Yarın 1 Mayıs…

İşçi sendikalarının bir kısmı 1 Mayıs Bayramı’nı Kadıköy’de kutlayacak. Bir kısmı ise Taksim’de kutlamakta ısrar ediyor, Başbakan Erdoğan ise “Bunu unutsunlar! Kesinlikle Taksim’de kutlamaya izin vermem!” diyor.

Yasaklamalara rağmen Taksim’e çıkacaklarını söyleyen işçi kesimi ise şu görüşte:

“1 Mayıs, kutlama değil anmadır. Taksim bir simgedir, 1 Mayıs alanıdır. Gezi Parkı olaylarında Taksim bir kez daha simgesel hale gelmiştir. İktidarın başı Tayyip Bey bundan korktuğu için yasaklama kararı aldı. Fakat şunu unutmasın: Emekçiler asla vazgeçmeyecektir!”

Başbakan’la işçiler arasındaki bu inatlaşma, yarın Taksim’de üzücü, tatsız olayların çıkacağını haber veriyor!

1 Mayıs aslında sadece bir bayram günü değildir. 1 Mayıs, işçilerin özgürlüğünü kazanması ve temel haklarının kabul edilmesi uğruna verdikleri mücadelelerde hayatlarını kaybeden emekçileri anma ve dayanışma günüdür.

İşçiler güçlü olduklarını, çalışanlar için yaratılan kölelik düzeninin sona erdiğini göstermek, düşük ücret politikalarını protesto etmek istiyor ve:

“Türkiye’de sanayi ve hizmetlerde çalışan kayıt içi ve kayıt dışı 18 milyondan fazla işçi vardır. Ülkemizde emekçiler sahipsizdir. İşçi sendikaları güçsüz, etkisiz hale getirilmiştir.” diyor.

Dünyanın tüm demokratik ülkelerinde işçilerin 1 Mayıs gösterileri engellenmez.

Bizde ise yaratılan gergin hava, aklı başında olan herkesi korkutuyor!


Sözcü