Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Diğer Köşe Yazıları

Diğer Köşe Yazıları Ülkemiz Yazarlarının Ulusal Basında Yazdıkları Köşe Yazıları ve Bizlerin Yorumları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 11.02.2013, 20:59   #1
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart AKP faturayı cemaate mi kesecek?

AKP faturayı cemaate mi kesecek?

BARIŞ YARKADAŞ



Başbakan Erdoğan, 2007 yılının sonlarına doğru başlayan Ergenekon operasyonları sonrası "Ben bu davanın savcısıyım'' demişti. Dönemin CHP Genel Başkanı Baykal da bu söz üzerine "Sen bu davanın savcısı isen ben de avukatıyım'' karşılığını vermişti.

Erdoğan, hem Ergenekon hem de Balyoz davasının savcılığını sürdürüyor ancak bu kez pozisyonunu değiştirmiş görünüyor. "Ayağa kalkmadığı için" tutuklanmasını istediği askerlerin yargılandığı Balyoz davasından sık sık şikayet eden Erdoğan, "Tutukluluk süreleri çok uzun" diyor. Hatta şikayetine inandırıcılık katabilmek için, Ergin Saygun'u hastanede ziyaret ediyor. Ziyaretin fotoğrafları Başbakanlık Basın Merkezi'nce medyaya servis ediliyor.

Tesadüfe! bakın ki; Erdoğan'ın hastane ziyareti tam da ABD Büyükelçisi Ricci'nin tutukluluk süresinin uzunluğundan şikayeti sonrasına denk geliyor. Medyanın önünde ABD elçisine güya ''posta koyan'' Erdoğan, hastane ziyaretiyle "Ben de sizin gibi düşünüyorum'' mesajı veriyor. Tipik bir AKP ve Erdoğan klasiği... Kapı önünde başka, kapı arkasında başka...

Defalarca yazdık, defalarca anlattık... ABD, Ortadoğu'yu dizayn çalışmalarını istediği gibi yürütemiyor. Esad'ın yurdunu savunması ve emperyalizme boyun eğmemesi, tüm hesapları alt üst ediyor. Obama, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmenin yolunun Suriye'nin dağıtılmasından geçtiğini biliyor. Bu yüzden, Erdoğan ve AKP'ye "İçerideki sorunlarını çöz, çözemezsen de dondur'' talimatı veriyor.

Çünkü; Türk Ordusu'nun bu haliyle bölgedeki operasyonlarda hiçbir işe yaramayacağı görülüyor. Ergenekon ve Balyoz operasyonları yüzünden savaşma yeteneğini kaybeden ordunun ABD operasyonlarında işlevsel olamayacağı görülüyor.

Suriye'nin bir an önce dağıtılmasını isteyen ABD ve İsrail, bu yüzden AKP'yi PKK ile pazarlık masasına oturtuyor. ABD ve İsrail, "PKK sorununu çözemiyorsan, en azından geçici süreliğine durdur" diyor.

Zira; ordunun hem PKK'ya, hem de Esad'a karşı aynı anda savaşamayacağı gerçeği herkes tarafından kabul ediliyor.

AKP işte bu yüzden, ABD ve İsrail'in talimatları doğrultusunda masaya oturuyor. İsrail, bu süreç içinde PKK'nın siyasal alanda tasfiye edilmesini ve buradan doğacak boşluğun Barzani güçlerince doldurulmasını istiyor. Katıksız bir İsrail işbirlikçisi olan Barzani'nin, İsrail'e ihanet etmeyeceği biliniyor. İsrail, bu yüzden bölgede kendisine Türkiye Kürtleri yerine, Barzanici ABD hayranı Kürtleri müttefik olarak seçiyor. Türkiye'nin gözü ise bir parmak balla doyurulmaya çalışılıyor.

Kuzey Irak'ın petrolünün Türkiye'ye akıtılacağı garantisini veren İsrail, AKP'nin mali krizden çıkış formülünü de ortaya koymuş oluyor. AKP, petrolden gelecek paranın hayalini kurarken, önüne konulan şartları da tek tek yerine getiriyor.

Bu şartlardan birincisi; kuşkusuz ki Öcalan'ın muhatap alınması... ABD ve İsrail, "PKK'nın silahlı güçlerini bir süreliğine etkisiz hale getir'' deyince Erdoğan ister istemez masaya oturuyor. Düne kadar BDP için söylenmedik söz bırakmayan Erdoğan, ABD ve İsrail'in desteğini kaybetmemek için, "Anayasa'yı BDP ile yaparız'' demeye başlıyor.

Keza aynı talimatlar aynı merkezden BDP'ye de gidiyor. Selahattin Demirtaş dün söylediklerini birden bire unutuyor ve "Uludere'nin zanlıları'' ile masaya oturmakta sakınca görmüyor. Yoksul Kürtlerin kanı, emperyalizmin masasında pazarlık unsuru haline geliyor. Uludereler, infazlar, cezaevinde haksız yere tutulanlar unutuluyor, BDP'nin Amerikan eksenli milliyetçiliği, ilkesizlik ve pragmatizm batağında boğuluyor.

Emperyalizmin isteği üzerine masaya oturanlar bu kirli pazarlığı örtebilmek için sık sık "Barış''tan söz ediyor. AKP ve BDP'nin ''zoraki nikah''ının adı "Barış" oluyor. Bu yalana da hepimizin inanması isteniyor.

Pragmatizmin Türkiye'deki en önemli siyasal temsilcisi AKP ise, bu süreçten aklınca karlı çıkmaya çalışıyor. Erdoğan, ABD ve İsrail'in isteklerini yerine getirirken, araya ''kendi ihtiyaçları''nı da sokuşturuyor. Erdoğan, bu haliyle çalıştığı işyeri için alışverişe çıkan, bu arada işyerinin parasıyla evine birkaç parça yiyecek alan kişilere benziyor. ABD'nin ihtiyaçlarını gidermek için Öcalan'ı ikna etmeye çalışan Erdoğan, emperyalistlere "İstediğiniz her şeyi yapabilmem için Başkanlık sistemi gerekli'' diyor.

Yaptırdığı tüm anketlerde ''Başkanlık'' için aradığı desteği bulamadığını gören Erdoğan, bu yüzden manevra alanını genişletmek zorunda kalıyor. Halkın sadece yüzde 42'sinin başkanlığa destek verdiğinin ortaya çıkması, Erdoğan'ı hem PKK hem de asker ailelerinden destek almaya zorluyor. PKK'nın desteğini yeniden alabilmek için 4. Yargı Paketi'ni hazırlattıran Erdoğan, böylece serbest bırakılacak dört bin KCK tutuklusunun kendisini Kürt seçmenle yeniden barıştıracağını düşünüyor. 4 bin KCK'lının dışarı çıkmasının, siyasal atmosferi kendi lehine çevireceğini hesap ediyor.

İşte bu noktada, KCK'lıların dışarı çıkması, general ve subayların içeride kalması gerçeği, Erdoğan'ı Saygun'u ziyaret etmek zorunda bırakıyor. Erdoğan, Ergin Saygun'u ziyaret ederek, hem ABD'ye, hem de asker aileleri ile yurtsever kamuoyuna mesaj vermeye çalışıyor. "Ben de tutukluluklardan yana değilim, yargı çizmeyi aştı'' mesajı veren Erdoğan, aslında Büyükelçi Ricci'nin sözlerinin de gereğini yapıyor!

Şimdi bir düşünün; önümüzdeki günlerde 4 bin KCK'lı dışarı çıkacak. Generaller, subaylar, aydınlar, gazeteciler ve milletvekilleri ise içeride tutulmaya devam edilecek. Erdoğan'ın PKK'ya verdiği tavizler, kamuoyunda daha çok tartışılmaya başlanacak. Oyları yüzde 45'e inen AKP ve Erdoğan, bu siyasal tabloyu izah etmekte zorlanır.

Eğer, önümüzde yerel ve genel seçimler, ardından ise Cumhurbaşkanlığı / Başkanlık / Yeni Anayasa süreçleri olmasaydı, bu tablo Erdoğan'ın umrunda dahi olmazdı. Ancak; önümüzde siyasal açıdan zor günler var. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna mutlaka oturmak istiyor. Bunun yolunun da "en geniş kamuoyu desteğini almaktan geçtiği''ni biliyor.

Türkiye'yi yıllardan bu yana "kutuplaştırarak'' yöneten AKP'liler, bu politikanın ''doyum noktası''na ulaştığını görüyor. Bu yüzden, sanki Ergenekon ve Balyoz davaları kendi talimatlarıyla açılmamış gibi davranıyor ve toplumun aklıyla alay ediyorlar.

Tabii bu bağlamda, olan Fethullah Gülen Cemaati'ne oluyor. Ergenekon ve Balyoz davalarının sorumluluğunun Fethullah Gülen Hareketi / Cemaati'ne yıkılacağı görülüyor.

AKP döneminde yargıda örgütlenmelerinin önü açılan cemaatin, bu sürecin sorumlusu olarak ilan edileceği görülüyor. TSK'nın üst yapısı ile anlaşan ve TSK'yı yeni ittifakı haline getiren Erdoğan, cemaati yargıda etkisizleştirmek ve kolunu kanadını kırmak için yeni hazırlıklar yapıyor. Yargıtay ve Danıştay'ın kaldırılması girişimi, cemaatin bu kurumlardaki etkinliğini sona erdirmeyi hedefliyor.

Erdoğan, Yargıtay'ın mevcut yapısından Balyoz Davası için "beraat çıkmayacağı''nı düşündüğü için, Yargıtay'ı da kendisine bağlamayı ve kararları istediği gibi aldırmayı tasarlıyor.

Tabii bu arada, kendi ihtiyaçlarını da unutmuyor. Yargıtay ve Danıştay'ı kendisine bağlamayı tasarlayan Erdoğan, ''tek adam'' rejimini de kurumsallaştırmayı hesap ediyor. ABD'nin "Orduyla barış onlara ihtiyacımız var'' talimatı, Erdoğan'ı manevra üstüne manevra yapmaya zorluyor.

Haham Tuncay Güney'in bu sırada ortaya çıkıp "Ergenekon bir projeydi, misyonunu tamamladı'' demesi de gözlerden uzak tutulmamalı... Cemaate yakın olduğu söylenen Tuncay Güney, belli ki çeşitli çevrelere "Oyun artık bitti, yeni bir döneme giriyoruz'' mesajını iletiyor.

Çok bilinen bir sözdür; "Ortadoğu'da elinde silah olanlar kazanır...'' derler. AKP ve Fethullah Gülen Hareketi, ABD'ye verdikleri teminatları yerine getiremediler. Orduyu ABD'nin istediği pozisyona sokamadılar. Yapılan operasyonlar orduyu her geçen gün niteliksizleştirdi. ABD ve İsrail, ordunun bu haliyle hiçbir işe yaramayacağını düşündü. Pilotu olmayan, filosunu uçuramayan, gemisini yüzdürecek komutan bulamayan bir ordu, Ortadoğu'da kimseye yarar getirmeyeceği gibi; aksine bir de yük olur. ABD bu yüzden, eski ittifakı olan orduya yeniden değer vermeye başlıyor.

Erdoğan'a aylardan bu yana randevu vermeyen Obama, ilk dış gezisini ise İsrail'e yapıyor. Bu geziyle, AKP'ye "Vazgeçilmez değilsin, şımarma'' mesajı veriliyor. Erdoğan bu mesajı doğru okuduğu için koşa koşa hastaneye gidiyor; sık sık yargıdan şikayet ediyor. ABD'ye "Yanınızdayım, sizin gibi düşünüyorum'' diyor.

Tabii bu arada, iç kamuoyunu da elinde tutabilmek için "Şamar oğlanı değiliz'' gibi diplomaside yeri olmayan sözler söyleniyor. Büyükelçi'nin eleştirileri karşısında bu sözleri söylemek zorunda kalan Erdoğan, aslında içinde bulunduğu ruh halini de yansıtıyor. Kendi yerinin "şamar oğlanı mertebesi'' olduğunu biliyor.

Anlayacağınız; ABD ve İsrail, bölgeyi yeniden dizayn çalışmalarının Suriye yüzünden sekteye uğraması sonucu, en önemli müttefiki olan orduya yeniden güven vermeye çalışıyor. Suriye'nin ancak ve ancak silah zoruyla yıkılacağını gören ABD ve İsrail, atını değiştirmeye hazırlanıyor. Erdoğan ise bu süreçten nasıl kazançlı çıkacağının hesabını yapıyor. Yeni Anayasa, Öcalan'la pazarlık, KCK'lıların serbest bırakılması ve olan bitenin faturasının cemaate kesilecek olması, yeni siyasal dalgalanmaların kapıda olduğunu işaret ediyor.


Kaynak
__________________
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.02.2013, 21:46   #2
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Bana göre; doğru analiz edilmiş çok iyi bir yazıydı.
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.02.2013, 21:51   #3
Çevrimdışı
C.Cienfuegos
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Ya cemaat yükünden kurtulacak ya da kendisini bitirecek Erdoğan.
Aralarında bir kavga olduğunu sağır sultan bile duydu.
__________________

"Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla , ama Nietzsche'yi okudun mu?"

John Fante
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz C.Cienfuegos'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.02.2013, 22:02   #4
Çevrimdışı
Mavigöl
--- Ata'm İzindeyiz ---

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Çok güzel haberler bunlar oleyyyyyyyyy
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Mavigöl'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.02.2013, 22:16   #5
Çevrimdışı
Sami
Düz Adam

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Neler dönmüş serhat ya..
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Sami'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.02.2013, 00:15   #6
Çevrimdışı
aakinaksoy
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Bence:özde ülkemizin genelde ise Ortadoğu coğrafyasının röntgenini çeken gerçekci bir analiz,güzel bir etüd,araştırma ve saptama.

Zaman çok şeyler mi gebe?

İyilikler,güzellikler,mutluluklar olsun Ulusum için.
Artık acılar,gözyaşları.çaresizlikler,karanlıklar hep gerilerde kalsın.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz aakinaksoy'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.02.2013, 01:05   #7
Çevrimdışı
C.Cienfuegos
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Mavigöl Mesajı göster
Çok güzel haberler bunlar oleyyyyyyyyy
Birisi yine kalacak.
Bizim için iyi haber yok durum stabil.
__________________

"Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla , ama Nietzsche'yi okudun mu?"

John Fante
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz C.Cienfuegos'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.02.2013, 00:23   #8
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: AKP faturayı cemaate mi kesecek?

Cemaatlerin pastadan pay kapma kavgası olur ise birbirlerini yerler anca..

Şu durumda pek kavga çıkacağını sanmıyorum..
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
cemaate, erdoğan, faturayı, için, kesecek


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:40.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.