Evinde muhabbet kuşu veya bir başka kuş besleyenlerce çok iyi bilindiği gibi,kuşlar yemlerin kabuklarını çıkararak içi kısımlarını yerler.

Kuş tarafından çıkarılan kabuklar yem üzerinde birikerek, yem üzerinde bir örtü oluşturur ve kuş yenmemiş yemlere ulaşamaz, yemlikte yem olsa dahi yiyemez.

Bu durumda sıklıkla başvurulan yol, yemi üfleyerek, yemin üst kısmındaki kabukların uçmasını sağlamaktır.

Yemliği üfürme metodu, bir çok sorunu da beraberinde getirir:

1-Yemliği üfürenin gözüne yem parçacıkları kaçar.
2-Uçuşan yem parçaları çevreyi kirleteceği için (genellikle) balkonda üfürülür, komşular ile papaz olunur.
3-Küvet veya lavaboda üfürülürse, yine çevreye çöp uçma, lavabo kirliliğine ve tıkanmasına yol açabilir.

En pratik yol elektrikli el süpürgesi ile temizlemektir.

Atık kabuklar, yemliğin üst kısmında birikir.

El süpürgemizi çalıştırdıktan sonra, 1,5-2 cm kadar yemliğe yaklaştırdığımız zaman göreceğiz ki,
Süpürge kabuklarımızı emerken, yemler yerinde kalacak, yemliğimiz temizlenecektir.

Not: El süpürgenizin gücüne göre aradaki mesafe değişebilir, bu nedenle önce süpürgenizi çalıştırın ve yavaşça yemliğe yaklaştırıp, çekme gücünü kontrol edin.
(El süpürgesi olmayan evlerde) Normal elektrik süpürgesi kullanılmak istenirse, çok güçlü olduğu hesaba katılmalı emme ucu yemlikten çok daha uzakta tutulmalıdır.

Haydi kolay gelsin...

Mediter

__________________

Çok sevimli olmalarına rağmen muhabbetin dibine vurduklarında çekilmez oluyorlar zaman zaman. İşte bu anlarda kuşları temizleme isteği duyabiliyor insan.

Bunun için de bir yol var mı Mediter?

Benden de bu konuda nacizane tavsiye, kuşları boğmak yerine kafesin üzerine ışığı geçirmeyecek bir bez örtmeniz. Azıcık kafanızı dinleyin sonra yine açarsınız.

Teşekkürler...

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Bu ne kuş severlik Banemin?
Gözlerim yaşardı doğrusu.
Çocukluğumuzda (3-5 arkadaş) akşama kadar eve uğramadan bağlarda, bahçelerde (sapan ile) avladığımız kuşları ekmek arası yapar, iştahla yerdik.
En büyük övünme konularımızdan biriydi, vurduğumuz (katlettiğimiz) kuş sayısı ama bunu yanlışlığını geç de olsa anladım, artık balıktan başka hiç bir canlıya kıyamıyorum.
Eğer katletmek istediğin kuş veya bir canlı varsa, sana bu konu ile ilgilenen bir arkadaşı tavsiye edebilirim.
Yalnız, çok fazla pazarlık falan edip tepkisini çekme, Allah Muhaza üç kuruş için canından olma

Minicik bir kuşu bile acımadan kıyabilecek arkadaşın (ilgi alanını anlayabilmen için) açtığı konuları (referans olarak) veriyorum.
Engizisyon Mahkemeleri ve İşkence Yöntemleri - Forum Gerçek
Elektrikli Sandalyenin Tarihçesi | Kullanımı - Forum Gerçek
Osmanlı Döneminde İşkenceyle İdam - Forum Gerçek


Katkıda bulunduğu konu:
Osmanlı Cellatlarının Öyküsü - Osmanlı'da İdam - Forum Gerçek

Belki lazım olur diye ismini de vereyim (Lale) ama sen bu ismi bile hemen unutmaya bak, yok etmek istediğin kuşun kafesinde parmak izin varsa temizle gerisini Lale'ye bırak.
Bıııırrrr! Birden ürperdim, kaçıyorum ben kendine mukayyet ol!

__________________

Güzel yöntem. Çok uzun zaman önce muhabbet kuşu beslemiştim.

Benden de ( konu dışı ama ) bir tavsiye, hem kediyi hem kuşu aynı evde birlikte beslemeyin kuşun sağlığı açısından hiç iyi olmuyor.

Teşekkürler Mediter.

Bu muhabbet severlerden çektiğimi ben bilirim, sefasını, sevme ve oynama işini de Efe sıpası bilir.

Hayvan delisinin çok ısrarlarına dayanamayarak bir tane maviş satın aldık. Aldığımızda daha 3 aylık idi. PetShop'un sahibi öyle demişti. Eve getirdiğimizde kafesin kapısı açık boncuk efendi Efe'nin elinde ikide bir elini ısırması ve eline pislemesiyle zırlamalar, kafesine koyalım şöyle yapalım böyle yapalım demelere rağmen inat damarı ön planda olması sebebiyle ilk akşam zavallı kuşun muhabbetinden çok sıpanın zırlamasıyla kafası şişen zavallı ben.

Bir hafta geçtikten sonra da başka muhabbetimiz vardı. Boncuk erkek mi dişi mi? Neden gelip elinden yemi yemiyor da elini ısırıp kaçıyor?

Bu ve buna benzer soruların cevabını öğrenmek için her akşam kreş çıkışı petshopa abone oluşumuz, boşalan cüzdan ile muahabbet tavan yapmıştı.

Bir aydan sonra bizim muhabbetler çekilmez hal almaya başlamışken(bir yandan boncuk, bir yandan Efe) "anneciğim ne olur bir eş alalım boy boy çocuklarımız olsun" isteği de kısa zamanda gerçekleşti ve ilk yumurta ile Efe efendi muradına erdi.

Birinin muradı gerçekleşirken birinin de kabusu oldu.

Aldığımız dişi kuşumuz bir çalışkan çıktı ki sormayın.
Haliyle kafes sayımız da arttı. Artışlarla da yaptıkları pislik de.

Eve gelir gelmez 3 tane kafes ve üçünün de kapılarının açılması ile 8 tane muhabbetsavar yapmış oldukarı sortilerle bombalarını bırakmaları... Koltuklar, masa, tüller... halıyı saymıyorum halıların üzerindeki göremiyordum. Tam bir kabus idi.

Bu kabusu tam bir sene çektim.

En sonunda boncuğumuz vefat edince güzel bir cenaze merasimi hazırlayarak bahçede edebi istirahgahında yerini aldı.

Yasımız fazla sürmedi tabi ki.

Muhabbet konumuz başka yöne kaymıştı.

Ama evde beslediğimiz can yoldaşlarımızın arasında en pis iz bırakan muhabbet kuşlarımız idi.

Yani ben yemin üzerinde birikmiş yem kabuklarına üfürük yapmak isteyeceğim, ama yukarıda yazılı 3 maddeden dolayı üfüremeyeceğim, öyle mi? Ben ne kabuklarını rahatlıkla üfüremeyeceğim yemi, ne de o kabuklara sebep olan kuşu evde istemem.

Kediden sonra, hatta önce sevmediğim ev hayvanlarından biri de kuştur. Kısa bir süre öncesine kadar onlardan korktuğumu, nerede görsem fellik fellik kaçtığımı, hatta İstanbul - Eminönü Yeni Cami avlusundaki güvercinlerden kaçmak isterken, fark etmeden arka arka giderek tam onların arasına girip, etrafımda artık benim bağırmamdan dolayımıdır nedir, deli gibi uçan kuşları görünce kendimi biran Kuşlar filminin sahnesinde gibi hissettiğimi, ciyak ciyak bağırıp, neredeyse kalp krizi geçireceğimi... Burada kesiyorum, fazla malzeme verdim... Tüm bunları kesinlikle sana söylemeyeceğim Mediter. Çünkü bunları bana karşı ileride kullanırsın

Artık yavaş yavaş alıştım onlara, hatta yanıma çok yaklaşmasınlar diye, elimde yiyecek varsa 500 metre ileriye atıyorum (iyi attım ama 600 metreyle), uçma antremanı yapsınlar diye.

Bir kere de benim sevdiğim bir hayvanı beslesen ya

Üstü kapalı bana cani dediğin de gözümden kaçmadı.

Kuş severlere lazım olabileceğinden dolayı, verdiğin bilgilere çok teşekkürler.

Kuşları nasıl vurup, nasıl yediğini ballandıra ballandıra anlatıp ondan sonra bana ve Lale'ye "cani" demenin mantığını çözemedim?

Biz sadece rahatsızlığımızı dile getirdik ama tutupta, diri diri öldürüp, ölü ölü pişirip, ekmek arası götürmedik. (cümleye bak allam yaaa )

Bir de hedef saptırmak için Lale'nin konu linklerini vermişsin. Aslında o konularla içimizdeki canilere dikkat çekmeye çalışıyor ve başka da bir amacı yok!.. (sanırım)

Bence Lale yakında o konulara yeni bir caniyi daha ekler ve senle ilgili bir konu açar.

__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

Bak bu iyi fikir Banemin.

Kuşları diri diri öldüren, ölü ölü pişirip yiyen Mediter... Başlıkda bu olur

Sevgili Mediter aynı yolu uyguluyormuşuz.

Çok sevimliler,ciciler ve ben seviyorum onları. 2 taneydi bizim,birde torunumuz oldu gül gibi geçinip gidiyoruz. İsim bulmak için ne çok uğraşmıştık, sanki çocuğa isim arar gibi günlerce efor harcamıştık. Şimdilerde seri üretim bekliyoruz,bakalım artık




Teşekkürler.

__________________

iyiymiş ama kuşum yok

__________________
Bütün şairler sana mı aşıktı ki,
Okuduğum her şiirde sen varsın..

Nazan Bekiroğlu