Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Emin Çölaşan


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 27.05.2016, 08:57   #1
Çevrimdışı
Gülümsün
Yönetici

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Çalmaz Ama Çaldırır (mı)| Emin Çölaşan

Çalmaz ama çaldırır (mı)




Sevgili okuyucularım, son l Kasım seçimlerinde başbakan ve parti genel başkanı kimliği ile yüzde 49 oy almayı başaran sadrazam Davutoğlu Ahmet Paşa bir saray darbesiyle devrildi.Başka bir deyişle bir fiske ile!
Biz de gördük ki böylelerini alaşağı etmek çok basit ve kolaymış.
Yükseklerden bir emir geliyor bitirin bu işi, postalayın Ahmet'i, yerine Binali'yi getirin diye…
Ve iş oracıkta bitiyor.
Şimdi AKP'liler dahil herkese soruyorum:
Davutoğlu Ahmet Paşa niçin şutlandı, durup dururken görevden niçin alındı?
Bu sorunun yanıtını (kendisi dahil) bilen varsa çıksın ortaya ve açıklasın.

* * *

Desek ki “Adı yolsuzluklara bulaşmıştı ve o yüzden alındı…”Bildiğimiz kadarıyla böyle bir durum yok. (Bu konuya aşağıda daha ayrıntılı değineceğim.)
Desek ki “Yanlış Suriye politikalarıyla ülkemizi rezil etti, IŞİD ve PKK'yı sınır komşumuz yaptı, Saddam'ı devirme hülyasıyla yaşadı ama çuvalladı…”
Bu da geçerli olamaz çünkü o politikalar yüksek yer tarafından belirlenmiş ve Davutoğlu Ahmet o konuda kendisine emredilenlerin sadece uygulayıcısı olarak görev yapmıştı…
Şimdi Binali de bire bir aynı politikaları izleyecek…
Desek ki “Türkiye'nin AB'ye girişinin önünü kesti, bir sürü yanlış iş yaptı, vizeleri kaldıramadı, ülkemizin yurtdışındaki saygınlığını sıfırladı…”
Bu da geçerli değil, Binali de aynı şeyleri yapacak…
Ve yine desek ki “Türkiye'nin insan hakları karnesini de ezdi geçti, tek adam rejimini omuzlayıp Tayyip'e yol verdi…” Hayır, bunların hiçbiri yukarıda sorduğum “Davutoğlu görevden niçin alındı” sorusunun yanıtı olamaz.


* * *

Aslına bakarsanız niçin alındığı benim için hiç de önemli değil. Bu iktidar nasıl olsa ülkemizi ele geçirdi. Keyifleri kimi isterse onu getirirler ve isimler dışında değişen hiçbir şey olmaz.Bugün Ahmet vardır, şutlanır…
Onun yerine Binali getirilir.
Yarın Binali şutlanır ve sarayın uygun göreceği bir başkası paraşütle indirilir.
Kimseye, partililere, Meclis'e vesaireye sorulacak değil ya!
En tepedeki kimi isterse o olur.


* * *

Kaç gündür dikkatle izliyoruz, böyle apar topar şutlanan eski sadrazamdan ses yok, tık yok.Niçin şutlandığını kendisinin bilip bilmediği de belli değil.
Belki biliyor, belki de bilmiyor!..
Kafasına durup dururken saksı düştü, şimdi ne olduğunu anlamaya çalışıyor.
Böyle demokrasi olur mu?
Onu şimdi sadece asık suratlı fotoğraflarından izliyoruz.
Bozuk çaldığı belli ama ağzını açamıyor…
Haa bir de o itilmiş kakılmış, tek başına bırakılmış fotoğraflarını görüyoruz!
Çevresi boşaldı, yanındaki yağcılar, yalakalar, el öpücüler, çevresinden hızla uzaklaştı.
Hani derler ya batan gemiyi önce fareler terk eder diye, manzara aynen böyle.


* * *

Şimdi gelelim yukarıdaki sorumuzun yanıtını aramaya…Çalmadı çırpmadı ama görevden alındı… Adamcağıza çok ayıp oldu!
Kendisinin çalıp çırptığı, devlet parasını kendi cebine aktardığı konusunda gerçekten de hiçbir duyum yok. Böyle bir şeye kimse tanık olmadı.
Böylesine bir hırsızlık-vurgun-hortum döneminde bu pisliklere bulaşmamış olması takdire değer!
Ama irdelenmesi gereken çok önemli bir konu daha var:
“Kendisi çalmadı ama çalanlar hakkında bir şey yaptı mı, bu vurgun düzenine acaba karşı çıktı mı?”


* * *

Bu soruyu ısrarla sormak gerek çünkü basında onu bu nedenle savunan yazılar çıkıyor…“Yazık oldu adama, dürüsttü ama yine de görevden alındı!”
Bir adam vardır, çalıp çırpmaz ama yetkisi olduğu halde çevresindeki vurgunlara göz yumar.
AKP döneminde bu açıdan olanları artık herkes biliyor.
Türkiye'de her alanda binlerce irili ufaklı vurguna tanık olduk ve olmaktayız.
Verilen ve korkunç boyutta yolsuzluklara neden olan yüz milyarlarca dolarlık ihaleler, havuz medyasının oluşturulması, basının el değiştirmesi, devletin soyulması, AKP'li bakanlara verilen ve 17-25 Aralık operasyonlarında belgelenen rüşvetler, Rıza Sarraf olayı…
Hangisini yazayım!..

* * *

Bunlar olurken Davutoğlu Ahmet, adına Başbakanlık denilen o makamda oturuyordu.Birinde bile karşı çıktığını görmedik, duymadık.
Oysa her türlü yetkiye
sahipti. İstese sarayı bile ezip geçerdi.
Bu gibi konularda ağzını hiç açamadığı gibi, yiyicileri-hortumcuları-rüşvetçileri sesli veya sessiz, doğrudan veya dolaylı savundu ve onlara arka çıkmayı içine sindirdi.
Bu açıdan bakıldığında yatacak yeri yoktur!
O halde ben şimdi nasıl derim ki “Ahmet dürüsttü, hiç değilse çalıp çırpmamıştı!..”
Şimdi rahmetli olmuş bir başbakan için geçmişte söylenen bir söz vardı ve çok doğru idi. Onu en iyi biçimde tanımlardı:
“Yemez ama yedirir. Çalmaz ama çaldırır. Çalanları görmezden gelir!”
Bu tanım Davutoğlu Ahmet'e aynen uyuyor!
Belli konular vardır, sessiz kalmak bile suçtur.
Kendisi yemedi ve çalmadı diye onu savunacak değiliz, kimse bu hataya düşmesin.


---Sözcü---

__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Gülümsün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
çaldırır, çalmaz, çölaşan, emin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:36.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.