24.07.2014, 15:42 | #1 |
Çevrimdışı
|
Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
Demokratik Kongo Cumhuriyeti Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afrika kıtasının orta bölümünde yer alan bir ülkedir. 1971 ile 1997 yılları arasında Zaire olarak varlığını sürdüren ülkenin sınır komşularını (kuzeyden saat yönünde ilerlendiğinde) Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Uganda, Ruanda, Burundi, Tanzanya, Zambiya, Angola, Kongo Cumhuriyeti ve 40 km'lik bir sahil şeridi ile Atlas Okyanusu oluşturmaktadır. Ülkenin başkenti Kinşasa'dır. Ülke yüz ölçümü açısından Afrika kıtasının Cezayir'den sonra en büyük ikinci, nüfus açısından da en büyük dördüncü ülkesi konumundadır. Dünyadaki Yeri
Demokratik Kongo Cumhuriyeti geçmişinde birçok kez resmi adında değişiklik yaşanmış olup, belli dönemlerde komşu ülke Kongo Cumhuriyeti ile resmi olarak aynı isim kullanılmıştır. Aşağıdaki tabelada Kongo bölgesinin tarihsel isimleri yer almaktadır.
Afrika kıtasının en büyük ikinci yüz ölçümüne sahip olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, sahip olduğu 2,344,458 km²'lik alan ile bir dönem sömürgesi konumunda olduğu Belçika'dan neredeyse 77 kat daha büyük konumdadır. Ekvator üzerinde kıtanın orta bölümünde yer alan ülke bitki örtüsü ve yaban hayat açısından zengin çeşitliliğe ve doğal alanlara sahiptir. Ülkenin toplamda sahip olduğu 10.730 km'lik kara sınırdan 2.511 km'si (251 km'si Cabinda ile sınır bölümünü oluşturmaktadır) Angola, 233 km'si Burundi, 1.577 km'si Orta Afrika Cumhuriyeti, 2.410 km'si Kongo Cumhuriyeti, 217 km'si Ruanda, 628 km'si Güney Sudan, 459 km'si Tanzanya, 765 km'si Uganda, 1.930 km'si Zambiya ile oluşurken, ülkenin ayrıca Atlas Okyanusu'nda 40 km'lik sahil şeriti bulunmaktadır.
|
Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti |
24.07.2014, 15:51 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin bugün varlığını sürdürdüğü toprakların ilk yerlilerini günümüzde sadece çok küçük bir alanda yaşamlarını sürdüren Pigmeler oluşturmaktaydı. Yüzyıllar boyunca ilerleyen Bantu halkları, zaman içerisinde tarımdan, avcılığa kadar birçok alanda etkili olan topluluklar oluşturarak, söz konusu dönemde bölgede birçok devlet yapısını oluşturmuşlardır. Bu devletler içerisinde özellikle 14.yy'da kurulan ve Afrika'da bugüne kadar kurulan en güçlü devlet yapılarında birini oluşturan Kongo Krallığı ön plana çıkmıştır.
Birleşik Krallık tarafından bu öneri reddedilmesini fırsat bilen Belçika Kralı II.Léopold uzun bir süredir koloni imparatorluğu kurma hayallerini gerçekleştirme arzusundaydı. 1885 yılında Kongo bölgesinin geleceği ile ilgili olarak gerçekleştirilen Berlin Konferansı'nda, Kongo'nun kendisine özel mülkü olarak kullanımına verilmesine onay alarak kolonileşme tarihinde ilk ve tek olacak şekilde uluslararası hukuka aykırı bir şekilde bir bölgenin bir şahsın özel mülkü olarak ilan edilmesini sağlamıştır. Koloni tarihinde kolonileştirilen tüm bölgeler bir ülke tarafından yönetilip, idare edilirken Kongo bölgesi yaşayan tüm insanları ile birlikte şahsın özel idaresine bırakılmış, bölge insanı ekonomik çıkarlar doğrultusunda özellikle kauçuk elde ediniminde zalim yöntemlerle kullanılmış, idarelerine uygun hareket etmeyenler ağır cezalara çarptırılmış ve öldürülmüştür. Yaşanan bu olumsuzluklar tüm dünyada karmaşaya ve öfkeye neden olmuş, II.Léopold gelen yoğun tepkiler neticesinde 1908 yılında Kongo'nun idaresini 'normal' koloni olarak Belçika devletine bırakmak zorunda kalmıştır. 1965 yılında Lumumba'nın eski bir asistanı olan Joseph Mobutu tarafından gerçekleştirilen darbe ile Afrika tarihinin en uzun ve en düzeni bozuk diktatörlük sistemlerinden biri kurulmuştur. Ülkede belli dönemlerde ve belli bölgelerde Tschombé'nin Avrupa kökenli askeri birliklerinin Kongo'nun belli bölgelerini ara sıra eline geçirmesine rağmen tam anlamıyla başarıya ulaşamamıştır. Tschombé'nin Avrupa'ya ve Avrupalıya dayanan sisteminin aksine ülkeyi tamamen Afrikalılaştırma isteğinde olan Mobutu, tüm Avrupa menşeili işletmeleri kamulaştırarak ülke içerisindeki Avrupa etkisini azaltmak istemiştir. 1971 yılında ülkenin ismini Zaire olarak değiştiren Mobutu, oluşturduğu Tek parti rejimi ve kişilik kültü ile ülke içerisinde gerçekleştirdiklerinin aksine ülkenin ve genelinde Afrika'nın Sovyetler Birliği etkisine girmesinden endişelenen Avrupalı devletlerin de desteğini alarak diktatör bir yönetim ortaya koymuştur. Mobutu, 1977/78 yıllarında Nathaniel Mbumba önderliğindeki ayrılıkçı Front de Libération Nationale du Congo (FLNC) tarafından gerçekleştirilen ve Shaba'nın (günümüzde Katanga) Kongo'dan koparmayı hedefleyen Shaba İstilası özellikle Fransa ve Belçika askerlerinin önderliğindeki uluslararası askeri gücü sayesinde püskürtülerek yenilgiye uğratılmıştır.
Zaire ekonomisinin tam anlamıyla çökmesiyle ve doğu-batı sorununun çözümlenmesi ile Mobutu 1990 yılında ülkenin yavaş da olsa demokratikleşmesi yönünde adımlar atmaya çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Ülkede ki tüm olumsuzluklara rağmen Mobutu iktidarının çöküşü komşu ülke Ruanda'da gerçekleştirilen soykırım ile başlamış, Ruanda'da soykırımından sorumlu Hutu etnik grubuna mensup binlerce Ruandalının Zaire'ye kaçması Mobutu'nun gücünü olumsuz yönde etkilemiştir. Hutuluları takip eden Tutsi hükumetine bağlı askeri birlikler ile ülke içerisindeki Mobutu karşıtlarının oluşturduğu birlik çok kısa bir süre içerisinde tüm Zaire'yi ele geçirmeyi başarmış, hasta olan ve uluslararası desteğini de kaybeden Mobutu'yu görevden kısa sürede uzaklaştırmışlardır. 1997 yılında isyancıların lideri konumunda olan Laurent-Désiré Kabila ülkenin yeni devlet başkanı olarak göreve getirilmiş, Kabila'nın ilk icraatlarından biri de ülkenin ismini Zaire'den tekrar Demokratik Kongo Cumhuriyeti olarak değiştirmek olmuştur. Mobutu karşısında oluşturulan bu birliktelik kısa sürede bozulmuş, 1998 yılında yine Ruanda merkezli isyancı güçlerin oluşturduğu birlik ülkeyi doğudan itibaren ele geçirmeyi hedeflemiş ancak bu ilerleyiş Angola ve Zimbabve askeri güçlerinin de Kabila güçlerine yardım etmesi ile fazla ilerlemeden geri püskürtülmüştür. Yaşanan bu gelişmeden sonra ülke kendi içerisinde farklı güç odaklarına bölünmüş ve yıllarca süren iç savaşlara neden olmuştur. Uzun yıllar süren müzakereler 2003 yılında olumlu yönde sonuçlandırılarak, tüm tarafların katılımı ile ülkede geçici hükumet kurulmuştur.
Savaşın henüz sona ermediği Ocak 2001 tarihinde devlet başkanı Kabila gerçekleştirilen suikast sonucu öldürülürken, yerini 'miras' yolu ile oğlu Joseph Kabila almıştır. Barış görüşmelerinde kararlaştırılan 2006 genel seçimlerinde sandıktan zaferle çıkan Joseph Kabila 1965 yılından bu yana seçim ile başa geçen ilk kişi olma özelliğini elde etmiştir. Ülkenin başında 1960 yılından bu yana ilk defa ülke içerisindeki barış ve refah için gerekli görüşmeleri yapmaya hazır olduğu deklara eden bir devlet başkanı bulunmaktaydı.
Ülkenin doğu kısmında yer alan Kivu ve Itru bölgelerinde silahlı çatışmalar barış anlaşmasına rağmen devam etmiştir. 2003 yılında gerçekleştirilen barış görüşmelerinde yer almayan ve o bölgede bulunan bölgesel silahlı gruplar, bölgede yer alan Hutu topluluklarını şiddet yanlısı Tutsi topluluğundan korudukları gerekçesiyle mücadeleye devam etmişlerdir. 2008 yılında Congrès national pour la défense du peuple (CNDP) örgütü ile gerçekleştirilen barış görüşmelerinde sonuç elde edilememesi üzerine Kongo ve Ruanda hükumetleri işbirliği anlaşması imzalamış, aynı yıl Kongo ve Ruanda askeri birliklerin ortak katılımı ile gerçekleştirilen operasyonda birkaç gün önce mensubu ve lideri olduğu örgütü tarafından dışlanan Laurent Nkunda Ruanda'da yakalanarak tutuklanmıştır. Her ne kadar Mart 2009'da hükumet ile Congrès national pour la défense du peuple örgütü arasında barış anlaşması imzalanmış olsa da, doğu bölgelerinde güvenlik hala tam olarak sağlanabilmiş bir konumda değildir. |
Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti |
24.07.2014, 16:02 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde Temmuz 2010 yılında gerçekleştirilen tahmini nüfus sayımında 68 milyon nüfus tespit edilmiş olup bu oran ile ülke, Afrika kıtasının en kalabalık dördüncü ülkesi konumundadır. Ülke içerisindeki nüfus yoğunluğu 30,2 kişi/km² ile toprak büyüklüğü ile orantılı bakıldığında düşük olup nüfusun büyüme hızı yıllık %3 ile oldukça yüksek bir orandadır.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde tıpkı diğer kolonileştirilmiş ve sömürge konumda olan ülkelerde olduğu gibi yapay etnik gruplar oluşturulmuştur.Ülkede var olan etnik grupların birçoğu modern zaman öncesi kabile mevcudiyetlerine göre oluşturuluken, kimi etnik grupta tıpkı Baluba gibi baştan meydana getirilmiştir.
Ülke içerisindeki etnik grup çeşitliğine paralel olarak çok sayıda da dil kullanılmaktadır. Ülke genelinde 214 dolayında dil konuşulmaktadır. Ülkenin eğitimde, edebiyatta kullanılan resmi dili Belçika'nın kolonisi olması etkisiyle Fransızca'dır. Ülke genelinde Fransızca'nın kullanımı dışında dört adette ulusal resmi dil mevcuttur. Kongoca, Lingalaca, Svahili ve Ciluba dilleri de yaygın olarak kullanılmakta olup, Fransızca'nın dışındaki resmi dillerin de dört dilde ile sınırlandırılması da Belçika tarafından karara bağlanmıştır.
Ülke genelinde nüfusun %80'i Hristiyan dinine mensuptur. Belçika sömürgesi olduğu dönemlerde gerçekleştirilen yoğun misyonerlik faaliyetleri neticesinde yerel dinlerden Hristiyan dinine geçen Kongoluların birçoğu da katolik mezhebine bağlı olarak dinini yaşamaktadır. Ülke nüfusunun %50'si katolik mezhebinde iken, %20'si protestan, %10'u ise bağımsız bir Afrika hristiyanlığı olan Kimbangizmi benimsemektedir. İslamiyet Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yoğun olarak görülen bir din olmayıp, ülke nüfusunun sadece %10'u islami değerlere uygun yaşantısını sürdürmektedir. Ülke nüfusunun geri kalan %10'luk dilimi ise Senkretizm ve diğer Afrika yerel dinlerine inanmaktadır.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti dünyadaki en fakir ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir. 2006 yılında Kongo hükumetinin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre nüfusun %76'sı çocuklarını okula gönderme imkanına sahip değilken, %79 yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdürmektedir. Yine aynı araştırmada nüfusun %81'i evlerde yeterli oda sayısına sahip değilken, %82'si tıbbi bakım olanaklarından faydalanamamaktadır. Ülke içerisinde genel olarak nüfusun %71'i ise açlık sınırının altında yaşamaktadır. Özellikle Équateur (Türkçe:Ekvator) ili ile iç savaştan en çok etkilenen Kivu illerinde yaşayan nüfusun çok büyük bir oranı açlık sınırının altında bir yaşam sürdürmektedir.
Ülke genelinde var olan sosyal sistem dünyada ki en kötü sistemler biri olarak görülmektedir. Her ne kadar teorik olarak Belçika kolonisi olduğu dönemden kalan ve örnek alınabilecek bir sosyal güvenlik sistemi mevcut olsa da, pratikte hiçbir işlevi bulunmamaktadır. 1992 yılında hükumet tarafından alınan karar ile tamamen sonlandırılan sosyal güvenlik sisteminin yanı sıra devlet memurlarına verilen maaşlarda da tümüyle kesintiye gidilmiştir. Her ne kadar Mobutu iktidarının devrilmesinin ardından tekrar devlet personeline maaş ödenmesi yönünde çalışmalar gerçekleştirilmiş olsa da, bu yönde ki çabalar sonuçsuz kalmış, zaman zaman ödenebilen maaşlar memurların geçimi için yeterli düzeyde olmamıştır. Tüm bu gelişmeler neticesinde ülke vatandaşları devlet tarafından yapılması gereken ancak gerçekleştiremediği için aksayan işlerin ilerlemesi adına öğretmenlere, polislere, devlet memurlarına, doktorlara ücret öder bir duruma gelmiştir. Kongo-Fransızca'sında la motivation olarak adlandırılan bu uygulama hükumet tarafından yasaklanmak istense bile, görevliler ve sivil vatandaşlar tarafından yapılması gereken maaş ödemelerinin taahhütlere rağmen zamanında yapılamayacağı inancından dolayı pek kabul görmemiştir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde tıbbi imkansızlıklar had safhada yaşanmaktadır. Ülkede halkın sağlığını ön planda tutan bir sistem bulunmamaktadır, ülkede az sayıda var olan sağlık merkezleri de yıllar süren iç savaşlar nedeniyle kullanamaz bir hal almıştır. Ülkede doktor başına düşen hasta sayısı 10.000 dolayında olup, bu sayı DKC'ye benzer ülkelerin bazılarından bile 40 kat daha yüksek bir orandadır. 2005 yılında hükumetin açıkladığı sağlık bütçesi 1 milyon Dolar'ın da altında belirlenmiştir.
Ülke genelinde okuma yazma bilme oranı %67,2 (2001 verilerine göre Erkekler %80,9, Kadınlar %54,1) ile Mali ve Nijer gibi ülkelerden yüksek bir konumda olmasına rağmen, bu sayılar yıllar geçtikçe yaşanan iç savaşında etkisiyle azalmaktadır. 1995 yılında yapılan bir araştırmaya göre nüfusun %77'si okuma yazma biliyorken, bu oran 6 yıl gibi kısa bir sürede %67 seviyesine gerilemiştir. |
Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti |
24.07.2014, 16:12 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
Kongo anayasasında 2006 yapılan düzenleme ile ülkenin laik, demokratik, yarı başkanlık sistemi ile yönetildiği belirtilmiştir. Ülkenin devlet başkanı genel ve bağımsız seçimler ile her beş yılda bir halk tarafından seçilmekte olup, seçimlere girdiği takdirde peşpeşe ikinci bir beş yıllk görev süresine daha sahip olabilmektedir. Devlet başkanı ülkenin başbakanını ve hükumetini atama yetkisine sahip olup, ülkede Çift meclislilik yapısına uygun olarak üst merci olarak senato ve alt merci olarak ulusal meclis bulunmaktadır. Senatoda yer alan 108 temsilci her beş yılda bir il meclislerinden seçilerek göreve getirilirken, ulusal mecliste görev alacak 500 temsilci ise yine beş yıllık bir süre için halk tarafından seçilmektedir.
30 Temmuz 2006 tarihinde gerçekleştirilen ve birçok adayın yarıştığı seçimlerin ilk turunda Joseph Kabila %44,8, Jean-Pierre Bemba %20,0 ve Antoine Gizenga %13,1 oy oranı alarak ilk üçe girmiş, hiçbir aday yeterli çoğunluğa ulaşamadığı için en çok oyu alan iki aday ikinci seçim turuna katılmışlardır. 29 Ekim 2006 tarihinde gerçekleşen ikinci tur seçimleri neticesinde oyların %58,05'ini alan Kabile devlet başkanı olarak seçilmiştir. Bu seçimler ülke tarihinin en şiddetten uzak, demokrasinin büyük çoğunlukla uygulandığı seçim olarak ifade edilmektedir.
27 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirilen yeni seçimler bir önceki seçime göre şiddetin ön plana çıktığı, çatışmaların yaşandığı bir seçim dönemi olmuştur. Bu çatışmaların ana sebebi Kabila'nın seçimler öncesi kendisi lehine olabilecek ve muhalefetin de şiddetle karşı çıktığı bir yasa değişikliği ile seçimlerde ikinci tura gerek kalmadan, ilk turda oy çoğunluğu sağlayan adayın devlet başkanlığına seçilecek olmasını sağlayan hükmü onaylaması olmuştur. Şiddetin gölgesinde gerçekleştirilen 2011 seçimlerde oyların %48,95'ini alan Kabila, rakibi Étienne Tshisekedi'nin %32,33'de kalması ile ikinci bir beş yıllık süre için devlet başkanlığı makamına oturmuştur.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti insan haklarına önem vermeyen ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle çatışmaların yaşandığı doğu bölgelerinde insan hakları ihlalleri çatışan taraflar tarafından daha sık uygulanabilmektedir. Özellikle tecavüz vakaları DKC'de savaş silahı olarak çok yüksek oranda kullanılmaktadır. Ülkede gerçekleştirilen bir araştırmaya göre kadınların %39'u, erkeklerin ise %24'ü hayatlarında en az bir kez tecavüz vakası ile karşı karşıya kaldığı belirlenmiştir. Bölgeden 2010 yılında Luvungi'de yaşandığı gibi sık olarak toplu tecavüz olayları bildirilmektedir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti bir dizi siyasi ve ekonomik birliklerin içerisinde yer almaktadır. Bunlar şu şekildedir:
Demokratik Kongo Cumhuriyeti merkezi bir yönetim ile idare edilmektedir. Ülkede toplamda var olan 11 bölgenin 10 tanesi il statüsüne sahip iken, başkent Kinşasa hiçbir bölgeye bağlı bulunmadan kendi başına bir bölge oluşturan Başkent Bölgesi statüsüne sahiptir. 2005 yılında kabul edilen bir yasa merkezi yönetim yetkilerini oluşturulacak bölgesel yerel yönetimlere bırakmayı, güncel olarak var olan 11 adet bölgenin oluşturulacak yeni bölgeler ile 25'e çıkmasını, bölgelerin elde edeceği toplam vergi gelirlerin %40'ını merkezi hükumete göndermeden kendisine alabileceğini öngörmekteydi. 2011 yılı için planlanan bu değişiklikler sadece teoride kalmış, Ocak 2011 tarihinde kabul edilen yeni yasa ile ülkenin bölgesel olarak yeniden yapılandırılması yasası tamamen geri çekilmiştir.
1960 yılında bağımsızlığını kazandığında Afrika ülkeleri içerisinde yüksek ekonomik verilere sahip gelişmiş bir ülke konumunda olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, sahip olduğu birçok doğal maden zenginliklerine rağmen yıllar içerisinde yaşanan iç savaş ve yolsuzluklar nedeniyle günümüzde en kötü verilere sahip ülkelerden biri konumuna gelmiştir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti dünya üzerindeki yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklar bakımından en zengin ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir. Özellikle madencilik ürünleri ülkenin dış ihracat gelirlerinin ve döviz girişlerinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. İhraç edilen ürünler arasında elmas, altın, koltan ve bakır önemli bir yer almaktadır. Ülkede koloni döneminden kalma maden yapıları ve gereçleri bakımsızlık nedeniyle neredeyse çökmüş bir konumda olup, günümüzde maden çıkartma işlemlerin çok büyük bir bölümü endüstriyel gereçlerden ve makinalardan yoksun, el ile yapılabilmektedir. Ülke nüfusunun önemli bir kısmına iş istihdamı sağlayan bu iş alanı devletin kontrolü altında bulunmaktadır.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti tahmini olarak sahip olduğu 180 milyon varil petrol rezervi ile petrol yatakları açısından da zengin bir ülke konumundadır. 2011 yılında günlük 20.160 varil petrol üretimi gerçekleştiren ülkede, petrol üretimi devlet tarafından desteklenmektedir. Bu işlemler sırasında doğaya ve insan sağlığına saygı gösterilmemesi ve ciddi zararların verilmesi de eleştirilmektedir. Kuzey Kivu'da Tarım İşçileri Ülke Belçika kolonisi olduğu dönemlerde ihracatını yapabilmek adına halk meyve, sebze ekimini zorlanmaktaydı. Koloni döneminin son yıllarında da Avrupalıların kurduğu büyük tarımsal işletmeler ile ihracatta artış sağlanması hedeflenmiştir. Bağımsızlığın kazanıldığı 1960 yılından itibaren ise tarım alanlarında ve tarım ile uğraşan sınıfta sürekli azalma gerçekleşmiş, özellikle 1973 yılında tüm verimli işletmelerin kamulaştırılması ile elde edilen mahsulün devlet tarafından alınması bu sektörü bitirme noktasına getirmiştir. |
Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti |
24.07.2014, 16:43 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
Günümüzde sanayi sektörü ağırlıklı olarak çıkarılan madenlerin işlenmesi işlemi ile uğraşmaktadır. Genel itibariyle var olmayan büyük sanayi kuruluşları nedeniyle daha küçük işletmeler bu işlemleri gerçekleştirmektedir. Madenlerin işlenmesi haricinde var olan diğer orta ölçekli işletmeler ise tekstil, ayakkabı ve tütün ürünlerinin üretiminde faaliyet göstermektedirler.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde ulaşım imkanları çok az gelişmiş durumdadır. Ülkenin batı ve güney kesimlerinde yer alan yerleşim yerlerinin ulaşım bağlantıları daha gelişmiş bir konumda iken, doğu ve kuzey bölgelerde özellikle siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı çok daha az seviyededir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti bağımsızlığını kazandığında koloni sahibi Belçika ülke genelinde geriye iyi bir konumda olan 100.000 km karayolu bırakmıştır. Bu yolların büyük bir bölümü özellikle Mobutu iktidarı döneminde gerçekleşmeyen bakım, onarım çalışmaları nedeniyle 1990'lı yıllarda kullanılabilir karayolu uzunluğu 10.000 km'ye kadar düşüş göstermiş, kırsal alanda kalan bağlantı yolları ise tamamen kaybolmuştur. Günümüzde ülke genelinde var olan 150.000 km karayolunun sadece 3.000 km'lik bölümü asfaltlanmış olup, yolların büyük bir bölümü özellike yağmur sezonlarında tamamen kullanılamaz hale gelmektedir.
Belçika hakimiyeti döneminde özellikle ülkenin iç bölgelerinde elde edilen maden zenginliklerinin bir an önce kıyıya ulaştırmak ve oradan da Avrupa'ya götürmek için yapımı hızlandırılan ve bu sayede daha fazla madeni daha kısa sürede Avrupa'ya ulaştıran demiryolu bağlantıları günümüzde ülke genelinde 5.100 km'lik bir uzunluğa sahip olmaktadır. Özellikle Lumumbishi'nin güzergah üzerinde bulunduğu bazı demiryolu hatları ülke içerisinde başlayıp komşu ülkeler olan Zambiya ve Angola'ya kadar uzanmakta ve bu ülkelerde devam etmektedir. Ülkede var olan birçok demiryolu hattı herhangib bir plana ya da programa bağlı olmaksızın çalışırken, 1990'lı yılların başında bazı güzergahlardaki demiryolu seferleri iptal edilmiş, 2000'li yılların başında ise yeniden faaliyete geçirilmiştir.
Ülkenin en büyük limanı Aşağı Kongo bölgesinin başkenti konumunda olan Matadi'de yer almakt olup, uluslararası deniz taşımacılığı gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca ülke içerisinde karayollarının sağlam olmayan yapısı nedeniyle var olan ve taşımacılığa elverişli bulunan nehirler üzerinde yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Yolcu taşımacılığında çok sık olarak bu yolun tercih edilmesi nedeniyle ölümlü kazalar sık bir biçimde yaşanabilmektedir. Son olarak Temmuz 2010 yılında yaşanan faciada Bandundu bölgesinde bir teknenin haddinden fazla yolcu alması nedeniyle alabora olması 100 kişi hayatını kaybetmesine neden olmuştur.
Ülkede var olan 200 civarı havaalanından sadece 26 tanesinin asfaltlanmış pisti bulunmaktadır. Ülkenin en büyük uluslararası havaalanı Ndjili Havaalanı olmakla birlikte, Lubumbashi, Bukavu, Goma ve Kisangani'de de uluslararası standartlara sahip havaalanları bulunmaktadır. Ülke genelinde karayollarının uygun olmaması nedeniyle havayolları günümüzde daha yaygın olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca özellikle doğu bölgelerinden çıkarılan madenlerin batı bölgelerine sevkiyatında ayrılıkçı grupların çoğu karayolu ve demiryollarını elinde bulundurduğu için güvenlik açısından havayolu ile taşınmaktadır.
Ülke genelinde en sevilen spor türü futboldur. Her ne kadar ülkede var olan stadyumların fiziki yapısı günümüz şartlarına uygun olmasa da, gerçekleştirilen futbol müsabakalarında stadyumlar seyirciler tarafından doldurulmaktadır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Milli Takımı 1968 ve 1974 ( o dönemki adı Zaire) yıllarında Afrika Uluslar Kupası'nı kazanarak önemli başarılar elde etse de, ayrıca Zaire olarak 1974 yılında siyahi Afrika kıtasının ilk temsilcisi olarak Batı Almaya'da düzenlenen 1974 FIFA Dünya Kupası'nda yer almıştır. Not: Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde altın madeni işçilerinin büyük bölümünü çocuklar oluşturmuş. Sömürülen bir halkın kendi madenleri ve kendi ülkelerinde köle olmaları ne kadar acı.
__________________
"Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır." |
Mislina'in Mesajına Teşekkür Etti |
09.03.2016, 00:38 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan.. |
09.03.2016, 00:39 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Demokratik Kongo Cumhuriyeti | Afrika
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan.. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
afrika, cumhuriyeti, demokratik, kongo, olarak |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |