Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Mutfağı > Yemekler > İçecekler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 26.01.2009, 01:07   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kahve | Kahvenin Tarihi

Kahve | Kahvenin Tarihi




Kahve, kökboyasıgiller (Rubiaceae) familyasının Coffea cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla yapılan içeceği.


«o»-«o»-«o»


Etimolojisi
Kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı "qahwah " dır. Araplar bugün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki, şarap anlamında kullanmaktaydı. Bugünkü anlamını 14. yüzyılda kazanmaya başlamıştır. Bu Türkçe'de "kahve"ye dönüşmüş, buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie, Kaffee şekline gelmiştir.

«o»-«o»-«o»


Kahve Ağacı



Çiçekleri beyaz ve hoş kokulu , kirazı andıran kırmızı meyvasının içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür. Doğal haline bırakıldığında 8-10 metreye kadar uzayan ağaç, meyvelerin kolay toplanabilmesi için sürekli budanarak 4-5 metre uzunluğunda bir çalı boyutunda tutulur. Kahvenin defne yaprağına benzer derimsi ve kenarları dalgalı kışın dökülmeyen koyu, parlak ve sivri uçlu yaprakları vardır.


Bol yağış alan, ortalama sıcaklığın 18-24° C arasında bulunduğu ve don olayının görülmediği, ekvatorun 25 Kuzey'i - 30 Güney'i arasındaki kuşakta yetişir. Soğukta ağaç ölür, ayrıca ani ısı değişiklikleri de ağaca zarar verir. Nemli ortamı sevdiğinden, kahve ağacının düzenli yağışın olduğu tropik bölgelerde yetiştirilmesi gerekir. Doğada pek çok yetişen türü olmasına rağmen yalnızca coffea arabica ve coffea robusta adındaki türlerin tarımı yapılmaktadır.

«o»-«o»-«o»


Kahve Çiçeği ve Meyvesi




Bol yağışların ardından kahve ağacı, yılda iki ya da üç kez bembeyaz muhteşem çiçekler açar. Güçlü ve keskin kokuları kimi zaman yasemini kimi zaman portakal ağacının çiçeğini andırır. Yeni çiçek vermeye başlamış bir ağaç, dallarında bir yılda toplam 20-30 bin çiçek taşır.


Kahve çiçekleri açtıktan birkaç saat sonra solmaya başlar ve yavaşça meyve olmak için hazırlanırlar.

«o»-«o»-«o»


Kavrulmuş Kahve Çekirdeği




Kahve çiçeği beyaz renktedir ve yasemin gibi kokar. Kahve meyvesi; büyüklüğü, şekli ve rengindeki benzerlikler nedeniyle "kahve kirazı" olarak da adlandırılmaktadır. İçinde ince iki çekirdek bulunur. Çekirdeklerin birbirine bakan tarafı düz, dış tarafı yuvarlaktır. Her çekirdeğin içinde aynı biçimde bir tohum (kahve tanesi) vardır. Tanenin düz yüzeyinde, içi sert bir besidokusu ile dolu olan, derin bir çizgi yer alır, Besidokusunun dış tabakası ince bir zarla kaplıdır. Zarın dışında ise daha sert bir kabuk vardır. Eğer kahve çekirdeği daha sonra tohum olarak kullanılacaksa çekirdek kabuktan ayrılmaz.

Bazı kahve ağaçlarının meyvesinden iki yerine bir tane çekirdek çıkar. Bu çekirdek (peaberry), diğerlerine göre çok daha yuvarlak bir şekle sahiptir. Tek olarak çıkan çekirdekler, diğerlerinden ayrılarak üretim sürecinden geçirilir. Genellikle fiyatları da normal kahveye göre çok daha pahalıdır.

Kahve meyvelerinin çok düzenli kontrol edilmeleri gerekir, çünkü olgunlaştıktan sonra 14 gün içinde çürümeye başlarlar.

«o»-«o»-«o»


Tarımı



Yengeç ve Oğlak dönencesi arasında tropikal iklime bölgelerde ağırlıklı olarak tarımı yapılmaktadır. Toprak, aldığı su, güneşlenme zamanı, nem kahvenin tadını ve aromasını değiştirmektedir. Eğer kahve yanardağın eteğinde yetiştiriliyorsa kül kokuyor. Muz ağaçlarının gölgesinde yetişiyorsa daha aromatik bir tadı oluyor.


«o»-«o»-«o»


Coffea Arabica (Arap kahvesi - Yemenden)
Etiyopya'da keşfedilen ilk kahve bitkisinden türemiş olan Coffea Arabica, daha çok yüksekliği 800-2000 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda yetişir. Her yağmurlu dönemin ardından çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 9 ay gerekir. Tipik bir arabica ağacı, bir yılda yaklaşık 5 kg meyve verir ve bu meyvelerden 1 kg kahve çekirdeği elde edilir.

Yeşilimsi sarı renkteki oval Arabica çekirdeklerinden üretilen kahve, Robusta'ya göre daha az kafein içerir. Ayrıca daha lezzetli ve tatlı bir aromaya sahiptir.

Arabica kahvesi dünya kahve üretiminin %70'ini oluşturur. Ancak hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi daha zordur ve daha pahalıdır.

En çok bilinen çeşitleri; Brezilya, Orta-Doğu Afrika, Hindistan, Endonezya'da yetişen "Bourbon" ve Latin Amerika'da yetişen "Typica"dır. Bunları Tico, Blue Mountain, Mundo Novo, Caturra ve San Ramon izler.

Arabica türünün asit oranı Robusta'ya göre daha az ve aromalıdır. Bu yüzden damak tadı için en çok bu türü tercih edilir. Ülkemizde ise yanlızca Mersin ve Anamurda deneme dikimleri iyi sonuç vermiştir. Hali hazırda 16 hektar alanda kahve tarımı yapılmaktadır.

«o»-«o»-«o»


Coffea Canephora (Robusta)
Coffea robusta, 0-600 metre arasında yetişir. Arabica'nın tersine düzensiz olarak çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 10-11 ay gerekir.

Sarımsı kahverengindeki yuvarlak Robusta çekirdeklerinden üretilen kahve, Arabica'ya göre yaklaşık iki kat daha fazla kafein içerir. Odunsu lezzeti nedeniyle kaliteli kahve üreticilerinin tercih etmediği bir türdür. Ancak ucuz olmasından dolayı maalesef bazı üreticiler tarafından kahve harmanlarına katılmaktadır.

Robusta kahvesi dünya kahve üretiminin yaklaşık %30'unu oluşturur. Hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olduğundan yetiştirilmesi çok daha kolay ve ucuzdur.

En çok bilinen çeşitleri; Java-Ineac, Nana, Kouliou ve Congensis'tir.

«o»-«o»-«o»


Vücuda Etkileri
Kahve içerdiği kafein maddesinin uyarıcı niteliği yüzünden dikkat artırıcı ve stimülan özelliğe sahiptir. Ağrı kesicilerin etkisini %40 artırmaktadır.

«o»-«o»-«o»


Tarihi


Filistin'de Bir Kahvehane (1900)



Kahve’nin anavatanı olan Etiyopya’nın yüksek yaylaları, yabani kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbi amaçlı kullanılıyor ve "sihirli meyve" olarak adlandırılıyordu.


Kahve, ünüyle birlikte hızla Arap Yarımadası'na yayıldı ve 300 yıl boyunca Habeşistan'da keşfedilen yöntem ile içilmeye devam edildi. 14. yüzyılda ise yepyeni bir keşif ile ateşte kavrulan kahve çekirdekleri, ezildikten sonra kaynatılarak içime sunuldu. Kahve’yi ilk olarak işleyip içmeye başlayan Yemen'deki sufi tarikatıdır. Buradan 1470’li yıllarda Aden’de , 1510’da Kahire’de 1511’de Mekke ‘de görülmüştür.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1517'te, Yemen Valisi Özdemir Paşa, Yemen'de içtiği ve çok sevdiği kahveyi İstanbul'a getirmiştir.

Kahve, kısa zamanda itibarlı bir içecek olarak saray mutfağında yerini aldı ve büyük ilgi gördü. Saray görevleri arasına "kahvecibaşı" adında bir de rütbe eklendi. Padişahın ya da bağlı olduğu devlet büyüğünün kahvesini pişirmekle görevli olan kahvecibaşı, sadık ve sır tutmasını bilenler arasından seçilirdi. Osmanlı tarihinde kahvecibaşılıktan sadrazamlığa yükselenlere bile rastlandı.

Saraydan konaklara ardından evlere giren kahve, İstanbul halkının kısa sürede tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi. Satın alınan çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulup, dibeklerde dövüldükten sonra cezvelerde pişiriliyordu.

Filistin'de Eski Usüllerle Kahve Öğüten Kadınlar (1905 )


1544 yılında İstanbul’da Tahtakale’de iki Suriyeli Arap ilk kahvehaneyi açmışlardır.
İstanbul'a gelen Venedikli tacirler, çok sevdikleri bu içeceği Venedik'e taşıdı. Böylece Avrupalılar kahveyle ilk kez 1615'te tanışmış oldu. Önceleri limonata satıcıları tarafından sokaklarda satılan kahve, 1645'te açılan İtalya'nın ilk kahvehanesinde yerini aldı. Kısa zamanda sayıları hızla çoğalan bu kahvehaneler de; diğer pek çok ülkede olduğu gibi özellikle sanatçıların, öğrencilerin ve her kesimden halkın bir araya gelerek sohbet ettikleri en gözde yerler oldu. Kahve Paris’e 1643, Londra’ya 1651’de ulaştı.

Avrupalılar dünyanın çeşitli yerlerinde kahve plantasyonları kurdular. Endonezya-Cava’da 1712 yılında kahve tarımı başladı. Hollanda Cava ve Doğu Hint Adaları’nda, Fransa Antiller'de kahve yetiştirdi.

«o»-«o»-«o»


Kahveye Dair Rivayetler

Kaldi Adındaki Çoban
8. yüzyıl ortalarında Habeşistan Kaffa'da yaşayan Khaldi adındaki bir çobanın bir çalıya ait kırmızı meyveleri yemesinin ardından hayvanlarının daha hareketli oldukları dikkatini çekmiş ve kendisi de bu meyveyi denemiştir. Verdiği hissi ve keyfi sevince diğerlerine de haber vermiş ve kahve bugünlere kadar gelmiş.

Yemenli Şeyh Şazili
Şeyh Şazili 14. yüzyıl sonlarında Yemen’de yaşamış olması muhtemel bir Sufi Şeyhi’dir. Kahveyi ilk içtiği rivayet edilen kişilerden biridir. Anadolu’da kahve falı için kahve fincanı kapatılırken Şeyh Şazili ruhuna fatiha okunurmuş.

Ez-Zebhani
16. yüzyılın Arap yazarı Ceziri’ye göre kahve’yi ilk içen kişi ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said’dir. Bir olay yüzünden Aden’i terkederek Etiyopya’ya giden Zebhani orada kahve içen insanlarla karşılaşmış; Aden’e döndüğünde hastalanmış ve aklına kahve içmek gelmiş. Kahve onu iyileştirmiş. Kahve’nin yorgunluk ve uyuşukluk giderme, canlılık ve dinçlik kazandırma özelliklerini keşfetmiş.

Süleyman Peygamber
16. yüzyıl rivayetlere göre de kahveyi içen ilk kişi Süleyman'dır. Süleyman yolculukları sırasında uğradığı bir şehirde şehrin sakinlerinin bilinmeyen bir hastalığa yakalandığını görür ve Cebrail’in buyruğu üzerine Yemen’den gelen kahve çekirdeklerini kavurarak bundan hazırladığı içeceği hastalara verir. Bunu içen hastalar iyileşir.

«o»-«o»-«o»


Ticareti
Dünya’da petrol’den sonra en büyük ticaret alanını oluşturan üründür.


T
ürkiye’deki Ticareti

İlk kez 1727 yılında Brezilya’dan kahve ithal edilmeye başlanmıştır. Türkiye’deki en yaşlı kahve 1871 yılında kurulmuş Kurukahveci Mehmet Efendidir. Anadolu’da kahve ekimi ile ilgili çalışmalar yapılmış fakat başarılı olunamamıştır. 2.Dünya Savaşı sırasında Tekel kapsamına alınmıştır. 1980’li yıllarda Nestle firması Nescafe’yi piyasaya sürmüştür. 2004'ten beri Ülkemizde sadece Mersin ve Anamur'da 16 hektarlık bir alanda kahve tarımı yapılmaktadır.

«o»-«o»-«o»


Çeşitleri
Türk Kahvesi – Telvesi ile servis yapılan tek kahve çeşidi
Espresso - Makine ile hazırlanan, koyu kavrulmuş, İtalya'ya özgü bir kahve türüdür.
Mırra - Şanlıurfa'ya özgü, birkaç kez demlenerek hazırlanan acı kahve.
Cappuccino – Espresso ve su buharı ile köpük haline getirilmiş süt eklenen kahve (köpük 2 santim kadar).
Americano – Espresso’nun sıcak su eklenerek yumuşatılmış şekli
Cafe au lait – Fransızların sütlü filtre kahvesi.
Ethiopian Yirgacheff – Şarabımsı buruk tadı olan Etiyopya kahvesi.
Latte – Espresso’ya az köpürtülmüş sütün eklendiği kahve (köpük 1 santim kadar).
Macchiato – Espresso’ya süt köpüğü eklenerek hazırlanan kahve.
Mocha – Latte’ye çikolata tozu veya şeker eklenmesiyle yapılan kahve.
Santos – Brezilya’da bir liman adıdır,kahve yetişmez.
Sumatran – Düşük asit dengesine sahip Endonezya kahvesi.
Supremo – Kolombiya'da en kaliteli kahve kategorisine verilen ad'dır.
Viennese – Espresso’ya çikolata ve krema katılarak hazırlanan Viyana usulü kahve.

«o»-«o»-«o»
  Alıntı ile Cevapla
17 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.04.2010, 21:46   #2
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Artık kahveyi içmek daha da bir zevk verecek bu bilgilerden sonra

Teşekkürler ReaL, çok güzel ve ayrıntlı bir konu olmuş.

Ellerine sağlık.



  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.04.2010, 22:07   #3
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Kahve içesim geldi konuyu okurken.

Teşekkürler Real.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.04.2010, 22:52   #4
Çevrimdışı
Öykü
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Teşekkürler Real.Şimdi bir filtre kahve içmeden olmaz.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Öykü'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.04.2012, 17:25   #5
Çevrimdışı
Anjelik
☆ hayy-ı meyyit ☆

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Şimdi bir fincan kahvemin üstüne bu konu iyi geldi.

Mırranın Urfa'da bir geleneğini duymuştum,tepside dağıtan erkek, mırrayı bir yudumda içip tepsiye ilk bırakan kişi,servis eden erkeği eğer bekarsa evlendirme geleneği varmış Urfa'da töre gereği başlık parasını düşünürsek hayli zor bir görev ... Yolunuz Urfa'ya düşerse; mırrayı servis eden kişi fincanları almaya gelirse sakın ola geri vermeyin...

Kavrulmuş kahve çekirdekli çukulata kaplamalı bonbonları tavsiye ediyorum hepinize...

Tesekkürler Real...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Anjelik'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.04.2012, 17:46   #6
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Miss miss.

çiçeğini ve meyvesini ilkkez gördüm.


Hiç araştırmak bakmak aklıma gelmemiş bugüne kadar. Teşekkürler
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 08.01.2013, 16:28   #7
Çevrimdışı
Limon
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Kahvemden Bir Yudum ALMAMISSIN? Korktunmu Beni 40 YIL Sevmekten.

Bu söz aklıma geldi


Konu için teşekkürler
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Limon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 08.01.2013, 17:40   #8
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Teşekkürler güzel bir konu olmuş. Ufak bir katkım olsun istedim;



1652 tarihinde ingilterede yayınlanan bir gazetede çıkan, Dünya'nın ilk kahve reklamı...




Büyükçekmece, Mimar Sinan beldesinde bir kahvehanede, kahve içerken...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.02.2013, 16:06   #9
Çevrimdışı
Limon
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Kafeinin Bedensel Etkileri
Kafeinin etki mekanizması, beyne giden etki mekanizmasını daraltmak, böylece beynin savunma tepkisi olarak uyanık ve aktif kalmasını sağlamak, aynı zamanda adrenalin salınımını fazlalaştırarak ve dopamin depolarını harekete geçirerek insana kısa süreli mutluluk ve keyif hali vermektir. Adrenalinin etkisi ve uyanıklık aktifliğin artması, dopaminin etkisi beyindeki keyif merkezlerinin uyarılması ve pozitif bir ruh halinin sağlanmasıdır.
Kafeinin kısa dönem etkileri :
Uyanıklık, aktiflik, keyifli olma hali, madde devamlı ve düzenli halde kullanıldığında , uzun dönemde bağımlılık oluşmasına sebebiyet verebilmektedir.
Kafeinin uzun dönem etkileri :
Mide asitlerinin artması
Ülser oluşumu
Vücutta kalsiyum azalmasına neden olmaktadır.

Kafein vücuttaki yan etkilerinin türü açısından kokainle benzerlik göstermekte olsa da kafeinin yan etkileri daha hafiftir. Ve kullanımı bırakınca ortaya çıkan semptomlar kokain kadar yıkıcı kabul edilmez. Kafeinin neden olduğu sorunlardan bir kaçı kafein zehirlenmesi, kafein bağımlılığı, kafeine bağlı uyku bozuklukları, kafein merkezli sinirsel sorunlar ve kafein kullanımının bırakılmasıyla ortaya çıkan yan etkilerdir.
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Limon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.02.2013, 16:09   #10
Çevrimdışı
Limon
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi

Köpüklü Türk Kahvesi Yapmanın Püf Noktaları

Geleneksel Türk kahvesini hemen her Türk vatandaşı severek içer. İyi ama kahvenin köpüğünü herkes ayarlayabilir mi?


İşte burda bu konuya değineceğiz. Türk kahvesinin köpüklüsü makbuldür her zaman. Köpüğünün bol olması kahvenin karizmasını artırır.
Kahvenizin bol köpüklü olması için, kahveyi pişireceğiniz suyun kesinlikle soğuk olması gerekir. Sonra kısık ateşte yavaş yavaş pişmesi gerekir ki, pişerken kabardıkça küçük bir kaşıkla köpükleri alıp fincanın dibine koymanız gerekir, çünkü kaynamaya başladıktan sonra köpük azalmaya başlar.
Bir diğer önemli nokta da, cezvenin büyüklüğüdür. Cezvenin büyüklüğü yapacağınız kahve miktarına uygun olmalıdır. Çok büyük bir cezvede bir iki fincan kahve pişirmeye kalkışırsanız köpüklü olması imkansızdır..
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Limon'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
kahve, kahvenin, tarihi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:24.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.