon Savaşları (1800-1815) sırasında Fransız işgali altına giren Madrid, Joseph Bonaparte'in tahta geçmesinden sonra başlayan milli ayaklanmada öncü bir rol oynadı. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında şehre modern bir görünüm kazandıran planlı bir yapılaşma başladı. İspanya iç savaşı (1936-1939) sırasında ağır bombardımanlara maruz kalan Madrid büyük bir yıkıma uğradı. Ancak bundan sonra geniş çaplı bir onarım dönemi başladı. Şehrin gelişmesi zamanla çevredeki banliyöleri de içine aldı. 1960'lardaki değişimlerde tarihi mirasa ağır darbeler indirilmekle beraber, sonraki yıllarda tarihi yapıları koruma tedbirleri alındı.

20.08.2015, 14:50	#2
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: İspanya'nın Başkenti \| Madrid Madrid Hakkında Diğer Bilgiler Avrupa kıtasının en solunda, İber yarımadasının ortasındaki platoya kurulu Madrid kenti dünyanın en serüven düşkünü insanlarının yaşadığı bir memletin başkenti de sayılabilir. Amerika buradan yola çıkılarak keşfedildi. Dünyanın en uzun yaşayan diktatörü Franko Madrid'te egemenliğini sürdürdü. Tam 30 yıl.. Zil, Şal ve Gülüyle.. Boğa güreşleri ve flamenko danslarıyla, tatlı futbol çılgınlığıyla, büyük tarihi saltanat çalkantılarıyla Madrid Avrupa'nın en renkli kültür bahçelerinden biridir de diyebiliriz. Renkli eğlencelerin merkezidir Madrid. İspanyol krallığının sahip olduğu gücü ve ihtişamı yansıtan yapıtlar bu kenti daha da görkemli kılıyor. Bourbon hanedanına ev sahipliği yapan ikibin sekizyüz odalı saray bunun en açık göstergesidir. Las Ventas (Arena) Las Ventas Boğa Güreşi Arenası ise ünlü mekanlarından biridir sadece. Dünyanın en büyük sanat müzelerinden olan Prado ile Botanik Bahçeleri de yoğun ilgi çeken alanlardan biridir. Uzun, keyifli Madrid akşamlarında İspanyol yemekleri, barlarında sabahlara kadar eğlence ve flamenko ile geçen uzun geceler... Plaza de Mayor Sanat, Avrupa ruhu, müzik, Latin dilleri, şarap, Don Kişot, modernizm ve de mimari Madrid'in kısa bir özeti diyebiliriz. Madrid'de Avrupa'nın en önemli avlularından biri olan Plaza Mayor'a doğru kargacık burgacık sokaklarda ilerlerken, çok renkli ama çok uyumlu bir tabloya girmiş gibi olursunuz. İspanya'da her şey biraz şansa da bağlıdır. Dışarıdan hoş görünmeyen bir yer size bir geceliğine inanilmaz fiyatlara mal olabilir. Dükkanlar öğleden sonra genellikle kapalıdır ama o bile şehrine ve de bölgeye göre değişir, bir şey için herhangi bir standart belirlemek imkansızdır. Her şey Madrid'te muhitlere ve caddenin önemine bağlı olarak fiyat değiştirir, insanın gözünü yanıltacak derecede ihtişamlı gorünmemelerine rağmen. Bir müzenin bileti yedi yüz pesetayken, çok daha önemli bir müzenin giriş bileti beş yüz peseta olabilir. Madrid'te herkes aynı anda yemek yer, işe gider ya da siesta yapıp öğleden sonranın keyfini çıkarır.. Yemek, İspanyol kültürünün en önemli göstergelerinden biri sayılabilir. İspanya'nın zengin alternatifleriyle lezzetli ama hep kendi kültürünün özünü taşıyan bir damak tadına sahip bir mutfağı vardır.. Kendi özünden ve de tarihinden öylesine emindir ki bir öğleden sonra oturduğunuz herhangi bir kafede inanılmaz hızlı bir İspanyolca'yla dünyayı kurtarmaya çalışan insanlar arasında bulursunuz kendinizi.. Zaman kavramı altüst olmuş gibidir bu kentte. Öğleden sonraki uykularla geceleri uyumayan bu kentin gecenin geç saatlerine özgü coşkusu ve dayanılmaz çekiciliği arasında yiter gider insan. Kendi zamanlarını kendileri dokur. Sıcak Akdeniz karakteri taşıyan İspanyollar çevrelerindeki olaylarla fazlasıyla ilgilidir. Şehrin boylu boyuna uzanan labirent sokakları dışarıdaki dünyaya insanları hakkında hiçbir ip ucu vermez. İnanılmaz bir kültürü olan ve güçlü bir Katolik İspanya'nın ruhu her yerde hissedilir; ama iyi bir gözlemciyseniz görürsünüz Madrid'i ve insanların ruhunu. Geniş ve tertemiz bulvarları, güzel ve aydınlık binalarıyla Madrid'te hemen hemen her köşe başında, kaldırımlara taşan midyecisi, kokoreççisi, kızarmış kalamarcısı, payellacisi (deniz ürünlü pilav) kentin rahatligini ve kolaylığını anlatır sanki.. İsterseniz bir kesekağıdına sarılan küçük kızarmiş balığı yiyerek de dolaşabilirsiniz sokaklarında.. Yemeklerin eşsiz tatları, minik tadımlık mezeler her an elinizin altındadır. Madrid hem büyük bir Avrupa kenti olduğu halde doğu (arap) ile batı sentezini kotarmış bir kenttir. Emevi uygarlığının yansımaları El Greko, Velaskes, Picasso, Dali gibi ünlü ressamlarin ve Gaudi gibi mimarlarin bu uygarlıktan ışık aldıkları besbellidir. Kaydet Konu Canan tarafından (02.11.2015 Saat 14:10 ) değiştirilmiştir..

14.10.2015, 19:13	#3
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap:İspanya'nın Başkenti \| Madrid *Görülmesi Gereken Yerleri* Royal Palace (Kraliyet Sarayı) Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real), 18. yüzyılda Madrid’de yapılan bir saraydır. Sarayın yapıldığı tepede bulunan kraliyet kalesi 18. yüzyılda yanınca onun yerine V. Felipe tarafından bir sarayın inşa edilmesi emri verilmiştir. Madrid Kraliyet Sarayı, mimarisinin yanı sıra eşsiz ve görkemli iç dekorasyonuyla da dikkat çekmektedir. Sarayın iç düzenlemesi III. ve IV. Carlos’un eseridir. Saray, 1931 yılında XIII.Alfonso’nun tahttan çekilmesine kadar hükümdar ikametgahı olarak kullanılmaktaydı. Günümüzde ise, devlet törenleri için kullanılmaktadır. Kraliyet ikametgahı olarak ise Zarzeula Sarayı kullanılmaktadır. Sarayın etrafı Sabatini ve Campo del Moro Bahçeleri ile çevrilidir. Sarayın Şapeli Sarayın Şapeli Avrupa’nın en çok ziyaret edilen noktalarından olan Kraliyet Sarayı’nda sergi, giriş, III. Carlos, IV. Carlos Salonları ve Şapel Odaları bulunmaktadır. Mutlaka görmeniz gereken eser ve kısımlar arasında 19. yüzyılda yapılan görkemli yemek salonu, özel üretim porselenlerle kaplanan Porselen Salon, Rokoko Çin işleriyle bezeli olan Gasparini Salonu, III. Carlos taht dönemi havasının korunduğu Taht Salonu, seramik kavanozları ve şifalı otlarıyla meşhur eczane kısmı, ana kata çıkışın sağlandığı giriş holü, Plaza de Armas Meydanı bulunmaktadır. Eski kralların ikamet ettiği çok ihtişamlı olarak dekore edilmiş ve döşenmiş saray, bu gün müze olarak kullanılıyor. Burada müze bölümü ile, Kral III. Karlos ile Kraliçe II. İsabel’in özel odalarını görebilirsiniz. Müze bölümünde, resimler, giysiler, antika mobilyalar ve porselenler, duvar halıları, freskler gibi sanat eserleri bulunur. İçerisinde bulunan eski silahlar ve mücevherler oldukça ilgi çekicidir. Palacio de Cibeles ( Kibele Sarayı) oldukça ihtişamlı, içinde çeşitli sergi ve etkinliklerin düzenlendiği bir kültür merkezidir aynı zamanda. 6 katlı binaya girecek olursanız, her katında farklı bir kültürel tema ile karşılaşır, içinde turistler için oluşturulmuş bilgi masasından şehir broşürleri, haritalar ve yönlendirmeleri alabilirsiniz. En üst katındaki terasta Madrid’in en güzel panoramik manzarasını seyretme ve fotoğraf çekme imkanınız bulunur. Palace of Communications *İletişim Sarayı* Palacio de Comunicaciones (Kibele Palas) ( İletişim Sarayı) Madrid’de yer alan İspanya posta teşkilatının merkezi binasıdır. Saray, Madrid'in merkezinde, 12.200 m² lik, bahçe avlusu ile birlikte, 30.000 m²lik bir alanı kaplar. Planlama, 1904 yılında, Mimar Antonio Palacios, Julián Otamendi ve Sivil Ángel Chueca Sainz başkanlığında başladı. 1907 yılında da temel atma töreni gerçekleştirildi. Bina o zaman, 10.311.860 Pesetaya mal olmuştur. 14 Mart 1919 yılında da, Kral Alfonso XIII. Palacio de Comunicaciones adı ile açılışını yapmış, Posta, telgraf ve telefon ana merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır... İletişim sarayı, bir kaç tadilat geçirdikten sonra, 5 Kasım 2007 tarihinde Victoria Eugénie arzusu ile, Madrid Kent Konseyi karargahına kabul edilmiştir. 2008 - 2009 yılında, Alman mühendislik firması Schlaich, Berger ve Ortaklarına, otopark avlusu olarak kullanılmak üzere, üzerine bir cam tavan yaptırılmıştır. Bina, 2011 senesinde Palacio de Cibeles olarak yeniden adlandırılmıştır.

14.10.2015, 19:18	#4
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: İspanya'nın Başkenti \| Madrid *Plaza de Cibeles* *Cibeles Meydanı* Plaza de Cibeles, Madrid’de bulunan ünlü meydanlardan biridir. Centro, Retiro ve Salamanca için sınır noktasında bulunan meydan, Paseo del Prado – Paseo de Recoletos arasındadır. Şehrin en işlek noktalarından birinde kavşak niteliğinde yer alan Plaza de Cibeles’de mimari açıdan görkemli yerler bulunmaktadır. Meydandaki Kibele Çeşmesi (Fountain of Cibeles), 18. yüzyıldan kalmadır ve neoklasik tarzdaki bu yapı Roma Doğa Tanrıçası Kibele’den esinlenilerek, Ventura Rodriguez tarafından yapılmıştır. Bu çeşme günümüzde, Real Madrid taraftarlarının zafer kutlamaları için buluşma noktası olarak bilinmektedir. Meydanda görmeniz gereken diğer yapılardan bazıları 1777 yılında inşa edilen Kibele Sarayı, 19. yüzyıldan kalma İspanya Banka Binası, Linares Sarayı’dır. Yunan mitolojisine göre Tanrıca Kibele, tabiatın ve şehrin koruyucusu olarak kabul edilir. Şehrin ilk kamusal su kaynağı olan ve tanrıçanın bereketini simgeleyen çeşme, ilk yapıldığında Palacio de Cibeles ‘in ( Kibele Sarayı) hemen yanındayken, 19. Yüzyılın sonuna doğru meydanın ortasındaki yerine taşınmıştır. Günümüzde Real Madrid taraftarlarının maç zaferlerini kutlamak için geldikleri ilk yerlerden biri olarak da önemlidir. Özellikle Şampiyonlar Ligi ya da İspanya ligindeki büyük kutlamalarda tanrıçanın etrafına sarılı olan Real Madrid bayrakları günlerce kalır. Buna karşılık ezeli rakipleri Atletico Madrid taraftarları da, hemen bu yolun aşağısındaki Neptune çeşmesine giderler. Her iki çeşme de başlangıçta yüzleri birbirlerine bakacak şekilde yerleştirilmiş, 19. Yüzyılın sonunda yüzleri şehre dönük hale getirilmiştir. *Puerta del Sol* Puerta del Sol ( "Güneşin Kapısı"), onbeşinci yüzyıldan kalma, Madrid'i saran şehir duvarlarının kapılarından biriydi. İspanya'nın ulaşım sisteminin merkezidir. Meydan, ayrıca çok ünlü bir saate de sahiptir. 31 Aralık 1962'den beri burada yapılan yeni yıl kutlamaları televizyonlardan canlı olarak verilir. Puerta del Sol Meydanındaki Postane Onyedinci ve ondokuzuncu yüzyıllar arasında meydan önemli bir buluşma yeriydi. Ülke dışından ya da İspanya'nın diğer şehirlerinden gelen kuryeler postaneye uğruyorlardı. Ayrıca, yeni haberler öğrenmeye hevesli insanlar da sık sık meydana uğruyorlardı. Postane binası, Fransız mimar Jacques Marquet tarafından 1766 ile 1768 arasında inşa edildi. Francisco Franco'nun diktatörlüğü sırasında İç İşleri Bakanlığı'nın merkezi oldu. Puerta'da yer alanlar Puerta del Sol'da İspanya'yla ilgili görülebilecek hem uluslararası hem de yurtiçi öneme sahip bazı yerler vardır. Güney tarafındaki eski postane bunlardan biridir. Yine, güneyde III. Carlos'un bir heykeli yer alır. Doğudaki iki bana olan Calle de Alcalá ve Carrera de San Jerónimo arasında ise ünlü Tio Pepe vardır. Kuzeyde ise ayı ve kocayemiş ağacı heykeli görülebilir. Bu heykel Madrid'in simgelerinden biridir. İspanya ulaşımının temelini oluşturmasının yanı sıra, özellikle savaş ve vahşet karşıtı gösteriler ve protestolar için de burada toplanılır. Ayrıca, Sol ismi verilen bir metro hattı da meydanın altından geçmektedir. Postane Binası Komşu binalar, pek çok dükkânı barındırır ve meydan çok sayıda turist de çeker. Alan, gece geç saatlere kadar kalabalıktır. Yakınlarında pek çok bar ve gece kulübü vardır.

15.01.2016, 13:27	#5
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: İspanya'nın Başkenti \| Madrid Madrid Plaza de Espana (*İspanya Meydanı) İspanya'nın ünlü meydanı olan Plaza de Espana'nın yapımına, 1914 yılında başlanmış ve 1928 yılında sona ermiştir. Meydan ilk zamanlarda, ordu tarafından karargah olarak kullanılıyordu. Alanda, İspanya şehrini anlatan gravürler, devasa kuleler ve İspanyolların Atlas Okyanusuna açılmasını simgeleyen su kanalları bulunmaktadır. Burada, ilgi çekici heykeller de yeralmaktadır. Heykellerin arasında yer alan, zürafa gökdeleni yoğun ilgi görenlerden biridir. Madrid Plaza'nın merkezinde, turistler tarafından çok ilgi gören, ünlü İspanyol şair, yazar ve oyun yazarı Miguel de Cervantes Saavedra’nın anıtı da bulunmaktadır. Anıtın iki yanında yer alan heykeller ise, Don kişotun iki aşkı olan Aldonzo Lorenzo ile Dulcinea del Toboso’nun heykelleridir. Plaza Mayor* (Mayor Meydanı) Madrid’de yer alan meydanlardan bir diğeri de Plaza Mayor'dur. Puerta del Sol’e yürüme mesafesinde bulunan meydan, Habsburg dönenimde inşa edilmiştir. Turistlerin uğrak noktasıdır. Meydan, mimar Juan de Herrera tarafından tasarlanmış, 1620 yılında III. Felipe döneminde açılmıştır. Burada, III. Felipe’nin heykeli de görülebilir. Üçgen şeklinde yapılan meydan, son halini, geçirdiği bir yangın sonucunda almıştır. İspanyol Sivil Savaşı sonrasında “Plaza Mayor” ismini kazanan meydanda bulunan 3 katlı yapı 237 tane balkonu ile dikkat çeker. Yaklaşık 50.000 kapasiteli Plaza Mayor, devlet kutlamaları, oyunlar ve boğa güreşleri için kullanılmaktaydı. Bu meydanda düzenlenen en önemli etkinlik Aziz San Isidro’nun aziz ilan edilişidir.

16.01.2016, 17:15	#6
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: İspanya'nın Başkenti \| Madrid *Almudena Cathedral* Almudena, Madrid’de bulunan, “Kent Katedrali” olarak da bilinen son derece görkemli görüntüye sahip bir katedraldir. Palacio Real’in karşısında bulunan Almudena’nın inşası 1879 – 1993 yılları arasında yapılmış olup, yapımında birçok mimar görev almış, ve bazı dönemlerde yapının inşası tamamen durmuştur. İnşasının bu kadar uzun sürmesinin en temel nedeni ekonomiktir. Katedral planı Papa Leo XIII döneminde yapılmıştır. Almudena Katedrali’nin en önemli özelliklerinden biri 1993 yılında Papa Kohn Paul II tarafından vakfedilmesi ve Papa tarafından vakfedilen tek katedral olmasıdır. Neoklasik ve gotik mimari özelliklerinin iç içe kullanıldığı katedralde tavan süslemeleri ve 16. yüzyıldan kalma sunak taşı oldukça görkemlidir. Katedral bünyesinde bulunan küçük müzede katedral hazineleri görülebilir. Yapının kule kısmından şehir manzarası ve loş mahzen de görülmeye değerdir. Almudena Katedrali’nde düzenlenen en güncel olay 2004 yılında taht veliahtı Prens Felipe ile eşinin burada düzenlenen düğün törenidir. El Escorial

16.01.2016, 17:16	#7
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: İspanya'nın Başkenti \| Madrid Las Ventas Arena Plaza de Toros de Las Ventas, Madrid’de görülmesi gereken bir boğa güreşi arenasıdır. Arena boğa güreşinin doğduğu yer olarak kabul edilmektedir. 25.000 izleyici kapasitesine sahip olan las ventas arenası İspanya ülkesinin boğa güreşi evi olarak nitelendirilir. boğa güreşleri mart ayında başlar ve aralık ayında sonlanır. Arenayı gördüğünüzde seramik ağırlıklı bir mimari dikkatinizi çekecektir. Bunun nedeni ise bu arenanın Fas tarzında inşa edilmiş olmasıdır. Las ventas arenasının mimarı ise Jose Espeliudur. Boğa güreşi olmayan dönemlerde ise arena elbetteki boş kalmamaktadır. Boğa güreşlerinden kalan zamanlarda arenada genelde konserler ya da gösteriler gerçekleşir. Boğa güreşi İspanya’nın en yaygın aktivitelerinden biridir. İspanya halkı boğa güreşlerine ayrı bir ilgi duyar. Bu nedenle şehirde belli zamanlarda da festivaller düzenlenir. Bu festivallere denk gelirseniz şehirde 24 saat neredeyse boğa güreşleri yapıldığına denk gelirsiniz. Boğa güreşi her ne kadar bir çok kesim ve İspanya halkı tarafından yoğun ilgi görse de hayvanlara yapılan kötü muamele nedeni ile bir çok insan boğa güreşine karşıdır. *Estadio Santiago Bernabeu* *(Stadyum)* Estadio Santiago Bernabeu İspanya'nın Madrid şehrinde 1947 yılında yapılan stadyum. Bu stadyumun ev sahibi takimı F.C Barcelonadır, bu stadı antrenman için kullanmaktadır. İsmi efsane başkan Santiago Bernabéu Yeste'den gelmektedir. Tarihi İnşaat çalışmaları 27 Ekim 1944'te başlayan stat, Aralık 1947'de törenle açıldığında ilk isim olarak Estadio Chamartín seçilmiştir. 4 Ocak 1955'te ise Real Madrid, stadın adını bugünkü ismi olan Estadio Santiago Bernabéu olarak değiştirmiştir. Stat kapasitesi değişkenlik göstermektedir. İlk yapıldığında 70.000 kapasiteli olan stadyum, 1953'te 120.000'e ulaşmıştır. Stadın yenilenme çalışmaları esnasında kapasitesi azaltılmıştır. Bunun nedeni UEFA standartlarındaki statların tamamen koltuklu olmasıdır. Bugünkü kapasitesi 85.454'tür. Stad yapıldığından beri, Real Madrid maçlarının yanı sıra, çok önemli uluslararası turnuvalara ve final maçlarına ev sahipliği yapmıştır. Metro bağlantısı mevcut olan stat Madrid'in iş ve ticaret bölgelerinden birinde bulunmaktadır. Ayrıca bu stat 2010 UEFA Şampiyonlar Ligi finaline de ev sahipliği yapmıştır.

16.01.2016, 17:16	#8
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: Madrid Müzeler *Prado Müzesi* Prado Müzesi (İspanyolca: Museo del Prado), İspanya'nın başkenti Madrid'de yer alan bir müze ve sanat galerisidir. Resim ve heykel müzesi olarak kurulmuş olup, ayrıca 5.000 den fazla çizim, 2.000 baskı, 1.000 madeni para, Madalyalar ve yaklaşık 2.000 süs eşyaları ve sanat eserlerini içerir. Heykel, küçük bir sayıdaki eksik heykelsel parçalara göre 700 den fazla eserle temsil edilir. Madrid'de en çok ziyaret edilen yerdir. Dünya'nın en önemli müzelerinden biri olan, 19 Kasım 1819'da Jean de Villanueva'nın yapmış olduğu yapıda hizmete giren Prado Müzesi, krallık koleksiyonlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. İspanyol ressamlarının (El Greco, Velazquez, Goya, vb.) ve Hollanda ressamlarının (Bosch, Rubens, vb.) pek çoğunun yapıtlarının yanı sıra, birçok heykel, çizim vb. sanat yapıtı içermektedir. Koleksiyonlar Las Meninas, Diego Velázquez, müzenin en meşur sanat çalışmalarındandır. La maja desnuda, Francisco de Goya, müzenin en meşhur sanat çalışmalarından diğer biridir. Müzede sergilenen yaklaşık 1.300 tablo ile, müzenin dünya klas statüsü muhafaza edilmektedir. Prado El Greco, Bartolomé Estéban Murillo, Jusepe de Ribera, Francisco de Zurbarán ve daha çok önde gelen İspanyol eski ustaların eserleri olduğu kadar çok sayıdaki Diego Velázquez ve Francisco Goya'nın en güzel eserlerine sahiptir. Ayrıca Alman ressamların geniş bir grup önemli çalışmaları Hieronymus Bosch (a personal favorite of King Philip II of Spain), Titian, Peter Paul Rubens, Raphael ve Joachim Patiner vardır. Güzel çalışmalara örnek Andrea Mantegna, Botticelli, Caravaggio, Guido Reni, Albrecht Dürer, Rembrandt, Orazio Gentileschi, Artemisia Gentileschi, Veronese, Hans Baldung Grien, Fra Angelico, Antonello da Messina, Van der Weyden, Nicolas Poussin, Claude Gellée, Thomas Gainsborough, Thomas Lawrence ve birçok diğer dikkate değer sanatçılar ayrıca müzede gösterimdedir. Las Meninas (Velázquez) Müzedeki en iyi bilinen sergilenmekte olan eser Velázquez tarafından yapılmış olan Las Meninas dır. Pablo Picasso'nun ünlü çalışması Guernica onun İspanya'nın demokrasiye dönüşüyle İspanya'ya geri gelmesinden sonra sergilendi. Fakat eser 1992 yılında Museo Reina Sofía'ya taşındı.

16.01.2016, 17:17	#9
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: Madrid *Thyssen-Bornemisza Museum* Thyssen-Bornemisza Müzesi (İspanyolca: Museo Thyssen-Bornemisza), İspanya'nın başkenti Madrid'de bulunan kamuya açık müzedir. Müze zengin bir işadamı ve sanat meraklısı olan Baron Hans Heinrich Thyssen-Bornemisza'nın özel koleksiyonudur. Tarihçe Özel bir koleksiyon merakıyla sanat eserleri toplamaya başlayan Heinrich genelde ABD'li zenginlerden sanat eserleri alır. 20. yüzyılın başında Avrupa'dan sanat eseri toplayan ABD'li zenginler 1929 Dünya Ekonomik Bunalımıyla beraber ellerindeki değerli eserleri satma yolunu seçerler. Bu dönemde Heinrich çok önemli eserleri koleksiyonuna ekler. Koleksiyon Heinrich'in oğlu Hans tarafından sürdürülür. Hans bu koleksiyonu genişletip düzenleyerek dünyanın en büyük özel koleksiyonlarından birisi haline getirmiştir. Baronun 1985 yılında evlendiği eşi Carmen Cervera eşini koleksiyonu serilemek konusunda ikna eder. İspanyol Hükümeti ve aile arasında yapılan anlaşmanın ardından 1992 yılında koleksiyonun sergilendiği müze açılır. Koleksiyon Koleksiyondaki eski döneme ait eserler daha çok baba Heinrich tarafından satın alınmış, oğul Hans ise daha çok modern eserlerle ilgilenmiştir. sonuçta Avrupa sanat tarihindeki sekizyüz yılı kapsayan özgün bir koleksiyon meydana gelmiştir. Öne çıkan eserlerin başında 14. ve 15. yüzyıl İtalyan ressamların eserleri bulunur. Başta Ducio olmak üzere bu dönemde eser vermiş Flaman ve Hollandalı ressamlar Jan van Eyck, Albrecht Dürer ve Hans Holbein de koleksiyonda yer alır. Koleksiyonda eserleri olan Rönesans ve Barok dönemlere ait sanatçılar arasında Antonello da Messina, Titian, Sebastiano del Piombo, Caravaggio, Rubens, Van Dyck, Murillo, Rembrandt, Frans Hals, Domenico Ghirlandaio ve Vittore Carpaccio bulunur. İzlenimcilik akımına ait çok sayıda eser de müzede bulunur, sanatçılar arasında Claude Monet, Auguste Renoir, Edgar Degas ve Vincent van Gogh sayılabilir. 20. yüzyıl başyapıtları koleksiyonda bulunan sanatçılar arasında ise Picasso, Piet Mondrian ve Edward Hopper yer alır. Baron und Baronese Koleksiyondaki bazı eserler özel bir anlaşma ile Barcelona'daki Museu Nacional d'Art de Catalunya'da sergilenmektedir. Müze yönetimi 2011 yılında yaşanmakta olan ekonomik darboğazı aşmak adına İngiliz sanatçı John Constable'ın The Lock adlı eserini 22.4 milyon paunda Londra'da satmıştır.

16.01.2016, 17:17	#10
Çevrimdışı @Canan Çiçekci kız Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Canan	Cevap: Madrid *Sorolla Museum* Sorolla Müzesi (İspanyolca: Museo Sorolla), İspanya'nın başkenti Madrid'de bulunan kamuya açık müzedir. İspanyol ressam Joaquín Sorolla'nın eski evinden dönüştürülen müze Paseo del General Martínez Campos 37 numaradadır. Tarihçe İspanyol ressam Joaquín Sorolla vasiyetinde tüm eserlerini ve mal varlığını İspanyol devletine bırakmıştır. 1923 yılında ölümünün ardından eşi Clotilde García del Castillo 1925 yılında ilgili kurumlara başvurarak kurulacak bir vakıf aracılığıyla sanatçının evinin müzeye dönüştürülmesini ister. 1931 yılında kabul edilen proje sonunda yapı mimar Enrique María Repullés tarafından restore edildikten sonra 1932 yılında müze olarak açılır. Müzenin ilk müdürü sanatçının oğlu Joaquín Sorolla García olmuş ve bu görevi öldüğü 1948 yılına kadar sürdürmüştür. Müze 1973 yılından itibaren Kültür Bakanlığına bağlanmıştır. Koleksiyon Müzede çoğunluğu Sorolla'nın eseri olmak üzere birçok sanat eseri mevcuttur. Bu eserler genel olarak dört kategoriye ayrılabilir: Auguste Rodin, Pedro de Mena ve Mariano Benlliure gibi heykeltıraşların heykelleri. Roma İmparatorluğu ve Endülüs Emevî Devleti dönemine ait arkeolojik kalıntılar. Daniel Zuloaga gibi sanatçılara ait seramik eserler. José de Ribera, Aureliano de Beruete, Benlliure, Mariano Fortuny ve John Singer Sargen gibi sanatçıalrın resimleri.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)