Yaz ayının ortasında, sanki sonbahar başlangıcı yaşatan Berlin havası da en nihayet mevsimine uydu ve 13 Ağustos'ta güneşin bulutlar arasından çıkıp, şehrin üzerine yansımasına izin verdi. Fırsat bu fırsat diyerek ben de aldım fotoğraf makinemi elime ve düştüm yollara.

Berlin'in Kreuzberg semtinin en büyük parkı olan Görlitzer Park'a doğru yola çıktım. Berlin içinde ulaşım çok kolay. Şehri saran metro ve tren hattı, duraklardaki otobüs geliş saatlerini gösteren listeye 2-3 dakikalık gecikmeyle uyan otobüsleri ile Berlin içinde ulaşım çok keyiflidir. Hele metro planına nasıl bakacağınızı iyi öğrendiyseniz ulaşım araçlarını kullanmak için uzmanlaşmış olursunuz. Trafikte bir sürü bisikletli insanı gördüğünüz zaman, bisiklet kiralama fikri ister istemez size de cazip gelir.

Şimdi gelelim Görlitzer Parkını size tanıtmaya...

Görlitzer Park 14 hektar üzerine kurulmuştur. İçinde çocuk çiftliği, çocuk parkları, spor yapılacak alanlar, futbol sahası, kafeterya, bisiklet yolları, suni olarak yapılmış ufak bir göl, mangal yapılacak geniş alanlar var. Ayrıca park açık hava etkinliklerinin de yapıldığı bir yerdir.

Çocuk çiftliğinde değişik alanlar içinde, pek çok hayvan çeşidi var. Aileler buraya çocukları ile gelip, yanlarında getirdikleri havuçları, ya da oradan satın alabildikleri yemlerle çocuklarına hayvanları besleterek, onların biraz da olsun şehir yaşamı içinde hayvanlarla yakın olmalarını sağlıyorlar. Parkın sınırları içinde bir tane de çok güzel kapalı havuz var.

Parkın olduğu alanda 1865 yılında, Breslau (Wroclav-Polonya) ve Viyana'ya kadar bağlantısı olan, Neo Klasik tipinde çok güzel bir tren istasyonu varmış. O zamanlar adı Görlitzer Bahnhof olan tren istasyonu şimdilerde üst geçitli olan metro istasyonuna adını vermiş

İkinci Dünya Savaşında tren istasyonunun bir kısmı zarar görmüş. 1961 yılında Berlin duvarı yapılınca, tren seferleri durdurulmuş ve Doğu Almanya'nın uyguladığı gümrüklü geçiş de böylelikle son bulmuş. 1985 yılına kadar buradan yük trenleri doğu ve batı arasında gidip geliyormuş. Savaşta zarar görmüş olan tren istasyonu halkın tüm itirazlarına rağmen senato tarafından yıktırılmış. Parkın sonunda tren istasyonunun rayları hala durmakta. 1980'lerin sonunda mahalle parkının yapımı planlanmış ve 1990'li yıllarda bitmiş.

Görlitzer Tren İstasyon'u yapıldığı zamanlarda parkın sağında ve solunda kalan mahallelerin birbirine kısa yoldan geçişini sağlamak için bir alt geçit yapılmış. Bugün bu alt geçitin izleri, parkın ortasında sadece anıtsal kalıntılar olarak görülebilmekte.

Parkın içinde 1994 yılında başlanıp 1998 yılında bitirilen Pamukkale'nin ufak bir minyatürüde var. Bu bir nevi çoğunlukla Kreuzberg semtinde yaşayan Türklere bir jest olmuş (Kreuzberg Berlin de ki küçük İstanbul oluyor). Fakat yanlış altyapı ve sulandırma nedeniyle ve soğuğa dayanıklı olmayan Portekiz traverten taşı sebebi ile Pamukkale daha ilk yaşadığı kışta zarar görmeye başlamış. Travertenlerin üzerinde dolaşan insanlara tehlike oluşturacağı düşünülerek alanın etrafı kapatılmış. Uzun süre onarımı için tartışılmış. Pamukkale'nin yapımından sorumlu olan sanatkara 2000 yılında açılan 1.1 milyon Euroluk tazminat davası ve 2008 yılında onanmış. 2009 yılında iyice aşınmış olan çesmeler, heykeller taşınmış, travertenler yerine oturulacak merdiven teraslar yapılmış. Yıkılan Pamukkale halkın hoşnutsuzlupu ile karşılanmış. Bunun üzerine bölge müdürlüğü parkın güzelleştirilmesi için bir anket düzenlemiş ve parkın ortasına elma ağaçlari dikilmesine karar verilmiş.

Parkın sonunda Spree ve Oder nehrine bağlantı sağlayan federal su yolu var (kanal). Bu su yolunun üst kısmındaki park da ayrı bir güzel. Eski Berlin duvarının kenarında kalan park Palamut ağacları ile dolu. Ağaçlardan dökülen Palamut meyveleri çimler üzerinde ve park yollarında "Buzul Çağ (Ice -age)" filmini hatırlatır gibi

Buradan çıkardığım sonuç; makinen çok küçükmüş Lale.

Ama o makineni bizim için kullanman ve sanki yanındaymış gibi bize oraları gezdirmen çok güzel...

Teşekkürler...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Yaklaşık dokuz sene falan oluyor kreuzberg'e gideli. Kendimi türkiye'de zannetmiştim En ilginç yanı, o kocaaman alana benim yuttaşlarım yaylıvermiş piknik yapıyorlardı.

Kendi çekimlerinle de güzel olmuş konu.Teşekkürler LaLe.

__________________

Konu Ağustos ayının ortalarında açılmış, fotoğraflar da birkaç gün öncesine aittir muhtemelen...

İnsanlar Ağustos ayında uzun kollu giysiler ile...

Gel de şu güzelim memleketimizin kıymetini bilme, ama bilmiyoruz işte..

Ellerine sağlık, teşekkürler LaLe...

__________________

Resimlere baktım,içeriği okudum. Gözlerimi kapadım gittim-gezdim-gördüm havası yarattım kendime.

Büyük emek harcamışsın teşekkürler.

__________________

Bu mevsimde soğuktur oraları Türkü, üşümüşsündür. Sıkı giyinseydin bari


Sağolasın...

Bu kilise ara sokakta evler arasında sıkışmış kalmış. İçine girdiğin zaman betonun serinliği, sessizlik ve çok aydınlık olmaması insanı farklı bir aleme sokuyor sanki