Başka biri “Ulan Tayyip” dese hemen dava açar!..
Hem hapse girmesini ister hem de yüklü miktarda tazminat!..
Ahmet Kaya öleli 13 yıl, bunlar iktidara geleli 11 yıl oldu, akıllarına şimdi geldi!..
Tayyip Bey bugünlere kadar isimlerini hiç ağzına almamıştı, Kürtçülerle al takke ver külah vaziyetlerine girince Ahmet Kaya’nın da, Şivan Perver’in de adı ağzından düşmüyor!..
“Ahmet Kaya’nın suçu saz çalmaktı” diyor, dinleyenler burnunu çeke çeke ağlaşıyor!..
Ama onların, şehit cenazeleri geldiğinde gözlerinin nemlendiğini bile görmedik!..

* * *

Tayyip partisinin grup toplantısında, Ahmet Kaya’yı bir ödül töreninde protesto edenleri hedef gösterirken bakınız ne diyor:
“Ahmet Kaya’yı protesto edenler şimdi ‘Ben tuvaletteydim’, ‘Ben orada değildim’ diyorlar…
Ulan hepiniz oradaydınız be!”
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı o gün orada bulunan sanatçılara, konuklara “Ulan” diyerek hakaret ediyor!..
Ki, o “ulanlar” içinde Tayyip’in “akıllı adamı” Kadir İnanır da, Tayyip’in Diyarbakır mitinginde Şivan’la düet yapan İbrahim Tatlıses de vardı!..

* * *

Şu üslubun düzeyine bakar mısınız?!.
Aynı şahıs, bir yandan da muhalefet sözcülerine, yandaş olmayan yazarlara üslup, adap, edep dersi veriyor!..
O, Ankara’da “Ahmet Kaya’ya saldıranlar, Taksim Gezi eylemlerinde bize saldıranlarla aynıydı” derken, Hariciye Nazırı Ahmet de ABD’de "Gezi eylemlerinden gurur duyuyoruz” diyor!..
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu; Ankara’da başka ABD’de bambaşka!..
Ahmet, herhalde gençlere “Çapulcu” dedikleri ve onlara görülmemiş polis şiddeti kullandıkları için gurur duyduklarını söylüyordur!..

* * *

Komedi devam ediyor…
Hariciye Nazırı Ahmet, ABD’de çok demokrat havalarda ve tevazu göstererek Kürtçü türkücü Şivan Perver’den özür dilediğini anlatıyor!..
Kürtçü Şivan’dan özür dilemek ve hemen vatandaşlık vereceğini söylemek Nazır Paşa’nın bunca yıldan sonra, tam da seçim yatırımları başladığı zaman aklına geliyor!..
Terör korkusundan ve seçimler için başlattığınız açılım saçılım tiyatrosu perdelerini açana kadar aklınız neredeydi?..
Madem o kadar meraklıydınız, Şivan yıllar önce vatandaş yapılabilir, yıllar önce “Affet bizi Şivan” diye yalvarabilirdiniz!..

* * *

Bütün bunlar Türk Milleti’nin önünde oynanan bir tiyatro!..
PKK, bu iktidarı silah zoruyla bu noktaya kadar getirdi!..
Terörle mücadele yerine terörle pazarlığı seçen iktidar “çözülme sürecine” girdi ve bu süreç Diyarbakır’da taçlandı!!!
Kumpanyanın bütün elamanları bir araya geldi ve ABD’nin yazıp yönettiği “tarihi tiyatro eseri” sergilendi!..
Bu oyunun daha birçok sahnesi ve perdesi var…
Terörist başı Apo bir gün İmralı’dan çıkar, onun için de “Suçu sadece özgürlük ve demokrasiydi” diye gözyaşı dökebilirler!..
Hariciye Nazırı Ahmet, bebek katilinden de özür dileyebilir, “Affet bizi Apo” diye ağlayarak boynuna sarılabilir!..
“Yok artık” demeyin, bu olanları rüyanızda görseniz inanabilir miydiniz?..

* * *

Ama keser döner sap döner de, gün gelir bütün bunların altında kalırlarsa, sakın “Ben tuvaletteydim” “Ben orada değildim” demesinler!..
O zaman Ankara’nın tepelerinden, “Ulan hepiniz ordaydınız be” diye bir ses yükselebilir!.

Satılmış Erdoğan!..

Adamcağızın adı Satılmış!..
Bu isimde binlerce insan yaşıyor Türkiye’de…
Ancak…
Soyadı Erdoğan olunca iş değişti!..
Adam Tayyip Erdoğan’ın partisinden Yozgat Belediye Başkan aday adayı…
Harita mühendisi…
Ne var ki adı ile soyadı yan yana gelince tuhaf şeyler çağrıştırıyor!..
Üstelik, tam da şu günlerde!..

* * *

Satılmış Erdoğan açıklama yapmak zorunda kaldı:
“Adım Allah’a adanmış anlamını taşıyor. Soyadına gelince dünya lideri Sayın Başbakanımızla aynı. Bunun için mutlu ve gururluyum. İsmimi kullanarak Başbakanımıza saygısızlık yapılıyor”
Yok canııım, bazı çapulcular öyle ahlaksızlıklar yapabilir, sen aldırma!..
Fakat gelin görün ki aday adayı Satılmış yine de rahatsız, “45 yıldır taşıdığım adımı değiştirmeye Başbakanımızın vereceği ismi almaya hazırım” diyor…
Madem bu kadar rahatsız mahkemeye başvurup adını değiştirsin!..
“Satılmamış Erdoğan” yapsın!..

------- Sözcü-------

__________________

Kılıçdaroğlu'da dünkü parti grup toplantısında A.Kaya'yı öve öve bitiremedi. Neymiş? Devrimciymiş. Neyin devrimcisi? Resmen açıktan PKK ya destek veren biri değil miydi?

Birkaç oy alabilmek, şirin görünmek adına neler yapılıyor..
Yazıklar olsun.. Yakında kahraman da ilan edilir.

Alayının köküküne kibrit suyu..

__________________

O gece orada malum şahsa yapılan tepkilerden sonra, önce Serdar Ortaç ''Bu devirde Kimse Padişah Değil'' şarkısının sözlerini değiştirerek, ''Bu vatan bizim ellerin değil'' diyerek şarkısını okuyor.. Sonra hep beraber ayakta 10. yıl Marşı söyleniyor..

Ayakta söyleyenler arasında İbrahim Tatlıses'te var, Kadir İnanır'da, Adnan Şenses'te...

Ben videoyu izledim tekrar.. Adnan abi uçuyor vallaha marşı söylerken.. Yıllar yıllar sonra benzinliklerine ruhsat almak için belki de , rte ci oluverdi.. Beraber ıslandılar o çıkar yağmurlarının altında....

Kimi akil adam oldu Kadir İnanır gibi, kimi daha dün düet yaptı, göz yaşı döktü Diyarbekir'de İT! gibi..

İki yüzlülüğün ''izdüşümünü'' izliyorum yıllardır, bilmem benden başka gören var mı ??



Cnn Türk'te, Soner Yalçın'ın ''Oradaydım'' programından alıntı yapılan bir videoydu izlediğim.

Bir hanfendi ki şahsın o akşam masasında olan en yakınında olan kişiydi bu hanım, konuşmasının sonunda şöyle bir ifade kullanıyordu (marşı söyleyenlere, sözde eleştirisini yaparken)... :

...... huşu içerisinde ayakta, elini kolunu sallayarak 10.Yıl marşı okuyor ve ee dehşet verici bir görüntü tabi.. Seçkinler bunlar (seçkin kişiler), bir ee sokakta kendini kontrol edemiycek insanlarda değil bunlar....

Haklısınız hanımefendi, sizler gibi seçkin, aristokrat olamadım hiç.. Sokağa çıkmayın o yüzden seviyeniz düşmesin.. Sonra maazallah benimle falan karşılaşırsanız, acırım size.. Cilalı salonlar sizin olabilir ama ''sokaklar bizimm''....

__________________

büyük hayal kırıklığı yarattı...
ahmet kaya solcu ama zayıf kişilkli biriydi olaylar onu pkk ya yaklaştırdı yoksa pkk lı biri değildi...belki kılıçdaroğlu orasından görmek istedi fakat hayal kırıklığı yarattı..

__________________

Bilmiyorum Kilicdaroglunu nasil dinledigini, böylelikle Hayat-Kirikligina ugradigini?.

Benim Medyalar üzerine duydugum, Sayet yasamis olsaydi, Geziparki olaylarinda Beraber yürümüs olacagini, Onun icin simdilik Hapiste yatar olabilecegini duyabildim!.

Baska Kanallarmi Dinliyoruz/Seyrediyoruz, bilemedim simdi?.

__________________
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.

Ben ailemin ahlakı bozulmasın diye, televizyondaki kişi terbiyesizce konuştuğunda, hemen kanalı değiştiriyorum. Herkes öyle yapsın

__________________

H.

Kılıçtaroğlu'ndan beklediğim bir şey. Hiç şaşırtmadı beni. CHP'nin sessizliği de keza öyle. Körler sağırlar birbirini ağırlıyor diyordum her zaman. Hiç şaşırtmadılar. Tüm milletvekilleri de dahil olmak üzere. Bu tutumu protesto etmiyorlarsa parti içinde onların da AKP'lilerden hiç farkı yok gözümde.

__________________

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, bu yıl müzik alanında Ahmet Kaya'ya verildi.

Önce ödül, ardından dillendirilmeye başladı ağızlarda.. Valla olur mu olur, hiç şaşırmam hem de..

ZeZe yazdıklarına baştan sona kadar katılıyorum. Yalnız bir nokta var herkesin dikkat etmesi gereken.. Onlar hep söylediler, ısrarla söylediler hem de.. Ne dediler?

-Biz Yeni CHP yiz..

Onlar eski CHP'yi bu sözlerle bir anlamda red ettiler. Vekiller içinde pek çoğu ilginç denecek çıkışlar yaptılar beyanatlarında.. Sadece küçük bir azınlık Emine Ülker Tarhan, Muharrem İnce, İsa Gök ve bir kaç kişiyi daha CHP li olarak tanımlayabilirim. Geri kalan tümü yeni chp li..

Hal böyle olunca, kaç defa yazdım ben forumda Bu Kemal abi yanlış adam, Soros'un adamı dedim.. Yeni chp aslında dış güçlerin CHP içine enjekte ettiği kadroların partiyi ele geçirmesi ile güçsüzleştirme ve CHP yi yok etme çalışmasıdır, desteklenmemelidir (tabi kelime kelime böyle yazmadım da, konuya cevap yazanlar hatırlayabilir )

Kemal abiyi hatırlarsanız, Fransa'ya gittiğinde konudaki malum şahsın mezarına gidip çiçek bırakmıştı..

Acaba bir şehit mezarını ziyaret edip (Fatiha'dan geçtim) bir çiçek bıraktı mı hiç, diye yazılı olarak düşünmeye kalksam, demogoji yapmakla suçlanabileceğim için, hiç düşünmüyorum :8

Şu olanlara senin gibi ben de hiç şaşırmıyorum.

(Burdan ötesi kimseye hitaben yazılmamıştır )

Aslında bizler için en büyük tehlike akepe değil.. O tehlike zaten bilinçli herkes tarafından vakıf olunan bir konu..

Asıl ve en büyük tehlike, düzen içinde yer alan sözüm ona akepe muhalifi partiler.. Sandık başına gidildiğinde iktidara karşı muhalefete atılan oyların aslında sistemi kuran ve (iktidarda ki partiyi ) yöneten güçlerin işine yarayacağını görememek büyük tehlikedir..

Mhp, Chp ve İşçi Partisi söylediğimin tam karşılığı olan partilerdir.. Bu partiler, özellikle CHP ve MHP dış güçler tarafından, yönetim kadroları mason, CIA ve diğer istihbarat örgütleri hesabına çalışan işbirlikçiler tarafından desteklenerek, ele geçirilmiştir.

Chp içindeki Sezgin Tanrıkulu'nun CIA işbirlikçisi olduğunu herkes bilir yani bilmek öğrenmek isteyen.. Ve o kişiyi Kemal abi özellikle İstanbul (yanılmıyorsam 2. bölge) 2. sıraya koyarak seçtirdi.. 1. sırada kendi vardı, S. CIAkulu pardon Tanrıkulu'nun seçtirilmesi ya da seçilmesi bankoydu yani..

Mhp de ise en büyük işbirlikçi, ülkücüleri sokağa salmıyor masalları ile partiyi pasifize eden genel başkanlarıdır..

Zaten başkanlık seçimleri sırasında şimdiki Mhp Genel Başkanının, bizzat başbakan tarafından Meral Akşener'in önünün kesilip, desteklenmesi benim için Mhp içinde başka isim aramamak için yeterlidir.

MİT e yazı yazıp, ben sizin görevliniz miyim, diye soran ve gelen cevabi kağıt parçasını eline alıp, bakın ben Mit görevlisi değilim, diyen bir genel başkan...

Mhp de ki Genel Başkana kesin itaat geleneği yüzünden, aykırı sesler hemen ihraç edilir partiden.. Kendiliğinden gidenler de dönek damgası yer partililerden..

Oysa aklı selim sahibi, sorgulayan bir insan yanlışı gördümü susmamalı, derim ben.. Bu yüzden Mhp ile yollarımız çok uzun zaman oldu ayrılalı, dönekim yani onların gözünde..

Solcu ve demokrat tabir edilen kesimi yeni chp ile, muhafazakar ve milliyetçi kesimi Mhp ile pasifize edip, iktidar partisi ile ülkem üzerindeki emellerini bir bir gerçekleştiren dış güçlerin işi şimdilik yolunda.. Bir süre daha böyle gideceğe de benziyor, ne yazık ki...

Sahi Avrupa Birliği ilerleme raporuna konu olmuş:

Kurduğu parti hızla örgütlendiği gibi dış odaklardan gördüğü tepki de erken gelmiş,

Belli zaman aralıklarıyla Türkiye Cumhuriyeti'ne verilen Avrupa Birliği İlerleme Raporları'nda X PARTİSİ'nin varlığından, oluşumundan ve gelişmesine karşı acil tedbir alınması istendiğini duydunuz mu hiç?

Dış güçlerin bu denli çekinmeleri tedbir alınmasını istedikleri şahıs ve partisi son genel seçimlerden tam bir hüsranla çıkmış, basında da hani şu tarafsız olan basından bahsediyorum, alay konusu yapılarak beyinlere ters yönde enjekte edilmiştir..

Oysa gerçek olan ''gereğinin yapıldığı'' partililerce bizzat görüldüğüdür.

Bu parti hangi parti mi? Bu lider kim mi? Burdan ötesi google amcayla sizin aranızda..

__________________

Yahu ARKADAŞ!...
CAN SUYU MUSUN, CANIMIN SUYU MUSUN? ÜLKEMİN, YURTTAŞIMIN ÇİĞ DAMLASI MISIN? HER NEYSE İŞTE!...
Bu adam gözlerinden öptü senin!..
Bu adam geleceğe güvenle bakmaya başladı!...
Bu adam, hakkında açılan soruşturmalara, davalara bakmaksızın, "geride çok sayıda CANSUYU var" demeye başladı!...
Allah!.. İyiliğini versin CANSUYU!...
Madem ki, CANSUYU!'sun, tüm emekçilere ve Atatürkçü'lere yürüt suyunu!...
Esenlikler dilerim.

__________________

Rahmi; konunun Cansuyu isimli arkadaşımız ile alakası nedir?

__________________