Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Maksat Muhabbet Olsun > Duygularımız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 31.01.2009, 07:02   #1
Çevrimdışı
Umutgüneşi
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Sevgi Üzerine


Japon düsünür Masumi Toyotome’nin sevgi üzerine söyledikleri.

"Dünyada sevilmek istemeyen kisi yok gibidir" diye basliyor Toyotome.

"Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?" diye soruyor.. Sonra anlatmaya basliyor..

"Sevgi üç türlüdür!.."

Birincinin adi "Eger" türü sevgi!..

Belli beklentileri karsilarsak bize verilecek sevgiye bu adi takmis yazar.. Örnekler veriyor: Eger iyi olursan baban, annen seni sever. Eger basarili ve önemli kisi olursan, seni severim. Eger es olarak benim beklentilerimi karsilarsan seni severim. Toyotome "En çok rastlanan sevgi türü budur" diyor. Bir sarta bagli sevgi.. Karsilik bekleyen sevgi.. "Sevenin, istediği birseyin saglanmasi karsiligi olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu" diyor yazar.. "Nedeni ve sekli bakimindan bencildir. Amaci sevgi karsiligi birsey kazanmaktir." Yazara göre evliliklerin pek çogu "Eger" türü sevgi üzerine kuruldugu için çabuk yikiliyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine degil,hayallerindeki abartilmis romantik görüntüsüne asik oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçeklesmediginde, düs kirikliklari basliyor. Sevgi giderek nefrete dönüsüyor. En saf olmasi gereken anne baba sevgisinde bile "Eger" türüne rastlaniyor. Yazar bir örnek veriyor.

Bir genç Tokyo Üniversitesi giris sinavlarini kazanarak babasini mutlu etmek için,çok çalisiyor. Okul disinda hazirlama kurslarina da gidiyor. Ama basarili olamiyor. Babasinin yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftaligina Hakone kaplicalarina gidiyor. Eve döndügünde babasi öfkeyle "Sinavlari kazanamadin. Bir de utanmadan Hakone'ye gittin" diye bagiriyor. Delikanli "Ama baba, vaktiyle sen de bir ara kendini iyi hissetmediginde Hakone kaplicalarina gittigini anlatmiştin" diyor. Baba daha çok kizarak, delikanliyi tokatliyor. Çocuk da intihar ediyor. "Gazeteler intiharin anlik bir sinir krizi sonucu oldugunu söylediler, yaniliyorlardi" diyor yazar.. "Delikanli babasinin kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bagli oldugunu anlamisti!.." Insanlar "Eger" türü sevginin üstünde bir sevgi arayisi içindeler aslinda.. "Bu sevginin varligini ve nerede aranmasi gerektigini bilmek, bu genç adamin yaptigi gibi, yasami sürdürmekle, ondan vazgeçmek arasinda bir tercih yapmakla karsi karsiya kaldigimizda önemli rol oynayabilir" diyor, Masumi Toyotome.. Ilginç degil mi?..


ikinci türe geçiyoruz. "Çünkü" türü sevgi..

Toyotome bu tür sevgiyi söyle tarif ediyor: "Bu tür sevgide kisi, bir sey oldugu, birseye sahip oldugu ya da birsey yaptigi için sevilir. Baska birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir nitelige ya da kosula baglidir."Örnek mi?.. "Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin. (Yakisiklisin!)" "Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki.." "Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki.." "Seni seviyorum.Çünkü beni üstü açik arabanla, o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki.."

Yazar, Çünkü türü sevginin, Eger türü sevgiye tercih edilecegini anlatiyor. Eger türü sevgi, bir beklenti kosuluna bagli oldugundan büyük ve agir bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip oldugumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hos birseydir, egomuzu oksar. Bu tür, oldugumuz gibi sevilmektir. Insanlar olduklari gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmedigi için rahatlaticidir. Ama derin düsünürseniz, bu türün, "Eger" türünden temelde pek farkli olmadigii görürsünüz. Kaldi ki, bu tür sevgi de, yükler getirir insana.. Insanlar hep daha çok insan tarafindan sevilmek isterler. Hayranlarina yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çiktigi zaman, sevenlerinin, artik ötekini sevmeye baslayacagindan korkarlar. Böylece yasama sonsuz sevgi kazanma gayretkesligi ve rekabet girer. Ailenin en küçük kizi yeni dogan bebege içerler. Sinifin en güzel kizi, yeni gelen kiza içerler. Üstü açik BMW'si ile hava atan delikanli, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadin kocasınin genç ve güzel sekreterine içerler. "O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?" diye soruyor,Toyotome.. "Çünkü türü sevgi de, gerçek ve saglam sevgi olamaz" diyor. Bu tür sevginin güven duygusu vermeyisinin iki ayri nedeni daha var..

Birincisi.. "Acaba bizi seven kisinin düsündügü kisi miyiz?" korkusu.. Tüm insanların iki yani vardir. Biri disa gösterdikleri.. Öteki yalnizca kendilerinin bildigi.. "Insanlar sandiklari kisi olmadigimizi anlar ve bizi terkederlerse" korkusu buradan dogar.

Ikincisi de.. "Ya günün birinde degisirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa.." endisesidir.

Japonya'da bir temizleyicide çalisan dünya güzeli kizin yüzü patlayan kazanla parçalanmis.Yüzü fena halde çirkinlesince, nisanlisi nisani bozup onu terketmis. Daha acisi.. Ayni kentte oturan anne ve babasi, hastaneye ziyarete bile gelmemisler, artik çirkin olan kizlarini.. Sahip oldugu sevgi, sahip oldugu güzellik temeli üstüne bina edilmis oldugundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayinca sevgi de kalmamis. Kiz birkaç ay sonra kahrindan ölmüs.. Japon yazar "Toplumlardaki sevgilerin çogu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi, kaliciligi konusunda insani hep kuskuya düsürür" diyor..

Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi ne?.." Ve iste sevgilerin en gerçegi!..


"Üçüncü tür sevgi benim 'Ragmen' diye adlandirdigim türdür" diyor yazar.

Bir kosula baglı olmadigi için ve karsiliginda birsey beklenmedigi için "Eger" türü sevgiden farkli bu.. Sevilen kisinin çekici bir niteligine dayanip, böyle bir seyin varligini esas olarak almadigi için "Çünkü" türü sevgi de degil. Bu üçüncü tür sevgide, insan "Birsey oldugu için" degil, "Bir sey olmasina ragmen" sevilir. Güzellige bakar misiniz?.. Ragmen sevgi..Esmeralda, Qusimodo'yu dünyanin en çirkin, en korkunç kamburu olmasina "ragmen" sever. Asil, yakisikli, zengin delikanli da Esmeralda'ya çingene olmasina "ragmen" tapar!.. "Kisi dünyanin en çirkin, en zavalli, en sefil insani olabilir. Bunlara 'ragmen' sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karsilasmasi sarti ile.." Burada insanin, iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanmasi gerekmiyor. Kusurlarina, cahilligine, kötü huylarina ya da kötü geçmisine "ragmen" oldugu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok degersiz biri gibi görünebiliyor ama en degerli gibi sevilebiliyor.

Japon yazar "Yüreklerin en çok susadigi sevgi budur" diyor. "Farkinda olsaniz da, olmasaniz da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, basars ya da ünden daha önemlidir." Bunun böyle oldugundan nasil emin?.. Hakli oldugunu kanitlamak için sizi bir teste davet ediyor.. "Su soruma cevap verin" diyor. "Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?.. Kendi kendinize 'Yaşamamın ne yararı var' diye sormaz mıydınız?.."

Devam ediyor Toyotome.. "Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün.. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmezmiydi?. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi?." "Diyelim sıradan bir yaşamınız var.. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız?.." diye soruyor ve yanıtlıyor: "Böyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar."

Toyotome, hem de nasıl iddialı savunuyor "Rağmen" sevgiyi.. "Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'Rağmen' türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da birgün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır." Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome.. "Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.. Kimsede başkasına verecek fazlası yok" diye açıklıyor.. Anlatıyor.. "Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da aynı şeyi başkasından beklemektedir." Peki bu dünyada sevgi ne kadar var?.. Yazara göre, açlığımızı biraz bastıracak kadar.. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi.. Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz.. Hani nerede?.. Hepsi o..Ve asıl çarpıcı cümle en sonda..

"Dünyadaki en büyük kıtlık, 'rağmen' türü sevginin yeterince olmayışıdır!.."
__________________
UMUT GÜNEŞİ
bir anlamı olmalı her sabah doğan güneşin, yağan yağmurun, açan çiçeğin...
Uçan kuşun, kelebeğin...
Yüzde beliren bir tebessümün...
yanaktan süzülen damla damla gözyaşının...
Ne çok neden var yaşamak için yorulmamalı yaşanmış acılara direnmeli! yağan yağmur gibi düşsede acılar yüreğine bir bir..
bir gülümseme ile dağıt hüzün bulutlarını!
tıpkı doğan güneşlerin doğayı yeşerttiği gibi... yeşertip umutları filizlenmeli yaşam sevinci!



ne yeminler bozdum.....
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Umutgüneşi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 25.12.2009, 14:12   #2
Çevrimdışı
SanaL
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart 3 Türlüdür Sevmek !





3 Türlüdür Sevmek !




Sevginin 3 türü varmış, bakalım nelermiş:
Birincinin adı "Eğer"türü sevgi. Belli beklentileri karşılarsakbize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar.

Örnekler veriyor:

Eğer iyi olursan baban, annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli
kişi olursan, seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.

Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur diyor. Bir şarta bağlı
sevgi. Karşılık bekleyen sevgi. Sevenini, istediği bir şeyin sağlanması
karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu diyor yazar.

Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır.

Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar.

Beklentiler gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor. Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu etmek için çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama başarılı olamıyor.

Babasının yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftalığına Hakone kaplıcalarına gidiyor. Eve döndüğünde babası öfkeyle "Sınavları kazanamadın, bir de utanmadan Hakone'ye gittin?" diye bağırıyor. Delikanlı "Ama baba vaktiyle sende bir ara kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini anlatmıştın diyor. Baba daha çok kızarak delikanlıyı tokatlıyor.

Çocuk da intihar ediyor. Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi sonucu
olduğunu söylediler, yanılıyorlardı diyor yazar. Delikanlı babasının
kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bağlı olduğunu anlamıştı. İnsanlar "Eğer" türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler aslında. Bu sevginin varlığını ve nerede aranması gerektiğini bilmek bu genç adamın yaptığı gibi yaşamı sürdürmekle ondan vazgeçmek arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir diyor Masumi
Toyotome.

İlginç değil mi?



  • İkinci türe geçiyoruz; "Çünkü" türü sevgi.
Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır.

Örnek mi?


Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki. Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki. Yazar, "Çünkü" türü sevginin "Eğer" türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir şeydir egomuzu okşar. Bu tür olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar
oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır.

Ama derin düşünürseniz, bu türün "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki bu tür sevgi de, yükler getirir insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler.

Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer. Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfının en güzel kızı, yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si ile hava atan delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler. O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi diye soruyor Toyotome.

"Çünkü" türü sevgi de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz diyor.

Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var.

Birincisi acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz korkusu.

Tüm insanların iki yani vardır. Biri dışa gösterdikleri öteki yalnızca kendilerinin bildiği. İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse korkusu buradan doğar. İkincisi de ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmezse endişesidir. Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın, yüzü patlayan kazanla parçalanmış.

Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişanı bozup onu terk etmiş. Daha acısı aynı kentte oturan anne ve babası, hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını. Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş.

Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş... Japon yazar; toplumlardaki sevgilerin çoğu "Çünkü" türünde olup bu tür sevgiler, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor.

Peki o zaman, gerçek sevginin, güvenilebilecek sevginin özellikleri nedir? Ve işte sevgilerin en gerçeği.

  • Üçüncü tür sevgi benim "Rağmen" diye adlandırdığım türdür diyor yazar.
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için? "Eğer" türü sevgiden farklı bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgi de değil.

Bu üçüncü tür sevgide, insan bir şey beklediği için değil, bir şeyler eksik olmasına rağmen sevilir. Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına rağmen sever. Asil,yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen aşıktır.

Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insani olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir. Tabii bu, sevgiyle karşılanması şartı ile. Burada insanın, iyi, çekici ya da zengin bir konum elde ederek sevgiyi kazanması gerekmiyor.

Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar yüreklerin en çok susadığı sevgi budur diyor.

Farkında olsanız da, olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, başarı yada senden daha önemlidir. Bunun böyle olduğundan nasıl emin olacaksınız?

Hakli olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor. "Şu soruma cevap verin" diyor. Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev, aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?

Kendi kendinize yaşamamın ne yararı var diye sormaz mıydınız? Devam ediyor Toyotome; şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmez miydi. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var.

Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa, kalan hayatınızı nasıl yaşardınız? diye soruyor ve yanıtlıyor; Öyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar, ya da kendilerini iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.

Toyotome, hem de nasıl iddialı savunuyor, "Rağmen" türü sevgiyi. Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni "Rağmen" türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da bir gün bu sevgiyi bulacağınıza olan inancınızdır. Son sözlerinde biraz umutsuz, Toyotome.

Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var. Kimsede başkasına verecek fazlası yok? diye açıklıyor. Anlatıyor; Yakınımızda olan birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da ayni şeyi başkasından beklemektedir. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var. Yazara göre, açlığımızı biraz bastıracak kadar. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi.

Bu minnacık tadım, bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede? Hepsi o. Ve asıl çarpıcı cümle en sonda;

Dünyadaki en büyük kıtlık, rağmen türü sevginin yeterince olmayışıdır...


__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 25.12.2009, 14:59   #3
Çevrimdışı
nur@n
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

''Eğer birini seveceksem karşılık beklemeden sevmeliyim..Çünkü beklentilerim boşa çıkabilir..olduğu gibi kabullenmek en güzeli..Sevgiye verilen emeğe Rağmen değişen birşey yoksada; ayrılmak en doğru olanıdır insanoğlu için..'' bynur@n



Bak ben üçünüde harmanladım.. Güzel olmuş mu??
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz nur@n'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 25.12.2009, 15:06   #4
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Sanaloji Mesajı göster
DÜNYADAKİ EN BÜYÜK KITLIK, RAĞMEN TÜRÜ SEVGİNİN YETERİNCE OLMAYIŞIDIR.

Heryeri Eğer'li sevgiler sarmış ne yazık ki...

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi nur@n Mesajı göster
''Eğer birini seveceksem karşılık beklemeden sevmeliyim..Çünkü beklentilerim boşa çıkabilir..olduğu gibi kabullenmek en güzeli..Sevgiye verilen emeğe Rağmen değişen birşey yoksada; ayrılmak en doğru olanıdır insanoğlu için..'' bynur@n



Bak ben üçünüde harmanladım.. Güzel olmuş mu??

Güzeş olmuş...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 25.12.2009, 15:10   #5
Çevrimdışı
nur@n
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi smyrna Mesajı göster

Güzeş olmuş...
Teşekkür ederim smyciğimm..
  Alıntı ile Cevapla
Eski 25.12.2009, 18:00   #6
Çevrimdışı
**EMEL**
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Google da 1. sırada olan bir konu daha ne denirki

teşekkürler Sanaloji
__________________
Hayat dediğiniz 1 çay
İnsan ise sadece 1 şeker
Karıştırdıkça hayattan tat aldığını sanırsın
Oysaki;
Hayatın seni erittiğini çay bitince anlarsın..




  Alıntı ile Cevapla
**EMEL**'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 25.12.2009, 18:11   #7
Çevrimdışı
Lilium
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Çok güzeldi.. Ama "eğer" li sevgiler o kadar çok ki.. Herşey de bir beklenti..

"Rağmen" diye adlandırdığınız sevgileri yaşamanız dileğiyle..

1. sıradayız gerçekten çok güzel ya

Teşekkürler
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Lilium'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 25.12.2009, 18:15   #8
Çevrimdışı
Cryasis
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Teşekkürler nur@n.
__________________
Türk insanı Türk parası gibidir içinde Atatürk yoksa sahtedir.



ForumGerçek Türkiye'nin Forumu
  Alıntı ile Cevapla
Eski 25.12.2009, 18:33   #9
Çevrimiçi
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Rağmenli sevgilere...
Teşekkürler Sanaloji,çok güzel bir yazı...
  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 25.12.2009, 20:20   #10
Çevrimdışı
Karanlığın Beyazı
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 3 Türlüdür Sevmek !

Yani 'koşulsuz sevgi.'

Yani 'sen olduğun için' sevilmen.

Yani 'bir bütün olarak,' 'herşeyinle' sevilmen.

...

Bu, bencilliklerin, çıkarların en üst düzeyde olduğu bir zamanda böyle sevgiler varsa ne 'ala.'

__________________


Işık ve Sevgiyle bir adım attığımız
bu uzun yolda
en güzel rengim sensin sevgili eş ruhum
eşim
"T_yatro"
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karanlığın Beyazı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
türlüdür


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 13:03.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.