Çankaya’da oturamazdı!..

Orada Atatürk’ün ruhu dolaşıyor!..

Zaten 12’nci oldu, 3 gün içinde 2 defa Anıtkabir‘e gitmek zorunda kaldı…

Tayyip için 3 gün içinde 2 defa Atatürk‘ün manevi huzuruna çıkmak, kendi tabiriyle “sap gibi durmak” ne büyük sıkıntıdır tahmin edebilir misiniz?!.

Tayyip’in Yargıtay’a küsmesinden sonra şimdi Adli Yılın başlaması törenlerini kaldırmayı düşünüyorlar; aynı durum Anıtkabir için de geçerli olabilir ve iktidar yalakalarının dediği gibi “zırt pırt Anıtkabir’e gitme zorunluluğunu” da sona erdirebilirler!..

Atatürk Orman Çiftliği arazisinin işgaliyle yapılan Başbakanlık Sarayı hacmiyle bir görgüsüzlük sembolü!..

Neredeyse ABD Savunma Bakanlığı Pentagon kadar…

Milyonlar harcandı…

Tayyip, o devasa, şatafatlı, kendi kudretini temsil eden binayı Ahmet’e bırakamazdı!..

Düşünebiliyor musunuz, Tayyip Çankaya’da oturacak, aklı Atatürk’te!..

Sanki çıkıp gelecekmiş gibi!..

Kapı açılsa, içeri Atatürk girse…

O sebeple zaten oturamazdı…

Hem ona dar gelir…

Sıkılır!..

Çocukluğundan beri geniş, büyük, daha büyük binalara alışmış!..

Sayın okurlar, şimdiye kadar böyle bir vaka duydunuz mu?..

Mesela, Obama Başkan seçiliyor, Beyaz Saray’ı ufak buluyor ve kendine bir saray yaptırıyor!.. Ki, Kongre binası kadar…
Veya İngiltere Başbakanı’na Downing Street 10 numaradaki yılların Başbakanlık ofisi dar geliyor, Kraliçe’nin sarayının yanında bir Başbakanlık Sarayı yaptırıyor!..

Tayyip’e her yol helal olsun!..

İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı ve Huber Köşkü…

Yetmedi, Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü…

Aslında ona Topkapı Sarayı yakışırdı ama nedense akıl edemedi!..

Çankaya’da şimdi Ahmet oturacakmış!..

Çankaya’yı 2. sınıfa düşürdü!..

Bu arkadaşların vizyonu var!..

Büyüklük, şatafat vizyonu…

Ama sadece kendilerine çalışan bir vizyon!..

Ailelerinden ne gördülerse onu sürdürüyorlar…

Çankaya’da zaten oturamazdı!..

Orada Atatürk’ün ruhu dolaşıyor!..

Çarpabilirdi maazallah!..

Kim yalan söylüyor?..

Bu iktidarın kendi rahatı uğruna teslim bayrağını çekerek PKK karşısında “çözülme” sürecini başlattığından bu yana olup bitenleri hayret ve acıyla izliyoruz…

Yol haritası belli…

Ama bu yol haritasından haberi olmayan tek kişi Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı!..

Kendi söyledi, “Bilmiyoruz” dedi…

Oysa İmralı’ya seferler düzenleyenlere baksa, Apo ve Kandil’in mesajlarını okusa anında anlayacak!..

Başbakan muavini sözcü Bülent ise Genelkurmay Başkanı için “Hepimizden daha çok bilgiye sahip olduğunu biliyorum” dedi…

Açıklamalar çeliştiğine göre, yalan söyleyen biri var ama acaba hangisi?..

Bülent ayrıca “Genelkurmay’ın görevini bilhakkın yerine getirdiğini” söyledi…

Nedir bu görev?..

PKK’nın azgınlıklarına, adam kaçırmalarına, yol kesmelerine, Atatürk heykellerine ve bayrağımıza yapılan saldırılara, terörist mezarlıklarının açılışlarına, terörist heykellerinin dikilmesine ve…

Bu iktidarın teröristler karşısında “çözülmesine” askerin seyirci kalması gibi mi?!.


-------Sözcü------

__________________

Uçağını aldı, binayı aldı; e bunlar zaten kendisi için yapılıyordu. Ne yani, bunları beyinleri itaat etmeye kurulu kullarına mı bıraksaydı ?

__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!
Nilgün MARMARA

“Mal ve mülke olma mağrur,
Deme var mı ben gibi!
Bir muhalif yel eser,
Savurur harman gibi."

***

Genelkurmay Başkanının görevi "Görmedim,duymadım,bilmiyorum" olabilir mi?

__________________