![]() |
|
Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları |
![]() |
|
Seçenekler |
![]() |
#1 |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Aziz Nesin yazmış. Dilimizin zengin olmadığını düşünüp ahkam kesenlere, örneklerle bunun doğru olmadığını kanıtlamış. Yolda bozulmuş bir araba görmüş, usta çırağa seslenmiş: ‘Şu zamazingoyu uzatsana’ diye. Çocuk hemen kavramış, uzatmış aleti. Aynı akşam yolda bir arkadaşıyla karşılaşmış, yanında yabancı bir kadın… ‘Kim?’ diye sormuş. Yanıt hazır: ‘Bizim zamazingo’ deyivermiş herifçioğlu. Eklemiş ‘Zamazingosu bozuk, doktora götürüyorum.’
Bir gece rakı sofrasında adamlardan biri diğerine: ‘Şu zamazingoyu uzatıver’ diye işaret etmiş. Nasıl olduysa, hemencecik anlamış diğeri, uzatmış tirbuşonu. Bir sözcük ne çok iş görürmüş meğer. “Hovardalık edilen kadın, yeri belirsiz hastalık, tirbuşon” Esas bomba bundan sonra. Gece topluca sohbet edilen yerde memleket meseleleri açılmış. Biri “Yahu bu zamazingo işi nedir?” diye sormuş. Biri ‘şeriat’ anlamış, öteki ‘enflasyon’, beriki ‘Güneydoğu sorunu’… Bereketlidir bazı sözcükler böyle… Son dönemlerde siyasal iklim bize böyle her derde deva bir sözcük kazandırdı. Her hastalığın ilacı! Fikir tartışmalarına birebir iyi geliyor. ‘Kutuplaşma’ dedin mi, çıkıyorsun işin içinden. Üstelik öyle acayip, büyüleyici bir tınısı var ki, söyleyeni ayrı sarhoş ediyor, dinleyeni ayrı… Diyorsun ki ‘ifade özgürlüğü’ ekmektir, sudur. Bu konuda ölçüt nettir tartışma olmaz. Fazıl Say’a, Pınar Kür’e, Nişanyan’a ön koşulsuz destek vermek gerek. En son olayda da Leman Sam’a. Yanıt hazır. Bunca ‘Kutuplaşmışken toplum, şimdi sırası mı bu sözlerin’… Başka konuya geçiyorsun, çocukların başını bağlıyorlar, muzır neşriyat muamelesi görüyor küçücük insanlar, diyorsun… Hemen biri çıkıyor ‘Toplum bunca kutuplaşmışken türban üzerinden tartışmaya girmeyelim’ deyip kestirip atıyor. Peki… Barış istiyoruz hepimiz. Lakin kiminle masaya oturduğun önemli değil mi? Söz, anlayana denmez mi? Bu ‘akil adamlar/kadınlar’ işi yanlış, bu yol, yol değil, diyorsun. Seninle yan yana duranlara bir bak oradan nefret mi ürer dostluk mu, diyorsun. Hemen ‘Kutuplaştığımız şu günlerde kol kola olmak lazım’ diyen çıkıyor nasılsa… ‘Gezi Dirilişi’ diye bir toplumsal dönem yaşandı bu topraklarda. Orada özgürlük çığlığı oldu insanlar. Gövdeleri siper oldu. Bir anlamı vardı. Ya bunların yanında durursun, ya da öldürenin diyorsun. Yanıt çoktan hazır; ‘Toplum bunca kutuplaşmışken diyalog kanalları açık olmalı’… Hoppala… Sanat sansürde yeşermez, kurumlar buna dayanamaz, kiminle dans ettiğine bak, diye uyarıyorsun. Bir ödül seçici kurulundaysan anlamı olmalı, dikkat, oyuna geliyorsun, diyorsun. Ohooo çoktan yanıt hazır; ‘Toplum bunca kutuplaşmışken…’ Tamam, anladık… Gerisini söyleme… Bir de bu işin öncüsü ‘Yetmez ama evet’çiler var. AB’ye giriyorduk olmadı. Gerçi ‘kutuplaşmadığımız’ iyi oldu. Hatta kovulan yazar/çizerlere, içeri tıkılanlara bakıp el çırptılar. ‘Kutuplaştıranlar’ kenara çekilince, önü açılacaktı memleketin. İleri demokrasi için ‘kutuplaşmamak’ adına, her çağrıya uydular. Cumhurbaşkanıyla fotoğraflar, başbakanlarla yurtdışı gezileri, bal börek top oyunları, TRT programları, Kabataş rüyası gördüler ‘hep kutuplaşmamak’ adına. Tamam kutuplaşmayalım. Kobane ne olacak mesela? Kimle yan yana olacaksınız? Savaşa giriyoruz güle oynaya. Fetihçiyle diyalog nasıl kuracaksınız, bir anlatın bakalım? Okullar yıkılıyor, her biri imam hatip oluyor çok şükür. Gönderecek misiniz çocuklarınızı ‘yetmez ama evetçi’ler? Yetti mi, yetmedi mi bir anlasak bari! Barış için, adalet, eşitlik, özgürlük, insanlık, hayvan hakları, çevre bilinci, çoğulcu/örgütlü toplum için taraf olunur. Hani “Taraf olmayan bertaraf olur” demişti ya, öfke bir hitabet sanatı olduğu günlerde… Öyle yani… Kutuplaşmayalım diye kalemimizi kırdık. Kutuplaşmayalım diye hakarete uğradık. Kutuplaşmayalım diye işimizden olduk. Kutuplaşmayalım diye bebelerin başını bağladık. Kutuplaşmayalım diye sansüre boyun eğdik. Kutuplaşmayalım diye inancımıza küfredildi, sustuk. Kutuplaşmayalım diye öldük. Siz ‘kutuplaşmayın’ ben yalnızlık burcuna razıyım. Enver Aysever Birgün
__________________
We have grown, but there is still much to be done. Many live in the darkness that must be shown the way. For it is the dawning of a new day. |
![]() |
![]() |
![]() |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
evet’çilerin, meselesi, ‘kutuplaşma’, ‘yetmez, ‘zamazingoları’ |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bi Küçük Eylül Meselesi | 14.02.2014 | Cansuyu | Sinema Afiş ve Tanıtımları | 0 | 30.12.13 13:59 |
Şark Meselesi | Tanıdık | Serbest Kürsü | 3 | 03.09.13 16:59 |
66 aylık meselesi ve çarpıtmalar | C.Cienfuegos | Serbest Kürsü | 36 | 14.10.12 00:45 |
Şu Kurbağa Öpme Meselesi | Papazulya | Duygularımız | 3 | 08.09.11 19:36 |
Memleket Meselesi | 31.12.2010 | DarkAngeL | Sinema Afiş ve Tanıtımları | 0 | 14.01.11 10:02 |
Önemli Uyarı | |||
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. | |||
![]() |
![]() ![]() |
![]() |