Evrenin çok uzak bir yerinde, Dünya ile aynı iklime, suya ve yerçekimine sahip "Gliese 581c", bugüne kadar bulunan yaşama en elverişli gezegen.

ŞİLİ’nin And Dağları’ndaki La Silla gözlemevinin Harps teleskopunu kullanan Avrupalı gökbilimciler, Dünya’dan 20.5 ışıkyılı uzakta olduğu halde en yakın yıldızlardan birinin yörüngesinde, üzerinde su bulunmaya müsait sıcaklıkta Dünya benzeri bir gezegen keşfettiler. Gliese 581 adlı küçük kırmızı bir yıldızın yörüngesinde döndüğü için Gliese 581c adı verilen gezegenin dünyamız gibi taşlı bir yüzeyi ve okyanuslarla kaplı olma olasılığı yüksek. Gliese 581c hem büyüklük hem iklim hem de atmosfer bakımından Dünyamıza en çok benzeyen gezegen. Bilim adamlarına göre bir gezegende yaşam olabilmesi için Goldilocks Kuşağı adı verilen "suyun donacak kadar soğuk, kaynayacak kadar sıcak olmadığı ve yüzeyde sıvı olarak kalabildiği" bir yer olması gerekiyor.


193 trilyon kilometre uzaklıkta

Dünya’dan 20.5 ışıkyılı veya 193 trilyon km uzaklıkta Çapı Dünyamızın bir buçuk katı kadar Sıcaklıklar 0 ile 40 santigrat derece arasında değişiyor Kütlesi Dünya’dan 5 kat fazla Yerçekimi Dünyada’kinden 2.2 kat fazla Kırmızı, cüce cinsinden olan yıldızı güneşimizin üçte biri kadar Kendi güneşinin yörüngesinde Dünya’nın Güneş’e uzaklığının 14’te biri mesafede seyrediyor Güneşinin etrafında 13 günde dönüyor Gliese 581’in Güneş’ten 50 kat daha soğuk olması sayesinde gezegen aşırı radyasyona maruz kalmıyor

__________________
Konfüçyüs

__________________
Konfüçyüs

Son yapmi ş oldugum görüsmelerden cikan sonuc şu; hala kesin bir durum yok

Stephen Hawking, insanlıkneslini sürdürmek istiyorsa kendine yeni bir gezegen bulmalı... demişti.
Buradan yola çıkarsak, dünya artık geri dünülmesi mümkün olmayan bir döngü içinde insan yaşamı için elverişsiz bir duruma gidiyor.

Tabii ki bu sözün söylenmesinden yıllar önce nasa zaten dünya ya benzeyen gezegenler arıyordu.
Bu araştırmaların sonucunda (ki hala devam ediyor) onlarca gezegen bulundu.
Konu yazıda anlatılan bunlardan sadece birisi

Bulunanların hiçbirine gidebilme imkanımız yok.

Dünya geleceği için Mars ı düşünmek zorundadır.
Belki de bu iki gezegen zaten dönüşümlü olarak insanı barındırıyordur ha... olamaz mı

Ben,
Dünya var olalı milyonlarca yıl olduğuna göre insan ırkının geçmişinin bu bizim bildiğimiz yıllardan çok daha öncesine dayandığına inanıyorum, yani ilk ilkel insan dan çok daha önce kurulmuş çok büyük medeniyetler olduğuna.

Onlar bir şekilde uzayı keşfettiler ve gittiler. Sebeb ise Dünyanın ekolojik dengesinin değişimimn başlama süreci idi (kıtaların ayrılması meteor yağmurları, dinozorların toplu ölümleri gibi)

Daha sonrasında ise ziyaret yolculukları yaptılar, belki yardım amaçlıydı bu yolculuklar, bu da yeni medeniyetler başlama sürecinde oldu. piramitlerin yapımı, perudaki gökyüzünden görülebilen iniş pistleri şekilleri gibi, eski yazıtlardaki astronot şekilleri bunları çağrıştırıyor bana.

oneyouu, muhteşem bir düşünce sistemi ve çıkarım yapmışsın

Dünyanın tahmini yaşı 5 milyar yıldır.
Bir çok bilim adamı insanın geçmişini iki milyon yıla kadar çıkarırlar.

Güney Afrikada 80 bin yıllık altın madenleri bulunmuştur (tarihleme üç aşağı beş yukarı kesinlik arzediyor)

Henüz 100 yıl geçmişte neler olduğunu tam bilmiyoruz ki onbinlerce yüzbinlerce yıl öncesini bilelim

Neyseki bana deli demeyen biri çıktı, Eric Wan Daniken kitaplarını çok okumuştum bir aralar. İnançlarım ve görüşlerim de bu yönde gelişti.

İyi bir başlangıç ama Danikenle yetinme Zecharia Sitckin'i oku, düşünce sisteminde yeni ufuklar açılacaktır.
Sonra başka bi iki kitap tavsiye edeceğim, iddia ediyorum hayata bakış açın tümden değişecek

Zecharia Sitckin in öncelikli tavsiye edeceğin kitabı varmı?

bu tavsiyeyi bende bekliyorum...

__________________