10.08.2015, 06:28
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Kara Gün | Yekta Güngör Özden
Ulusların yaşamında coşkuyla kutlanan güzel günler gibi kınanan, kurtulunmasına sevinilen kara günler de vardır. Tarihimizde bunun bir örneği 10 Ağustos 1920’de Osmanlı İmparatorluğu ile İtilâf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması’dır. Anadolu’nun bölünüp düşmanlara pay edilmesi, ortada küçük sözde bir Osmanlı devletinin bırakılması, sömürgecilerin kaynakların tümünü ele geçirerek Türkleri tutsak kılması plânlanan bu Antlaşma ile karanlığa gömülme kararlaştırılmıştı. 23 Nisan 1920’de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Ağustos’ta aldığı kararla bu Antlaşmayı geçersiz saydı, imzalayanları ve onaylayanları “Vatan haini” ilân etti. 7 Ekim’de Ankara İstiklâl Mahkemesi Sevr’i imzalayan Hâdi Paşa, Rıza Tevfik, Reşat Halis ve Damat Ferit’i idamla cezalandırdı.
Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarının kazandığı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın paçavraya çevirdiği Sevr Antlaşması’nı İsmet İNÖNÜ’nün başarısıyla gerçekleşen Lozan Barış Antlaşması tarihin çöplüğüne atmıştır. Sevr’i anımsamak, gerçekleşseydi düşeceğimiz kötü durumları düşünmek, Cumhuriyetle kazanılan yapının değerini daha iyi benimsetecektir. Lâik Atatürk Cumhuriyeti’ni kurucularıyla birlikte kötüleyenler, dinci bir düzeni gerçekleştirmeye çalışan inanç sömürücüsü çıkarcılar, ulusal yapıyı yıkmaya kalkışan sapkınlar, toplumsal barışı ve ulusal dayanışmayı yadsıyan zararlılar, tarih ve insanlık karşıtları içinde Sevr’i övenler bile çıkmıştır. Dindarlık taslayan dinsizlerin küçülüp alçalmasını yansıtan bozuklukları kınayarak Cumhuriyet günlerinin bağımsızlık ve özgürlük kıvancını sonsuza değin yaşamak mutluluğunu diliyoruz.
Not: Yazının devamını okumak için, aşağıdaki linki tıklayınız.
Sözcü
|
|
|