Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Dünya Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 14.11.2015, 19:36   #1
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Thumbs down Osmanlılarda Eşcinsellik


Osmanlı'da oğlancılığın Orhan Gazi döneminde başladığı sanılmaktadır (Hür, 2013). Osmanlılara esir düşen Bizans İmparatorluğu'nun Selanik Başpiskoposu Gregory Palamas Osmanlı'da eşcinsel ilişkinin çok yaygın olduğunu, özellikle Hristiyan esirlere yönelik tacizlerin çok olduğunu söylemiştir (Hür, 2013).



Osmanlı İmparatorluğu'nda seks işçisi eşcinsellere "hîz oğlanı" denir ve "hîz"ler devlet tarafından kayıt altına alınırlardı. Hayatını bu işten kazanan erkekler "defter-i hîzán" adlı kütüğe yazılırlardı (Bardakçı, 2006).

Oğlancılık terimi "iç oğlanı", "acemi oğlan" "oğlan ocağı" gibi tarihi terimler ile karıştırılmamalıdır. Ayrıca "oğlan" terimi "Üç çocuğunun ikisi oğlan birisi kızdı" cümlesinde de olduğu gibi masumane anlamda genel sözlük terimi olup, erkek çocuk anlamındadır. Bu terim zaman içinde "gay, ****" gibi argo anlama sıkışmış/sıkıştırılmıştır.



Tarih Dergisinin Eylül 2014 sayısında bu eşcinsellik konusu işlenmiştir. Tarih dergisinde anlatılana göre, Yakın Doğu toplumlarındaki eşcinsellik temaları, Binbir Gece Masallarından beri şahların, sultanların eğlence meclislerinden gündelik hayatın gerçeklerine kadar, örtülü tutulsa da olağandı ve öyle yaşandı. İslamiyetin doğrudan doğruya Kuran tarafından yasakladığı eşcinsel ilişkiler, farklı dönem ve kültürlerde hem sosyal bir gerçek hem de yazılı-sözlü tarihin bir parçası olarak yaşamaya devam etti.

Dört ciltlik "Künh-ül Ahbar" adlı tarih kitabıyla ün yapmış Gelibolulu Mustafa Ali Bey, "Divân"ında 16. yüzyıldan şöyle sesleniyor bize:

"Zenne rağbet eder mi âkil olan,
Tab-ı Ali civâne maildir."
"Aklı başında olan kadına eğilim gösterir mi?

Ali'nin yaradılışında delikanlı gence yöneliş vardır" diye kendisini örnek göstererek öğütler veren bu bilim adamına, 17. yüzyıldan Hıfzı'nın da şu ilginç deyişiyle eşlik etmesi bir cinsellik anlayışını yansıtmaktadır:

"Zenne meyl eylemeyen,
kaht-ı recûl olsa bile!"
"Hiç erkek kalmasa bile kadına gönül veremem!"

Divan Edebiyatı'mızın sembolizmine ışık tutmak için, bir ozanımız da yüzyıllar öncesinden kadınlara karşı olan genel tutumu şöyle özetlemiş:

"Şairiz şeyn verir şanımıza,
Giremez fâhişe divânımıza
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
Eski 14.11.2015, 19:38   #2
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda Eşcinsellik

Aralarına cinsel ilişkide kadın girince ününe leke sürülen bu ozan¬ların kadınlara güvenemediklerini görüyoruz. Fatih'in hocası Akşemseddin'in oğlu Hamdullah Hamdi'nin:

"Er isen avrete inanma âhi,
Avret al etti enbiyaya dahi"

"Erkeksen kadına inanma arkadaş. Kadın, peygamberlere bile hile yaptı", şeklindeki bu deyişinin özünde de aynı kuşku vardır. Bu örnekleri çoğaltmak kolay, ama bir toplumda kadına karşı böylesine ters duyguların rağbet görmesini anlamak zordur (akt.Akçam,1983).


Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u alınca, önce bugünkü üniversitenin merkez binasının bulunduğu yere bir saray yaptırdı. Sonra da Topkapı Sarayı inşa edildi. Bakınız, o İstanbul’u fetheden FATİH SULTAN MEHMET “Avni” mahlasıyla bir erkek Hıristiyan gence neler yazmış :

“Bağlanmaz firdevse gönlünü Galata’yı gören
Servi anmaz anda ol serv-i dilara gören

(O servi boylu sevgiliyi Galata köprüsünde gören bir daha gönlünü Firdevs'e bile bağlamaz.)

Bir firengi şiveli İsa gördüm anda kim
Lebleri dirilmiş der idi İsa’yı gören
(Bir Batılı şiveli İsa gördüm, dudaklarını gören İsa dirilmiş derdi (sanki onu isa diriltmiş sanırdı)
Akl-ü fehmin din-i imanün nice zabteyleyesin
Kafir olur mu müselmanlar o tersayi gören
(Aklımı imanımı nasıl kısıtlayayım, onu o Hıristiyanı gören kafir olur )
Kevseri anmaz o içtiği mey-i nabi içen
Mescide varmaz o verdığı kilisayi gören
(Peygamber kevseri içse de o hıristiyanı gören mescide bile varmazdı)
Bir firengi dilber olduğunu bilürdi Avni ya
Bel-ü boynunda o zünnâr-ü çelipâyı gören
(Belki Avni bir Hıristiyan bayan sanırdı onu da beline takdığı kuşak olmasa)

Aklım elverdiğince çevirdim de bu şiirde Fatih’in söz ettiği kişi bir kadın olamaz. Hıristiyan kadınlar bellerine “ZÜNNÂR” bağlamaz. Onu sadece papazlar ve keşişler bağlar. Zaten AVNİ de (Fatih de) “bir Hıristiyan dilber sanırdım onu…” diyerek belirtiyor bunu.

Ben diyorum ki “bu durumu devrine göre anlayın” hepsi bu…
Şimdi “oğlancı” olmak “sapıklıktır” da o dönemde ŞAN dır.

Fatih Sultan Mehmet’in “Hıristiyan olan annesinin etkisiyle” saraya bir “kilise” yaptırmak istediği; ama halkın tepkisini çekmekten korkan yakınlarının bunu engellediğini yazsam… Hatta ve hatta, annesini çok seven Fatih Sultan Mehmet’in, bir ara “acaba Hıristiyan mı olsak” diye düşündüğünü (Aykırı gerçek,2012).
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
Eski 14.11.2015, 19:41   #3
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik


Edirne'deki Cihannüma Kasrı'nın en gözde kişisi, Yıldırım Bayezid'in başkadını olan Olivera Despina'dır. Padişah Kosova Meydan Savaşı'nı kazanınca, Sırp Kralı 1. Lazar'ın kızı Despina ile evlenmiş. Osmanlı tarihçileri bu kadının başvezir Çandarlı Ali Paşa ile birlikte, padişahı içkiye ve kızlı oğlanlı zevk âlemlerine alıştırdığını söylerler. A. K. Meram, "Padişah Anaları" adlı yapıtında Bayezid'in haremini şöyle anlatır:

"... Bütün bu yabancı kanlı Hıristiyan kız ve oğlanlar Yıldırım'ın 'zevk ve sefa' karargâhı durumuna getirdiği sarayını dolduran kız ve oğlan cariyelerinin küçük bir bölümüydü. Çağın Osmanlı anlatımı ve diliyle, 'daha nice afet-i devran ve yürek dağlayan kız ve oğlanlar' vardı sarayda..."

Yıldırım Bayezid, Ankara Meydan Savaşı'nda Timur'a yenilince, Despina iki kızıyla birlikte esir alınmış. Timur, Kütahya'da bu kadını bir sâki gibi kullanarak Bayezid'i herkesin gözü önünde küçük düşürmüş. Osmanlı padişahları da bu olaydan sonra nikâhla kadın almaktan vazgeçmişler.

Osmanlı padişahları, özellikle genişleme devrinde, İran'a sefere gidişlerinde hep bir yenilik bularak dönmüşlerdir. Evliya Çelebi, "Seyahatname"sinin 1. cildinde, 4. Murad'ın İran seferinde Revan Kalesi'ni ele geçirirken, aynı zamanda ilerde kendisine oğlancılık konusunda büyük zevkler tattıracak bir Acem de bulmuş olduğunu yazar. Bu ünlü kale kumandanı, daha sonra Padişah'ın en gözde adamları arasında sayılan Emirgûneoğlu Yusuf Paşa adını alan bir eşcinseldir.




Padişah, bu adama olmadık bağışlarda bulunmuştur. Boğaziçi'ndeki şimdiki Emirgan semtine adını veren Emirgûneoğlu'nun, zamanında koruluk olan bu bölgede yaptırdığı konağında İstanbul'un en hararetli âlemleri düzenlenmiştir. 4. Murad yanına Musa Çelebi, Silahtar Mustafa Paşa gibi azılı eşcinselleri de alarak Emirgûneoğlu'nun konağında oğlanlarla birlikte sabaha kadar oturak âlemleri düzenlermiş. Evliya Çelebi, Emirgûneoğlu Yusuf Paşa'nın oğlancılık sanatında ender becerilere sahip bir adam olduğunu belirtir (Akçam, 1983).
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 14.11.2015, 19:44   #4
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik


Osman olarak tarihe geçen Genç Osman öldürüldüğünde, Evliya Çelebi henüz yeniyetme bir çocuk sayılırdı. Yazdığı ünlü "Seyahatname"sinin bir bölümünde bu olayı bütün ayrıntılarıyla anlatmaktan kaçınmamıştır: Yeniçerilerle arası iyi gitmeyen padişah, sonunda bu kuruluşu ortadan kaldırmayı planlar. Ama, saray içinde aynı görüşte olmayanlar çoğunluktadır ve sonuçta bir ayaklanma olur ve 1. Mustafa'yı (tarihçiler hem deli hem de kısır olduğunu söylerler) başa geçirirler. Vâlide Sultan'ın uyarısıyla göreve getirilen cebecibaşı ve subaşı kethüdası beraberinde, diğer yüksek rütbeliler bir alay asiyle birlikte 2. Osman'ı bir gece yarısı Yedikule zindanlarında bütün direnmesine rağmen boğup, kafasını koparırlar. Ancak, daha önce sabık padişahın zorla ırzına geçmeyi de unutmazlar.
İşte bu olayı bütün ayrıntısıyla anlatan Evliya Çelebi'ye çok içerleyen ünlü Osmanlı devri tarihçilerinden Necib Asım Bey, orijinal yazmayı 1896'da ilk defa yayımlayan kurul içinde görevliyken, metnin cinsellikle ilgili bölümünü içeren bir sayfayı büyük bir soğukkanlılıkla yırtıp yok etmiş ve ardından da gerekçe olarak şöyle demiştir:

"Tarihimiz için bu sayfa kara bir lekedir. Bunu gelecek kuşaklara göstermek doğru olmadığı için yırttım!"

Kuşkusuz, 2. Osman'ı cezalandırmak için ırzına geçmenin de gerekli olduğuna karar verenler anlık bir öfkeye kapılmışlardı. Nitekim, benzeri bir öfkenin 1970'li yılların başında bir milletvekilinden geldiğini anımsıyoruz. Kompozisyon dersinde Atatürk ile Lenin'i karşılaştırarak, Atatürk'ün daha üstün ve başarılı bir devlet adamı olduğunu kanıtlamak isteyen bir ortaokul öğrencisi, kullandığı üsluptan dolayı yargılandığında, milletvekilinin "Atsınlar içeri o... çocuğunu, orada bir güzel ırzına geçerler da anlar o zaman!" diye hırslanarak duygularını dile getirmesi, kanımızca sadece basit bir rastlantı değildir (Akçam, 1983).
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
Eski 14.11.2015, 19:44   #5
Çevrimdışı
Cem1907
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik

Sen de amma konular buluyorsun Alkanaga!
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Cem1907'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 14.11.2015, 19:48   #6
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik




18/19. yüzyıl divan şairlerinden Enderunlu Fazıl Bey (ö.1810) oğlan sevgililerinden övgüyle bahseden açık sözlü biriydi. “Şairiz, şeyn verir şanımıza/Giremez fahişe divanımıza'” (Fahişeler kitabımıza giremez, şairiz, bu şanımıza leke sürer) şeklindeki ünlü beytin de müellifi olan şairimiz, Defter-i Aşk adlı eserinde dört erkek sevgilisini (ilki adını vermediği bir delikanlı, ikincisi Süleyman Bey, üçüncüsü hanende Şehlevendim Abdullah Ağa, dördüncüsü İsmail adlı bir köçek); bir sevgilisinin merakını gidermek için yazdığı Hubanname adlı eserinde çeşitli memleketlerin erkeklerini; sevgilisinin “kadınlarla birlikte olurum” tehdidi üzerine yazdığı Zenanname adlı eserinde o memleketlerin kadınlarını; Çenginame adlı eserinde döneminin erkek raksçılarını (köçekleri) anlatmıştı. Divan adlı eserinde ise devrin büyüklerine düzdüğü övgüler ve oğlanlar için yazılmış gazeller yer alıyordu (Hür,2013).

Kısaca eşcinselliğin ayıp sayılması, Batı tipi reformlara hız verilen, dolayısıyla kadın-erkek ilişkilerinin normalleşmeye başladığı Tanzimat Dönemi’nden (1839’dan) itibaren oldu. Dönemin alimi ve resmi tarihçisi Ahmet Cevdet Paşa, Maruzat adlı eserinde son durumu şöyle özetlemişti: ". Kadın düşkünleri çoğaldı, delikanlı meraklıları azaldı. Oğlancılık sanki yere battı. İstanbul’da eskiden beri delikanlılara karşı olan aşk ve ilgi kızlara yöneldi. Sultan Üçüncü Ahmed zamanından beri devam eden Kâğıthane seyri daha fazla rağbet buldu. Gerek orada, gerek Bayezid Meydanı’nda arabalara işaret verme usulü başladı. Devletin önde gelenleri arasında kulamparalığıyla meşhur Kâmil ve Âli Paşalar ile onlara mensup olanlar kalmadı..." (Hür, 2013).


Kaynaklar

Evliya Celebi Seyahatnamesi, I. Cilt, 1. Kitap, Hazırlayan: Orhan S¸aik Gökyay, Yapı Kredi Yayınları, 1996;

Selim S. Kuru, “Sex in the Text: Deli Birader and Ottoman Literary Canon,” Middle Eastern Literatures, 10:2, 2007, s. 157-174;

Gelibolulu Mustafa Âli, Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları/Mevâidün Nefais fi Kavaidil-Mecalis-1, Yayına Hazırlayan: Orhan Şaik Gökyay, Tercüman 1001 Temel Eser Yayınları, 1978;

Murat Bardakçı, Osmanlı'da Seks/Sarayda Gece Dersleri, Gür Yayınları, 1993;

Mustafa Akdağ, “Medreseli İsyanları, http://www.egitim.aku.edu.tr/MedreseIsyan.pdf

Sema Nilgün Erdoğan, Sexual life in Ottoman Society, Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri, 1996;

Oğlancılık ne demektir 'Oğlancılığın anlamı'

26 Ağustos 2006 tarihli Hürriyet Gazetesi Bardakçı Murat.

https://aykirigercek.wordpress.com/2012/01/08/260/

Osmanllarda Cinsellik - 1983 - Haluk Akam

https://tr.wikipedia.org/wiki/E%C5%9Fcinsellik

'Elinde tesbih, evinde oğlan, dudağında dua...' - AYŞE HÜR - Radikal

Osmanlı

Osmanlıda "OĞLANCILIK" ... - ufuk kesici - Radikal Blog
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
Eski 14.11.2015, 19:49   #7
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik

Abi, mühim olan araştırılsın bilinsin...
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 14.11.2015, 19:59   #8
Çevrimdışı
Cem1907
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik

İnsanlık ortaya çıktığından beri bu eşcinsellik vardır.Kusura bakmayın ama bana göre eşya'nın tabiatına aykırı ve iğrenç bir şeydir!
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Cem1907'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 14.11.2015, 20:06   #9
Çevrimdışı
alkanaga
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik

Ben konuya daha bilimsel bakıyorum abi. Hormon bozukluğu vs.. gibi. Eşcinsellik benim içinde itici bir konu olmasına rağmen, bir gerçeklik işte.
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur.
Alkanaga
  Alıntı ile Cevapla
Eski 14.11.2015, 20:08   #10
Çevrimdışı
Cem1907
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Osmanlılarda eşcinsellik

Ortada sağlıklı bir erkek varsa yapacağı tek şey bir bayanla beraber olmaktır.Bir erkek bir kadına aşık olur ama bir erkeğin başka bir erkeğe cinsel ilgisi kesinlikle bir psikiyatrik bir olaydır.Aynı şey bayanlar arasında olan lezbiyenlik içinde geçerlidir.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Cem1907'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
eşcinsellik, osmanlilarda, osmanlılarda


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:18.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.