Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Diğer Köşe Yazıları

Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 23.11.2013, 04:23   #1
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Exclamation AKP - Cemaat Savaşı Olması Gerektiği Gibi - Ahmet Şık

AKP-Cemaat savaşı nihayet olması gerektiği mecraya girdi. Çatışmayı dershaneler cephesinde kaybeden cemaat, güçlü olduğu MİT cephesinde çatışmayı şiddetlendiriyor. T24'ün haberi yarın cemaat gazetelerinde ve tetikçisi Taraf'ın manşetinde en azından 1. sayfasında olacak

Taraf'çılar illegal ve kanuni görünen hukuksuz dinlemelerin 'hâkimlerin cemaat tarafından koordine edilmesiyle' yapıldığını bilmiyorlar mıydı?

İşkenceciliğinden değil kitap yazan bir düşünce suçlusu olduğu için hapsedilen Hanefi Avcı'nın kitabı bu konuyu gayet iyi anlatıyordu. Avcı'nın kitabının tartışılan 2. bölümü Türkiye'nin bir kocakulak cumhuriyetine dönüştürüldüğünün vesikasıdır. Bu kontrgerilla cumhuriyetinin adı da Fethullah Gülen Cemaatidir.

Alınan dinleme kararlarının tümü hukuksuzdur. Kanunu kılıfına sokulmaya çalışılmıştır.

Bu süreç soruşturma konusu olduğunda bu kararların altında imzası bulunan yargı mensupları da yargılanacaklar. Bakalım içlerinden kimler "gizli tanık" ya da adlı adınca söylersek "itirafçı" olacak göreceğiz.

Sakın ola ki kimse AKP diktatörlüğünü bu suçtan azade görmesin. Ergenekon süreci,tüm siyasal davalarıyla (Ergenekon, Balyoz ve ilintili soruşturmalar ile KCK ve Devrimci Karargah) AKP+Cemaat ortaklığıyla hayata geçirilen bir darbe sürecidir.

Siyasal onay makamının yürütmenin başı olan AKP hükümeti sahadaki tetikçiliğinin cematçi polisler ile yargı mensuplarının üstlendiği, Taraf gazetesi ve çete düzeninin destekçisi olmayı kabul eden liberal diye anılan sahte demokratlar ile DSİP ve benzeri mücahitler üzerinden kamusal meşruiyetinin sağlandığı bir darbe sürecidir bu. Bu suça bulaşmış herkes suç ortağıdır.

Ergenekon süreci adı verilen siyasal davalar aralarına kontrgerilla artıklarının da boca edildiği ve bu sayede kamusal meşruiyeti sağlanan darbenin adıdır.

Kontrgerilla olanın kontrgerilla, katil olanın katil olmaktan yargılanmadığı bu sahte demokratikleşme illüzyonuyla derin devlet ve aktörleri el değiştirmiştir o kadar. AKP-Cemaat savaşı da derin devletin sahibinin kim olacağı kavgasıdır.

Bu ülkede derin devlet ya da kontrgerilla soruşturulamaz. 1980 darbesi öncesinde savcı Doğan Öz'ün (Zekeriya değil çapı yetmez) başına gelenler malum soruşturmak istediği kontrgerilla tarafından katledildi. Ecevit kontrgerilladan haberdar olup araştırtmak istediğinde suikasttan kurtuldu.

Susurluk pisliğiyle tüm Türkiye'nin haberdar olduğu derin devlet soruşturması kışlanın kapısında sonlandı. 28 Şubat darbesini doğru okumalı.

Dönemin iktidarını alaşağı etmenin yanı sıra Susurluk soruşturmasını akamete uğratmanın yolu da 28 Şubat darbesinden geçiyordu ve öyle oldu.

Ergenekon derin devlet soruşturmasıysa eğer buyrun JİTEM ve katliamları ortalık yerde duruyor. Bu katliamların, işlenen suçların, illegal faaliyetlerinin anlatıldığı tam 8 çuval belge, Ergenekon soruşturmasının 2. iddianamesinin "tutuksuz" sanıklarından Arif Doğan'ın Beykoz'da depo olarak kullandığı bir yerde ele geçirildi. Sahte kahraman savcı Zekeriya Öz, belgelerle ilgili görüşünü sorduğu genelkurmaydan "Devletin ali çıkarları için açıklanması sakıncalı belgelerdir" yanıtını alınca hepsi sümen altı edildi. JİTEM'in resmi yazışmaları olarak Ergenekon'un 2. iddianamesinde atıflar yapılan suçlar, yıllardır Kürtler ve konuya duyarlı ilgililerinin dile getirdiği "Hizbulkontra"gerçeğini ortaya koyuyordu. PKK'li kılığına girerek bombalı silahlı saldırılar yapan, Hizbullah'la PKK'ye karşı savaşmak için görüşmeler yapan, sivilleri öldürüp PKK'li süsü veren, silah ve uyuşturucu ticareti yapan JİTEM gerçeği o belgelerin içindeydi. Bizlerden saklanan ve "devletin ali çıkarları" denilen belgelerde bunlar anlatılıyordu.

Ali çıkarlarını mafyalaşarak, insanları katlederek korumaya çalışan bu devletin yani sahibi AKP ve yakın zamana kadar koalisyon yaptığı suç ortağı cemaattir. Siyasal ve entelektüel donanımı olmayan, sadece memur zihniyetiyle savcılık hakimlik yapan bu yargı kadrosu mu derin devleti soruşturacak?

Cemaatinin çıkarlarını yasalardan ve halktan üstün gören, örümcek ağı gibi emniyet teşkilatını kuşatan cemaatçi polisler mi bu ülkeyi sivilleştirip demokratikleştirecek?

Hala AKP ya da cemaatin gücüne biat ederek, ikisi de bir madalyonun iki yüzü olan bu iki güç odağına sırtını yaslayarak düzenin çöplüğünden beslenenler suç ortaklığına devam ediyorlar. Tarih bunların hepsini yazıyor. Halkına karşı suç işleyenler hiç bir zaman cezasız kalmadı yine kalmayacak.

Her taşın altında Ergenekon arayan, darbeci bulan çığırtkanlardan birisi de Fenerbahçe'nin hedef alındığı sahte bir şike davasıyla feveran etmişti. Aynı zat RTE'nin kendisi ve şurekasıyla işinin bittiğini açıklamasından sonra feveran etmesinin nedeni olan Cemaate yanaştı. Haklı olarak kötü, diktatör, otoriter, baskıcı denilen RTE'nin defterinin dürülmesi için kontrgerilla cemaatine yanaştılar yine.

Ancak RTE bu diktatörlüğü, otoriterliği, baskıcılığı kısacası bu faşist düzeni tek başına kurmadı. Tetikçisi Cemaatti, kamusal meşruiyet sağlamaya çalışanlar da kendileriydi. İşkence yaptığı insanlarla aynı örgüte üye olmaktan polis, kadın satmaktan dini lider, basılmamış kitaptan örgüt, öğrencinin pankartından darbe işbirlikçiliği, telefon konuşmalarından şike, hak talebinden darbe girişimi çıkaran sadece RTE değildi.

Toplumsal muhalefetin sesinin kısılmasının amaçlandığı böyle kolpa davaların asli sorumlusu Gülen cemaatinin kontrgerilla faaliyetleri yürüten unsurlarıdır. RTE ve AKP eleştirilirken bu faşizm düzeninin yaratılmasında cemaatin payını gizlemek ahlaklı değil. Dürüst değil.

Karşınızdaki kişinin sıfatına ve kim olduğuna bakarak eğip büktüğünüz demokrasi kavramına hiç uygun değil. Faşist darbelerin ürünü olan siyasal anlayışlarla, sivil görünüp militarizmi ele geçirmeye çalışan din maskeli kontrgerilla cemaatleriyle suç ortaklığı yaparak demokrasi gelmez.

"Usül hataları oldu ama..." diye değerlendirdiğiniz o davalarda gerçek suçlular gerçek suçundan yargılanmıyor. Hem hukuk hata yapmaz, yapmaması esastır. Yaparsa ve bu da meşru gösteriliyorsa adı hukuk olmaz.


Ahmet Şık'ın twitter hesabından alınmıştır.
__________________
Never fade away...
  Alıntı ile Cevapla
Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 23.11.2013, 22:29   #2
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP - Cemaat Savaşı Olması Gerektiği Gibi - Ahmet Şık

Ahmet ŞIK'ın kitabını okuyorum zaman zaman. Düşmanımın düşmanı dostumdur zihniyetine sahip bir yazar değil. Dobra dobra düşündüğünü söylüyor. Güzel yazıydı...

Teşekkürler Serserigezgin...
  Alıntı ile Cevapla
Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ahmet, cemaat, gerektiği, gibi, kontrgerilla, olması, savaşı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:02.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.