13.01.15, 10:20
|
#1
|
|
Laikliğin Kıymeti!.. | Mehmet Türker
Türkiye kıyametin koptuğu böyle bir coğrafyada ayakta durmayı becerebiliyorsa, bunun en önemli ana unsuru laik devlet yapısıdır!..
Hukukun yerini dini esaslara dayalı yönetim şekli aldığında…
Terör de, kelle kesme de, taşlayarak öldürme de; el kesme, kırbaç cezası da meşru sayılır!..
Kısasa kısas, ihkakı hak da normal görülür!..
IŞİD, El Kaide, El-Nusra, Boko Haram ve diğer radikal İslamcı terör örgütleri, kendi meşruiyetlerini, kendi dini yorumlarından alıyorlar…
Türkiye’deki iktidar da, usul usul, fazla çaktırmadan aynı yolda ilerliyor!..
Sürekli dini motiflerin kullanılması, anaokullarına bile din dersi koyma çabaları;
Osmanlıcılık oyunları;
Osmanlıca hevesleri;
Arap harflerine hayranlık;
Dindar ve kindar nesil yetiştirme hamlesi;
Üç çocuk, beş çocuk ve Allah ne verdiyse…
Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo katliamının Türkiye’de “ama”, “fakat” demeden kınanmasına önem verildi, resmi pozisyon da bu oldu…
Neden?..
Çünkü özellikle de iktidar cephesinde katliam kınanırken, İslamcı reflekslerle “ama”, “fakat” ile başlayan cümlelerin kurulması, uluslararası topluma karşı katliamı mazur göstereceğine dair endişeler vardı…
Bu sebeple de Sadrazam Ahmet de, bu konuda görüş açıklayan bazı bakanlar da kınamaların “amasız” olması gerektiğini vurguladılar…
Fakat…
Hepsi de İslamcı duygularla lafa “Gazze ve Suriye” diye başladılar!..
Gazze’de öldürülen kadın ve çocuklar ile Suriye’de ölen insanlar için de hassasiyet beklenirmiş!..
“Ama” demediler ama…
Batı dünyasında yükselen İslamofobi ile ırkçılığı her lafın başına koydular…
Sadrazam Ahmet de, Enerji Bakanı Taner de, diğerleri de…
Türkiye’de laiklik kör topal yürüyor…
Geçen gün yazdığımız gibi, Türkiye’nin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” için cezalandırılan bir parti tarafından yönetildiğini unutmayalım!..
Türkiye’de her hareket İslamcı duygularla yapılıyor…
Suriye, Irak ve Libya’da radikal İslamcı terör örgütlerine verilen destekler de “Müslüman kardeşliği”, “İslamcı dayanışma” adınaydı!..
Son yıllarda sözde de kalsa…
Türkiye, “Laik, demokratik, hukuk devleti” olmasıyla ayakta durabiliyor…
Laikliğin kıymetini bilelim!..
Biz kimiz?..
Paris’te liderler ve milyonlar “özgürlük ve kardeşlik” için yürürken…
İstanbul’daki Aczmendiler de Charlie Hebdo baskınını gerçekleştirerek 12 masum gazeteciyi katleden Kuaşi kardeşler için “gıyabi cenaze namazı” kılıyorlardı…
Milyonlar Paris’te “Cumhuriyet” yürüyüşündeyken…
Tatvan’da birileri “Selam olsun Allah’ın Resulü’nün öcünü alan Kuaşi kardeşlere. Allah şehadetinizi kabul etsin” diye pankart astı…
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde “Hepimiz Charlie’yiz” yürüyüşü yapılırken…
Birileri “Müslüman kanı dökülüyor, siz hâlâ burada konuşuyorsunuz” diye bağırarak tepki gösterdi…
Aslında iktidarın da içinde gizlediği duygular bunlardır…
Tayyip’in, “Rabia” diye bağırarak meydanları dolaştığı, kalabalıkların da “dört parmak” işareti yaptığı güzel ülkemizde…
Biz “bizi” bilelim!..

--Sözcü--
__________________
“Gittin mi büyük gideceksin!
Ayrılık bile gurur duyacak seninle..”
|
|
|