Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Dünya Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 14.06.2012, 16:23   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Dreyfus Davası

Dreyfus Davası

Bu dava öyle bir davaydı ki, Fransa'da Üçüncü Cumhuriyet'in siyasal ve toplumsal tarihine damgasını vurmuştu. Ve sanıktan hakime uzun yıllar boyunca haksızlıklarıyla aklımızda kalacak bu dava bir çok olayın tartışılmasına ve başlamasına zemin hazırladı.


Yüzbaşı Alfred Dreyfus

Dokuma fabrikatörü varlıklı bir Yahudi'nin oğlu olan Alfred Dreyfus, 1882'de Politeknik Okulu'na girdi. Daha sonraları subay olmaya karar verdi ve 1889'da yüzbaşılığa kadar yükselme başarısına ulaştı. Savaş Bakanlığı'nda çalışırken, Paris'teki Alman Askeri ataşesine Fransız ordusunun sırlarını satmakla suçlanınca dananın kuyruğu da kopmuş oldu. Ortada ne somut bir neden, ne de açık seçik kanıtların olmaması onun doğal olarak suçlamayı reddetmesi demekti; ama Savaş Konseyi, bir el yazısı karşılaştırmasına ve kurallar çiğnenerek zanlının avukatlarına gösterilmeden yargıçlara verilen bir gizli dosyaya dayanıp, Dreyfus'e ömür boyu sürgün ve rütbesinin geri alınması cezasına çarptırıldı. 22 Aralık 1894'te Fransız Guyanası açıklarındaki ünlü ceza yerleşmesi Şeytan Adasında yaşam boyu hapse mahkum edildi.



Şeytan Adası

Oysa Dreyfus yalnızca bir kuşkunun kurbanıydı; Yahudi olduğundan, kuşku çekmesi de o dönem için doğaldı. Gerçekten Eduard Drumont'un 1886'dan başlayarak Lo Franse Juive(Yahudi Fransa) adlı kitabıyla ve La Libre Parole (Özgür Söz) adlı gazetesiyle yaptığı Yahudi düşmanlığı propagandası, soylular ile Katolik ve kralcı büyük burjuvalar arasında yayılmıştı. Söz konusu propaganda, eski dinsel temele dayandırılmamıştı; Drumont, Yahudi inanışına karşı çıkmıyor, ama Yahudilerin kozmopolit ve açgözlü olduklarını ileri sürüyor, yurtseverlik ve onur duygularından yoksun olduklarını savunuyordu. Kısacası Dreyfus daha maç başlamadan 1-0 yenik durumdaydı.

Dreyfus'la ünlenen Şeytan Adası'ndaki mahkum odaları



Dreyfus Dava Sırasında...

Yetersiz kanıtlara dayanan yargılamada izlenen yöntem de çok olağandışıydı. Dreyfus'ün suçlamayı reddetmesine ve ailesinin de yılmadan kendisini desteklemesine karşın hem kamuoyu hem de koyu Yahudi düşmanı bir kesimin başını çektiği basını, mahkeme kararını ve cezayı olumlu karşıladı. Özellikle Eduard Drumont'un sözkonusu olay hakkındaki çalışmaları Dreyfus'ü Fransız Yahudilerinden beklenebilecek bir sadakatsizliğin simgesi olarak göstermesine neden oldu.

Dreyfus'ün söz konusu propagandanın da etkisiyle hüküm giyip Guyana'daki Şeytan Adasına sürülmesinden sonra da genelkurmaydan bilgi sızması sürünce, Fransız Haber Alma Servisi bir başka subaydan kuşkulandı: Macar kökenli, sefahat düşkünü, borca batmış komutan Binbaşı C.F(Walsin) Esterhazy. Üstelik bilgi sızışını soruşturan Yarbay Georges Picquart, casusluk olayına Esterhazy'in karıştığını ve Dreyfüs'ün suçlanmasına neden olan mektubun onun el yazısıyla kaleme alındığını ortaya koyan kanıtlar buldu. Bu nedenle Picquart'ın görevinden alınıp Tunus'a gönderilmesi üzerine , elde edilen bulguların üst makamları çok tedirgin ettiği kanısı yaygınlaşmaya başladı. Dreyfus'ü destekleyenlerin arasına gazeteci Joseph Reinach, Georges Clemanceau, senatör Auguste Scheurer-Kestner ve Emile Durkheim gibi kişilerinde katılmasıyla Dreyfus davası tam bir kurtlar sofrasına dönüşmüştü.


Dönemin Fransız gazetelerinde yer alan haberlerde
Dreyfus'un rütbelerinin sökülüşü resmedilmiştir.

Bu arada Esterhazy'in bir takım kanıtlar uydurup söylentiler yayması, Dreyfus'ün yazdığı öne sürülen mektubu bulan Binbaşı Hubert Joseph Henri'nin yeni sahte belgeler düzenleyip birtakım belgeleri ise hasıraltı etmesi, olayı inanılmaz ölçüde karmaşıklaştırdı. Dreyfüs'ün, Paris'in Yahudi çevrelerinde etkili olan Dreyfus ailesi , davayı iyice kamuoyunun gözleri önüne sermede zorlanmadı. Esterchazy'i yüzbaşı Dreyfus'e yüklenen suçların gerçek suçlusu olarak gösterdi. Ama 1898'in ilk günlerinde divan-ı harbe çıkarılan Esterchazy çoktan aklanması düşünülmüştü bile. Üstelik sahte kanıtlar olduğunu öne süren Picquart'da tutuklanmıştı. Bütün bunlar olunca kızılca kıyametin alametleri de gerçekleşmiş oldu.


Emile Zola

13 Ocak 1898'te ilerici görüşleriyle tanınan romancı Emile Zola 'nın, Clemenceau 'nun gazetesi L'Aurore'un manşetinde "J'accuse"( Suçluyorum)" başlıklı bir açık mektup yayınlaması iyice ortalığı karıştırdı. Aurore'nin o günkü baskısı 200 bin sattı. Zola, orduyu Dreyfus'le ilgili karardaki yanlışlığı örtbas etmekle ve Savunma Bakanlığı'nın emriyle Esterhazy'yi aklamakla suçluyordu.

L'Aurore'nin Émile Zola'nın Fransa Başkanı Félix Faure'a yazdığı
"İtham ediyorum!" başlıklı açık mektubunu içeren 13 Ocak 1898 tarihli baş sayfası.




Zola'nın mektubu yayımlandığında Dreyfus Davası, kamuoyunda büyük bir ilgi uyandırmış ve Fransa'yı iki karşıt kampa bölmüş bulunuyordu. Sorun, Dreyfus'ün suçluluğu ya da suçsuzluğu gibi kişisel boyutları çoktan açmıştı. Davanın yeniden görülmesine karşı çıkan milliyetçi ve otoriter Dreyfus karşıtları olayı, ülkenin düşmanlarının orduyu küçük düşürme çabası olarak değerlendiriyor, konuya uluslararası sosyalizm ve Yahudilik karşısında bir ulusal güvenlik sorunu, Fransa ile Almanya arasında bir çıkar çatışması gözüyle bakıyorlardı. Dreyfus'ün aklanmasını isteyenler ise onun mahkum edilmesini, kişi özgürlüğü ilkesinin ulusal güvenliğe feda edilmesi, Cumhuriyetçi sivil otoritenin çatışması olarak görüyorlardı. Parlemantoda büyük gürültü kopuyor, Milliyetçilerin baskısıyla hükümet Emile Zola hakkında dava açıyor, taşrada Yahudi düşmanı ayaklanmalar çıkıyordu. Buna karşılık Dreyfus Davası'nın yeniden görülmesini isteyen dilekçe, Anatole France, MarcelProust ve pek çok başka aydınla birlikte 3 bin kişi tarafından imzalandı. Şubatta sorgusu yapılmaya başlayan Zola, yayın yoluyla iftiradan suçlu bulundu ve bir yıl hapis ve 3000 Frank para cezasına çarptırıldı ancak o hüküm giymemek için İngiltere'ye kaçtı.

Ama bir yıl içinde, Dreyfus yanlıları güç kazandı. Binbaşı Henri'nin sahtekarlık yaptığını itiraf ettikten sonra Ağustos 1898 sonunda intihar etti. Esterhazy panik içinde Belçika'ya, oradan Londra'ya kaçtı. Artık Dreyfus ailesinin davanın yeniden görülmesi isteği geri çevrilemezdi.


Yüzbaşı Dreyfus Tutuklayan Soruşturma Başkanı Binbaşı Du Paty De Clam

Rene Waldeck-Rousseau başkanlığındaki yeni hükümet Haziran 1899'da göreve başladı ve olayı sonuca bağlamaya karar verdi. Yeniden yargılanmak için Şeytan Adasından getirilen Dreyfus, Rennes'de divan-ı harp önünde çıkarıldı. Fakat bütün gelişmelerden haberiz olmuşlarcasına mahkeme, Dreyfus'ü tekrar suçlu buldu. Ama araya giren Cumhurbaşkanı Loubet sorunu çözmek için Dreyfus'ü affetti. Dreyfus af kararını kabul etmekle birlikte, suçsuzluğunu kanıtlamak için sonuna dek çaba gösterme hakkını da saklı tuttu.


Dreyfus'un Ailesi



1904'te Dreyfus'e yeniden yargılanma hakkı tanındı ve Temmuz 1906'da sivil bir temyiz mahkemesi onu aklayarak hakkındaki bütün eski mahkumiyet kararlarını bozdu. Parlemanto Dreyfus'ün eski görevine dönmesine karar verdi. Dreyfus de 22 Temmuz'da resmen orduya döndü ve Legion d"honneur nişanıyla ödüllendirildi. Orduda kısa bir süre daha görev yapan Dreyfus, binbaşılığa yükseldikten sonra kendi isteğiyle yedeğe ayrıldı. 1. Dünya Savaşı'nda tekrar göreve çağrıldı ve yarbay rütbesiyle bir cephane birliğini komuta etti. Savaştan sonra ne yaptığı ise bilinememektedir. Dreyfus'un bu olayları kendi ağzından anlatmak için yazdığı "Five Years of My Life" ise halen Fransa'da ilgi duyulan kaynak kitapların arasındadır.

1935 Yılında Alfred Dreyfus (76 yaş)



Fransa tarihine L'Affaire (Olay) adıyla geçen Dreyfus Davası, Fransa'yı iki kampa ayırmış, aşırı sağcılarla ve solcularla kamuoyuna duruşma çerçevesini aşan kampanyalara yürütme olanağı vermiş bir davadır. Sağcı milliyetçiler bu fırsattan yararlanarak rejimi sarsmaya ve yıkmaya çalışmışlar, Kilise düşmanı solcular da Kilise'ye saldırmışlardır. Bu dava çerçevesinde gelişen çalkantıların keskinleştirdiği siyasal ve devlet işlerinin ayrılması gibi sarsıcı önlemlerin alınmasına, Fransa'yı, sağdaki militaristler arasında 1914'e hatta daha sonrasına değin etkisi altında tutacak bir bölünmenin doğmasına yol açtı.

Reha BAŞOĞUL
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.06.2012, 16:30   #2
Çevrimdışı
CadII
Hotantu Kabilesinden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Tarih gerçekten tekerrürden ibaret demek ki. Şu da gerçek ki; adalet er geç yerini buluyor. Pekiii, bu ailenin kayıp 10 yılını ne şekilde ödediler acaba? Var mı bunun bir karşılığı?

Güzel konu. Teşekkürler
__________________
Bu güzel ülkede elbette özgürlük türküleri söylenecektir. Ve yine kardeşçe paylaşım olacaktır. Görsek de, görmesek de...

H.
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz CadII'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 16:19   #3
Çevrimdışı
Deniz.Gökçe
Yeni Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Amerikalı Rosenberg aileside 1950lerde, benzer bir itham ile idam edilmişler. Ortada somut bir delil yokken, sırf kamuoyunu rahatlatmak için...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Deniz.Gökçe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 16:27   #4
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Rosenberg'lerin suçlu olduğu ve casus oldukları ispatlanmıştı kısa süre önce. Belirteyim de bu dava ile karıştırılmasın
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 16:37   #5
Çevrimdışı
Deniz.Gökçe
Yeni Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Rosenberg Davası ile ilgili olarak son dönemde çıkan haber ve tanıklar, ABD' nin bu açık yarayı kapatma ve tarihin derinliklerine gömme çabasıdır. Ayrıca suçlulukları ( ? ) daha yeni ispatlanan, iki çocuk sahibi bir çiftin 60 yıl önce idam edilmiş olması biraz garip değil mi ?

Aşağıdaki şiir, Rosenberglere ithafen yazılmış daha sonra Zülfü Livaneli tarafından da bestelenmiştir.
ANI

Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma

Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı

Geceniz geliyor aklıma


Sevdiğim çiçek adları gibi

Sevdiğim sokak adları gibi

Bütün sevdiklerimin adları gibi

Adınız geliyor aklıma


Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken bu dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan

Parmaklarınız geliyor aklıma


Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm

Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma


Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil

Değil unutulur şey değil

Çaresiz geliyor aklıma.

Melih Cevdet ANDAY
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Deniz.Gökçe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 16:49   #6
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Elbette suçluluklarının yeni ispatlanmış olması garip geliyor ancak yeni dediğim olay gündeme yeni gelen gir şey 10 sene önceden de yazılan bir olaydı bu. Bizim ülkemizdeki sağ sol muhabbetlerinden dolayı, kimsenin suçlu olduklarına inanmak istemediğinden, gündeme getirilmeyen bir konudur. Yoksa Verona Dosyası diye yıllardır bilinmekte olan bir konudur.


Biraz örneklendirmek gerekirse;

http://www.foxnews.com/story/0,2933,424304,00.html


Julius Rosenberg'in oğlu, ebeveynlerinin Joseph Stalin'in hesabına casusluk yaptıklarını itiraf etmiş.



Şu başlıkta da konuyla alakalı diğer blge ve bilgiler bulunmakta
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 19:03   #7
Çevrimdışı
Deniz.Gökçe
Yeni Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Karagöz Mesajı göster
Elbette suçluluklarının yeni ispatlanmış olması garip geliyor ancak yeni dediğim olay gündeme yeni gelen gir şey 10 sene önceden de yazılan bir olaydı bu. Bizim ülkemizdeki sağ sol muhabbetlerinden dolayı, kimsenin suçlu olduklarına inanmak istemediğinden, gündeme getirilmeyen bir konudur. Yoksa Verona Dosyası diye yıllardır bilinmekte olan bir konudur.


Biraz örneklendirmek gerekirse;

http://www.foxnews.com/story/0,2933,424304,00.html


Julius Rosenberg'in oğlu, ebeveynlerinin Joseph Stalin'in hesabına casusluk yaptıklarını itiraf etmiş.



Şu başlıkta da konuyla alakalı diğer blge ve bilgiler bulunmakta
Birincisi; Vermiş olduğunuz kaynaklar ( Fox, NY Times ) ABD basınıdır, tarafsız değillerdir.
İkincisi; Rosenberg' lerin idam edilmesine neden olan iki delil vardır. Biri, Rusyadan, atom bombası bilgisini ilettikleri için ödül olarak gönderildiği iddia edilen bir masa. Diğeri de atom bombası bilgileri olarak Rusya' ya iletildiği iddia edilen A4 kağıda çizilmiş bir skeç.
Masanın faturası avukat Emanuel Hirch Bloch tarafından hakime teslim edilmiş, fakat hakim kararını çoktan verdiği için dikkate alınmamıştır.
Çizimi de aşağıdaki linkte bulabilirsiniz. Bilim adamlarının üzerinde onyıllarca çalıştığı bir tepkime bu çizim ile anlatılabilir mi, yorumu size bırakıyorum.

http://en.wikipedia.org/wiki/File:Gr...mb_diagram.png

Sonuçta bilinen tek gerçek şu; iki insan bir masa ve anlamsız bir A4 kağıt delil gösterilerek idam edilmiştir.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Deniz.Gökçe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 19:27   #8
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Deniz.Gökçe Mesajı göster
Birincisi; Vermiş olduğunuz kaynaklar ( Fox, NY Times ) ABD basınıdır, tarafsız değillerdir.
İkincisi; Rosenberg' lerin idam edilmesine neden olan iki delil vardır. Biri, Rusyadan, atom bombası bilgisini ilettikleri için ödül olarak gönderildiği iddia edilen bir masa. Diğeri de atom bombası bilgileri olarak Rusya' ya iletildiği iddia edilen A4 kağıda çizilmiş bir skeç.
Masanın faturası avukat Emanuel Hirch Bloch tarafından hakime teslim edilmiş, fakat hakim kararını çoktan verdiği için dikkate alınmamıştır.
Çizimi de aşağıdaki linkte bulabilirsiniz. Bilim adamlarının üzerinde onyıllarca çalıştığı bir tepkime bu çizim ile anlatılabilir mi, yorumu size bırakıyorum.

http://en.wikipedia.org/wiki/File:Gr...mb_diagram.png

Sonuçta bilinen tek gerçek şu; iki insan bir masa ve anlamsız bir A4 kağıt delil gösterilerek idam edilmiştir.

Sonuçta gerçek olan asıl sizin söylediğiniz değil de şu; Acele ya da geç, casuslar idam edilmişlerdir. Casuslar idam edildi diye güzel ülkemde üzülenlere onlara destanlar yazanlara duyurulur

Bu konuda hakkında konuyu rayından çıkarmamak adına yazmamayı öneriyorum. Devam etmek isterseniz özelimde devam edebiliriz. Konuyla alakalı olmayan gereksiz mesajların silinmesini talep ediyorum.!

Saygılar.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 19:55   #9
Çevrimiçi
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Sevgili Karagöz...

Konuyu takip ediyordum zaten ve çok güzel bir alış-veriş vardı konuda.

Eğer konu dışı diye düşünerek silinmesini istediysen bizce sorun yok.

Ama seni rahatsız eden başka bir şey varsa açıklarsan sevinirim ve sonrasında gereği neyse yapılır.

Şu an için güzel bence...
__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.06.2012, 20:11   #10
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dreyfus Davası

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Banemin Mesajı göster
Sevgili Karagöz...

Konuyu takip ediyordum zaten ve çok güzel bir alış-veriş vardı konuda.

Eğer konu dışı diye düşünerek silinmesini istediysen bizce sorun yok.

Ama seni rahatsız eden başka bir şey varsa açıklarsan sevinirim ve sonrasında gereği neyse yapılır.

Şu an için güzel bence...


Sevgili Banemin;

Konuyla alâkâlı kanaatimi söyleme nedenim, mesajımda belirttiğimden farksız değil. Herhangi bir şekilde "konuyu amacından ve başlığından saptırmak dışında" bir rahatsızlığım yok. Bunun dışında artık elimden geldiğince bu türden karşılıklı tartışmalara girmemeye gayret ediyorum. Bunun faydası olmadığına inanıyorum. Kaldı ki Rosenberg'ler suçlu ya da suçsuz beni ilgilendirmiyor fakat arkadaş onlarn suçsuz olduğunu düşündüğü için mesajlarım onun canını sıkmış olabilir. Buraya keyifdli vakit geçirmek amacıyla gelen birinin canını da sıkmak istemiyorum açıkçası Kendisinin canını sıktıysam herkesin huzurunda da özür dilerim.


Saygılar...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
dreyfus


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 00:09.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.