Ünlü Heykeltraş Constantin Brancusi (1876 - 1957)

[@OkyanusunKalbi]

Romanya asıllı, fakat önemli çalışmalarını Paris'te yapan ve Fransız vatandaşlığına geçen, uluslararası modernizm akımının başta gelen heykeltıraşlarından biridir.

• Constantin Brancusi'nin Yaşamı ve Sanatının Gelişmesi

Brancusi, Romanya'da Karpat Dağları civarında bulunan Targu Jiu şehrine bağlı Pestani köyünde fakir bir köylü ailesinin oğlu olarak doğdu. 9 yaşında aile evinden ayrılarak ufak bir Romanya taşra şehrinde (Craiova) hayatını kazanmaya başladı ve bu arada yerel sanat okuluna devam etti. 18 yaşında iken Bükreş'e gidip orada klasik yüksek sanat öğretimi veren Bükreş Güzel Sanatlar Okulu'na kaydoldu.

1903 yılında Brancusi, önce Münih'e oradan da Paris'e gitti. Paris'te École des Beaux-Arts hocalarından olan Antonin Mercié atölyesinde iki yıl çalıştı. Bundan sonra Auguste Rodin'in atölye asistanlığını kabul etti ama iki ay orada çalıştıktan sonra "Büyük ağaçların altında hiç bir şey büyüyemez" diyerek bu işten ayrıldı.

The Prayer - Dua (1907)

Bundan sonra Brancusi kendi modernizm çalışmalarına devam etti ve kendine özgü bir heykel stili geliştirdi. Kendine verilen ilk heykel siparişi bir mezar heykeli olan "Dua" olmuştur. Bu sipariş için kil veya alçıdan model yapıp bunun bronz veya başka metal dökümü ile metalik heykele dönüştürülmesi yerine yontu yapmayı tercih etti. 1908'den sonraki eserleri de hep yontu şeklinde olmuştur.

Constantin Brancusi geride 215 heykel ve 1200 eser fotografı bırakarak 81 yaşında 16 Mart 1957'de Paris'te öldü. Mezarı Paris'te "Montparnasse Mezarlığı"'ndadır ve bu mezarlıkta kendinden daha önce ölmüş olan birkaç sanatcı dostu için hazırladığı mezar heykelleri de bulunmaktadır. Bunlar arasında en iyi bilineni "Le Baiser (Öpücük)" heykelidir.

Le Baiser (Öpücük)

Romanya'nın komunist hükümeti tarafından rededilen Paris'teki Brancusi atölyesi koleksiyonunu, Fransa devletine miras bırakmıştır. Paris'de modern sanatlar için Pompidou Merkezi yakınlarında bulunan bu Brancusi'nin atölyesi yenileştirilip Brancusi'nin ölümündeki aynı şekle sokulmuş ve bu koleksiyon bir müze olarak halka açılmıştır.

[@OkyanusunKalbi]

Constantin Brancusi'nin Eserlerinden Bazıları



Mademoiselle Pogany - 1931





La Musa addormentata - 1910





The Newborn II - 1920





Princess X - 1916





Sculpture for the Blind (Beginning of the World - 1916





Sleep - 1908





Baroness R.F. - 1909





Mademoiselle Pogany II - 1920-25





Leda - 1920

[@OkyanusunKalbi]

Le Fils Prodigue





The First Cry - 1917

Madame L.R. 1914-18

Bird in Flight - 1940





Wisdom of the Earth





Golden Bird - 1919-20





Torso of a Young Man I 1917





The Kiss - 1907-1908

[@Basakca]

Ünlü heykeltraşın sanatının soyut olarak nitelendirenlere karşılık sanatının soyut olmadığını belirtmektedir.Ve şöyle der;


“Çalışmalarımı soyut olarak nitelendiren bazı embesiller var. Onların soyut diye adlandırdıkları, “en gerçek” olandır. Çünkü “en gerçek olan”, dış görüm değil fikirdir, “şeylerin özü”dür”.

Ellerine sağlık,teşekkürler Oki'ciğim....

Konuyu bende hazırlamıştım.Tamda bölüme koymak üzere iken annem çağırdı ona gitmek zorunda kalmıştım.Döndüğümde hazırladığını görünce "bu kız benim aklımdan geçenleri mi okuyor ne?" dedim kendi kendime....

[@ReaL]

Hakikatten çok ünlü olmalıymış ki, Google arama motoru bile onun adını kullanmış... (Birileri görmesin ne bu ucubeler der şimdi...)


Ellerine sağlık, teşekkürler Okyanus... Fon müziği de çok güzelmiş..

* * *

Sende ilave edersin Başakca...

[@OkyanusunKalbi]

Orjinal Mesaj Sahibi Basakca

Ünlü heykeltraşın sanatının soyut olarak nitelendirenlere karşılık sanatının soyut olmadığını belirtmektedir.Ve şöyle der;


“Çalışmalarımı soyut olarak nitelendiren bazı embesiller var. Onların soyut diye adlandırdıkları, “en gerçek” olandır. Çünkü “en gerçek olan”, dış görüm değil fikirdir, “şeylerin özü”dür”.

Ellerine sağlık,teşekkürler Oki'ciğim....

Konuyu bende hazırlamıştım.Tamda bölüme koymak üzere iken annem çağırdı ona gitmek zorunda kalmıştım.Döndüğümde hazırladığını görünce "bu kız benim aklımdan geçenleri mi okuyor ne?" dedim kendi kendime....

Evet aklımdan geçmiştin Başakça'm. Gece yatmadan evvel araştırmıştım konuyu zaman bulamadım bugün bir türlü.. Başakça benden önce davranmadan açayım konuyu hemen dedim.

Bu arada eserlerinden bazıları dedim ama, hızımı alamayıp hepsini eklemişim.

[@Dolunay]

Orjinal Mesaj Sahibi ReaL

Hakikatten çok ünlü olmalıymış ki, Google arama motoru bile onun adını kullanmış... (Birileri görmesin ne bu ucubeler der şimdi...)

Gerçekten öyle.. Bilmiyordum. Hepsine bir bir baktım bu konuyu açtığın iyi olmuş eline sağlık Okyanus.

[@Smyrna]

Teşekkürler Okicim.

[@OkyanusunKalbi]

Montparnasse Mezarlığı

Montparnasse Mezarlığı (Fransızca: Cimetière du Montparnasse) Fransa'nın başkenti Paris'in Montparnasse semtinde tanınmış bir mezarlıktır.

1824 yılında üç çiftliğin yerine kurulan Montparnasse Mezarlığı ilk olarak Le Cimetière du Sud (Güney Mezarlığı) olarak biliniyordu. Sağlık sorunları nedeniyle 1786'da mezarlıkların Paris şehri içinde kurulması yasaklanmıştı. 19. yüzyılın başlarında şehir dışında kurulan yeni mezarlıklar şehir içindeki mezarlıkların yerine geçmiştir. Bunlar kuzeyde Montmartre Mezarlığı, doğuda Père Lachaise Mezarlığı ve güneyde Montparnasse Mezarlığıdır. Şehrin göbeğinde, Eyfel Kulesinin gölgesinde ise Passy Mezarlığı bulunmaktadır.

Montparnasse Mezarlığında Fransa'nın entelektüel ve sanat eliti, yayımcılar, ve yazarlar ile sanatçılara destek olan birçok kişinin mezarı bulunmaktadır. Paris şehrinde görev başında iken ölmüş olan polis ve itfaiyeciler için de anıtlar bulunur. İçinde birçok tanınmış kişinin mezarını bulundurduğundan burası çok miktarda turistin ilgisini çeker.

***

Konu içinde geçen mezarlığı merak ettim.

[@Basakca]

Mezarlığı da pek afili imiş. Tam da heykeltraşa uygun.

Teşekkürler Oki'ciğim..