Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Ege


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 25.01.2009, 12:08   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Thumbs up Urla İlçesi (İzmir'de Bir Nefes)

Urla İlçesi (İzmir)



Doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleri ile tanınan ilçenin İzmir’e uzaklığı 38 km. yüzölçümü 728 km2 dir. Urla, İzmir’in batısında, kendi adı ile aynı adını taşıyan yarımadanın orta kısmında yer almaktadır.



Kuzeyinde Ege denizi, batısında Çeşme ilçesi, güneyinde Düden denizi ve Seferihisar, doğusunda ise Güzelbahçe (Kilizman) ilçesi ile komşudur. İlçe merkezi sahilden 4 km. içeriye çekilmiş durumdadır.


Urla’nın kurulduğu yerin özelliklerine bakıldığında alışılmışın dışında bir durum göze çarpar. Urla Akpınar deresinin içinden geçtiği dereli tepeli bir alanda kurulmuştur. Küçük düzlükler, verimli vadiler, yüksek olmayan tepeler Urla’nın dört bucağını çevreler. Onun en önemli özelliği, yarımadanın hemen ortalarında, verimli ziraat sahası içinde yer almasıdır.





Urla Sokaklarından









Urla A
Urla adı ile ilgili olarak halkın dilinde bugüne kadar yaşayan bir hatıra vardır. Buna göre: Urla Yarımadası’nda fetih hareketlerinde bulunan bir Türk kumandanı, Urla’da bir çınar ağacının altında dinlenir. Bu sırada oradan geçen bir kişi kendisine “uğurola” der. Gerçekten sefer uğurlu geçer ve kumandan dönüşte daha önce dinlendiği çınarın yanına bugün adını taşıyan camii yaptırır. Urla adı da Uğurola sözünün kısaltılmış şekli olarak yaşamaktadır.



Urla adı ile ilgili başka görüş ve düşüncelerde vardır. Bizans tarihçisi Dukas, eserinde Urla’dan Vriula diye bahsetmektedir. Urla adının, bir ottan geldiğine dair rivayetler de vardır. XIX. yy. sonlarında Urla ve çevresinde sayıca çoğalan Rumlar, yöredeki bir ota Vriula derlermiş. Urla adının bundan çıktığı ileri sürülür.



Tarihi
Tarihi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanır. Urla'nın o devirlerdeki adı Klazomenai'dir. M.Ö. 2000 yıllarının sonlarında Ege göçleri sonucu, Dor'ların orta Avrupa içlerinden aşağıya, Yunanistan'a inmeleri ile Yunanistan'da oturan İon'lar Anadolu'ya geçerek İzmir Körfezi'nden Mandalya Körfezi'ne kadar uzanan bölgede yerleşmişlerdir.

Bir Evin Restorasyon Öncesi







Bir Evin Restorasyon Sonrası





O devirlerdeki kargaşadan dolayı Anadolu'ya gelerek yeni kentler kurmuşlar. Hatta Hititler gibi büyük devletler bile bu kargaşadan etkilenmiştir. Bu bölgeye İonia adını vermişler. İon kolonizasyonu olarak adlandırılan bu olay, zamanla yayılmış ve Smynnaa (Eski İzmir) ve Phokaia (Eski Foça) Aiollerin elinden koparılıp alınmış ve birer İon kent devletine dönüştürülmüştür.

Eski zeytinyağı İçliği Yenilenerek Tekrar Ayağa Kaldırıldı.





Klazomenai antik kentinin kalıntıları Urla'nın İskele mahallesinde bulunmaktadır. Şu anda kazılar halen devam etmektedir. Bir kısmı Karantina Adası üzerinde bulunmaktadır. Çıkarılan önemli kalıntılardan birisi de o devirlerde kullanılan bir zeytinyağı fabrikasıdır. Ağaçlı yolun (Mithat Paşa Caddesi) İskele tarafında batısında bulunmaktadır.


Klazomenai M.Ö.188 de, Roma'nın Pergamon Krallığı'nın müttefiki olarak yer aldığı, Suriye Krallığı ile yapılan Apemai barışından sonra, Romalı'lar tarafından özgür bırakılan şehirler arasındadır. Ayrıca Drymussa (Uzunada) Adası'da Klazomenai'a eklenmiştir. Arkeolojik bulgular Klazonmenai Kentinde yerleşimin en geç M.S. 5. Y.Y. başlarına kadar devam ettiğini göstermektedir. Bizans döneminde Piskoposluk listesinde adı geçen Klazomenai kentinin bazı arkeolojik deliller işiığında eski kent arazisi içinde kalan ve günümüzde Gülbahçe olarak adlandırılan yerde bulunmaktadır.

Necati Cumali Anı ve Kültür Evi


Helenistik-Roma döneminde anakara boşaltılmış ve Karantina Adası'ndaki yerleşim önem kazanmıştır. Karantina Adası'nın doğu kıyısındaki modern plajın içerisinde Helenistik-Roma dönemi villaların duvarları ve deniz içindeki temelleri gözlenebilmektedir. Adanın kuzeyindeki tepenin en yüksek noktasında bir tapınak bulunmaktadır. Bu tapınağın terasının kuzeyindeki bir yığıntıdan Arkaik dönem oturan kadın heykelciklerinin Helenistik dönem kopyaları elde edilmiştir.

Urla İskele Meydanındaki Tanju Okan Parkında, Tanju Okan Heykeli





Deniz Taşları ile Kaplı Ev


  Alıntı ile Cevapla
Eski 20.02.2009, 08:11   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla.. (İzmir'de Bir Nefes)

İskele (Urla)






Urla'nın bağlarla kaplı olduğu İskele Mahallesinde, 1800'li yıllardan kalma bir bağ evi. Daha sonraları, Limana yakınlığı dolayısıyla buz fabrikası olarak kullanıldı. Ali Rıza Mete tarafından satın alınarak restorasyonu tamamlanan yapı, konut olarak kullanılmaktadır.


Gerekli izinler'in alınması yaklaşık altı ay sürmüş ve restorasyonu sekiz ayda tamamlanmıştır. 2007 yılı "Ağa Han" ödülüne aday gösterilen yapı, Urla da emsal olmuş ve eski eser tescilli yapı sahiplerini restorasyona teşvik etmiştir.

Urla İskeledeki Balıkçı Barınağı Feneri






Nobel Ödüllü şair Yorgo Seferis'in anılarında adının `Batis'in Kahvehanesi' olarak geçen ve 1979 yılına kadar ikametgah olan bina, sahiplerinin girişimleri sonucunda İskele'ye yeniden kazandırıldı.
Batis'in Kahvesinin 2000'li Yılların Ortalarındaki Hali









Restorasyon Sonrası Bugünkü Hali









Güvendik Köyü'nden, Urla - Çeşmealtı’na Bakış






Yol Ayrımındaki Tarihi Bir Bina






Seferis Butik Otel



  Alıntı ile Cevapla
Eski 17.08.2009, 20:35   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla.. (İzmir'de bir nefes)

Karantina Adası





800'lü yıllarda salgın hastalıkların dünyanın dört bir ucuna Asya'dan yayılması üzerine kıtalar arası geçişlerin olduğu belli noktalarda karantina bölgeleri oluşturuldu. Asya'dan gelen mikropların Avrupa'ya yayılması bu bölgeler sayesinde engellendi. Bu bölgelerden biri de İzmir'in Urla ilçesinde yer alan Karantina Adası...




Karantina Adası'na Giden Yol




İnsanlık tarihinin 5 bin yıllık izlerine rastlanan Karantina Adası, yıllara meydan okuyor. Doğal güzelliği ve tropik ormanları andıran görüntüsüyle görenlere parmak ısırtan ada, ufak düzenlemelerle turizm cenneti olabilecek bir yapıya sahip. Ancak şimdilik adanın nimetlerinden faydalananlar oldukça sınırlı... Urla'dan Karantina Adası'na kara bağlantısı var. Adaya geçtiğinizde yol ikiye ayrılıyor.


Sağ tarafa dönen yol İzmir Urla Devlet Hastanesi'ne giderken soldaki Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri'ne çıkıyor. Bu tesislere bakanlığa bağlı çalışanlar ve kamu personeli girebiliyor. Çok fazla ziyaretçisi olmayan adayı hastanede muayene olanlar, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nde çalışanlar ve Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri'nde kalanlar ziyaret ediyor.


1800'lü yılların başında Asya'dan Avrupa'ya yayılan ölümcül hastalıkları engellemek için kıtalar arasında karantina bölgeleri oluşturuldu. Bu bölgelerde tahaffuzhaneler kurularak kıtalar arasından geçiş yapan gemiler kontrolden geçiriliyordu. Türk Dil Kurumu tahaffuzhaneyi "sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu" diye tanımlıyor.


Özellikle hacıları taşıyan gemiler daha dikkatli bir şekilde kontrol ediliyordu. Çünkü bu dönemde hacıları taşıyan gemilerin tonajı düşük olmasına rağmen yolcu sayısı fazlaydı. 1893'te Cidde'den hareket eden bir Avusturya vapurunda Tur'a varana dek 27'si koleradan 33 ölüm olayı yaşanmıştı. 1873'te Cidde'den yola çıkan vapur İzmir'e varana kadar 334 kişi ölmüştü. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için 1823'te Osmanlıların ilk karantina bölgesi kuruldu. 1865'te Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi, Osmanlılar tarafından Fransızlara yaptırıldı. Fransızlar bu adayı çeşitli teçhizatlarla döşeyip tahaffuzhane haline getirdi. Bu dönemde adanın karayla bağlantısı olması için Fransızlar bir de köprülü yol yaptı.

Gemiden alınan giysiler ray sistemiyle doğrudan kazanların olduğu bölüme götürülürdü...






Sistemin İşleyişi
1865'te yapılan ve 1950 yılına kadar işlevini sürdüren tahaffuzhanede sistem şöyle işliyordu: "Yolcular gemilerden indirilip soyunma odalarına alınır. Kıyafetler çıkarılıp filelere konulur. Peştamal ve takunya giyen yolcular, giysilerini 360 derece dönen dolaplara yerleştirir.


Soyunma odalarının arka duvarında olan görevliler dönen dolaplardan kıyafetleri alıp dezenfekte işlemini başlatır. Peştamal ve takunyaları giyenler özel duş odasına alınır. Burada kendilerine verilen sabunlar ve özel sterilize edilmiş suyla yıkanırlar.


Duş Bölümleri
Duştan çıkanlara kıyafetleri iade edilir. Giyinenler doktor odasında muayeneden geçtikten sonra hasta olanlar karantinaya alınır. Sağlıklı olanlar da yolculuğuna devam eder. Hastalık taşıyanlar bir daha asla adadan çıkamaz. Ölene kadar adada misafir edildikten sonra sönmüş kireç dökülen mezarlıklara gömülürler. "Eşyaların mikroplardan arındırılması en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Limandan başlayan raylı sistem sterilize makinelerine kadar uzanıyor. Böylece eşyaların taşınmasında hiçbir sorun yaşanmadığı gibi tahaffuzhanede çalışanlara mikrop bulaşma riski azaltılmış.


Raylı sistemle taşınan kıyafetler ortadaki makinede sterilize ediliyormuş. Kıyafetler 120 derecelik buharla sterilize edildiği için ıslanmıyor ve yolcular banyodan sonra da kıyafetlerini giyebiliyormuş. Yolcuların üzerindeki kıyafetler de "ipekli ve diğer kumaşlar" olmak üzere ikiye ayrılıyormuş. Burada amaç ipekli kumaşların mikroptan arındırılırken zarar görmemesiymiş.

1984 yılından bu yana Karantina Adası'nda görev yapan Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Müdürü Halil Çetin, Klazomen Tahaffuzhanesi'nin çürüyüp gitmesine çok üzüldüğünü belirtiyor. 21 yıldır tahaffuzhanenin müze haline dönüştürülmesi için birçok bürokratla görüştüğünü söyleyen Çetin, "Burayı Osmanlı'dan bugüne sağlık hizmetinin nereden nereye geldiğini gösteren bir sağlık müzesine dönüştürmek istiyoruz" diyor.

Raylar (İçeriden Görünüm)






Adanın Tarihine Düşülen Notlar
1894: Yemen'den gelen askerler Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi'ne gönderilerek muayene edilip, karantina altına alındı. Bingazi'den Girit'e uğrayan Kayseri vapurunda kara humma hastalığı görüldüğü için yolcular karantinaya alındı.

1896: Petersburg'da kolera hastalığı görülmesi nedeniyle Finlandiya Körfezi'nden gelen gemiler Beyrut, Trablusgarb ve Klazomen'de karantinaya alındı. Koleranın yoğun olarak görüldüğü Flemenk ve Belçika limanlarından gelen gemiler,, Trablusgarb ve Klazomen tahaffuzhanelerinde beş gün boyunca karantinada tutuldu.

1903: İzmir'de veba hastalığı yüzünden bir kişinin ölmesi üzerine tüm gemiler, burada karantinaya alındı. Gemideki tüm eşyalar dezenfekte edildi. Klazomen Tahaffuzhanesi'nde karantina altına alınan Mısır Valisi Abbas Paşa'nın kardeşi Mehmet Ali Paşa'nın,

1912: Klazomen'de karantina altında tutulan Rusyalı hacılar,

1917: Klazomen Hastanesi doktoru iken Berlin'de cinayet işleyen ve Berlin Konsolosluğu'na sahte mühürlü mektup götürmesinden dolayı takibe alınan Naster Rod, şüpheli halinden dolayı sınır dışı edildi. Beyrut karatina bölgesinden çıkması doğrultusunda hakkında resmi işlem yapılıp yapılmayacağı sorun haline gelmişti. Adada olay çıkardı. Ancak yine de karantina süresi bitene kadar hacca gönderilmediler.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 17.08.2009, 20:40   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla.. (İzmir'de bir nefes)

Urla İskele'den Çeşmealtı Beldesine Giden Yol






İskele Balıkçı Barınağı ve Balık Restorantları









Urla Merkez'de Taş Ev






Han Otel






Urla Sokakları







__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
Eski 21.08.2009, 10:49   #5
Çevrimdışı
Nazlıcan
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla.. (İzmir'de bir nefes)

kartpostal şehir izmir ve urla,

teşekkür ederiz görüntüler harika
__________________
Nazlıcan
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Nazlıcan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.08.2009, 15:47   #6
Çevrimdışı
Deepblue
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla.. (İzmir'de bir nefes)

Fevkalade fotoğraflar, ayrıca; Tanju Okan hayranıyım ..
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Deepblue'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.01.2010, 01:07   #7
Çevrimdışı
phoenix
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla İlçesi (İzmir'de bir nefes)

Güzel Ege' m her köşen ayrı bir güzel Teşekkürler ReaL
__________________
nefret'i sevgi'den daha çok severim dedi şeytan, çünkü;
nefret'in sahtesi olmaz
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz phoenix'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.01.2010, 02:54   #8
Çevrimdışı
denise
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla İlçesi (İzmir'de bir nefes)

Urla'nin kendine ozgu meshur bir baligi var mi? Guzel goruntulermis Real.
__________________
ForumGerçek Türkiye'nin Forumu
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz denise'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.01.2010, 02:55   #9
Çevrimdışı
phoenix
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla İlçesi (İzmir'de bir nefes)

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi denise Mesajı göster
Urla'nin kendine ozgu meshur bir baligi var mi? Guzel goruntulermis Real.
Ben duymadım
__________________
nefret'i sevgi'den daha çok severim dedi şeytan, çünkü;
nefret'in sahtesi olmaz
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz phoenix'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.01.2010, 03:03   #10
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Urla İlçesi (İzmir'de bir nefes)

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi denise Mesajı göster
Urla'nin kendine ozgu meshur bir baligi var mi? Guzel goruntulermis Real.
Ege bölgesinde yetişen her balık türü Urla'da da yetişir...

Sabahları balıkçılar kıyaya demir atıp açık arttırma ile avlandıkları balıkları satarlar... Her cins balık türü mevcut olur...

Ama Ayvalık'daki gibi Papalina (Sardalya'nın küçüğü) gibi o yöreye ait bir balık türü yoktur..


* * *

Zeytini ve zeytinyağı meşhurdur... Hatta ve hatta Ayvalık'ın zeytinyağından çok daha iyidir...
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
antik kenti, ilçe, ilçesi, iskele, izmir, izmirde, karantina, karantina adası, nefes, urla, urla ilçesi, urla iskele, urlanın tarihi, İlçesi, İzmirde


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:27.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.