Siyahi Karşıtı Irkçı Gizli Örgüt Ku Klux Klan (KKK)

Ku Klux Klan (kısaca; KKK) güney Amerika Birleşik Devletleri içinde gizli bir ırkçı toplumdur. 24 Aralık 1865 tarihinde kurulmasından sonra kabilenin amacı siyahları bastırma ve tekrar köleleştirmeydi. Şiddetin ilk uygulandığı kişiler siyahlar, onların koruyucuları ve iç savaştan sonra güney Amerika'nın tekrar kurulmasında yarar sağlamaya çalışan Kuzey Amerikalılar dı (Yankee'ler).

Kabile kendisini Knights of the Ku Klux Klan (Ku-Klux-Klan'ın Şövalyeleri) olarak tanımlıyor. Gizli örgüt, üyeler arasında İnvisible Empire (Görünmez İmparatorluk) olarak bilinir. Örgütün ırkçı birçok grupla da ilişkileri vardır. Örneğin, World Church of the Creator, geçmişte internet üzerinden ırkçı oyunları yaygınlaştırırken fark edilmiştir. Son yıllarda da İngiltere'de, çok fazla etkisi olmayan ufak bir bağlantı şirketi oluşmuştur.

Ku Klux Klan üyelerinin ilk kıyafetleri





Etimoloji

Ku Klux Klan adı Yunanca bir kelime olan kyklos'dan (Çember) gelmektedir. İngilizce'de eşdeğer anlamda olan cirkcle gizli bir daireyi, takdis edilenlerden oluşan çemberi de belirtiyor olabilir. Kelime iki hece olarak ayrılmıştır. Tüm kurucu üyeleri İskoçyalı olduğundan, clan kelimesi eklenmiştir. Diğer harflerle uyum sağlaması için clan, K harfi ile yazılmıştır.

Başka bir teoriye göre de Ku Klux Klan ismi tabancanın horozunu gererken çıkan sesin yankılanmasından modelleştirilmiştir. Başka bir teori ise ismin Latince kelime Lux (Işık)'dan türetilmiş olduğunu söyler.

Örgüt üyeleri geçit töreninde - 1920







Kuruluş Dönemi

Asıl Ku Klux Klan 24 Aralık 1965 yılında Pulaski, Tennessee'de kuruldu. Kurucuları ise Amerikan iç savaşı konfederasyonu mağlupları 6 subaydı: Calvin E. Jones, John B. Kennedy, Frank O. McCord, John C. Lester, Richard R. Reed und James R. Crowe.

Örgütün hiçbir politik amacı yoktu. Eski kölelere geceleri maskeli örgüt üyeleri tarafından ormanda gözdağı verildiği duyulduktan sonra, örgüt siyasi bir boyut kazanmıştır. Güneyliler, Kuzeylilerin siyah ve beyazların eşit hak ve eşit muamele görmesini tanımış olmalarını kabul etmediklerinden, kısa sürede örgüte Amerika'nın güneyinden birçok üye akın etmeye başlar.

Nathan Bedford Forrest







1867 yılında Nashville'de Ulusal Kongre

Bir süre sonra örgüt kurucularının örgüt liderliği düşmüştür. Birçok yerel grupları ortak bir kuruluş altında toplamak ve tek bir liderlikle yönetmek için, 1867 yılında Nashvilee, Tenessee'de ulusal bir kongre düzenlenir.

Bu toplantıda kendilerine bir anayasa çıkartıp, eski Güneyli general Nathan Bedford Forrest'i birinci Büyük Cadı Sihirbazı (Grand Wizard) olarak seçerler. Fakat, küçük gruplar bağımsız olarak eylemlerine devam ettiklerinden, Forrest'in gücü sadece sembolik olarak kalır. Bu zaman içinde örgütün yaklaşık yarım milyon aktif üyesi ve sayısız destekçileri bulunmaktaydı.

Örgüt, yeniden yapılandırma zamanında siyahların edindikleri sivil hakların kullanılmasını engelliyordu. Bunu da, yıldırma, kundaklama, fiziksel şiddet, kaçırma ve cinayet yoluyla yapıyorlardı. Şiddet sadece siyahlara değil, scalawag diye isimlendirdikleri Cumhuriyetçi Parti üyeleri, Kuzey Devletler Ordusu ve yönetimi de örgütün kurbanları arasındaydı.

1871'de Dağılımı

Sözde Ku-Klux-Hareketinin yürürlüğe girmesinden sonra, güneydeki terör eylemlerini engellemek için bir dizi yasanın işe yaramaması ve Nathan Bedford Forrest'in başarısız yönetimi örgütü 1871 yılında dağılma noktasına getirir. Dağılım esnasında ''Büyük Cadı Sihirbazının'' lider olarak ne kadar başarısız olduğu daha iyi anlaşılır. Sadece Arkansas ve Tenessee'de onun emirlerine uyulmuş, Alabama, Georgia, Missisippi, Kuzey- ve Güney Carolina'da şiddet gittikçe artmıştır.

Siyasi Önem ve Örgütün Sonu

Örgütün tam olarak ortadan kalkması kamuoyu baskısından dolayı değildi, sadece politik olarak istedikleri düzeye gelmişler ve kendilerini aşmışlardı. 1874 yılında Demokratlar tekrar Temsilciler Meclisinde çoğunluğu elde etmişler, iki sene sonra da tek başlarına otoriteyi güneyde sağlamışlardı.

Herşeye rağmen yeniden yapılanma süresinde Ku Klux Klan'ın politik gücü hala fazlasıyla abartılmaktadır.

Konu alıntı değil, konu çevirisi bana aittir

8 Şubat 1915 tarihinde Los Angeles'de D.W. Griffiths'in epik filmi ''Bir Ulusun Doğuşu''nun galası vardı. Thomas Dixon'un ''The Clansmen'' (Siyahların İntikamı) isimli kitabından uyarlanmış olan, Amerikan İç Savaşı ve yapılanma süresindeki aşk hikayesi insanları çok etkilemişti. İlk senesinde film bir milyon izleyici tarafından izlenmiş ve 1932 yılına kadar yapımcısına 10 milyon Dolar kadar kar getirmişti.

Bir Ulusun Doğuşu filminden bir sahne - 1915

Filmin halk üzerindeki etkisi çok fazlaydı, öyle ki siyahlara karşı nefret fazlalaşmış ve örgüt Güneyde tekrar desteklenmeye başlamıştı. ''kara hayvanların'' durdurulması gerektiğinde hemfikir olmuşlardı.

William Joseph Simmons
Ku Klux Klan'ın ikinci kuruluşunun öncüsü

Gezgin metodist William Joseph Simmons, filmin neden olduğu durumu ve Amerikan kamuoyunun iç savaşı, sebeplerini ve sonuçlarını bir hata olarak görme düşüncelerini, örgütün tekrar yapılanması için kullandı. 1915 - Şükran gününde Atlanta'nın doğusundaki ''Stone Mountain'' de 20. yüzyılın ilk açılış töreni konuşmasını yaptı. Efsanevi repertuarını, bugün bilinen KKK sembolü yanan haça kadar genişletti.

Yeni örgüt teşvik edici bir şekilde seviniyordu. Yeniden yapılanma döneminin vahşeti çoktan unutulmuş, Griffiths'in filminde gösterilen kahramanlığın yansımaları devam ediyordu. Örgüt için fantastik isimler bulup, üst örgüt liderlerini ''Grand Dragon'' (Büyük Ejderha), ''Grand Cyclops'' (Büyük tek gözlü Dev) ya da ''Imperial Wizard'' (Emperyal Sihirbazı) olarak adlandırıyorlardı.

Örgüt propagandasından sorumlu Eduard Young Clarke ile birlikte Simmons, örgütü daha ticari bir şekle sokmuştur. Daha çok kar amaçlı denilebilir, çünkü örgüt artık ideolojik nedenlerle sadece siyahlara değil, yeni göçmenlere, siyasi angaje olmuş işçilere ve sendika yetkililerine, aydınlara, Yahudilere, Katoliklere ve 1920 - 1933 yılları arasındaki alkol yasağına karşı çıkanlara karşı şiddet uygulamaya başlamıştır. Örgüt, artık bölgesel ve unutulmaya yüz tutmuş paramiliter örgüt olmaktan çıkıp, artık sadece Güney eyaletleri ile kısıtlı kalmayan bir ulusal hareketlilik içine girmiştir.

1922 - 1939 Yılları Arası

Örgüt liderleri arasındaki tutarsızlık önce Simmons'un, daha sonra da Clarke'ın (Sonrasında ''Supreme Kingdom - Yüce Krallık) isimli kendi örgütünü kurdu) örgütten ayrılmasına yol açtı ve Dallas'lı diş doktoru Wesley Hiram Evans örgütün yeni lideri oldu.

1922 yılında örgütün yeni lideri olan diş doktoru
Wesley Hiram Evans

20 li yıllarda örgüt Amerika içinde iyice yaygınlaşmıştır. Evans'ın liderliğinde örgüt yüzlerce hakime, şerife ve Belediye Başkanlarına verdiği rüşvetlerle çok daha güçlüleşti. 10 Dolar üyelik ücreti ödeyerek, yeni üyeler örgüt gruplarına üye oluyorlardı. Protestan kiliseleri örgüt tarafından kullanılıyordu. Önceden papaz ile anlaşarak Pazar ayinlerine gelip para bırakıyorlar, bu para da papaz tarafından kutsanıyordu. Böylelikle insanlar örgütün artık şehire indiğini biliyorlardı.

Washington D.C - 1928
400.000 Örgüt üyesinin yürüyüşe katıldığı tahmin ediliyor

Ku Klux Klan'ın Amerikan bayrağını ve kutsal Hristiyan sembollerini, örneğin haçı kullanması ve Protestan nüfusunun çoğunun desteğini almasından dolayı, gün geçtikçe çoğalan üye sayılarına yenilerinin katılması hiç zor olmuyordu. Üye sayısı 1922 yılında 3 milyona kadar yükselmiş, 1924/25 yıllarında 4-5 milyona kadar çıkmıştı. Hatta bazı aktif örgüt üyeleri Senato ya da Kongre de saygın politikacılardı. Evans'ın liderliğinde örgüt politik olarak çok daha faal olmuş, ama terör eylemleri de giderek artmıştı. Örgüt, mevcut olan yasalara meydan okuyarak, kendi gücüyle hareket etmeye başladı. Kadınlar da eşit hak adına örgüte girmiş ve Women of the Ku Klux Klan (Ku Klux Klan Kadınları) adı altında grup kurmuşlardı. Kadın üye sayısı 500.000 e kadar çıkmıştı.

15 Eylül 1923 de Oklahoma gizli örgütün terör eylemlerini ve cinayetlerini engellemek için tedbir uygulayıp sıkıyönetim ilan etmiş, fakat alınan tedbirler örgütün etkisini azaltamamıştı. Örgüt içinde çok fazla anlaşmazlık, bölünme ve ayrı bir örgüt oluşmaya başlamıştı. Örgütün itibarının düşüş sebeplerinden biri de, Evans'ın sıkça sivil mahkeme başvurmasıydı. 1925 yılında ''Büyük Ejder'' D.C. Stephanson'un karıştığı tecavüz skandalı bardağı taşıran son damla olmuştu. Okuma yazma bilmeyenlerin eğitimi için çalışma içinde olan bir öğretmene tecavüz etmiş ve öldürmüştü. Stephanson, kendisine gereken desteğin gösterilmemesi ve mahkum olma gibi bir durumda, örgütü tüm bildiklerini anlatmakla tehdit etti. Mahkum olduktan sonra ki açıklamaları sonucunda birçok politikacı istifa etmek zorunda kaldı ve Evans'ın gücü de bitmiş oldu. Sıradan üyeler de korkup geri çekilmeye başladı. Birkaç ay içinde üye sayısında aşırı bir düşüş oldu.

Tecavüz ve cinayetten mahkum edilen
''Büyük Ejder'' D.C. Stephanson

Üyelerin azalmasındaki etkenlerden bazıları da, örgütün işledikleri suçların medya ve basında geniş yer almasıydı. 1928 yılında üye sayısı sadece yüz binlerdeydi. Ekonomik kriz sonrasında ise bu rakam ani bir düşüş göstermiştir. Ekonomi krizinden sonra artan yoksulluğu ve memnuniyetsizliği örgüt kendi lehine kullanamamış, orta ve alt tabakadaki beyazlar örgüt karşıtı olan sendikalara yönelmişlerdi. Sonunda Evans örgütü satmak zorunda kaldı. 1928 den itibaren artık gizli olmayan örgütte, 1960 lı yıllarda tekrar biraz hareketlilik baş göstermeye başlamıştı.

Ölen bir örgüt üyesinin cenaze merasimi - 1 Haziran 1931

Örgüt'ü satın alan, James H. Colescott ve Samuel Green Nasyonal Sosyalistler ile ittifak kurmaya çalıştı. Japonların Pearl Harbor'a saldırısı ve sonrasında Nazi Almanyasının savaş beyanı planlarını suya düşürdü. Devletin vergi talebinden sonra, 1944 yılında örgüt resmi olarak ikinci kez dağılmak zorunda kaldı.

James H. Colescott







1960'lı yıllar

1950'li yıllardaki Sivil Haklar Hareketi bölünmüş olan örgütleri tekrar harekete geçirdi. Bunların arasında en önemli olanı Samuel Bowers tarafından yönetilen, Missisippi eyaletindeki ''White Knights of the Ku Klux Klan'' ( Ku Klux Klan'ın Beyaz Şövalyeleri)'di. Örgüt destekçileri güneyde siyahlara oy kullanmamaları için çok fazla baskı yapıyordu. Böylece 1960 yılında Missisippi'de nüfusları %42'yi bulan siyahların sadece %6'sı oy için kayıtlıydı, bunlardan da sadece %2'si oy kullanmaya gitmişlerdi.

Canlanan örgüt grupları; Jacksonville, St. Augustine -Florida, Birmingham, Montgomery-Alabama ve Meridian-Mississippi gibi güney kentlerindeki siyahlara ve medeni hak savunucularına karşı yapılan şiddet saldırılarından sorumluydular. Tüm bu eylemlere rağmen yeni örgüt çok güçsüzdü ve yıl sonunda üye sayısı sıfıra düşmüştü.

Bunun yanı sıra FBI muhbirleri örgüte sızmaya başlamıştı. Bazı cinayetlere (Sivil Haklar Hareketi, COFO, liderlerinin öldürülmesi, ) bu şekilde açıklık getirilmişti. Elde edilen net deliller olmasına rağmen, Missisippi Eyaleti kovuşturmayı reddetti, ama COFO liderlerinin cinayetinde ABD Adalet Bakanlığı devreye girerek, katilleri cezalandırdı. Ancak Jüri üyelerinin mahkumlarla aynı zihniyette olmasından dolayı, çok az suçlu mahkum edilmiş, bazıları da beraat etmişti.

Örgütteki kadınlar

Yavaş yavaş oluşan değişimden dolayı, birçok örgüt üyesi Adalet Bakanlığı tarafından federal düzeyde mahkum edildi. Ku Klux Klan'ın çökmesinin asıl sebebi, çok fazla bastıran Sivil Haklar Hareketi idi. Böylelikle örgütün de popularitesi sönmeye başlamış, 60 ların sonunda üye sayısı 1200 olarak tahmin ediliyordu.

Henry Hezekiah Dee ve Charles Eddie Moor'un cinayetlerinin soruşturması 2006 yılında tekrar açıldı ve tamamlandı.

1964 yılında Öldürülen Charles Eddie Moor ve Henry Hezekiah Dee







Moor ve Dee'nin katilleri
Seale ve Edwads






James Ford Seale tekrar yakalanıp, 2006 yılında mahkum edildi







1970'li Yıllar

Irk ayrımının artık çok fazla baskın olmaması ve örgüt üyelerinin 2000 in altına düşmesi, örgütü günlük hayatta ve okullarda ırk ayrımı tartışmalarına düzenlemeye yöneltti.

Örgüt lideri David Duke

Yeni lider David Duke'un Ku Klux Klan'ın imajını değiştirme çabaları sonucu, örgüt tekrar hareketlenmeye başladı. Medya ile ilişkisinden dolayı, onlardan aldığı destekle üye sayısı 3500 e çıktı. Ama Dukes'in tavrı ve politikası onun sık sık kendi safındaki kişiler tarafından eleştirilmesine sebep oluyor ve bazı gruplar şiddet yoluyla kendi amaçlarını gütmek için ayrılıyordu.

1975 (ve 1991'de tekrar) yılında Duke Louisiana Senatosunda yer almak için adaylığını koydu, fakat başarılı olamadı. 1979 yılında örgütten ayrıldı. 1988 ve 1992 yıllarında ABD Başkanlığı için adaylığını koydu, seçilemedi.

1980'li Yıllar

Ku Klux Klan'a ağır bir darbe de, 1987 yılında varolan en büyük örgüt grubu, ''United Klans of America'' (Birleşik Amerika Gizli Örgütü)'ne Medeni Hak talebi için soruşturma açılması ve dağılması idi. United Klans of America, liderlerinin şiddete teşvik etmesi ve işlenen cinayetlerden dolayı 7 milyon Dolar para cezasına çarptırıldı. Ödeyemediler ve grup dağılmak zorunda kaldı.

1964 Yılı

Anti örgütçüler (Klanwatch), örgüt tarafından öldürülen Michael Donald'ın annesini bu hak talebinde bulunması için teşvik etmişlerdi. Katili de o süre içinde zaten yakalanmış ve mahkum edilmişti.

Bazı şiddet olaylarının devam etmesine rağmen, ölüm cezası alabilecekleri bilinci ile, örgüt üyeleri kendilerini geri çekiyorlardı.

Örgüt üyesi Henry Hays, Michael Donald'ı öldürdüğünden dolayı idam edildi. 1913 yılından bu yana siyahi birine karşı işlenen cinayette idam edilen ilk beyazdı. Bu infazdan sonra örgüt, kendi hayatlarından endişelendiklerinden dolayı, birçok üyesini daha kaybetti.

Yakın Geçmiş

21. yüzyıl başlarında üye sayısı 7000 olarak tahmin ediliyordu. 1995 yılından bu yana örgüt siyahların kiliselerine karşı savaşmaktadır. Son yıllarda 180 den fazla Afrika kökenli topluluğun kiliseleri yakıldı. Örgütün bu kundaklamalarda aktif olduğu sanılmaktadır.

Barack Obama'nın Başkan seçilmesinden sonra örgüte yeni katılımlar olmuş, daha modern ve burjuva görüntüsü sergilemeye başlamıştır.

Doktrin

Ku Klux Klan kendini radikal Hristiyan örgütü olarak tanımlıyor. 1900 lü yıllardan 1940 lı yıllara kadar yüzlerce Fundamentalist Protestan (çoğunlukla orta Batıdan, ama bir süre sonra tekrar Güneyden), örgütü kendi inançlarının bir parçası olarak görüyorlardı. Milyonlarca kişi de, örgütün eylemlerini kınayıcı ve aşırı bulmalarına rağmen, üyeleri tam bir Hristiyan olarak kabul ediyor, beyaz Protestantların doğumlarından itibaren diğer gruplardan daha üstün oldukları fikrinde örgüte katılıyorlar. O zamanlar siyahlara, Yahudi ve Katoliklere yapılan baskıyı birçoğu ''Tanrının Planı'' olarak görüyordu.

Ku Klux Klan üyeleri kendilerini Anayasaya bağlı vatansever olarak tanımlıyor. Örgüte alınan üyelere ABD Anayasası üzerine yemin ettiriyorlar. Bazı Amerikan Neo Nazileri bu sebepten örgütü çok ılımlı bulup, kabul etmiyor.

Resmi olarak tanınmış olmasa da, bugünkü parçalanmış haliyle bazı örgüt üyeleri hala müttefik savaş bayrağını ve Amerikan bayrağını kullanmaktadır.

KKK'ın en bilindik sembolü yanan haçtır. Örgüt kendini radikal Hristiyan bir örgüt olarak kabul ettiğinden, yanan haçın da Mesih İsa'ın ışığını sembolize ettiği söylenir..

Beyaz kapüşonlu elbise giymeleri için iki teori vardır:

• Beyaz kapüşonlu elbise, Amerikan iç savaşında ölen konfederasyon askerlerinin, düşmanlarından intikam almak için gelmiş olan ruhlarını temsil eder. Bu sebepten de toplantılar hep gece yapılır.

• KKK üyelerinin kirli ve aşağılık olarak tanımladıkları grupların (örn. Siyahlar) aksine, beyaz kapüşonlu elbiseler saflığı ve temizliği sembolize etmektedir.

Sembolleri


Yanan Haç





Müttefik Savaş Bayrağı






Siyasi Etkileri

1925 yılına dek orta batıdan güneye ve kuzey doğuya kadar dağılan, ikinci kez kurulan örgüt önem kazanmış ve bu sürede aralarında birçok politikacı üyeleri olmuştu. Hatta örgüt cumhurbaşkanlığı seçimleri için tavsiyelerde bile bulunmuştu.

Anayasa mahkemesinde yargıç olan ve ulusal öneme sahip olan eski örgüt üyesi Hugo Black, sonraları örgütün ırkçı görüşlerini reddedip, mahkeme çoğunluğuna rağmen çoğunlukla siyahların lehine kararlar verdi. Amerikalı gökbilimci Carl Sagan Black hakkında şunları söylemiştir: ''Genç adam olarak beyaz elbise giyiyordu ve karşısında korkmuş olan siyahlar, yaşlı adam olarak siyah elbise giyiyor ve karşısında korkmuş olan beyazlar''.

Batı Virginya Senatörü Robert Byrd'da eski bir örgüt üyesiydi. Birkaç kez örgütten ayrılmış, daha sonra da örgüte olan üyeliğini büyük bir hata olarak görmüştü.

Kanada'nın merkezi batısındaki Saskatchewan ilinde politikacı ve öğretmen olan James Anderson'un sayesinde, 1929 -1934 yılları arasında örgütün burada da hükümete etkisi olmuştu.

Birçok filmi çevrilen, filmlere konu olan Ku Klux Klan örgütü

Irkçılar.. İnsanları ten renklerine göre tasnif etme saçmalığı... İlkellik..

* * *

Uzun uzun yazıları çevirerek bizlerle paylaştığın için teşekkür ederim LaLe...