30.12.2013, 10:07
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
“Kara Bahtım, Kör Talihim!” | Tokmak
Başbakan konuşuyor, konuşuyor… Buna konuşmak değil bağırmak, haykırmak denir aslında…
Bağırıyor, bağırıyor… Hep karşısındakileri suçluyor!
Daha önce de söylemiştim: “En iyi savunma hücumdur!” taktiğini uyguluyor!
Devlet içinde devlet varmış, vatana ihanet ediyorlarmış, iç ve dış odaklar Türkiye’nin gelişmesini istemiyormuş, falan filan…
Ortada Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet iddiaları var!
Hırsızın hiç mi kabahati yok?
Bırak yasalar işlesin, adalet tecelli etsin?
Ortada dönen kasalar dolusu paralar, onları saymak için kullanılan para sayma makinesi, ayakkabı kutularında saklanan milyon dolarlar…
Başbakan sürekli olarak “Bunlar iç ve dış komplolardır.” deyip duruyor.
Hemen her konuşmasında, yargıya, medyaya, polise, herkese çatıp, hayali düşmanlar yaratıyor, bunların bir sürü oyun çevirdiğini söyleyip, pembe tablolar çiziyor, mutlu yarınlardan bahsediyor, anlatıyor da anlatıyor!
Yolsuzlukları, rüşvet olaylarını filan boşver sen!
Meğerse halimiz ne kadar iyiymiş! İçtiğimiz ayranmış, herkes bize hayranmış!
…Ve dinleyenler, neyin ne olduğunu anlamadan, onu alkışlıyor. Helâl olsun!
Ünlü sözdür: Her ulus, lâyık olduğu şekilde yönetilir!
İnsanlarımız, yolunmaya, soyulmaya, acı çekmeye alışık!
Sonra da “Kara bahtım, kör talihim!” diye ağlıyorlar, iyi mi?
Sözcü
__________________
“Gittin mi büyük gideceksin!
Ayrılık bile gurur duyacak seninle..”
|
|
|