İkisi de birbirini besleyerek büyüttü!.. AKP Fethullahçıların oy deposuna, Fethullahçılar AKP’nin iktidar gücüne muhtaçtı!.. Geliştiler, zenginleştiler!.. Sonra sıra güç paylaşımına geldi!.. Orada da fazla hırıltı zırıltı çıkmadı!.. Herkes kendi payına düşeni aldı!.. Devlet kademelerini paylaşıp egemen oldular!.. Sonra bu muhabbet, bu kardeşlik yavaş yavaş tersine dönmeye başladı, muhabbetin yerini sessiz ve derinden bir didişme aldı, aralarında fay hatları oluştu!..

***

Şu sıralar ise iktidar ile Fethullahçılar, yani cemaat arasındaki kavga su yüzüne çıktı, aleniyet kazandı!.. İktidar, kendi gücünün cemaate geçmeye başladığını fark edince frene bastı!.. Cemaat de iktidara karşı eleştirilerini yoğunlaştırdı!.. Önce iktidar yandaşı yazarlarla cemaat yandaşı yazarlar arasındaki atışmalar “post kavgasını” açığa çıkarttı, Fethullahçılar hakkında ağır iddialar ortaya atıldı!.. Fethullahçıların 11 maddelik sert bildirisi Bursalı (Manisalı-Siirtli) Bülent’in sevgi sözcükleriyle savuşturulmaya çalışıldı!.. Dün Türkmenistan gezisi öncesi bu sorulara muhatap olan Tayyip ise konuşmamayı yeğledi!..

***

“Savcı ve yargıçların şu kadarı Fethullahçı” “Fethullahçı yargıç ve savcılar sürüldü” “Fethullahçılar polis teşkilatını ele geçirdi” “Fethullahçı emniyet müdürleri görevden alındı” “MİT’in başı Hakan Fidan hakkında soruşturma açılması Fethullahçıların işi” “Gezi Parkı eylemlerini Fethullahçılar destekledi” Bu tür iddialar birbirini kovalamaya başladı… Ortaya çıkan gerçek şuydu: AKP ile cemaat, koalisyon yaparak iktidara gelmişti!.. Ama şimdi güç paylaşımı nedeniyle bu koalisyonda derin çatlaklar oluştu!..

***

Kendilerine şu sıralar “Hizmet” adını veren cemaatin 11 maddelik bildirisinde, Tayyip’e yönelik en dikkat çekici eleştiri “Seçilen meşru iktidarların her an denetim ve gözetim altında olmaları katılımcı demokrasinin bir gereğidir. Tavsiye ve eleştirilerde bulunan sivil toplum oluşumlarının iktidar peşindeymiş gibi sunularak ‘Siyasete karışma’, ‘Öyleyse parti kur’, ‘Seçimleri bekle’ demek demokratik sistemin ruhu, norm ve değerleriyle bağdaşmaz, kabul edilemez” ifadesiydi!.. Cemaatin demokrasi dışı bulduğu bu ifadeler, çok ileri demokrat (!) Tayyip’e aitti!..

***

En taze başka ağır bir eleştiri de dış politika konusunda Fethullah Gülen’den geldi ve önceki gün bir yabancı dergiye verdiği röportajda şunu söyledi: “Türkiye’nin bölgede iyi ilişkiler geliştirmesi Avrupa’nın, ABD’nin, dünyanın çıkarınadır. Ama ben şu anda Türkiye’nin buna yönelik yapacaklarının gerçekleştiğini düşünmüyorum” Küresel lider (!) Tayyip’in canını çok acıtacak, ipleri kopartacak yeni bir açıklama!..

***

AKP ile cemaat tam bir koalisyon dayanışması içinde kurumları, medyanın büyük bölümünü ele geçirdiler, yargıyı, polisi, hatta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir bölümünü kuşatma altına aldılar ama iktidar paylaşımında sorunlar çıktı!.. Şimdi birbirleri arasında “Sen benim sayemde bu hale geldin” atışması sürüyor!.. Post kavgası derinleşerek devam edecek!.. Koalisyon çatırdıyor!.. Tayyip için alarm zilleri çalmaya başladı!..

İki pilotu şehit verdik yetmedi mi?..

Suriye’de iki savaş pilotumuzu şehit verdik, hesabını soramadık!.. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel o zaman “Ne yapacağımızı göreceksiniz” demişti, gördük; gün aşırı Ceylanpınar’a roketler düşüyor, insanlar ölüyor!.. Şimdi iki THY pilotu kaçırıldı, Tayyip Bey Mısır için gösterdiği şiddeti bu olay için gösteremiyor!.. Hizbullah, “Söyleyin Suriye’deki muhaliflere bizimkileri serbest bıraksın, biz de pilotları verelim” diyor!.. Tayyip ise Suriyeli muhaliflere toz kondurmuyor!.. Sen bu muhalifleri barındırıyorsun, destek veriyorsun, para ve silah verdiğin iddia ediliyor, ipi senin elinde!.. Ama Tayyip Bey’de o irade yok!.. Eğer, “Pilotlarımız Suriyeli muhaliflere feda olsun” diyorsa orasını bilemiyoruz!..

Sözcü

Destekle başa geçtikten sonra kazandığı güçle ben cemaatten daha büyüğüm havasına girdi "haşmetmaab".."Asarım keserim yıkarım yeniden yaparım padişah benim hatta dedem de padişah" tiribi yemedi şimdi rant kavgasına dönüştü iş. Doğla olarak cemaat de kendine verilen sözün tutulmasını bekliyor..!

__________________

Süleyman Demirel seçimlere gireceği zaman o zamanın favori dergahı nakşibendilerin liderine gidiyor seçimde destek istiyor.Onlarda karşılığında kabineden bir bakanlık istiyorlar anlaşmaya varılıyor ve Demirel başbakan oluyor.Ama seçimden sonra Nakşibendiler bakıyorlar Demirelin umrunda değil hani diyorlar noldu bizim bakanlık diye soruyorlar

Aa ben varımya işte diyor napcaksınız bakanı bak başbakan çıkardınız işte diyor.
Nakşibendilerin lideri kandırıldığını anca o zaman anlıyor.

Dergah veya cemaatlerdeki oy potansiyeli hep siyasilerin iştahını kabarttı.Ama bunun durumu farklı tabi çıktığı kabukla kavga eden bir hali var.

__________________

Bazen su olmak lazım sessiz sakin ...!!! Bazen sel olmak lazım öfkeli ve hırçın...!!!
Bazen mum alevi olmak lazım; sabırla tükenmeyi bekleyen, bazense volkan olmak lazım; önüne gelen herşeyi hızla tüketen...!!!
Kimine SU oLacaksın, kimine SEL ...!!! Kimine MUM olacaksın, kimine VOLKAN ...!!! Ama kimseye asla ve asla KUL oLmayacaksın... !!!

Adam gözünü kürtlere dikti cemaat umrunda değil "gt kıllarım" da var diyor zaten napacak cemaati..!

__________________

Ben O Cemaatte olsam, Esadin Doktorasini cektigi gibi, Tayyibin Hocaligini geri cekerdim.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.