21.10.2015, 11:38
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Hırsızın Suçu | Soner Yalçın
Önce bir tespit:
“Saddam Hüseyin” deyince aklınıza ne geliyor?
Barzani-Talabani-PKK-HDP çevrelerinin yanıtı bellidir:
“Halepçe katliamıyla Kürtlere soykırım yaptı!”
Yıl, 1988.
Irak-İran Savaşı tüm şiddetiyle sürüyor.
Saddam Hüseyin son kez 23 Şubat’ta El-Enfal Harekatı’nı başlattı.
Humeyni ise buna Zafer-7 Harekatı’yla karşılık verdi.
Bu sırada Celal Talabani liderliğindeki “Kürdistan Yurtseverler Birliği”ne bağlı peşmergeler, İran Ordusu ile işbirliği yaparak Kuzey Irak’taki Halepçe kasabasına saldırdı.
Tam bu sırada…
Tarih: 16 Mart 1988…
MIG-23 uçaklarıyla Halepçe’ye zehirli gaz atıldı. Yaklaşık 5 bin kişi yaşamını yitirdi.
Bu kimyasal bombaları kim attı?
Bugün… Özellikle kimi Kürt çevrelerine sorun; Halepçe katliamını Saddam’ın işlediğini söyleyeceklerdir.
Sosyal medyada araştırma yapın; Halepçe’de Kürtlere soykırım yaptığı için Saddam’ın idam edildiği okuyacaksınız. Oysa…
Saddam hakkında idam kararı veren mahkemenin gündemine Halepçe katliamı hiç gelmedi!
Saddam sadece; Bağdat’ın kuzeyinde Şiilerin yoğun olduğu Ducely’de kendisine karşı 1982’de yapılan suikast girişimi sonrasında “100’ü aşkın insanı öldürttüğü” iddiasıyla yargılandı ve idam edildi.
Peki… Saddam neden Halepçe katliamından sorgulanmadı/yargılanmadı? Çünkü…
2004’te... CIA Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Stephen Pelletier tarafından hazırlanan raporda, söz konusu zehirli silahların İran’a ait olduğunu ispatladı!
Demek ki… Neymiş…
Batı medyasında “Kürt soykırımı” olarak yazılan Halepçe katliamını kimin yaptığı yalanı, Irak’ın parçalanıp Kuzey Irak’ta “Kürdistan” kurulana kadar gerçekmiş!
Evet..
Bu tespiti niye yaptım?
Yazıya neden Saddam ile girdim?
Şundan…
William Blum
Dayatıyorlar:
“Kürt’ü yaz.”
Başka?
Başka bir şey yazma; “Kürt’ü yaz.”
“Kürt” dediğim, PKK-PYD-HDP…
Başka gündemleri yok! Ortadoğu’ya- dünyaya sadece bu “pencereden”/ tek boyutlu bakıyorlar.
“Yahu” diyorsunuz, “görmüyor musunuz; kafalarında binbir tilki dolaşan emperyalistler Kürt’ü kullanıyor. Dün de Arapları kullandılar; bak Arap dünyası ne halde; hiç mi ders çıkarmıyorsunuz? Gelin, kardeşlik zemininden ayrılmayalım; kimlik siyasetinden vazgeçelim; barışı-demokrasiyi ancak böyle hakim kılarız.”
Yok. Bunu dediğiniz anda yaftalıyorlar; “ulusalcı faşist!”
Alttan alıyorsunuz; sineye çekiyorsunuz; anlatmaya çalışıyorsunuz:
“Salt Kürt meselesiyle yatıp kalkarsanız sizi kukla yaparlar; Ortadoğu’daki büyük kapışmayı analiz etmelisiniz; çok boyutlu bakmalısınız. Yarın dizinizi çok döversiniz.”
Bunu dediğiniz anda sizi dinlemek istemiyorlar.
“Hâlâ mı ‘emperyalizm’ lafları; bunlar eskidi- bitti, bu çağ kapandı artık; demokrasi çağındayız” diyorlar.
ABD’nin bu coğrafyaya barış getireceğine inanıyorlar!
Ah!.. Ah!…
İnsanların en çok inandıkları, en az anladıklarıdır.
Ama biz yine de…
Bıkmadan…
Usanmadan…
Gözlerin kör olduğu, kulakların sağır olduğu bu çevrelere gerçekleri anlatmayı sürdüreceğiz.
Bizi dinlemek istemezlerse bu köşede başkalarına söz vereceğiz.
Örneğin..
William Blum… ABD dış politikası konusunda önde gelen uzmanlardan biri. 2013’te yazdığı kitabın adı, bu çevrelere yanıt niteliğinde:
“Emperyalizmin En Ölümcül Silahı; Demokrasi Yalanı.”
Şu harika tespiti yapıyor:
Not: Yazının devamını okumak için, aşağıdaki linki tıklayınız.
Sözcü
|
|
|