Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;

korkak,
cesur,
cahil
hakim
ve çocukturlar

ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvasına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice mürtede hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Demir,
kömür
ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir sabah vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.



Onlar... Nazım Hikmet...


************************************************** *************

Yok muydu gerçekten?

Bence vardı. Hayatlarını adadıkları bir dava, çocuklarımızın doğacağı daha güzel bir Dünya, yarın daha güzel olacak idealleri vardı...

Ama o düşlere göz dikenler, ortaklığı bu ana tema üzerine kurdular. Ellerinden düşlerini çalmak için her türlü imkanlarını kullandılar.

Yahninin içinden önce etleri ayıklayıp, geriye kalan soğanları yeni neslin önüne sürüp "bakın işte, bu bir boka benzemiyor" dediler...

68 kuşağı bile onlar için" biz edebiyattan geliyorduk, bunlar öfkeden geliyor" demedi mi?

78 kuşağının kendi kahramanlarını çıkaramaması süreci şöyle yaşanmadı mı?
Önce 19 ilde ilan edilen sıkıyönetim, daha sonra ülkenin geneline yayıldı ve en son olarakta kafalarına balyoz gibi inen askeri idare.
Askeri idarenin şiddeti ve işkencehanelerinin yanı sıra, asıl o kuşağı ve ondan sonrasını Apolitize eden asıl ve sinsi darbeyi indiren ise sistemin yalakası ve asalakları olan kerameti kendinden menkul aydınlar değil mi?

O kadar aşağılık şekilde vurdular ki o kuşağa bu tam bir entellektüel şiddete dönüştü. Ne sığlıkları kaldı, ne sadece sloganlarla yaşadıkları. Alamadıkları eğitimin, gidemedikleri okulların, tadamadıkları özgürlüklerin bile sorumlusu tutuldular.

En büyük darbeyi vuranlarda yine sol örgütlerin içinden çıkan ve beyinlerinin nasıl yıkandığı ile ahkam kesip, geçmişiyle hesaplaşma ayağına yatarak geleceğini kurtarmaya çalışan yazarlardan, sanatçılardan vb. lerinden çıktı.
İçinden geldiklerini yerden yere vurmak için harcadıkları çabanın yüzde birini sıkıyönetimi eleştirmek için bile harcamadılar.

Zamanında onlara verdikleri gazı unutarak, kendi çocuklarına bile onları "tu kaka" olarak göstermeye çalıştılar. Balığın yanında beyaz şarap içileceğini bile bilmeyen angutlardı artık o geçmişte sahaya sürdükleri gençler.

Şimdi sokaklarda elinde kamera ve mikrofonla vatandaşlara, yönetildiğimiz sistemi, Cunhurbaşkanının adını, bundan öncekinin göz rengini, Turgut Özalın Boğaz köprüsünü geçerken Semra hanıma dinlemek için hangi CD yi verdiğini falan soruyorlar ya!

Sonra alamadıkları cevaplar yüzünden o sokaktakileri hiçbirşey bilmedikleri, duyarsız oldukları ve ülkesiyle ilgilenmeyen sığ insanlar güruhu olarak lanse ediyorlar ya!

Ben bunları yapanların alayını...

Ulan! Kafaları karışık olmasına rağmen bir şekilde ülkesine sahip çıkmaya çalışanları, çocuklarına daha iyi bir gelecek bırakma adına canlarını ortaya koyanları, en basitinden hakkını aradığı için hakkını arayanları terörist ilan eden siz değil miydiniz?

Sizler uyuşturmadınız mı bu insanların beyinlerini abuk dizilerinizle? Sizler alıştırmadınız mı bunları önlerine konan bir tutam otla yaşamaya? Sizler şekillendirmediniz mi yıllardır o körpe beyinleri bu şekilde?


O kuşak "mare nostrum" lar çıkaramadı içinden. İleri gittiler, hadlerini aştılar ve susturuldular desteğinizle...

Şimdi ise eğlence zamanı. Eğlenin...

Dün ODTÜ, bugün İstanbul... Sadece birer küçük kartopu olmasını umut ediyorum.

Yuvarlandıkça büyüyen ve büyüdükçe karanlığınızı örten büyük bir çığ olmasını ise bütün kalbimle diliyorum...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Teşekkürler Banemin. Usta'ya yakışır bir şiir. Düşüncelerini kaleme alıp yazmış olman ve bizlerle paylaşmış olman beni çok sevindirdi. Yüreğine sağlık güzel yüzlü arkadaşım.

__________________

Benim bu yazıyı yazdığım anlarda Cumhurbaşkanı da köşkte 11 devlet ve vakıf Üniversitesinin öğrenci konseyleri ile görüşüyormuş...

Cici çocukların oluşturduğu bu heyeti kabul eden cumhurbaşkanı dışarıda protestolarını sürdüren öğrencilerden, 5 ve 4 kişilik 2 grubu köşke davet etmiş. Köşke kadar gelen öğrencileri emniyet müdürü karşılayıp, cumhurbaşkanıyla görüşmelerinin mümkün olamayacağını söylemiş. (Kaynak; Hürriyet)

Sofrada ki öğrencilere söylediklerinden bir paragraf...

"Arkadaşlarınız ne konuşuyorsa, arkadaşlarınızın sorunlarını beklentilerini serbestçe anlatın. Dinleyip gereğini yapacağız” dedi...

Bırakın konuşsunlar edebiyatına güzel bir örnek. Çünkü ne konuşurlarsa konuşsunlar, ne anlatırlarsa anlatsınlar, ne kadar haklı olurlarsa olsunlar seslerini yine duyuramayacaklar.

Böyle olunca da "konuşulacak şeyleri olsaydı konuşurlardı, hepsi hoşgörüsüz ve katı bunların, beyinleri yıkanmış anarşist güruh" olarak lanse edilmeleri için uygun kılıf oluşturulmuş oluyor.

Taktik hep aynı...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Bugüne uyan bir yazıyı 2 sene önce yazmışsın Banemin

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Alamadıkları eğitim gidemedikleri okullar zerre kadar umrumda değil.
Ayrıca ODTÜ'lü yani ülkenin en iyi okulunda okuyan öğrencileri eleştirdiğim bir yazıya gelip bu yazının linkini vermeniz hatalı bir davranış.
Yine de alıntıladığım yere bir cevabım var.
Okullarda insana hiç birşey vermezler.Kişi gelişiminin kendi çabaları sayesinde edinir.
Kitap okumayan,düşünmeyen,araştırmayan kısacası üniversite mezunu cahil çokca vardır.
Bu yazı bana ve eleştirilerime bir cevap değildir.Genel olarak dediklerinizin yanlış olduğunu söylemiyorum,başka bir konu hakkında yazdıklarımla alakasız buluyorum sadece.

__________________

Sizleri yürekten ve ayakta saygıyla alkışlıyorum. Sağolunuz.

__________________

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi C.Cienfuegos Alamadıkları eğitim gidemedikleri okullar zerre kadar umrumda değil. Ayrıca ODTÜ'lü yani ülkenin en iyi okulunda okuyan öğrencileri eleştirdiğim bir yazıya gelip bu yazının linkini vermeniz hatalı bir davranış. Yine de alıntıladığım yere bir cevabım var. Okullarda insana hiç birşey vermezler.Kişi gelişiminin kendi çabaları sayesinde edinir. Kitap okumayan,düşünmeyen,araştırmayan kısacası üniversite mezunu cahil çokca vardır. Bu yazı bana ve eleştirilerime bir cevap değildir.Genel olarak dediklerinizin yanlış olduğunu söylemiyorum,başka bir konu hakkında yazdıklarımla alakasız buluyorum sadece.

Sana cevap vermek isteseydim konunda verirdim zaten. Havan da su dövmem ben...

Bu yazıdaki 3. mesajı da okusaydın eğer konunda savunmaya çalıştığın ve ODTÜ 'lülerden beklediğin "cici çocuklar" davranışlarına örnekleri de görürdün...

Ama senin derdin okumak, anlamaya çalışmak veya görmek değil. Öyle olsaydı konuna yazan o kadar insanın anlattıklarından en azından bir paragraf dahi olsa bir şekilde sen de yerini bulurdu. Ama yazdığın her cevap sadece eleştiri ve kabul etmemek üzerine orada. Dediğim dedik çaldığım düdük tavrı... İşim olmaz...

***

Sevgili Lale umarım bir 2 yıl sonra da güncelliğini korumaz bu yazı. Ne kadar çabuk eskirse o kadar iyi olur bence...

Teşekkürler yorumlarınız için...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

İfade de bazı hatalar var:

- Bu sözü Turgut Özal Boğaziçi köprüsü'nü geçerken değil,Fatih Sultan Mehmet köprüsü'nü geçerken söylemişti.

- CD değil,kaset koy demişti.CD'nin geçmişi şurada ne kadar ki..

Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi Hophop İfade de bazı hatalar var: - Bu sözü Turgut Özal Boğaziçi köprüsü'nü geçerken değil,Fatih Sultan Mehmet köprüsü'nü geçerken söylemişti. - CD değil,kaset koy demişti.CD'nin geçmişi şurada ne kadar ki..

"Boğaziçi köprüsü" demediğim için, sonuçta ikisi de "Boğaz köprüsü" der yırtarım ilk göndermenden.

Ama 2. si için kıvıracak taraf bulamadım.

Yazıda senin de bir şeyler bulmana sevindim.

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...