Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Diğer Köşe Yazıları

Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 06.08.2013, 13:41   #1
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Gladio'nun Eşşiz Zaferi - Nihat Genç



Ergenekon Davası kararlarıyla GLADYO ülkemizde hükümdarlığını ilan etmiştir.

Hukuk, belge kanıttır, yani konusu ‘somut’ ‘nesnel’ olmak zorundadır, bunu sağır dilsiz olsun herkes anlayabilir! Bütün yargılama süreci ‘somut’ ‘nesnel’ kanıtlar üzerinden gitmek zorunda. Yoksa, sen ‘öyle düşündün’ öbürü bunu ‘düşünmüş olabilir’ diye ortada kanıt belge yani somut ve nesnel veriler olmadan aklınıza gelen herkese istediğiniz cezaları verebilirsiniz. Ama bu hiçbir zaman hukuk ve mahkeme olmaz ve hiçbir dünyalı kurum bunu ciddiye almaz.

Bu somut nesnel olay ifade ve kavramları ilkokulda okuma yazmayı sökmüş her dünyalı canlı anlayabilir. Ali topu al dersin, Ali top’u görür anlar ve alır, bu kadar basit, bu basit somut durumları sağır ve dilsizler de pekala anlayabilir.

Ancak zorluk şurada, işaret diliyle konuşan sağır ve dilsizlerin ‘soyutlama’ ve ‘genelleştirme’ gücü çok azdır.

Şimdi Gladyo gladyoyu mu yargılıyor yoksa gerçek Ergenekoncular özergenekoncuları mı yargılıyor, işte burada ‘soyut’ bilgi devreye girer ve işaret diliyle konuşan sağır dilsizlere bu genellemeleri ve soyutlamaları anlatmak imkansızdır, bu mahkemenin güçlüğü de buradadır.

Mahkeme başkanı kararı açıklarken İlker Başbuğ, Doğu Perinçek isimlerini çıkartıp yerine o mahkemenin daktilocusunu savcısını hatta yanındaki diğer hakim arkadaşının adını da yazıp müebbet dese, ne değişmiş olacak, hiçbir şey, çünkü ortada nesnel somut kanıt belge olmadıktan sonra, isimler o olmuş bu olmuş fark etmez, çok komik bir benzetme yapmıyorum, bu davanın gerçekten bir dava olabilmesi için ayrı bir mahkemede sanık sandalyesine mahkeme heyetinin oturtulması şarttır, sağır ve dilsizlere bunu anlatmak imkansızdır ve hikayenin özü budur. Çünkü asıl yargılanmaları gereken tertip ve tezgahları ve sahte delilleri hazırlayanlardır, bunu da her okuma yazması olan pekala anlayabilir.

Gelelim işaret diliyle konuşan sağır dilsiz yandaşlara. Bu insanların ‘soyutlama’ gücü olmadığı ortada, sittin sene de anlamayacakları ortada.

Türkiye’de Nato’nun ilk günlerinden beri yabancı istihbaratla ortaklaşa bir gladyo örgütlenmesinin varlığı da şeksiz şüphesiz ortada.
İşte bu gladyo soğuk savaştan sonra özellikle Türkiye’nin Irak Savaşı’ndaki kararsız pozisyonundan sonra ‘el değiştirdi’, bugün, gladyo yargılananlar değil, yargıya çöreklenenler.

İşaret diliyle konuşan sağır ve dilsizlerdenseniz şimdi bu yukardaki cümleyi sizlere tercüme etmek on bin senemizi alır.

2003’ten sonra ‘gladyo’ yargının hukukun içine sızacak siyasal zemini buldu, tertip ve tezgahlarını sahte belgelerini hazırladı dosyaladı planladı ve yetmez ama evet referandumuyla ilk büyük zaferini ilan etti.

Bu saatten sonra gladyo, daha önce bolca kullandığı istihbarati kuvayi milliye gibi vatanseverler derneği gibi uyduruk bir çok halkla teması olan yarı meczup dernekler kurdu. Ve Bush’un Irak’ta yakalanması için açtığı bir deste iskambil kağıdı gibi muhalifleri desteleyip fişleyip mimleyip hedefine koydu, ama en büyük başarısı, muhaliflerle derdi olan üç-beş Ermeni yazarı ve PKK’lıları ve kendi yandaşı İslamcı kardeşlerini hücum arkadaşlar diyerek devreye sokmayı başarmasıydı ve para gözlü işadamlarını televizyonlayıp büyük medya gücüyle işgal savaşını başlattı.

Sonra, kamuoyunu arkasına almak için harekete geçti, diyelim Hrant Dink’i kendi adamlarına öldürttü. Bütün bunları yapmasının amacı toplumu ayağı kaldırıp gizli derin bir yapının varlığını, halkı paniğe sokup hepimizi terörize ederek dikkat çekmek.

Sonra cadı avıyla ihbarlayıp töhmetleyip, iftiralayıp, manşetleyip istedikleri muhalifleri tereyağından kıl çeker gibi tek tek içeri tıkmak.

İşaret diliyle konuşan sağır ve dilsizlere aradan geçen beş senede bunu da anlatamadık, o üç beş Ermeni yazar da ne kinci ne kararlı çıktı hepimizin canı ciğeri Hrant’ın öldürülmesine rağmen gladyonun siyasi mutfağını hazırlamak için sabahlara kadar gladyo adına iftiralar atmaktan yorulmadılar, bir çoğu halen de an itibariyle cemaat mutfağında çalışıyorlar.

Ancak Hrant tezgahı kuranların elinde kaldı. Nice örneği geçelim, Hrant’tan devam, Hrant’ı öldürüp buraya bağlamak istediler, evdeki tertip çarşıya uymadı, Hrant’ın avukatları kimler azmettirmiş bir bir ortaya döktü. Devlet çok istendiği halde kendi istihbaratçılarını mahkemeye getirmedi, korudu, aslında gladyonun kuyruğundan tutulmuştu.

Sonra gladyo yargısını verdi ve ortada gerçek bir suikast olduğu halde, azmettirenler yani öldürtenler derin devletin elemanları şu anda dışarda. Bir çete mi bir Ergenekon mu bir gladyo mü arıyorsunuz, hepsinin cevabı bu Hrant Dink cinayetinde ‘somut’ ‘nesnel’ ifadeler ve kanıtlarıyla ortada.

Ancak işaret diliyle konuşan sağır ve dilsizlere bunu anlatmamız binlerce yıl sürer.

Ve Gladyo, yarı deli meczup kimselerden bir Danıştay baskınını gerçekleştirdi. Mal ortada, ifadeler ortada, kamera kayıtları ortada, suçladıkları tek bir isimle bağlantı kuramadılar. Ama ortada Danıştay baskını gibi kanlı bir olay duruyor. Bu olay sadece işaret diliyle konuşanların zihinlerinde ilişkilendirilebiliyor, ama somut olarak bir ‘bağlantı’yı beş yıl içinde kuramadılar. Ve Ergenekon diye suçladıkları insanları başka da suçlayabilecek hiçbir olay kanıt yok, yani gladyo, kendi meczuplarına yaptırttığı bir olayı muhaliflerin üstüne yıktı…

Diyelim, meşhur Ümraniye gecekondusunda bulunan el bombaları, tezgah yine ellerinde kaldı, bombaları kendileri imha etti, bombaların bulunduğu evin sahibi kiracısı ne oldu. Oysa bu tezgahı başlatanlar için bu bombaların kanıtı bu cadı avı tezgahının en büyük deliliydi. Yani gladyo Türkiye’yi ortadan ikiye bölecek tarihin bu en önemli davasına daha baştan yanlışlarla kıra döke elini yüzüne bulaştıra bulaştıra tezgahının izini acemice her yere bırakan büyük affedilmez gaf’larla girdi.

Örnekleri yüzlerce kanıtla çoğaltabiliriz, bombaları kim gömdü, kayıtlar ortada, Serdar Öztürk’ün bürosuna sahte cd’leri kim yerleştirdi, hepsi mahkemelerde ortaya çıktı.

Yani Gladyo, yüzlerce faso verdi, yüzlerce hata yaptı, yüzlerce affedilmez suç izi bıraktı, tezgahı yüzlerce kez elinde patladı ve ne bilim kurumları ne avukatlar bu tertibi affetmeyip bulup çıkardı ve mahkemenin önüne koydu. Peki sonra?

Ancak TV’ler ekranlar gladyonün eline geçince işte bu ‘yüzlerce’ kanıtlarıyla ispatlanmış sahtelikler kamuoyu gündemine taşınamadı, para babaları korkularından gladyonün savcılarını sabahlara kadar ekranlarında tuttu, sabahlara kadar asılsız itham iftira töhmetle ardına kadar insanlık suç’u işlediler.

Sahte delil sahte kanıt sahte belgelerin hepsi geçtiğimiz beş yıl içinde avukatların ve sivil kurumların çabalarıyla bir bir çürütüldü, ellerinde patladı, neye yaradı?

Geçtiğimiz beş yıl içinde tek bir insanla bir örgüt bağlantısı ve örgüt’ün kendisine dair hiçbir iz, emare, kayıt kuyut bulunamadı ancak gladyo tarafından susturulmuş ya da ele geçirilmiş medya artık manşetlerini sahteliği kanıtlanmış belgelere bir daha açmadı.

İşte gladyonün medyayı ele geçirmesinin sebebi de buydu, irili ufaklı minnacık TV’lerin hepsine polis baskınları yaptı, o günlere dönün, ortada konuşacak tek gazete tek TV bırakmadılar, gladyo hesabını iyi yapmıştı, bir ınternet sitesi olarak ODA TV Ergenekon avukatlarından birkaç belge yayınlayınca olan bize de oldu arkadaşlarımız yıllarca içerde yatırıldı, yetmedi, cemaati yazmaya yeltenmiş Nedim Şener, Ahmet Şık, Hanefi Avcı hepsi cezalandırıldı.

Yetmedi, gladyo bu sefer, yalancı tanıkları devreye soktu, kimler, hapisten kurtulmak için çırpınan sapıklar, katiller ve PKK’lılar. Bir bir mahkemeye taşındılar ve bu şaibeli ve çoğu şizofren insanların konuşmalarıyla ‘kanıt’ üretmeye çalıştılar ve bu sapık şahitlerin kanıtlarını yıllar boyu ele geçirdikleri gazete ve ekranlarda manşetlerle manipülasyon yaptılar.

İşaret diliyle konuşan sağır ve dilsizlere on bin yıl uğraşarak bunları da anlatmayı hadi diyelim nihayet başarabildiğimizi düşünelim.

Ancak şunu anlatabilmemiz kıyamete dek hiç mümkün görünmüyor.
Gladyo, kendi adamlarını feda eder mi, yer mi, kendiyle bir zaman çalışmış adamlarının işini bitirir mi? Yapamazdı, yapmadı, bu yüzden Ergenekon çetesi başlığı altında aklına gelen her muhalifi her önüne taş koyanı topladı içeri tıktı ama gerçek gladyo diyebileceğimiz kimseye dokunmadı.

Üstelik darbenin yapılmışı var, 27 Nisan muhtırası, Büyükanıt bey nerde? Peki İlker Başbuğ’a müebbet verecek ne var elinizde? Hiçbir şey. (Binlerce örnek sadece yazıyı uzatır, gladyonun en büyük başarısı zaten davayı binlerce asılsız belgeyle boğuntuya getirmek.)

Velhasıl, Gladyo’nun kendisi, o bavulları taşıyanlardır, o bavulları delil yapanlardır, o sahte belgeleri hazırlayanlardır, o bombaları gömenlerdir, bu asılsız ihbarları yapanlar, bu gazeteleri susturanlardır, bu gazetecileri içeri tıkanlardır, mahkemelerde gerçek belge ve kanıtları konuşturmayanlardır.

Gladyo’nün kendisi bilim kurumlarının delil raporlarının sahteliğine dair açıklamaları hiçe sayanlardır, ifadeleri kasıtla almayanlardır, gladyonun kendisi, sahteliği aşikar belgeleri kim inşa etti diye sormayanlardır…

Sağır ve dilsizlere Gladyo ya da Ergenekon Çetesi’nin asıl şimdi devlet olup başımıza mahkeme olup ‘kararlar hükümler’ verdiğini, önümüzdeki bin yıl içerisinde anlatabilecek tek kişi kaldı mı içinizde?

Gladyodan kurtuluyoruz diye cadı avı başlatıp GLADYO’nun DEVLETİ ve MAHKEMESİNİ ele geçirdiğini söyleyecek yürekte açıklıkta dürüstlükte bir tek kişi kaldı mı bu ülkede?

O halde gladyo başardı ve işgal tamamlandı.

Oysa gladyo derin devlet eliyle suikastler hazırlayan bir yapı’ydı, şimdi tarihlerde ilk defa bu derin yapı, aleni İKTİDAR oldu, sağır ve dilsizlere iyice anlatmak için, gladyo, bir derin devlet parçasıydı, şimdi DEVLET’İN TA KENDİSİ oldu.

Öyle bir iktidar ki masallarda mitolojilerde bulamazsınız, gladyo, tek bir kanıt olmadan (on milyonlarca okumuş yazmış mühendis üniversiteli insanların ülkesinde) hiç kimseden hukuk’tan insanlıktan Allah’tan hiç çekinmeden korkusuzca ve fütursuzca keyfine buyruk tek bir kanıt olmadan katmerli katlanmış müebbetler verebiliyor.

Ve gökten üç elma düştü, gladyo, kanıtsız belgesiz somut nesnel hiçbir belgeye dayanmadan muhaliflerini bir bir temizleyerek ülkemizde hükümdarlığını ilan etti. FBI’nın dostları tek mermi atmadan içerden oltayla Türkiye’nin ciğerlerini söke söke aldılar.

(Devam edeceğim.)

Nihat Genç
Odatv.com
__________________
Never fade away...
  Alıntı ile Cevapla
Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
eşşiz, genç, gladionun, gladyo, nihat, ortada, zaferi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 18:43.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.