Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'ndan bahsederken mitinglerinde, biliyorsunuz alevi, hatırlamadığım Ermeni bir kişiden bahsederken ise afedersiniz ermeni demişti. Bir de ara sıra benim ateist, alevi, ingiliz, hristiyan, vs. arkadaşım var diyerek konuya giren kişileri hatırlarsanız, başlığım daha iyi anlaşılır.

Muhafazakarlık bana göre, acil durumlar için gerekli olan bir ruh halidir. Kriz anında, herkes tek bir çatı altında toplanır, birbirine destek olur, bu sırada kişiler kimliklerinden feragat ederler. Bana göre muhafazakarlık üç parçadan oluşur;

1- Cinsel kimliğin bastırılması. (Hetero ve homo seksüel faketmez)
2- Bireysel faaliyetlerin, bastırılması. (sanatçıya halktan uzak kalıyorsun demek vs.)
3- Toplumsal hayatta dair kalıpların dayatılması. (erkeğin saçı uzun olmaz, kızlar pantolon giyemez vs.)

Bu saydığım üç şey, zor zamanlarda problemlerle başa çıkmak için uygulanabilecek yöntemlerdir, mesela kıtlık döneminde, halkın huzuru kaçmasın, kimse zarar görmesin diye, bir takım lüks faaliyetler kısıtlanabilir, örneğin, parklarda piknik yapmak, sokakta sigara içmek, lüks giyinmek vs. Ve ya sokaklarda dolaşan çetelere çözüm bulunamadığında, insanlar evlerine kapanır, sokağa çıkana iyi niyetle bakılmaz, böylece sokağa çıkılmasına ve zarar görülmesine engel olunabilir, hepsi fark ettiyseniz akıl tarafından üretilmez, korku tarafından üretilen dolaylı çözümlerdir, akıl tarafından üretilen çözümler olsalardı, durum değiştiğinde yeni duruma uyum sağlayacak kurallar ortaya çıkabilirdi ama muhafazakarlığın gerektiği dönemlerde ortaya çıkan dolaylı çözümler, ortam iyileştiğinde bile etkisini sürdürür, alakasız sebepler üretilir ve iş içinden çıkılmaz bir hal alır. Kimin ahlakına uymalıyız, neye göre doğrudur sorularına cevap ararken, bunları unutuyoruz.


Gelelim muhafazakar arkadaşlarıma. Biliyorsunuz, dindar birisi değilim, çevremde hem ateist hem müslüman pek çok arkadaşım bulundur. Ateist arkadaşlarla yaşadığım sorunları daha sonra yazacağım, önce muhafazakar yetişmiş arkadaşlarımı anlatmak istiyorum. Yapamadıkları bir şeyi yaptığımda, içki ve domuz kimseyi öldürmedi dediğimde, kıyafetimi biraz açtığımda, benden elbette uzaklaştılar, bunlar olmasa bile hayata bakışımız her zaman farklıydı. İlk önce farkettiğim duygu korku idi. Onlar hep korkuyorlar, geceleri yolda yürürken başlarına bir şey geldiğinde, yetiştikleri toplum onlara destek olmayacaktı, merak edip bir yudum içki içseler, aforoz edileceklerdi, erkek arkadaşlarıyla bir yerde görülseler, evde büyük bir suç işlemiş gibi ona soğuk davranacaklardı. Kimden korktuklarını düşünürken bir hata ettim ve Allah'tan korktuklarını düşündüm, çünkü hep günah ve yasaklardan bahsediyorlardı, zamanla anladım ki yaşadıkları toplumda yalnız bırakılmaktan korkuyorlar. Yalnızlık onlar için başa çıkamayacakları bir problem. Farklı olana bu yüzden, demokratik davranmak, özgürlüklerine saygı göstermek isteseler bile bunu islami argümanlar kullanarak yapmaları da, giyimlerinde farklı renkler seçmeleri de, muhafazakar yazarlar ve sanatçıları ısrarla takip etmeleri de bu yüzden. Kendi modaları ile, hayatlarına renk katmaya çalıştıkça, onlara her iki cepheden de baskı yağdı, giyinik çıplak ve süslüman vs. denilerek, her iki taraftan da eleştiriyi ağır dozlarda aldılar.

Her birimiz insanız ve temel ihtiyaçlarımız aynı, bir birimizi eleştirmeden önce, bunu bilelim, eleştirdiğimiz türbanlı insanlar üniversite konusu yüzünden genelde yaşı genç olanlardı, genç kız oldukları unutulmadan konuşmalıyız.

Okuyabilene teşekkür ederim.

__________________

Öncelikle ellerine sağlık değişik bir ele alış biçimi olmuş.

Yinede bu sadece muhafazakarlar için değil genel için vardır toplumdan soyutlanma korkusu ve evet haklısın onlarda bu korku daha önceliklidir yani Cehenneme gitmekten çünkü yaşarken cehennemi gösterirler .Neden bilmiyorum onlarda hoşgörü kıtlığı daha fazla halbuki İslam dini hoşgörü üzerine kurulmuş yada yazılanlar bize onu anlatıyor ama uygulamaya geçildiğinde en hoşgörüsüz olanlarda çok inançlı olduklarını söyleyenler.
Ayrıca sadece toplumsal soyutlanma korkusu yok onlarda hurafelerde var korkutuldukları.

Her şey cinlere,perilere zebanilere ve ateşle cezalandırılmalara bağlanmış ve beyinleri bunlarla yıkanmış.Bilimin temel ışığı yerine korku verilmiş çünkü korkanı kontrol etmek daima daha kolaydır.Yoksa şimdiki yönetim niye üzerimize korku salmaya çalışsın.Korkuttukça yönetmesi kolaylaştığı için ...

Paylaşımın için teşekkürler.

__________________

Yorumun için teşekkür ederim.

Söylediğin gibi dışlanma korkusu her topluluk için geçerlidir. Muhafazakar yapılarda farklı olansa, korkularının Dünya ile sınırlı olmamasından dolayı, aşırı tepki vermeye eğilimli olmalarıdır. Kızı erkeklerle arkadaşlık kuruyor diye, evinin bahçesine diri diri gömen babanın yaşadığı korku, toplumdan dışlanma korkusu ile sınırlı değildir, kafasının içinde, büyüyen, dışlanmak haricinde birden fazla farklı sebeplerden beslenen bir korkudur.
Bir Atatürkçü genç, babası ile siyaset tartışır, AKP'ye oy vereceğim diyebilir, evden kovulmaz, baba evlat katili olmaz, çünkü korkular yanlış siyasi partiye güvenmekle sınırlıdır. Aynı şey AKP'li evde tek başına başka partiye oy veren için de geçerlidir.

__________________

Muhafazakar bir olarak söylüyorum,
Yukarıdaki tanımların çoğunu kabul etmiyorum,

Evet muhafazakarın bir korkusu vardır, o da toplumun dejenere olması,
Toplumda güzel olan örf ve adetlerin unutulması, gençlerin saygı ve sevgiden yoksun büyümeleri,

Hayatın zorluklarına karşı sigorta olan geniş ailenin çekirdek aileye dönüşmesi,
bunun sonucunda nesillerin ruh halinin bozulması,

Toplumu rahatsız eden bu gün olduğu gibi hırsızlık gasp ve bağımlılık yapan madde kullanıcıların artması,
evet muhafazakarı korkutur.

Gelelim hoşgörü meselesine,
Kendi adıma söylüyorum tabi hoşgörüsüzlük gibi bir tabir kitabımda yazmaz,
Şahsen benim en büyük hobim, farklı din yada düşüncedeki insanlarla dostluk kurmak,
ve bunu başarmış durumdayım,

Şişlideki yahudi arkadaşım moşeyle geçen gün evinde nescafe içtik uzun uzun sohbet ettik, adam şeker
Kurtuluşta ermeni zartar teyze, oğlu hampar sivas ermenilerinden, tam bir anadolu insanı
Sarıgazide alevi kardeşler, biri marksist hep siyaset konuşuruz, tatlı tatlı atışırız, yanlarına vardımmı kolay kolay salmazlar,
Kemalist arkadaşlarım bir alem, yirmi yılı aşkındır hep tartışırız, hala Türkiyeye şeriat gelecek

Niye anlattım bunları, her sakallıyı dede sanmayalım,
ön yargılardan kurtulmamız gerkiyor,

Sayın ala'turca yorumların için teşekkür ediyorum, böylece bir muhafazakar olarak söz hakkını kullanmış oluyorsun, bu beni sevindirir, kendi kendime konuşmaktan sıkılmış birisi olarak, etrafındaki muhafazakar ailelere mensup olan genç kızları konunun odağı olarak aldığımı hatırlatmak istiyorum.
Siz bir yetişkin olarak, korkularınızı yazmışsınız, böylece yazımın ana fikri olan, muhafazakarlığın korkudan beslendiği iddiasına destek vermiş oldunuz. Bahsettiğiniz toplumsal yozlaşma, gasp, hırsızlık, bağımlılık yapan maddelerin kullanımı beni de endişelendirir. Peki çekirdek ailenin topluma ne zararı vardır? Gasp ve hırsızlık ile aynı kefeye koyacak kadar sizi korkutan nedir? Hayatın zorlukları için birbirimize destek olmak, aynı evde dar bir mekanı paylaşarak yaşamak zorunda mıyız? Aile ve akrabalar dışında bir çevre kazanmak asıl toplumu birbirine yapıştıracak olan çimento değil midir?

__________________

Daha ne gelsin?

Bu olan bitenler yetmiyor mu?

__________________

Muhafazakar düşünce bana göre çağın en büyük kanseri. Kendilerinden olmayanları bile muhafaza etme isteği var sonuçta. Onların giyimlerine kuşamlarına ahlaklarına el uzatma isteği var. Bunun kılıfı ise ahlaksızlık olarak uydurmuşlar. Toplumsal kurallar demişler.

Toplumsal ahlaka veya toplumsal bir kurala hiçbir zaman inanmadım. Muhafazakarların savunduğu normlar dini inanca dayalı normlar ve bu normlar zaten insanın doğasında olan şeyler. Güzel ahlak için dine gerek yok. ama suçu yaratmak istiyorsan kuralıda yaratırsın o hesap..

Kısacası toplumsal normların yok edilmesi insanı dahada özgürleştireceğini düşünenlerdenim. Özgürlüğün getireceği kaos bu kanserin yok edilmesini sağlayacaktır.

__________________
Never fade away...

Sn.C.Cienfuegos değişik bir yaklaşım ile toplumun önemli saydığı, ele alınış biçimi içinde geçen farklı konuların münferit tartışıldığı, önemli konuları harman ederek güzel bir fikir koymuş ortaya.

Yazıyı okuyarak paylaşan arkadaşlar kendi pencerelerinden bakarak çok güzel yorumlar ile katkı sunmuşlar. Paylaşım için teşekkürler. Bende uzun uzadıya yazmak konuyu detaylı irdelemek isterdim ancak sabahın köründe bir bakayım geçeyim derken ilk gözüme çarpan bu yazı ve yorumlar olduğu için işe geç kalmadan hemen şunu vurgulamak istedim.

Muhafazakarlık neyin muhafazakarlığı olduğu ile tartışılmalıdır. Çok değişik konularda muhafazakarlığın olduğu değerli arkadaşlar tarafından bilinmektedir.

Benim vurgu yapacağım ki, benim anlayışıma göre böyledir; din adına muhafazakar olanlar asla demokrat olamazlar. Hem laik hem Müslüman olunur ama din adına muhafazakar olmakla demokrat olunmaz. Niçinleri nedenleri sorulursa uygun zamanda daha detaylara girerek anlatırım yazarım.

Herkese gün aydın iyi sabahlar olsun.

__________________

Kanaatimce,muhafazakarlik,en kisa tabirle degisime kapali olmaktir.Bunun icinde ;din,tore ve gelenekler var.Muhafazakar toplumda bu kavramlar kolay kolay tartismaya acilmaz,farkliliklar cirkin gorulur,degisimi isteyenler dislanir.
Oz degerler korunmali ancak farkliliklara bir deger olarak saygi duyulmali ve tahammul esigi yuksek olmali.

__________________
Dinle.... kendini, bak... görebildiğin ve uzanabildiğin kadar uzat elini, şu sınırsız olasılıklar düzleminde, seçim yapmadığın sürece herşey mümkün.

Şu ana kadar okuduklarımdan muhafazakarlar var bide ateistler var.Dışardan görüntü bu ama iki tarafında görmek istemediği 3.bir grup var.Heme laik hem müslüman hem atasına hemde peygamberine toz kondurmayanlar var.İnsan hem laik hem müslüman olamazmı ? olur hemde çok güzel olur.Benim gibi ...Akp den hazetmemin sebebide budur dinle devlet işleri birbirinden ayrıdırki bunun adıda laikliktir.
Sizin muhafazakar benim cemaatçi dediğim arkadaşların yanındayken baya kominist damgası yiyiyorum.Çünkü onlara başın örtüsünden önce kalbinizi temizleyin hayatiınızı düzetin devletle helalleşemessiniz işinizi tam yapın deyince kıyamet kopuyor.Bende imansız oluyorum dk başı tövbe çekiyorlar

Diğer tarafta sizin ateist değiniz ki bence tesitler daha ilginç onlarla konuşurkende cemaatçi damgası yiyiyorum bu seferde Allah Bir dediğim için.
Ama 2 taraftada hoşgörü olduğunu sanmyorum.Benim gibi milyonlarca insan var bu ülkede ama yokmuşuz gibi.
Muhafazakarlığın toplum baskısından olduğuna ise katılmıyorum.Çocukluktan gelen eğitim tamamı için kesinlikle geçerli olmasada menfaat var .
İnsanoğlu menfaate meyillidir.
Allah diyorki insana cenneti vad etmeseydik iman etmezdi yani imanın ucunda bile mükafat olması gerekiyor

__________________

Bazen su olmak lazım sessiz sakin ...!!! Bazen sel olmak lazım öfkeli ve hırçın...!!!
Bazen mum alevi olmak lazım; sabırla tükenmeyi bekleyen, bazense volkan olmak lazım; önüne gelen herşeyi hızla tüketen...!!!
Kimine SU oLacaksın, kimine SEL ...!!! Kimine MUM olacaksın, kimine VOLKAN ...!!! Ama kimseye asla ve asla KUL oLmayacaksın... !!!