Türk Milleti Aldatılırken!.. | Mehmet Türker

[@Çengelli İğne]

İktidarın terör karşısında teslim bayrağını çekip, mücadele yerine pazarlığı tercih etmesiyle Türkiye çok tehlikeli bir sürece girdi!..
Tehlike şimdi daha da büyüyor…
Bunun sonucu önce özerklik, sonra bölünme;
Ve 40 bin kişinin kanını ellerinde taşıyan terörist başı Apo’nun affıdır!..
Türk Milleti bunu kaldıramaz!..

* * * *
Sadrazam muavini Yalçın Akdoğan, “Süreç güçlü bir siyasi irade ve kararlılıkla sürüyor. Nihai sonuca ulaşmak için güven ve iyi niyet temelinde görüşmeler hız kazanmış durumda” derken…
PKK, Mardin Nusaybin’de askeri araç geçerken uzaktan kumandalı mayını patlattı…
Tabur komutanı ve 6 asker yaralandı…
Silvan’da PKK gençlik yapılanması YDG-H militanları ana caddede barikat kurup araçlarda kimlik kontrolü yaptı…
Güvenlik güçleri gelince de ortalığı ateşe verdiler…
İlçe silah sesleriyle inledi…
Evet, süreç “güven ve iyi niyet temelinde” hız kazanmış!..

* * * *
İmalı postacılarından sinemacı Sırrı, “Biz yeni bir cumhuriyeti oluşturan iradeden birisiyiz” derken…
Sadrazam Ahmet açıklama yapıyor:
“Bu süreç çok ciddi aşamalardan geçtiğimiz, geçmişte karşı karşıya kaldığımız problemler açısından önemli engelleri aştığımız bir süreçtir”
Demek Türkiye, “yeni bir cumhuriyete” doğru önemli engelleri aşarak yol alıyor, ne kadar mutluluk verici!!!

* * * *
Türk Milleti ne dolaplar döndürüldüğünden habersiz!..
“Analar ağlamasın” aldatmacasıyla başlayan teslimiyet projesi kapalı kapılar ardında pişiriliyor!..
Tayyip, “İmralı ile biz görüşmeyiz, ama devlet görüşür” numarası yapıyordu…
Oysa, Sadrazam muavini Yalçın, İmralı’ya postacılık yapan HDP heyetiyle sürekli görüşüp Apo ile “dolaylı” olarak pazarlık yapmış oluyor!..
Zaten Yalçın da “siyasi iradeden” söz ederek, Hükümetin yine “dolaylı yoldan” teröristleri muhatap aldığını ifade ediyor…
Yani, Türk Milleti resmen aldatılıyor!..

* * * *
“Aldatmada” başka konuya geçelim…
Sadrazam Ahmet sürekli sallıyor:
“Kardeşimiz de olsa yolsuzluğa uzanan kolu kopartırız”
İyi de kardeşim, Türkiye’nin her yerinden yolsuzluk ve rüşvet fışkırıyor, bırak kol kopartmayı, daha parmak ucu bile kopardığınızı görmedik…
Üç bakan istifa ettirildi, bir bakan azledildi…
O şahısların paçasını kurtarmak için Türk Milleti’nin önünde tiyatro oynanıyor!..
İddialar vahim, Meclis Komisyonu’nun tespitleri daha da vahim…
Ama yok bilirkişi, yok eski bakanların cevapları vesaire diye toplantı yeni yıla bırakılıyor, uzatıp sulandırılıyor…

* * * *
Kol kopartırmış…
Kopart da görelim!..
Türk Milleti işte böyle aldatılıyor!..
Suçlu Kubilay oldu!..
Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın Menemen’de bir grup yobaz tarafından şehit edilişinin 84’üncü yılında utanç manzaraları yaşıyoruz…
Yobazlık aldı başını gidiyor, Türkiye tarikatların kucağına düşmüş vaziyette yolsuzluk, rüşvet olaylarıyla sarsılırken, Atatürk ilke ve devrimleri budanıyor, cumhuriyetin kazanımları yok edilmeye çalışılıyor…
Önceki gece bir TV kanalında tarihçi müsveddeleri devrim şehidi Kubilay olayını konuşuyorlardı…
Onlardan biri, “Kubilay şöyle yapmasaydı, böyle yapmasaydı, aslında olayın şekli başkaydı” filan diye Kubilay’ın sözde hatalarını sıralıyordu…
Sonuçta Kubilay haksız çıktı; bir tek “Asıl suçlu Kubilay’dı” demedikleri kaldı!..
Menemen’deki yobazlık, günümüzde kravat takmış olarak aynen devam
ediyor!..


Kaynak