Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Maksat Muhabbet Olsun > Duygularımız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 20.01.2014, 15:15   #1
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Smile O'na de ki;


Bu sözü çoğu kez duymuşsunuzdur "O'na de ki;" bu bana Cüneyt Özdemir'in aşağıdaki yazısını hatırlattı...

O’na de ki...

Giderken beni de beraberinde götürdü. Ondan geriye kalanları da ben kaldırdım.
Mektupları kutuların içine bıraktım. Resimler diğerlerine ait resimlerin hemen yanında duruyor. Şiir pek yazmamıştı zaten... Ama nafile, ondan henüz kurtulamadım. Yazdıkları yalnızca bir kağıt parçasının üzerinde olsa da, okuduğumda sesi kulaklarımda yankılanıyor. Resimlerine ne zaman baksam göz kapakları kımıldıyor. Evde dolaşırken ayaklarıma anılar dolanıyor. Gülümsemesi duvarlara asılı resimlerin üzerine takılmış kalmış. Ne kadar uğraşsam çıkmıyor. Mavi koltukta hala sıcaklığı duruyor ve kimi zaman bir alelade tişört henüz onun kokusunu atamamışken elime geliveriyor. Işte o an deliriyorum. Panik içinde kendimi dipsiz bir kuyunun içinde çırpınırken buluyorum. Duvarlar üzerime geliyor, Mavi koltuk beni içine çekiyor ve alelade bir tişört boğazıma düğüm üstüne düğüm atıyor.

Dışarı, içeriden farksız. Yalnız da değilim üstelik . Koca bir yaz, bana eşlik etti. Ben ne kadar ağladıysam, o kadar da yağmur yağdı. Güneş saygı ile bulutların arkasında kaldı.
Şimdi, yani o yokken hayat gözüme batıyor. Ne güneşli günler, ne ihtiraslı insanlar, ne de ulvi amaçlar umurumda. Bir ben varım. Milyarlarca insan bir yana, ben hemen şuraya yalnızlar bulvarının köşe başına... nükleer bir savaşın ardından yapayalnız kalmış gibiyim dünyada Üstelik de onsuz... Yani eskisinden daha güçsüz, yani daha kırılgan, yani daha anlamsız.
Koca bir çukur, dolmayı bekliyor. Anlar ve anılar o çukurun mezar taşları gibi başımda dikiliyor.

Biz...
O’na de ki ;

Biz onunla bembeyaz yağan bir karaltında gece yarısı yürüyüşlerinde üşümeyen ayak izleriydik. Yeşilliklere bakan bir pencerenin gerisiydik. Bir fenerin beklediği kumsalda güneşe yüzünü veren çakıl taşlarıydık. Bir otel odasında umulmadık bir anda karşılaşmış sürgünde yorgunluktan uyuyakalan iki bedendik. Aynı marka iki araba gibiydik. Kara kaplı beyaz sayfalı bir defterde kâğıt ile kalemin arasına giren bir yalnızlık şiiriydik. Altın sarısı, maviliklerdik. Kahverengi derinliklerdik... O zamanlar adı artık pek de lazım olmayan, anılması yasaklanan bir esintiydik... O bir gözyaşıydı, başladı mı bir daha durdurulamayan. Ben bir umuttum, nereye gittiği bilinmeyen buharlı bir tirenin son vagonuna tutunan.
Biz Onunla diğerlerinden farklı gibiydik.
Şimdi o yokken benim önümde kaçak, yaşanmamış bir yaz duruyor. Ve yazın en uzun günü, benim gözüme uyku kaçıyor. Sonra resmi törenler başlıyor. Düş kaçkınları, yağmur suçluları, güneş vurgunları, dost acıları ve bir insanın en anlatılamayacak, en utandığı , canını en çok acıttığı duyguları... Yani hayat, önümden geçerken saygıda kusur etmiyor. Biz olmasak da, şimdilik “zaman” benimle idare ediyor...

Gece...
O’na de ki;
Geceleri uyumuyorum artık. Ağustos böcekleri refakatinde dalıyorum sessizliklere. Anlayacağı en yakın dostum sabahlara uzanan bir zırıltı ya da kulaklarımda hala çınlayan “seni seviyorum” yüklü fısıltısı... Onlar anlatıyor ben hep dinliyorum. Sustuklarında onu dinliyorum. Yeryüzünü o’nu düşündüğüm anlar aydınlatıyor ve üzerimde çoğu zaman hüzünlü bir ay parlıyor. Benim kadar içi kararmasa da, Ay da “yalnız” benim kadar. Büyük şehirlerin yalnızlarına ay refakat ediyor . Şehrin bütün ışıkları onlar yüzünden hiçbir zaman sönmüyor. Ayın şavkı okşuyor uykusuz yalnız insanların şehrinde hasret çeken yürekleri. O anlarda büyük şehirlerin gece bekçileri , bir kadının göz kapaklarında dikilip aşağıya, sonsuz bir uçuruma bakarken buluyorlar kendilerini. Eskisi gibi tereddütleri yok . Bırakıveriyorlar boşluğa anlamsız bedenlerini, düşünmeden geride bekleyenlerini.
Sokakta yürürken rastlantılar karşı karşıya getirirse onunla seni.. Ve şayet yanında yoksa biri. Durdur onu ve ona yavaş sesle fısılda söyleyeceklerimi...
Gecelerin çok uzun olduğunu anladım ve şafak vakti o uyanırken ben daha yeni uykuya daldım. O vakitler hayatın sınırları. Ve sınır boyu mayın tarlalarının yerini tehlikeli sessizlikler alırdı. Birbirine ulaşamayan yürekler kendilerini geceleri bitmesini istemedikleri uykulara vuruyor. O’nun dahil olmadığı bir hayatı yaşamak, artık pek de anlamlı gelmiyor...

Yalnızım...
O’na de ki;
ben, yalnız başıma, yetmiyormuşum meğerse bana.
Anlayacağı, bir yön gerekiyor. / Masanın üzerinde duran yapayalnız bir pusula, / Rotasız yolculukları çizmeye yetmiyor.
Yalnızlık özgürlük ise, benim için hapis zamanı geldi geçiyor. Ne garip, insan bazen iki kişiyken de kendini çok yalnız hissedebiliyor. Oysa ben, Erhan Bener romanlarından fırlatılmış “tekil bir kahraman” gibi yaşıyordum onunla yalnızlığı. Şimdi yalnızken aynalara bakamıyorum. O varken ondan kaçıyordum, yanımda yokken sokaklarda başımı kaldırmıyorum. Itiraf etmesi oldukça zor ama çoğu zaman yalnızlığımı sevdiğim kadar, utanıyorum.
Varlığında kaçtığım yalnızlığıma, bugün sığınıyorum.

Şiyir...
O’na de ki;
Kara kaplı bir deftere bir kaç satır yazmadan uykuya dalamıyorum. Gizli bir bahçeden yükselen violonsel ve piano eşliğinde ise aynı kelimeleri farklı beyaz sayfalara her gece , her gece, bir kez daha , bir kez daha , bir kez daha yazıyorum;
Ona / “seni seviyorum” demek isterdim. / Sesinin üzerine ağlamak / Ve konuşmadan onu anlamak... Bir hasret mektubu gibi gözlerine sığınmak isterdim. /Onu kucaklamak / Bağrıma basmak, öpmek, koklamak...O’na de ki O eğer o olmasaydı,/ uğruna ölebilirdim. O, o olsaydı ,/ Orada / Yanı başımda dursaydı / cennetleri cehennem / Sebepleri neden yapabilirdim. Keşke şurada tekrar bulabilsem onu / Bıraktığım gibi... / Küçük bir gülümseme / Ve bir kaç
damla gözyaşı ile... O’nu sevebilirdim.

Ben... iyiyim
O’na de ki ;
Duydum. Her şeyi duydum... Şimdi bana onu anlatıyorlar. Sanki başka bir insandan bahsediyorlar. Ben mi büyük anlamlar yükleyerek tam(am)lamışım O’nu... Öyleyse ne kadar yanılmışım. Yaratırken bir masal prensesini çocuksu düşlerimde, kendimi ne kadar iyi kandırmışım . Duyduklarım kara harflerle yazılacak masumiyet tarihine. Kirletilmiş bir sayfaya, kalın uçlu simsiyah kalemlerle... Bir Atilla Ilhan şiiri gibi yazılanları yalnızca yaşayanlar anlayacak. Şiirlerde bana, yalnızca O anlatılacak. Biliyorum bir gün kendisinin anlatıldığı şiirlere rastladığında yazılanları anlamayacak. Zira tiren çoktan uzaklaşmış olacak. Hayatın karanlık bir ara istasyonunda yapayalnız kalanlar unutulmaya mahkum olacak.

O’na sor bakalım; En çok ne eksik kaldı, biliyor mu ?Gerçi ben bilmesini beklemiyorum. Beni anlamasını beklemediğim gibi. Benimki geç kalmış bir veda ya da yanlış anlaşılmış bir aşka bir türlü konulamayan nokta, nokta, nokta.

Siz ne derdiniz?
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 15:30   #2
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;



O’na de ki...


O eğer o olmasaydı,/ uğruna ölebilirdim. O, o olsaydı ,/ Orada / Yanı başımda dursaydı / cennetleri cehennem / Sebepleri neden yapabilirdim. Keşke şurada tekrar bulabilsem onu / Bıraktığım gibi... / Küçük bir gülümseme / Ve bir kaç damla gözyaşı ile... O’nu sevebilirdim.
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 15:37   #3
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;




O'na de ki;

Suskunluğum gözlerimin dile gelmesidir...
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 15:38   #4
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

Siz ne derdiniz?
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 15:40   #5
Çevrimdışı
SoRGeNTe
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

"Giderken beni de beraberinde götürdü." Yaşanması, katlanılması en zor durumlardan biri olsa gerek. O belki ardına bakmadan gitmiş, kendine yeni bir yön, yeni bir hayat belirlemiştir. Belki de sizi daha gitmeden henüz yanınızdayken bırakıp gitmiştir. Oysa kalmak ne kadar da zordur.
Neyse bugün fazla duygusalım galiba. Paylaşım için teşekkürler.
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz SoRGeNTe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 15:52   #6
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

@SoRGenTe paylaşımın için teşekkürler
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 15:54   #7
Çevrimdışı
ZeZe
Alea İacta Est
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

Ona de ki;
Hiç bir şey deme, anlamaz o. Anlayacak olsa bu zamana kadar anlardı zaten. Ne ben üzüleyim, ne sen ağzını yor :8
__________________

Hükümetlerin icraatı olumsuz olupta millet itiraz etmez ve düşürmezse, bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.

Gerçekten şunun bunun oyuncağı olabilen milletler, haklarını algılamamışlar demektir. Ve böyle bir millet, denetim altında bulundurulmaya layık olur..
Mustafa Kemal ATATÜRK




Benim dinim adalet, hak, vicdan.
Buna göre yaşayanlarla aynı dindeniz.
Kendinize ne derseniz deyin, kim olursanız olun.
Genç evli çifti üç ay kira ödemedi diye
sokağa attıran hacı ile cennette olmaktansa,
kediye ağlayan ateistle cehennemde yanmaya razıyım.

İhsan Eliaçık
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz ZeZe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 16:10   #8
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

@ZeZe paylaşım için sağolun
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 16:21   #9
Çevrimdışı
Duayen
Huysuz ve Tatlı Kadın

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

O'na de ki; Ne hali varsa görsün, artık benim için hiç bir şey ifade etmiyor..
Herhangi birinden farkı kalmadı..
Sevdim bu işi, iyiymiş
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Duayen'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.01.2014, 16:26   #10
Çevrimdışı
Gülfem
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: O'na de ki;

@Duayen Paylaşımına teşekkürler arkadaş
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Gülfem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
daha, gibi, kadar, o’na, zaman


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 19:09.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.