TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde oluşturulan Eğitim Sistemindeki Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Alt Komisyonu, Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem'i dinledi.

Prof. Dr. Öktem, çocuk gelişiminde 5 yaşına kadar en temel noktaların atıldığını, temelin baştan çarpık olması halinde, bunun arkasının geldiğini söyledi.

Büyümenin, bedensel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal olmak üzere dört alanda olduğuna işaret eden Öktem, okul eğitiminin bunlara hitap etmesi gerektiğini belirtti. Çocuğun eğitimine, anne-baba eğitiminden başlamak gerektiğini vurgulayan Öktem, doğduğu andan itibaren bebeğe birçok şeyin yansıtıldığını ifade etti.

Anne ile bebek arasındaki bağda, aynalamanın önemine değinen Öktem, bebeklerin çok kısa süre sonra yüz okumaya başladığını, anne ve babanın tepkisinin, çocuğa ayna olduğunu anlattı.

"2 YAŞINDA BAŞLAYAN ŞİDDET, KALICI OLUYOR"

Bebeklerin benlik gelişim dönemi olan ve ''korkunç 2 yaş'' diye nitelenen dönemde, bebeğin her şeyi kendi uhdesinde toplamak istediğini kaydeden Öktem, bu dönemin bütün dünyada geçiciyken, Türkiye'de kalıcı olduğunu anlattı. Öktem, ''O dönemde bebekler sinirlidir, bizde sinir kalıcıdır. Gücü hissediyor, benliği gelişiyor. 2 yaşında başlayan şiddet, kalıcı olarak gidiyor'' diye konuştu.

''KADIN OLDUKLARINDAN MEMNUN DEĞİLLER''

Öktem, kadınların "kadın" olduklarından çok fazla memnun olmadığını dile getirerek, kendi cinsel kimliğinden memnun olmayan bir annenin, kızına, oğluna sağlıklı cinsel kimlik aşılamasının çok zor olduğunu söyledi.

"GELİN-KAYINVALİDE SAVAŞLARI BU YÜZDEN"

Erkek çocuklara yatırım yapıldığını, erkek çocukların annenin eksikliğini giderdiğini kaydeden Öktem, ''Anneler çok fazla erkek çocuk ister çünkü erkek çocuk onun eksikliğini giderir. O yüzden gelin, kayınvalide savaşları bu kadar yüksektir. Oğlu evlendiğinde anne yine kayba uğrar çünkü gelini almıştır. Erkeklerin anlamayacağı gizli bir mücadele sürer'' diye konuştu.

"HER SINIFTA 3 TANE POLAT ALEMDAR VAR"

Öktem, yapılan bir çalışmada çocukların dörtte birinin kimseye benzemek istemediğini, geri kalan kısmının ise televizyon kahramanlarıyla özdeşim kurduğunu, burada da şiddet verildiğini anlattı.

Sincan'da bir okula gittiğinde sınıflarda kapının olmadığını görüp, müdüre bunu nedenini sorduğunda, ''Her sınıfta üç tane Polat Alemdar var, ben kapı dayandıramıyorum'' yanıtını aldığını söyleyen
Öktem, televizyonlarda akıllı işaretleri gördüğünde utandığını dile getirerek, ''Onlar bizim hazırladığımız şekilde kullanılmıyor. 7 yaş üstü olarak işaretlenen bir filmi gördüğümde ben rahatsız oluyorum. Çocukların bundan rahatsız olmaması mümkün değil'' dedi.

Alinti

__________________

Kadınların erkek çocuk istediği de nereden çıktı?

Prof. Dr. Öktem kendi düşünmüş, kendi yorumlamış... Tam tersi Kadınlar daha çok kız çocuk ister... Bir konu hakkında açıklama yapmak için, farazi şeyler üzerinden açıklama yapılması yanlış...

__________________

Ama anne olmak isteyen kadın herşeyden önce çocuğunun sağlıklı olmasını ister, cinsiyeti ön planda tutmaz.

Çocuk sorumluluktur ebeveynler için... Geceleri uykusu kaçar geleceği kaygısı yüzünden, elinde avuçunda olanı önüne serer, daha iyi yetiştirebilmek vatana ve millete aklıselim bir birey olabilmesi için...

Kız olmuş, erkek olmuş çok mu önemli ?

Önemli olan ne verebileceğimizidir.

__________________

"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

Araştırmayı doğu kesimde yaptıysa, haklılık payı olabilir.

Bunu sen söylersin, ben ve o söyler Basakca. Lakin, erkek cocuk dogurmadi diye üzerine kuma getiren adamlar yok mu ? Erkek cocugu olmadi diye hem kocasi hem de kaynanasi tarafindan itilip kakilan kadinlar yok mu varoslarda?.. Neymis, soyu devam edecekmis beyefendinin... Bununla ilintili olarak da , erkek cocugu olmayan kadinlarimizin eziklik duyarak, kendisini önemsiz hissetmeleri dogal degil midir?
Iste bunun icin kadinlar erkek cocuk isterler bana göre. Prof. Öktem'in hatasi , yalniz ve yalniz genelleme yapmasidir.
Türkiye'nin , bir kac büyük sehirden ibaret olmadigini hepimiz biliyoruz ayrica.

__________________

bende her daim kadınların erkek cocuk istediklerini düşünmüşümdür. ama sebep eksikliği tamamlamak değil. kadınlar güç severler, fiziksel, manevi, maddi. bir erkek fiziksel olarak güçlüdür manevi olarak kadınlardan güçlüdür, maddi olarak güçlenmesinin imkanı fazladır..

kadınların eksik olduklarını düşündüklerini sanmıyorum. doktor a bu konuda katılmıyorum.

__________________
Konfüçyüs

Bir annenin, duygusal baglamda cocugunu kiz/erkek diye ayiracagini sanmiyorum.

Ancak toplumsal anlamda erkek cocuk annenin toplum icinde saygin, statu sahibi olmasini sagliyor, hatta kendi varligiyla annenin evliliginin idamesini de sagliyor. Yani kadin bir sekilde tercihe zorlaniyor. Dogu bunun en guzel ornegi..

Konuyu dogu-bati diye ayirmaya gerek yok aslinda.

Batida da bir kisim zengin aileler, sahibi olunan holdinglerin vs. basina gececek veliahtlarin erkek cocuk olmasindan yana..

Yerlesik kultur ve din'in algilanisi, maalesef cok kere anneyi tercihe itmeye devam ediyor, edecek de..

Geriye kalan kisim icin dogru olan, bir kadinin cocuk sahibi olmadan once, cocuga verilebilecek maddi olanaklardan ziyade, annelige duygusal olarak hazir olup olmadigindan emin olmasi gerektigidir. Yoksa kiz olmus veya erkek olmus onemi yok, ikisi de anneye gore, anneden bir parca sonucta..

__________________

ForumGerçek Türkiye'nin Forumu

Düşündüm düşündüm; ama ben hiçbir zaman bir erkek çocuk istediğimi bulamadım. Aksine her fırsatta belirtirim bir kız çocuk istediğimi. Hatta o kadar ki sanki sipariş verir gibi sarışın, mavi gözlü olmasını bile isterim.

Ama tüm bunlardan daha da önemlisi cinsiyeti her ne olursa olsun onun sağlıklı olması.

__________________

Açıkçası ben de erkek çocuğum olmasını çok isterdim. Ama bunun yazılanlarla hiçbir alakası yok, hep erkek kardeşimin olmasını istediğimdendir..Yazıda geçen ''kadınların eksikliği''ne'' özlem desem daha doğru olur.


Herkes kız olsun veya erkek olsun ister ama sağlıklı ve hayırlı evlat olduktan sonra cinsiyeti önemli değil.

Erkek çocuk sahibi olamadıkları için küçük görülen binlerce kadın hala var.Burası kesin.Ama öyle uzaklara yada varoşlara gitmeye gerek yok; medeniyetin ortasında tam da içimizde..

Daha önceden açıkça belirtilmese dahi erkek çocuk olduktan/olacağını öğrendikten sonra "Erkek adamın erkek çocuğu olur" vb. deyimlerin kullanılarak bundan büyük haz almaları hala gizli gizli aynı beklentinin olduğunun açıkça göstergesidir.

Hiç beklemediğim kimselerden beni çok şaşırtan bu tepkileri almışımdır birçok kez.

İki yada üç kızı olmuş birbirinden zeki,akıllı yetmiyor bazılarına.İlla erkeği buluncaya kadar bir kere daha deniyorlar. Ancak o zaman kendilerini tam hissediyorlar.

Yani Pr.Öktem'in dediği gibi bu kadının değil bazı tip erkeklerin kendini eksik hissetmelerinden kaynaklanıyor daha çok..

__________________