Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Diğer Köşe Yazıları

Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 21.10.2019, 20:50   #1
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Mektup ve Masa; Ne Olmalıydı, Nasıl Olmalıydı | M. Ayhan Kara

Mektup ve Masa; Ne Olmalıydı, Nasıl Olmalıydı



17-18 Ekim ve sonrasında “masa” ve “mektup” konuşuldu, yazıldı çizildi. Masa nasıl olmalıydı, mektupta ne yapılmalıydı? Asıl olarak bunu değerlendireceğim diplomatik teamüllere göre. Ancak önüne-arkasına bir bakmakta yarar var.

MEĞER MEKTUBA KARŞIN HEYET İSTENMİŞ!

Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 Ekim’de Cuma namazı çıkışında şu cümleleri kurdu:

“Telefon diplomasisiyle devam eden bir süreç oldu. Çeşitli Avrupa ülkeleriyle yaptığımız birçok görüşmeler var. Bunların bir kısmını BM Genel Kurulu sırasında yaşadık. Dünkü görüşmelerimiz de aslında bir gün öncesi Sayın Trump ile yaptığımız görüşmede ‘bir heyet gönderirseniz bunu çok daha iyi bir yere taşıyabiliriz’ dedik. Kendileri de sağ olsun Pence'in başkanlığında ve Pompeo ile birlikte heyetler gönderdiler. Bu heyetler benim de belirlediğim heyetlerle ön görüşmeyi yapılar. Dün de adeta final görüşme neticesinde belirlediğimiz bu 13 maddelik bu ortak bildiriyi hep birlikte dünya kamuoyuna açıklamış olduk.”

Anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan “bomba mektup”a karşın Trump’tan heyet istemiş! Çünkü, ilk olarak Amerikan televizyonu FOX’ta açıklanan mektubun 9 Ekim tarihini taşıdığı ortaya çıktı! “9 Ekim” Barış Pınarı Harekatı’nın başladığı tarih! Demek oluyor ki, harekat önceden ABD’ye bildirilmiş ve hatta sınırları da çizilmişti!

EMPERYALİST KÜSTAHLIĞI DIŞA VURAN O MEKTUP

Gelelim mektubun içeriğine… Diplomasi tarihinde yer tutan çok önemli mektup örnekleri var. ABD Başkanı Johnson’ın iki yıl sonra ortaya çıkan mektubu ve İnönü’nün yanıtı da tarihe nakşolanlardan. Fakat hem de Türkiye’de ABD karşıtlığının tavan yaparak yüzde 95’lerde seyrettiği bir konjonktürde Trump’ın emperyalist küstahlıkta tavan yapan mektubu gibisi herhalde yoktur! Mektup şöyle:

“Sayın Cumhurbaşkanı;
Hadi iyi bir anlaşma yapmaya çalışalım. Siz binlerce kişinin öldürülmesinin sorumlusu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisini yok etmek istemem, ki yaparım. Yapabileceklerimin küçük bir örneğini Rahip Brunson konusunda zaten size göstermiştim.

Sizin sorunlarınızı çözmek için çok çalışıyorum. Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum (Şahin Cilo adlı PKK'lı) sizinle müzakere etmek istiyor, geçmişte yapamayacağı pek çok tavizi vermeye razı. Yeni elime geçen, bana hitaben yazdığı mektubu ekte size gönderiyorum.

Eğer bunu doğru ve insani şekilde yapabilirseniz, tarih size olumlu bakacaktır. Eğer iyi şeyler olmaz ise sizi sonsuza kadar şeytan olarak görecektir. Katı bir adam olmayın. Budala olmayın.
Sizi daha sonra arayacağım.
Saygılarımla, Donald Trump”

ERDOĞAN’IN MEKTUBA TEPKİSİ-ZLİĞİ!

Peki mektup dokuz gün saklandıktan sonra medyada ortaya çıkınca Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yaptı? Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde yabancı gazetecilerle toplantısında mektuba ilişkin şu cümleleri kurdu:

"Tam da bu görüşmenin olduğu gün Başkan Trump'ın siyasi ve diplomatik nezaketle bağdaşmayan mektubu medyada yer aldı. Elbette biz bunu unutmadık. Unutmamız doğru değil ama bizim karşılıklı olan sevgi saygımız da bunları sürekli gündemde tutmaya müsaade etmiyor. Bu konuyu bugünkü meselemiz ve önceliğimiz olarak görmüyoruz. Vakti geldiğinde gerekeni yapılacağının da bilinmesini istiyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan söz konusu mektuptan sonra hangi "sevgi ve saygı"dan söz ediyor doğrusu anlayamadım! Yanındaki eski diplomat şimdi siyasetçi Volkan Bozkır dahil kimsenin de anladığını sanmıyorum! İbrahim Kalın’ın da anladığını sanmıyorum!

MEKTUP İLETİLDİĞİNDE NE YAPILMALIYDI

Mektuba karşı ne yapılmalıydı? Önce şunun anlaşılması gerekir: Trump mektubu nasıl iletti? İki olasılıktan söz edebiliriz. 1) Mektup Türkiye’nin ABD’deki büyükelçisine verilmiştir. 2) Mektup ABD Ankara büyükelçisi aracılığıyla Dışişleri Bakanlığı kanalıyla verilmiştir. Tabii mektubu şahsen hangi Türk muhatap alırsa alsın sorumluluk siyasilerdedir, Dışişleri Bakanı ve bağlı olduğu Cumhurbaşkanı karar vericidir.

Herhalükarda mektup kabul edilmemeliydi! Diplomatik teamül, onurlu duruş “kabul etmemek”ti. Mektubu alan Türk yetkili en yüksek perdeden küstahlık nişanesi olan mektubu alamayacağını sert bir üslupla ifade ederek iade etmeliydi. ABD’de veya Türkiye’de; hiç fark etmez.
Vakti geldiğinde gereken yapılacakmış! Türkiye Cumhuriyeti’nin, yurttaşlarının onurunu inciten mektubu dokuz gün saklayacaksınız, ortaya çıkınca da "saygılı sevgili" ifadelerle topu geleceğe atacaksınız!

VE O MASA…

Evet, gelelim “masa”ya… 17 Ekim’de Ankara’da kurulan Türk-Amerikan heyetlerinin birlikte oturduğu ve 13 maddelik anlaşmanın imzalandığı masaya…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Pence 1 saat 40 dakika görüştüler ve sonra da heyetler arası görüşmeye geçildi. Önce şunu not edelim. Diplomatik teamüllere göre oturma düzenini “ev sahibi ülke” belirler. Yani, masadaki baştan ayağa yanlış oturma düzeninin sorumluluğu maalesef Ankara’nın!

Masanın baş tarafında Erdoğan ve Pence “eşit” iki unvana sahipmiş gibi birlikte oturdu! Oysa, Erdoğan ülkesinin cumhurbaşkanı. Pence ise cumhurbaşkanı yardımcısı. Erdoğan, Türk heyetinin başkanı, Pence Amerikan heyetinin başkanı olsa da bu oturma düzeni yanlış ve Türkiye’yi “aşağı çeken” bir tablo oluştu. Oysa iki heyet ya masanın geniş kesimlerinde karşılıklı olarak oturmalı ve heyet başkanları da kendi heyetlerinin ortasında olmalıydı ya da Erdoğan heyetler arası görüşmelere katılmamalıydı ve Türk heyetine masada olan Cumhurbaşkanı yardımcısı Oktay başkanlık yapmalıydı.

Daha da vahimi… Pence, masada bir yandan da Ankara’nın nazarında “teörist” olan YPG unsurlarıyla kontak kuruyor, teyitleşiyordu!

Dışişleri Bakanlığı’nı iğdiş eden, ülkesi için görev yaparken şehitler veren saygın diplomatları "monşer" diye aşağılamaya kalkan Ak Parti iktidarı ve başındaki Erdoğan’ın Türkiye’yi diplomasi alanında düşürdüğü durum bu!

TARİHTEN BİR YAPRAK; ARADAKİ FARK

Olumlu bir örnek vereyim de tarihten, bugünlerle aradaki fark anlaşılsın; olayı bana merhum Emel Korutürk anlatmıştı: 6. Cumhurbaşkanı Fahri S. Korutürk’e dönemin ABD Büyükelçisi güven mektubunu sunacaktır. Randevusunu alır ve gelir. Emel Korutürk de bu tarihi anı Köşk’te tül perdenin ardından izlemektedir. Yaveri, tören holündeki Cumhurbaşkanı Korutürk’ün yanına gelir ve heyecanla bir şeyler söyler. Kaşları çatılır Korutürk’ün ve yaveri ayrılır yanından. Bir terslik olduğunu hisseder Köşk’ün Hanımefendisi de. Ve güven mektubu seremonisi gerçekleşmez! Çünkü ABD Büyükelçisi güven mektubunu yanında getirmeyi unutmuştur! Yavere mektubu bilahare göndermeyi teklif eder ancak Cumhurbaşkanı Korutürk bu teklifi geri çevirip; “Yeni bir randevu alıp mektupla birlikte gelirler!” der. İşte o duruş, Atatürk Türkiyesi’nin duruşudur; egemen, bağımsız bir devletin duruşudur.

Muzaffer Ayhan Kara
Odatv.com




__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ayhan, kara, masa, mektup, nasıl, olmalıydı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:46.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.