" Meyhane Arak-nûş "

[@Bekriya]

" Meyhane Arak-nûş "

Hoşgeldiniz gençler, mekanımı şenlendirdiniz.
Burası benim Meyhanem istediğiniz gibi eğlenebilirsiniz.
" Meyhane Arak-nûş " burası, serhoş olmak serbest.
İçip içip sızabilirsiniz, müşteri keyfidir önceliğimiz.
Serhoş olanları yaka paça dışarı atmayız biz.

- Yine formundasın Raşit ağabey, yaptın konuşmanı. . .

Eyvallah Müfitcim, hoşgeldiniz arkadaşlarında hoşgeldi. . .
Şu masaya geçin en gözde yerim burası Müfit bilirsin.
Hem böylelik ile dışarıda akıp giden hayatı rakınızı curalarken netlikle görebilirsiniz.
En güzelide odur Müfit, mazotu çekerken insanların anlamsız telaşını izlemek. . .

- Biz daha sakin bir yere oturalım Raşit ağabey, arkadaşlarım yoldan geldiler tantana çekmesinler.
Hoş gerçi daha çok erken ama, saatler geçtikçe burası tıklımlaşır. Biz şöyl-. . .

O zaman buyrun gençler benim masama.
Yo, ne rahatsızlığı hepimizin amacı aynı.

- İzzet, oğlum kaldır şu masayı, baştan donat.
Getir şimdilik bir kaç şişe.
Soda koy dolaba, mideyi rahatlatır, kokuyu alır.
Sarı leblebilerden ver buraya, birazda mayhoş elma dilimle.
Masada olsun gözün, bizi iki dubleye bir çayla.
Çayla ki serhoşluğumuzu alsın.

Tak oradan 60'lık bir kaset, dönüp dursun bakalım.
Bu genç ve özel dostlarımız için karışık güzel bir kaset tak.

Laf aramızda Müfit, dilimde şişmişti hani.

- Bize şereftir Raşit ağabey. Hani senin ekip nerede ?

Hiç sorma o teresleri. . .
Sarı kamil yazlığa gitti. Üç gün oldu daha dönmedi.
Fıçı Necati ise iki gündür yok. Anasının Postahane işleri ile meşgul bir türlü halledemedi.

- Halil ağabey ?

Ben onun cibiliyetini. . . Ona bi haller geldi.
Bundan sonra içmeyecekmiş Perşembeleri.

- Neden ?

Yaşlanıyor artık, yaşlandıkça ölüm korkusu sarıyor kendisini.
Perşembeleri içmeyerek yukarı şirinlik mesajları gönderiyor kendince.
Tahminimce evde namaz kılıyordur şimdi. . .
Aramızda para toplayıp umreye yollayacağız kendisini.

- Alemsin Raşit ağabey, iki dakikada imam statüsüne yerleştirdin Halil ağabeyi.
Çocuklar Raşit ağabey semtizin en has adamlarındandır, burası yirmi iki yıldır kendisinindir.

İzzet masaya babaganuş çek evladım, sarımsaklı kereviz salatası ise son demlerini yaşıyor haberin olsun.
Ali ile Yakup nerede kaldı ara bakim onları.

Evet çocuklar, burası benim yerim, " Meyhane Arak-nûş " burası. Cümbüş var burada, serhoş olmak ise serbest.
Her sabah ben açarım burayı. Günün ilk müşterisi bir bira ile ben olurum. Yanında çerez istemem.
Sonra ekip gelir öğlene doğru, yenilir içilir, akşam 8 olmadan masada ki herkes jüt olur.
Herkesin sesi o kafayla 7 oktavdır sanki, karga sesleri kimse duymaz. Ne nağmeler atılır. . .
" Meyhane Arak-nûş " burası. Cümbüş pek fazla burada. Saygı en başta.
Eskiden Akşam başlar gün doğana kadar içerdik, şimdi Sabah başlayıp gün batana kadar içiyoruz.
Felsefemiz bu oldu gençler. . .
Akşam 8 olmadan masada ki herkes jüt olur.
O an, günün ilk müşterileri çıkar gider.
Sonraki müşteriler gelir. . .

Oturduğun yerde sallanıyorsan daha içmeyeceksin.
İzzeet, çağır taksiciyi gelsin götürsün beni.
İbrama de ki " Jüt oldu Raşit ağabey, masada sızmadan yetiş emi " .

Berat.