Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Spor Dünyası > Futbol | Diğer Futbol Kulüpleri


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 13.07.2010, 08:56   #1
Çevrimdışı
DarkAngeL
...:: HüsoMeL::...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Çözüldü 80 Yıllık Dünya Kupasında Neler Oldu



Acısıyla, tatlısıyla, golleriyle ama en çok da vuvuzelasıyla bir Dünya Kupası daha geride kaldı ve finlade beklemek zorunda kalacak. Ancak beklerken Acısıyla, tatlısıyla, golleriyle ama en çok da vuvuzelasıyla bir Dünya KupasıHollanda'yı uzatmalarda yenen İspanya dünyaşampiyonu oldu. Futbolseverler, 1978'den sonra yeniden Güney Amerika'ya taşınacak ve Brezilya'da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası için epey bir süreen çok konuşulacak olan da şüphesiz vuvuzela değil herkesi ondan daha çok çıldırtan hakem kararları olacak. Mutlaka her Dünya Kupası içinde barındırdığı olaylarla anılır, hatırlanır. Sürpriz yapan ülkeler, yıldızı parlayan futbolcular akıllarda yer eder. Biz de geride kalan 19 Dünya Kupası'na bir bakmak istedik bugünkü final öncesi. Ne zaman nerede olmuş, kim kazanmış, geride nasıl bir tortu bırakmış...




HER ŞEYİ BAŞLATAN NE TOPÇU, NE EKONOMİST...





1900'lerin başında Belçikalı futbol hastası Count van der Straten Pouthoy, dünya ülkelerini bir araya toplayıp bir turnuva düzenlemek için bir arayışa girer. Yanına da çok doğru bir ismi alır: Hollandalı banker Cornelius Hirschmann. Yıllar içinde oluşacak futbol ekonomisinin belki de geleceği noktayı gören Hollandalı banker, İngiltere Futbol Federasyonu ve 1904 yılında kurulan FIFA nezdinde girişimlerde bulunur. Ancak sonuç alamaz. Çünkü futbol tarihinin akışını değiştirmek bir bankere değil bir hukukçuya nasip olacaktır. Fransız Jules Rimet 1921 yılında FIFA'nın başına geçer. Günümüze kadar sadece 8 başkan gören FIFA'da tam 33 yıl görev yaparak bir rekora imza atar. Ancak tarihe oluşumuna sağladığı katkı ile 1970 yılına dek adını taşıyacak Dünya Kupası ile geçer. Rimet, FIFA'nın 1929 yılında Barselona'da yaptığı toplantıda kupayı resmen ilan eder.




1. 1930 Uruguay / Uruguay
Avrupalılar gelmedi, ev sahibi şampiyon oldu


Her şeyin başladığı yer... 1924 Paris ve 1928 Amsterdam Olimpiyatlarında futbolda şampiyon olan Uruguay'ın dünyaya 'Gelin bir de evimde şampiyon olmak istiyorum' dercesine yaptığı davete sadece 13 ülke olumlu yanıt vermişti. Dünyada ekonomik kriz, Güney Amerika'ya ulaşımın aylar sürecek olması katılımın çok olmasını engelledi. Avrupa’dan sadece 4, Amerika kıtasından ise 9 ülke Uruguay’a geldi. Davet usulü ile düzenlenen elemesiz tek Dünya Kupası'ndaki maçların tamamı başkent Montevideo’da oynandı. 18 Dünya Kupası maçına ev sahipliği yapan Montevideo dünyanın en şanslı başkentiydi. Uruguay'ın kuruluşunun 100. yılı için yeni inşa edilen 90 bin kişilik Centerario Stadı finale ev sahipliği yaptı. 4-2’lik Arjantin galibiyeti ile Uruguay ‘Jules Rimet Kupası’nı alarak ilk dünya şampiyonu oldu.





2. 1934 İtalya / İtalya
Mussolini'yi sevindirdiler

1922 ile 1943 yılları arasında İtalya'da faşizmin rüzgârını estiren Mussolini'nin gölgesi altındaki Dünya Kupası bu kez 8 kente yayıldı. Elemelerle katılım hakkı kazanan 16 ülkeden tam 12'si Avrupa kıtasındandı. İlk şampiyon Uruguay kendi şampiyonasına gelmeyen Avrupa ülkelerini protesto ederek şampiyonaya katılmadı. Finalde Çekoslavakya'yı 2-1 yenen İtalyanlar hem Mussolini'nin hem de tüm İtalya'nın yüzünü güldürdüler. Ancak kadrolarındaki 4 Arjantin asıllı oyuncu kupalarını gölgelemişti. Hele de 1930'da Arjantin milli formasıyla finalde kupayı Uruguay'a kaptıran Luis Monti'nin bu kez 1934'te İtalya ile kupaya uzanması unutulmayacaktı. Tüm dünya kupalarına katılacak olan Brezilya, bu şampiyonaya gelmek için 11 günlük gemi yolculuğundan da çekinmedi.







3. 1938 Fransa / İtalya
Brezilya golcüsünü kendine saklayınca...

Eleme sisteminin artık oturduğu turnuvada 32 ülkeden 16'sı katılım hakkı kazanmıştı. Ancak son anda Hitler'in Avusturya'yı işgali ile var olan ülke sayısı 15'e düşünce kurada çıkan İsveç maç yapmadan çeyrek finale kaldı. Yarı finalde İsveç'i 5-1 ile gole boğan Macaristan ise finale kalmakta zorlanmadı. Diğer bir çeyrek final maçında ev sahibi Fransa, İtalya'ya boyun eğince 'Fransız kalmak' deyiminin de temelleri atılmış oldu. Turnuvanın dikkat çeken takımı Brezilya, 11 golle kupanın gol kralı olacak Leonidis'i yarı finalde son şampiyon İtalya karşısında oynatmayıp finale saklayınca finali de takım halinde izlemek zorunda kaldılar. Finalde İtalya, Macarlar'ı 4-2 yenerek 4 yıl sonra ikinci kez dünya şampiyonu oluyordu. Bu turnuvada futbol dünyasındaki önemli bir uygulamaya da son verildi. O güne kadar kupada berabere sonuçlanan maçlarda uzatma oynanıyor, eşitlik bozulmaz ise takımlar 4-5 gün sonra tekrar karşılaşıyorlardı. Ancak bu kupada tam 3 maçta 120 dakikalar sonucunda eşitlik bozulmayınca fazladan 3 maç 5'er gün sonra yeniden oynanmış, bu da bütün kupa fikstürünü alt üst etmişti. Bu yüzden eşitlik halinde yeni bir maç prensibine burada son verildi.






4. 1950 Brezilya / Uruguay
Maracana mezar oldu, Barbosa'ya ömür boyu ceza

Dünya Kupası 2. Dünya Savaşı nedeniyle 1942 ve 1946 oynanamadı. 1950 yılında ise Brezilya kupa organizasyonunu yeniden Güney Amerika'ya taşıdı. Ancak uzun süren savaştan sonra dünya yaralarını saramamış olacak ki, Türkiye'nin de aralarında olduğu tam 10 ülke parasızlık vb sebeplerle Brezilya'ya gidemedi. Türkiye'nin ilk kez katılım hakkını elde edip erişemediği kupadaki ülke sayısı 13'te kaldı. Bu sayının az olması kupada ilk kez uygulanacak grup sistemini de alt üst etti. İki tane dörderli, bir tane üçlü diğeri de ikili 4 grup oluşturuldu. Bu grupların liderleri final grubunda lig benzeri bir mücadele verdi. Futbolun beşiği olarak anılan İngiltere katıldığı bu ilk Dünya Kupası'nda önce ABD ardından da İspanya'ya yenilerek grup sonuncusu olup beşiğe geri döndü. 4 takımlı ilk grubundan çıkan Brezilya ile sadece Bolivya'yı yenip (8-0) final grubuna yükselen Uruguay final grubunun son maçında karşılaştı. Dünya Kupası tarihinin belki de en kötü sisteminde Brezilya'ya evindeki bu son maçta beraberlik alması bile yetecekti. Çünkü final grubunda 2 maçta 4 puan toplamıştı. Fakat 3 puanı olan Uruguay galip gelmek zorunda idi. Maç 1-1 devam ederken 79. dakikada gelen gol Uruguay'ı bir kez daha şampiyonluğa taşıdı. Maçı o zaman yeni inşa edilmiş ünlü Maracana Stadı'nda seyreden 200 bine yakın kişiden 50 bininin stadyumu terk etmediği, saatler süren sessizce bekleyiş yaşandığı rivayet edilir. O gün ileri çıktığı için ikinci golü yiyen kaleci Barbosa'ya olan öfke yıllar sürer. Öyle ki, 1994'te Dünya Kupası sırasında ABD'de milli takım kampını ziyaret etmek isteyen Barbosa içeri alınmaz.






5. 1954 İsvçre / Federal Almanya
Bir yazı-tura ile değişen kaderimiz

Türkiye'nin katıldığı ilk Dünya Kupası. Hem de İspanya'yı eleyerek gittiğimiz kupa. İspanya ile oynadığımız iki maçta taraflar birer galibiyet alınca tarafsız saha Roma'da son bir maç oynanır. Ancak sonuç 2-2. Uzatmalarda da skor değişmeyince - O zaman penaltılar olmadığı için- para atışı yapıldı. Hakemin yazı mı tura dediği kaptanımız Turgay Şeren, kararı kenardaki İtalyan top toplayıcı bırakır. Franco adlı çocuğun işaret ettiği 'yazı' Türkiye'nin de yazısını değiştirir ve ilk Dünya Kupası serüvenimiz başlar. Türkiye grupta Federal Almanya, Macaristan ve Güney Kore ile eşleşir. Almanlara 4-1 yenilip Kore'yi 7-0 yeneriz. O zamanki sistem gereği Macarlar ile değil de tekrar Almanlar ile oynadığımız son maçı da 7-2 kaybedince eve dönüş kaçınılmaz. Bizim gruptan 2. sırada çıkan Almanya; bizim gruptan lider çıkan Macaristan ile finalde karşılaşır. Çeyrek finalde Brezilya, yarı finalde Uruguay gibi devleri eleyen efsane futbolcu Puşkaş'lı Macarlar grupta 8-3 yendikleri Almanlar karşısında kesin favoridir. Ancak Almanya finali 3-2 kazanıp ilk kupasını alır.







6. 1958 İsveç / Brezilya
17'lik Pele'nin 6 golle getirdiği kupa ve gözyaşları

Türkiye'nin İsrail'le eleme oynamayı reddettiği için gidemediği bu kupada grup sistemi ilk defa layıkıyla oynandı. Ancak gruplar bugünkü gibi kura ile değil de dünyada yaşanan Soğuk Savaş döneminin dengelerine uygun olarak belirlendi. Her grupta Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Britanya ve Güney Amerika'dan birer ülke yer aldı. Finalde ev sahibi İsveç ile karşılaşan Brezilya 5-2'lik skorla ilk kupasını kazandı. Kupanın öne çıkan en önemli ismi ise gelecek yıllara damgasını vuracak olan Brezilya'nın bir yedek futbolcusu idi. Asıl adı Edson Arantes do Nascimento olan ancak Pele denilen 17'lik yıldız biri çeyrek, üçü yarı final ikisi de finalde olmak üzere oynadığı 4 maçı 6 golle bitirip turnuvaya damga vurur. Kupa kazanılınca ağabeylerinin omuzlarında gözyaşlarına boğulan Pele bir anda dünyanın sevgilisi olur. Bu kupa bir Türk gazeteci için de büyük önem taşıyacaktır. Bugüne kadarki 19 Dünya Kupası'nın 10'unu yerinde gözleriyle izleyen gazeteci ağabeyimiz Halit Kıvanç, 17 yaşındaki yedek futbolcu Pele ile kupa öncesinde kimse onu tanımazken bir röportaj yapar. Kupa biterken Kıvanç, nasıl büyük bir iş başardığını, o röportajı neden ve nasıl yaptığını, Pele ile yıllar süren dostluğunu 'Kupaların Kupası Dünya Kupası' isimli kitabında ayrıntıları ile anlatır.






7. 1962 Şili / Brezilya
Pele olsa da, olmasa da...

Kupa başlarken iki sefer Avrupa bir kez Güney Amerika kıtasında düzenlenmesi yönünde kural konmuştu. Bunun gereği olarak İsviçre ve İsveç'in ardından kıta değiştirecek organizasyon için en iddialı aday Arjantin idi. Ancak 1960'ta Şili'de yaşanan depremden sonra FIFA bu ülkeye moral ve destek sağlamak amacıyla organizasyonu Şili'ye verdi. Depremin acısını iki yılda unutan Şilililer, ev sahiplerine tanınan imtiyazlarla kupada hızlı ilerlediler. İtalya ile oynadıkları 'tamam mı devam mı' maçında iki İtalyan futbolcu daha ilk yarıda atılınca Şili'nin maçı 2-0 kazanması zor olmamıştı. Şili bu destekle ancak 3. olabilirken turnuvaya damgasını vuran aşırı sertlikten dünyanın izlemek için kupayı beklediği Pele de nasibini aldı. Çıktığı ikinci maçta sakatlanan Pele turnuvaya devam edemedi ama yokluğunda Brezilya, Çekoslovakya'yı finalde 3-1 yenip kupayı üst üste ikinci kez kazanacaktı.






8. 1966 İngiltere / İngiltere
İngiltere'nin
kazandığı tek kupayı bir köpek buldu

Futbolun ve futbolseverlerin 4 yılda bir yaşadığı büyük bayram Dünya Kupası, ancak 36 yıl sonra beşiği olarak anılan İngiltere'ye geliyordu. Şampiyonlukla icatlarının tescilini isteyen İngilizler gerçekten kupanın hakkını vermişlerdi. Oynanan toplam 32 maçı izleyen 1 milyon 6o1 bin seyirci kupa tarihinin rekoru olmuştu. İngiltere'deki organizasyona damgasını vuran olay ise turnuva başlamadan önce som altından imal edilen kupanın çalınması oldu. Birkaç gün sonra bir köpeğin bir parkta bulduğu kupayı, İngiltere finalde Federal Almanya'yı uzatmalarda 4-2 yenerek kazandı. İngiltere'nin attığı 3. golün çizgiyi geçip geçmediği yıllarca tartışıldı. 2010 Dünya Kupası'nda yine bir Almanya-İngiltere maçında bu kez Lampard'ın en az bir metre çizgiyi geçen golü verilmeyince Almanlar 1966'nın hesabını kapatıyordu. Bu kupa İngilizlerin görüp görecekleri tek kupa oldu. Çizgiyi geçmeyen o topun laneti olsa gerek kupa İngiltere'ye bir daha uğramadı.







9. 1970 Meksika / Brezilya
Boby Charlton da çıkarılır mı be!

Her anlamda çok farklı bir kupa oldu. Muhteşem bir açılış törenine sahne olan başkent Meksiko City'nin Azteca Stadı, 110 bin kişilik kapasitesi ile, 4 yıl önce İngiltere'de kırılan toplam seyirci rekorunun geçilmesine de olanak sağlayacaktı. Turnuvayı toplamda izleyen 1 milyon 603 bin seyirci, Güney Amerika'nın futbola olan ilgisinin Avrupa ile yarıştığının da bir göstergesi oldu. Maçlar, Avrupa ükelerinde de izlenebilmesi için öğlen saatlerinde oynatıldı. Bu kupada ilk kez izin verilen oyuncu değişikliği bazı ülkelere yaramadı. Oyuncu değişikliğini iyi oyuncuyu saklamak olarak anlayan İngiltere'nin hocası Alf Ramsey, Almanya ile oynadığı çeyrek final maçında 2-1 önde iken 70. dakikada önce dünya çapındaki yıldızı Boby Charlton'ı çıkardı. Ardından takımının ikinci golünü atan sahanın iyilerinden Martin Peters'i skor 2-2 iken kenara aldı. Almanlar maçı uzatmada Gerd Müller'in golüyle kazanırken son şampiyon İngiltere kupaya veda etti. Finale çıkan iki ülke İtalya ve Brezilya kupayı daha önce ikişer kez kazanmıştı. Kupayı ilk kez düzenleyen ve adını veren Jules Rimet, kupayı 3 kez kazanan ülkenin ona sahip olması gibi bir kural koyduğu için finalin önemi daha da artmıştı. Pele son kez katıldığıDünya Kupası'na, tüm maçlarda 90 dakika oynayıp finalde attığı golle veda ederken Brezilya, Almanlar'4-1 ile ezip kupayı eve götürüyordu.






10. 1974 Federal Almanya / Federal Almanya
Almanlar birleşmese de kupayı kazandı

1972 Münih Olimpiyatları'nda yaşanan olaylardan dolayı ilk kez büyük güvenlik önlemleri altında düzenlendi kupa. Ayrıca kupa artık kendisini icat eden Jules Rimet'in adıyla anılmayacaktı. Artık 'FIFA Dünya Kupası' idi. İsmi dışında başka yenilikler de vardı kupada ve format yenilendikçe de heyecan artıyordu. Elemelerle gelen 16 takım 4 ayrı grupta eşleşti. Gruplarında ilk iki sırayı alanlar ikinci turda 2 ayrı grupta yeniden eşleşti. Grup liderleri finalde buluştu. Türkiye'nin yine evde kaldığı bu kupayı insanlarımız ilk kez yapılacak televizyon yayınları sayesinde izleyebilecekti. Kupayı dünya için anlamlı kılan bir diğer önemli olay ise iki Almanya'yı duvar daha yaşarken karşı karşıya da olsa bir araya getiriyordu. Federal Almanya ile Doğu Almanya ilk grupta rakipAlmanya maçı 1-0 olmuşlar, hatta Doğu kazanmış grubu da Batı'nın üstünde ilk sırada tamamlamıştı. Kupayı Türkiye için ilginç kılan olay ise ilk defa kupada bir Türk hakemin görev yapması oldu. Doğan Babacan, yönettiği Federal Almanya-Şili maçında Carlos Caszely'i finalin ilk kırmızı kartını da gösterip oyundan attı. Federal Almanya ile Hollanda finalde rakip oldular. Daha 2. dakikada Cruyff'un düşürülmesi ile kazanılan penalıyı 'bizim' Johan Neeskens ağlara gönderdi. Ancak Almanlar ilk yarıda buldukları 2 golle hem devrenin hem maçın hem d kupanın kazananı oldular. Finalleri izleyen seyirci sayısı Federal Almanya'da 1 milyon 800 bini aştı ve en fazla seyici rekoru Almanlara geçti.




11. 1978 Arjantin / Arjantin
Darbecilerin yardımları ile kazanılan bir kupa

1974'te Almanya'da terör olaylarının gölgesi altında geçen Dünya Kupası bu defa, Generallerin yönetimi altındaki Arjantin'de oynanacaktı. 1968 yılında FIFA, 1978'de kupanın Arjantin'de düzenlenmesine karar verdi. Ancak ülkede 1976 yılında Generaller yönetime el koyunca FIFA zor durumda kaldı. Ülkede 1976-1982 yılları arasındaki askeri cunta yönetiminde 30 bin insan ortadan kaldırılırken bir Dünya Kupası eksikti. Cunta ses çıkarmadı, Avrupa ülkelerinin cılız protestolarına aldırış etmeyen FIFA, 'Bu kupa burada oynanacak' dedi ve herkes Arjantin'e geldi. Zaten kupa da askeri yönetimlere yabancı değildi. 1970 Meksika da Ordu yönetimde iken oynanmıştı. 1974'te finalde ev sahibi Federal Almanya'ya kaybeden Hollanda finale çıkmış ama ev sahibi ile oynamaktan kurtulamamıştı. Çünkü Arjantin gruptan çıkması için son maçında farklı alması gereken karşılaşmayı Peru karşısında 6-0 kazanıyordu ve bu sonuçla Brezilya eleniyordu. Turnuvada sadece 4 gol yiyen Peru'nun bir maçta birden 6 gol birden yemesi Arjantin'deki askeri yönetiminin vaat ettiği ciddi ekonomik yardımlara bağlandı ama FIFA seyrediyordu. Arjantin, River Plate Stadı'nda 80 bin seyircinin önünde normal süresi 1-1 biten maçı uzatmada 3-1 kazanıyor, kaptan Passarella kupayı Devlet Başkanı sıfatıyla darbeci Jorge Rafael Videla'nın elinden alıyordu.






12. 1982 İspanya / İtalya
Ve penaltı atışları başlar, İtalya kupaları üçler

Dünya Kupası ilk kez dünyanın kupası idi. Çünkü katılan ülke sayısı 16'dan 24'e çıkarken 6 kıtanın kupada ilk kez temsilcisi vardı. Okyanusya'dan Yeni Zelanda da gelmişti. Ve bir de Maradona. Lakin 22 yaşındaki genç yıldız adayının ilk kupa deneyimi, bekleneni vermedi. 17'lik Pele gibi çıkış yapmak yerine çeyrek finalde markajından kurtulamadığı Brezilyalı Batista'ya tekme atınca Diego maçı, son şampiyon Arjantin de yarı finale çıkamadan turnuvayı noktalayacaktı. FIFA, bu turnuvada da yeni bir utanca ortak olacaktı. Cezayir kupanın açılış maçında mutlak ötesi favori Almanya'yı 2-1 yeniyor, Cezayirliler futbollarıyla alkış alıyordu. Ancak Cezayir bir galibiyet daha alınca gruptan çıkma şansı oldu. Fakat grubun son maçı Almanya-Avusturya idi. Aynı dili konuşan iki ülke kolayca anlaşıyor, mutlak kazanması gereken Almanya ve farklı kaybetmemesi gereken Avusturya'nın mücadelesi 1-0 bitiyordu. Tribünler uzun süren orta saha paslaşmalarını ıslıklıyor, mücadelefutbolcularını protesto ediyordu. Yarı finalde Platini'nin Fransa'sı Federal Almanya ile yenişemiyor normal süresi 1-1 uzatması 3-3 sona eren maçı penaltılarda 5-4 kazanan yine Almanlar oldu. Dünya Kupası'nda eşitliğin bozulmadığı maçlarda uygulanmaya başlayan penaltı atışlarının ilk kurbanı da böylece Fransa oluyordu. Ancak Almanya finalde rakibi olan İtalya'ya diş geçiremedi. İtalyanlar maçı 3-1 alıp kupayı 3. kez etmeyen kazanmanın onurunu yaşadılar, hem de Santiago Bernabeu Stadı'nda...






13. 1986 Meksika / Arjantin
Meksika dalgası ile gelen Arjantin zaferi

Kupayı düzenleyecek olan Kolombiya ekonomik zorluklardan ötürü çekildi. 1970'te kupaya ev sahipliği yapan Meksika 1985 yılının sonunda binlerce insanın öldüğü depreme rağmen 1986'yı düzenleyip toparlanmayı istedi. Ve görev Meksika'nın oldu. FIFA yine yeni bir statü getirmiş, 6 grupta ilk 2 sırayı alanlar dışında 3. sıradaki takımlardan puanı ve gol averajı en iyi olan 4 ülke de 2. tura kalacaktı. 82'de bekleneni veremeyen Arjantin'in 26 yaşındaki artık genç olmayan yıldızı Maradona'nın kupası idi bu.







14. 1990 İtalya / Federal Almanya
Maradaona bakarken, Kaiser kupayı kaldıracak

Meksika'ya ikinci kez ev sahipliğinin verilmesi İtalya'yı ateşledi. 3 kez kupayı kazanan İtalyanlar bunu bir de evlerinde yaşamak istedi. FIFA oylamasında 7 Sovyet oyuna karşı 11 üye 'İtalya' dedi. 2.5 milyonu aşkın futbolseverİtalya'nın 12 kentindeki statlara yayılan turnuvada oynanan 52 maçı yerinde izledi. Bu bir önceki turnuvada Meksika'da 2 milyon 300 bin rakamının geçilmesi ve yeni bir rekor anlamına geliyordu. Ancak bu ilgi ve alaka turnuvayı kurtarmaya yetmedi. İtalyaAfrika Aslanı Kamerun efsanesinin doğumu oldu. Açılış maçında son şampiyon Maradonalı Arjantin'i 9 kişi kaldığı maçta 1-0 yenip tüm dünyayı şaşırttı Omam Bıyık ve arkadaşları. Kamerun '90 kupa tarihinin en zevksizi ilan edildi. En önemli sürpriz Devlet Başkanı'nın isteği ile kupaya götürülen takımın en yaşlısı 38'lik Roger Milla, 4 golle takımının çeyrek finale kadar yükselmesinde rol oynayacaktı. Final 86'nın aynısı idi. Maradona'lı Arjantin ile, Beckenbauer'in çalıştırdığı Almanya. Geçen sefer gülen Arjantin bu kez kaybedecek, Kaiser lakaplı Beckenbauer futbolcu iken de uzandığı kupayı ülkesine kazandıracaktı. Bu Almanların aldığı 4. kupa oacaktı. Kupada artık Fedral Almanya ve Yugoslavya yer almayacaktı. Dünya değişiyordu, biri duvarı yıkacak diğeri karışıp yıkılacak iki ülke vardı Avrupa'da...








15. 1994 ABD / Brezilya
Escobar'ın mı, Baggio mu dramı daha acı?

Dünya Kupası bu kez, futbolun pek de popüler olmadığı Amerika'da düzenlenecekti. İtalya '90'dan daha iyisini vaat etmiyordu ABD aslında. Ancak hem saha içi hem de saha dışı olayları ile tarihe geçti bu kupa. Katılan ülke sayısı da 24'ten 32'ye yükseltilmişti. Artık dünyada bir televizyon gerçeği vardı ve daha çok takım daha çok maç; daha çok maç da daha çok para demekti FIFA için... Ancak oynanan 52 maçta tribünlere akın eden 3.5 milyonu aşkın seyirci Dünya Kupası tarihine kırılması zor bir rekor olarak geçiyordu. Geçen kupanın loser'ı Maradona bu kez takımını sırtlayıp götürecek gibi başladı turnuvaya. Yunanistan ve Nijerya'yı mağlup eden Arjantin, Maradona doping kullandığı için diskalifiye edilince gruptan çıkmadan Bulgaristan'a 2-0 yenildi. Maradona için artık Dünya Kupası tatsız bir şekilde sona eriyordu. Tabii ki bir futbolcu olarak... 2.turda da Hagi'li Romanya, Maradona'sız ikinci maçında 3-2 yendiği Arjantin'i de ihraç ediyordu. 4 yıl önce devlet başkanının isteği ile kupa kadrosuna alınan Roger Milla bu kez 42'lik haliyle milli kahraman olarak ABD'ye gitse de Kamerun gruptan çıkamayacaktı. Son şampiyon Almanya çeyrek finalde Bulgaristan'a yenilerek şaşırtacaktı. Kupayı unutulmaz kılan olay çoktu. Suudi Arabistan'ın Fas ve Belçika'yı yenip gruptan çıkması, Kolombiya'nın yaşadığı dramın önüne geçemedi. Amerika'nın 2-1'lik galibiyetinde ilk golü Kolombiyalı Andres Escobar, Oscar Cordaba'nın korduğu kendi kalesine atıyordu. Kolombiya'nın gruptan çıkamayıp evine erken dönmesi Escobar'ın sonu oldu. Talihsiz futbolcu ülkesinde öfkeli birinin kurşunlarına hedef olup hayata veda etti. Escobar ölüp kurtulmuştu belki de.. Çünkü finalde yaşadıklarıyla Roberto Baggio her gün ölecekti. Brezilya-İtalya finali normal süre ve uzatmalarda golsüz bitti. Kupanın sahibini belirlemek için yapılan penaltı atışlarında Brezilya; Romario, Branco ve Dunga ile kaleyi bulmuş ancak İtalya Baresi, Massaro ve Baggio ile kaçırmıştı. Son penaltıyı dışarı vuran Baggio, kupada attığı 5 gol ve attırdıklarıyla İtalya'yı finale taşısa da her zaman kaçırdığı penaltı ile hatırlanması için, "O maçı her gün yeniden oynuyorum" yorumunu yapacaktı.






16. 1998 Fransa / Fransa
Sponsor istedi,
Ronaldo sahaya! Zidane istedi kupa Fransa'ya

Ronaldo'nun 40 derece ateşi varken sponsor firma zoru ile sahaya çıkarılması ve sahada dolaştırılması sadece futbol değil insanlık adına bir utanç vesikası olarak tarihteki yerini alacaktı. Kupaya katılan ülke sayısı ilk kez 32ye çıkarılıyor lakin yine de Türkiye kendisine yer bulamıyordu. Turnuvada ilk kez uygulanacak ileride Türkiye Hollanda'yı penaltılarla elediği maçın dışında zorlanmadan geldiği Cezayir asıllı Zidane'a toslayacaktı. Fransa'nın 3-0 'nin de işine yarayacak altın gol uygulaması Fransa'yı Blanc'ın golüyle Paraguay karşısında çeyrek finale taşıyacaktı. Fransa, çeyrekte İtalya'yı penaltılarla eleyecek, yarıda Hırvatistan'ı yenip finalist olacaktı evinde düzenlediği şampiyonada... Brezilya ise yarı finaldefinaldekazandığı maçta iki gole kafa atan Zizou aynı kafasını çok değil 8 yıl sonra yine bir finalde bambaşka bir amaç için kullanacaktı kalesinde turnuva boyu devleşen Taffarel'in yeni sezona Galatasaray'da başlaması oldu. 1994'te . Kupanın bizim için ilginç bir yanı BrezilyaDünya Kupası'nı kazanan Bezilya'nın kalesini koruyan Taffarel, Atletico Mineiro'dan 32 yaşında geldiği Galatasaray'da UEFA ve Süper Kupa'yı kazanacağından habersizdi..





17. 2002 Japonya - Güney Kore / Brezilya
Az kaldı kupayı alıyorduk

İlk defa Asya kıtasına taşınan ve yine ilk defa iki ülkenin ortaklaşa düzenlediği kupada bu defa Türkiye de vardı. 38 yıl aradan sonra, hem de iddiası olan bir ülke olarak. Buraya kadar hep başkalarının hikayesini anlattık, şimdi de bizim öykümüze bakalım. C Grubu'nda Brezilya, Kosta Rika ve Çin ile eşleştik. Turnuvaya Brezilya karşısında Hasan Şaş'ın golü ile öne geçtiğimiz maçla başladık. Ama yaptığı sahtekârlıkla defterden sildiğimiz Rivaldo'nun dengesini bozduğu maçı Brezilya 2-1 kazandı markası ülke ile berabere kalıp 2.tura kaldılar. Ardından da İsveç'i uzatmalarda eleyip çeyrek tarihine geçen en erken gol... (10.8 saniye) . Ancak kendimize güvenimiz gelmişti. Kosta Rika ile berabere kalıp riske attığımız 2.tura Çin'i 3-0 yenip çıktık. Bu kez rakip ev sahibi oldu. Onları da 1-0 ile eledikten sonra zorlanacağımız bir rakibimiz oldu. Ünü yoktu ama turnuvaya girişi olaylı olmuştu Senegal'in. Önce kendilerini yıllarca sömüren son şampiyon Fransa'yı mağlup edip evlerine yolladılar. Sonra Danimarka ve Uruguay gibi iki futbolfinalde rakibimiz oldular. Yarı finale kalmak için Senegal'i 104. uzatma dakikasında İlhan Mansız'ın altından da öte bir golü ile yenecek, kupada son dörde kalacaktık. Yarı finaldeki rakibimiz Brezilya'yı ilk maçtaki zorladık ama yıkamadık. Son maçımızda bir diğer ev sahibi Güney Kore'yi 3-2 yenip 38 yıl sonra 2.kez katıldığımız kupada 3. olmayı başardık. İlhan Mansız ve Ümit Davala'nın zihinlere kazınan saç stillerinin dışında, Hasan Şaş'ın Brezilya'ya attığı gol sonrası dünyayı iplemeyen o çok cool sevinci ya da sevinmeyişi, Hakan Şükür'ün Kore'ye attığı Dünya KupasıFinal mi? Brezilya, geçen kupada hasta olduğu için bir şey yapamayan Ronaldo'nun bu kez attığı 2 golle kupayı 5. kez kazanmayı başardı.






18. 2006 Almanya / İtalya
Zidane'ın ağlara gitmeyen kafası

32 ülke, 30 gün, 64 maç, 12 farklı şehir, 3 milyon 359 bin biletli seyirci... Merhaba dünya, burası Almanya... 1990'da duvarını yıkıp birleşen Almanya, 1974'ten 36 yıl sonra kupaya bir kez daha ev sahipliği yapıyordu. Oldukça beğenilen organizasyonda Fransa-İtalya finalini yıllar sonra bile konuşulacakfutbol değil, Zidane'ın, Materazzi'ye attığı kafa olacaktı. kılan oynanan








19. 2010 Güney Afrika / İspanya
Vuvuzela TV'de nasıl susturulur?

Yoğun bir vuvuzela gürültüsü, soyulan gazeteci ve milli takımlar, bariz hakem hataları ile başlayan kupa, 'Teknoloji de oyuna girsin mi?' tartışmaları ile sürdü. Biraz Mesut Özil biraz Thomas Müller derken, Messi'yi unuttuk gitti. Hollanda'yı uzatmalarda İniesta'nın golüyle geçen İspanya ilk dünya kupasına ulaşırken, dünya üzerinde bu sevinci yaşayan 8. ülke oldu. (Diğerleri: Uruguay, İtalya, Almanya, Brezilya, Arjantin, Fransa, İngiltere) İspanya böylece Güney Amerika kıtası karşısında 10. kez getirdiği kupayla Avrupa'yı da öne geçirdi.






20. Brezilya / ?
Futbolun gerçek evine dönüşü

FIFA geçtiğimiz aylarda yaptığı oylama ile 2014 Dünya Kupası'nın Brezilya'da düzenlenmesine karar verdi. Daha önce de Meksika, Fransa, İtalya ve Almanya gibi kupaya ikinci kez ev sahipliği yapacak olan Brezilya, 1950'deki ev sahipliğinde Uruguay karşısında yaşadığı acıyı unutmak isteyecek, evinde futbol aşığının milletinin dolduracağı statlarda yaşanacak şenliğin sonunda kupayı 6. kez kazanmayı arzulayacaktır. 19’uncu İspanya’nın şampiyonluğu ile sona eren Dünya Kupası’nın 20’ncisi için futbolseverler şimdiden heyecanla beklemeye başladı bile
sabah
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz DarkAngeL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.07.2010, 09:27   #2
Çevrimdışı
Ogün
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 80 Yıllık Dünya Kupasında Neler Oldu

Gerçekten harika ve güzel bir paylaşım....
__________________
Off Etti Cana Tak Malesef Yok Çaresi Yalnızlıgın
Sende Koparamadın Halatların Yeter Artık Nazlandığın
Aglama Kıyamam Islanır Buklelerin
Aklıma Geldikçe uktelerin

Ben tepede Gökyüzü benim tepemde,
Bir Ayağım Çukurda Kalbim Hafiften Zikirde,

  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Ogün'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 13.07.2010, 12:16   #3
Çevrimdışı
backschool
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 80 Yıllık Dünya Kupasında Neler Oldu






5. 1954 İsvçre / Federal Almanya
Bir yazı-tura ile değişen kaderimiz

Türkiye'nin katıldığı ilk Dünya Kupası. Hem de İspanya'yı eleyerek gittiğimiz kupa. İspanya ile oynadığımız iki maçta taraflar birer galibiyet alınca tarafsız saha Roma'da son bir maç oynanır. Ancak sonuç 2-2. Uzatmalarda da skor değişmeyince - O zaman penaltılar olmadığı için- para atışı yapıldı. Hakemin yazı mı tura dediği kaptanımız Turgay Şeren, kararı kenardaki İtalyan top toplayıcı bırakır. Franco adlı çocuğun işaret ettiği 'yazı' Türkiye'nin de yazısını değiştirir ve ilk Dünya Kupası serüvenimiz başlar. Türkiye grupta Federal Almanya, Macaristan ve Güney Kore ile eşleşir. Almanlara 4-1 yenilip Kore'yi 7-0 yeneriz. O zamanki sistem gereği Macarlar ile değil de tekrar Almanlar ile oynadığımız son maçı da 7-2 kaybedince eve dönüş kaçınılmaz. Bizim gruptan 2. sırada çıkan Almanya; bizim gruptan lider çıkan Macaristan ile finalde karşılaşır. Çeyrek finalde Brezilya, yarı finalde Uruguay gibi devleri eleyen efsane futbolcu Puşkaş'lı Macarlar grupta 8-3 yendikleri Almanlar karşısında kesin favoridir. Ancak Almanya finali 3-2 kazanıp ilk kupasını alır.
__________________
TEK AŞK BEŞİKTAŞK




  Alıntı ile Cevapla
backschool'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
kupasında, neler


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:09.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.