Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Yaşamı Tamamlayan Uğraşılar > Avcılık > Kara Avcılığı


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 14.11.2014, 00:47   #1
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık

Kartalla Avcılık



Türkler’de av, yiğitliğin bir ölçüsü kabul edilir. Oğuz beyleri avlarda, doğan ve şahin gibi yırtıcı kuşları av için kullanıyorlar ve yaptıkları işe ‘kuş kuşlamak’ diyorlar. Dede Korkut’taki “Av avlamak - kuş kuşlamak” ifadeleri, Oğuz avcılığında yırtıcı kuşların da kullanıldığını gösteriyor.

Binlerce yıldır hiç değişmeyen kartalla av geleneği, bozkırın vazgeçilmez hayat tarzıdır. Kartalla avlanmak ihtiyaçtan ortaya çıkmış bir av şeklidir. Muhteşem uçsuz bucaksız Türk coğrafyasında, bozkırın ortasında yaşama mücadelesi sırasında insan, aklını kullanarak, gökyüzünün fatihi kartalı kendi emrine almayı bilmiştir.

Bütün Türk coğrafyasında büyük önem verilen kartal, Kazaklar için de o kadar kutsal bir kuştur ki, bağımsızlığın simgesine dönüşerek, Kazakistan bayrağındaki yerini almıştır. Günümüzün Türk dünyasında kartalla avcılık yapan ustalar; atalardan kalma bu geleneğe dört elle sarılıp, zamanın içinde kaybolmasına direniyor.

Tarihin derinliklerinden gelen bu kültürün yaşatılması gerekiyor. Kartalı kolda taşımak için elde yapılan manda derisinden çok kalın bir eldiven kullanılıyor. Atın üzerinde kartalı uzun mesafelere götürürken yorulmadan taşımak için de, ağaçtan yapılmış kol ile eğer arasına yerleştirilen bir destek bulunuyor. Kartala, dış dünyayla bağını kesen göz muhafazası gibi birçok ilginç alet gerekiyor. Yani, bu işin temelinde başlı başına bir kültür ve beceri bulunuyor.



Kazak Türkleri'nde Kartalla Avcılık

Avcı ve kartal, “bütünleşen ikili”dir. Kartallar yuvalarını çok sarp ve kayalık yerlere yapar. Yuvaya ulaşmak hem cesaret hem tecrübe isteyen bir iş. Çünkü, düşme riski ve kartalın saldırısına uğrama ihtimali var. Annenin, yuvayı kısa süreli terk etme zamanı, kaşla göz arasında yavru alınabilir. Yuvadan binbir zorlukla alınan yavru, sadece bir kişinin ilgilenmesiyle büyütülür. Çünkü, doğada beraber bütünleşecek bu ikili arasında bir bağ kurulması amaçlanır. Her gün etle beslenen yavru birkaç ay sonra uçmaya hazır hâle gelir. Sahibinden başkası için artık tehlikelidir. Kartalın ehlileşmesini engellemek için av olmadığı zamanlarda göz muhafazasıyla gözleri kapatılır. Kartalları, mart başından ağustos sonuna kadar geçirdikleri tüylerini yenileme döneminde ava çıkarmazlar. Av dönemi başlayınca, atın üzerindeki sahibinin kolunda keskin gözlerle etrafı takip altına alır. Bir av gözüne kestirince de hızlı bir çıkışla süzülerek, ıskalamadan pençeleriyle avını yakalar, kanatlarıyla avının üzerini örter. Bel ve boynundan yakalanmış olan av, beş on dakika sonra ölmüş olur. Bu arada, kartalı izleyen sahibi dörtnala kartala doğru hareket ederek, avını yemesine fırsat vermeden elinden alır. Ödül olarak da avdan taze bir parça et verilir kartala. Kartalların avladığı hayvanlar arasında kurt, tilki, tavşan gibi bozkırın sakinleri vardır. Avın, dönüşte ilk görene hediye edilmesi adettendir. Kazakistan’da her yıl kartal festivali yapılır. Ülkenin birçok şehrinden gelen kartal yetiştiricileri bu festivale katılarak hünerlerini gösterir.

Doç. Dr. Abdulvahap Kara, kartalla avcılığın, Türklerin en eski avlanma şekillerinden biri olduğunu ifade eder: “Altı bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğu söylenmekle birlikte, biz onun tarihi izini kaynaklarda 2-3 bin yıl eskilere kadar takip edebilmekteyiz. Arkeologlar bununla ilgili kaya resimlerini Kazakistan’ın “Tanbalı Taş” ve “Bayancürek” kaya resimleri arasında tespit etmiştir. Bunlarda, kartalla av avlayan avcıların resimleri bulunmaktadır.''

Kartalın Yakalanması: Kazak Türkçesinde, kartalı yakalayıp eğiten ve avda kullanan avcılara kuşbegi, yani kuşbeyi veya burkitci” yani kartalcı derler. Genel olarak kuşbeyleri kartalı beş şekilde yakalayabilirler.


1. Doymuş kartalı yakalama: Yerde avını yakalayıp yemekte olan kartalın iyice doyması beklenir. Kartalın doyup uçmaya hazırlandığı sırada, hızlı bir atla üzerine sürülerek kartal yakalanır. Doyan kartal bazen uçmakta gecikir ve yakalanır. Ancak bazen de avcıdan önce davranarak uçup kurtulur.

2. Döğüştürerek yakalama: Ehlileşmiş kartal ile yabani kartal her zaman birbirine düşmandır. Havada uçan yabani kartal görüldüğünde, evcil kartal döğüşmesi için salıverilir. Iki kartal havada döğüşürler. Döğüşme esnasında iki kartal birbirlerine pencelerini batırarak sarmaş dolaş bir halde yere düşerler. Bu esnada yabani kartal yakalanır.


3. Ağla yakalama: Kartalların çok görüldüğü bölgeye ağla tuzak kurulur. Bunun için etrafı yere saplanmış sırıklar sayesinde ağla çevrilmiş u seklindeki yere canlı veya derisi doldurulmuş tavşan veya tilki yem olarak konur. Havadan bu yemi gören kartal almak için son sürat süzülür, dalış yaptığında ağa takılır. Böylece kartal yakalanır.


4. Yuvadan yavru alma: Kartallar genellikle dağlık arazilerde sarp kayalıkların girintilerine yuva yaparak yavrularlar. Boyle yuvalara kayaların üst kısmından ip sarkıtılarak inilir ve yavru alınır. Ancak bu çok tehlikeli bir yakalama şeklidir. Ana kartal genelde yuvası belli olmasın diye sabahın erken saatlerinde yuvadan ayrılır ve akşama doğru geri gelir. Yavrusunun alınmak üzere olduğu anda yuvaya dönerse, avcı için çok büyük tehlike yaratır. Bu durumda, kartalın saldırısından korunmak için avcılar yanlarında kalkana benzer bir korunma aracı da taşırlar.

5. Kapanla yakalama: Kartallar kapanla da yakalanır. Ancak çoğunlukla hayvanın ayağı yaralandığı veya kırıldığı için bu yol tercih edilmez.


Kartalın evcilleştirilmesi:

Kuşbeyleri, yavru iken yakalanıp eğitilen kartallara “kolbala” yani elde büyütülen kartal ve yetişkin iken yakalanıp eğitilen kartala ise “tuz kartalı” yani doğa kartalı derler. Doğa kartalını eğitmek, yavru iken yakalanıp elde büyütülen kartalı eğitmekten daha zordur.


Ayrıca, Kazak kuşbeyleri huy açısından kartalı “akbeyil” yani munis ve “kingi” ters mizaçlı olarak ikiye ayırırlar. Akbeyil kuşlar sorun cikarmadan insana çabuk alışırlar. Ters huylu kuşların ehlileştirilmesi ise uzun zaman alabilir.
Yakalanan kartal “ırgak” denilen yerden biraz yüksekçe ucu bağlanarak gerilmiş ipe kondurulur ve ip salıncak gibi devamlı sallandırılarak kuş birkaç gece uykusuz bırakılır. Çünkü, çok dayanıklı ve güçlü bir hayvan olan kartal, uykusuzluğa dayanaksızdır. Ayrıca gürültüden de rahatsız olur. Aynı zamanda kartalın yanında sabahlara kadar şarkılar söylenir veya çocuklara gürültü yaptırılır. Böylece hem kartal yorgun düşürülür ve hem de insanlara alışması sağlanır.

Kuşu ırgakka koyduktan sonra, devamlı sallayıp, uyutmamak gerekir. Uykusuzluktan iyice bîtap düşen kuş ansızın yere düşer. Bundan sonra kartal uysallaşmaya başlar. Kuşbekler, vahşi kartalı ehlileştirme sürecinde, ona vurmak, bağırmak gibi kötü davranışların doğru olmadığını söylemektedirler. Çünkü, kartal kinci bir hayvandır. Mâruz kaldığı kötü davranışları unutmaz. Günün birinde intikam alabilir. Nitekim efsaneye göre, Naymanların Tölegetay isimli beyinin oğlu Kıtay’ı, eğittiği kartal saldırarak öldürmüştür.

Yakalandığında tok olan kartalın eğitilmesi dikkat ister. Çünkü, tok hayvan kolaylıkla boyun eğmek istemez. Devamlı çırpınarak, karşı koymak ister. Bu yüzden kuşun sindirim organlarının ezilmesi veya öfkeden ölmesi mümkündür. Bu yüzden, tok hayvanın ehlileştirilmesine başlamadan önce ağzından öbek öbek buz veya kar verilerek iç organlarının ezilmesi önlenir. Veya, koltuk altlarına soğuk su püskürtülür.


Kartalın yeme alıştırılması:

İyice aç bırakılmış olan kartala bir parça et gösterilir. Başlangıçta hayvan eti yemekten çekinir. Bu durumda, hayvanın kanatlarına basarak ağzından zorla eti yedirmek gereklidir. Kuş ilk yemi yutup nefeslendikten sonra, verilen etleri kendiliğinden yemeye başlar. Et önce kuşun gagasına kadar yaklaştırılarak verilir. Daha sonra, et parçaları yavaş yavaş uzaklaştırılarak yedirilir. Böylece kuş, uzaktan yeme gelmeyi öğrenir.


Kartalın yemleri koyun, sığır ve özellikle yılkı etinden hazırlanır. Keçi eti ise kartala zararlı olduğu için verilmez. Av hayvanlarından dağ sıçanının eti kartal için ideal yemdir. Çünkü, onun kemiği kartalın midesinde erimektedir.


Kartalın midesini temizleme:

Bazen kartalın midesinde yenen etlerin parçaları ve hatta yün, kıl gibi şeyler kalır. Bunlar hazmedilmez. Bu da hayvana rahatsızlık verir. Bu gibi durumlarda hayvanın midesini temizlemek gereklidir. Bunun için at yelesi veya kamış püskülü gibi yumuşak şeyler ipe bağlanarak yutturulur. Böylece hayvanın midesinin dibindeki kalıntıların daha aşağılara inmesi sağlanır. Buna Kazak Turkçesi’nde kuşun “koyasını tusiruv” denmektedir.



Kuşa verilecek yem miktarı:

Kuş da insan gibidir. Yiyecek yem miktarı cüssesinin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Bu yüzden bütün kartallara aynı miktarda yem verilmez. Tecrübeli kuşbeyleri hayvanı yemlerken devamlı surette kursağını elleriyle kontrol ederler. Kursağın çok olup şişerek gerilmemesine dikkat ederler. Diğer taraftan fazla doyurmamak isterken, kuşun kursağının yeterince dolmaması da iyi değildir. Çünkü, iyi beslenemeyen kartal zayıf ve halsiz olur. Bu da av esnasında performansını düşürür. Kartallar iki gunde bir, belirlenen miktarda yemle beslenir.




Kartalın tilki avı için eğitilmesi:

Kuş iyice ehlilesip yeme gelmeye başladığında, avcılık eğitimine geçilir. Bunun icin “Sırga” veya “dalbay” denilen sahte av hayvanları hazırlanır. Sırga veya dalbay, içi yün, saman vs. ile doldurulmuş tilki veya tavşan derisinden hazırlanmış bir nevi torbadır. Buna tilki kuyruğu da eklenir. Böylece uzaktan bakıldığında tilkiye benzer sahte av hazırlanmış olur. Uzun bir ipe bağlanan sırgayı bir kişi ata binerek sürükler. Buna “sırga çekmek” denir. Kuşbeyi elinde kartalı olduğu halde atlı adamın gececeği bir yerde durur ve kartalın tomagasını çıkarır. Aç olan kuş sırgayı görür görmez saldırır. Sırgaya konan kuş, bir yem verilerek alınır. Böylece bu talimler devam eder. Kartal daha sonra ava çıkıldığında, sırgaya saldırdığı gibi tilkiye de saldıracaktır. Bir kartal elli yaşına kadar yaşayabilirse de, kuşbeyleri bir kartalı en fazla on yıl ellerinde tutarlar ve sonra doğaya salıverirler. Çünkü, bundan sonra, kartalın av becerisinin düştüğü görülür. Işte böylece, bir kartal av icin eğitilmiş olur. Görüldüğü gibi, bu çok sabır ve sevgi isteyen bir iştir.




Kartalı yakaladığı tilkiden ayırmak:

Kartal, yakaladığı avı kendi sahibinden bile kıskanarak vermek istemez. Bu hususta bir Kazak atasözü, “it sahibi, kartal kendisi için avlanır” demektedir. Bu yüzden avcı, kartalı avından ayırmak için ona “toyat” yani yem vermek zorundadır. Böylece hayvan bir yemle kandırılarak avı elinden alınır. Eğer avcı, hemen yetişmezse, kartal yakaladığı avı parçalamaya başlar ve avın derisine zarar verir. Bu yüzden kuşbeyleri kartalı avda kontrollü uçurmak zorundadırlar. Kendileri de avı görmedikçe, kartalı uçurmazlar. Uçurduktan sonra da avın peşinden son sürat atlarıyla koştururlar. Kartalla avcılıkta en zevklisi tilki avıdır. Kazaklar “alpış eki aylalı tilki” yani altmış iki hilesi olan tilkinin avının avcılar için çok eğlenceli olduğunu söylerler.



Resimler: avrasyasporbirligi.com / svidensky.com
/ thethinkersgarden.com / dailymail.co.uk / aktuel.mynet.com
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 15.11.2014, 23:24   #2
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık


Kartalın Ava Dalış Şekilleri



Yüksekte uçan kartal avını gördüğünde üç şekilde avının üstüne dalış yapabilir:



1.Sansıla aluv:
Yüksekten dikine avının üstüne gelme şeklidir. Kartal için tehlikeli bir saldırı şeklidir. Kaçmakta olan tilki son anda yana doğru kendi atarsa, kartal yere çakılabilir.




2. Sipira aluv:
Kartalın av hayvanının ardından hızlı bir biçimde yaklaşmasıdır. Bu uçuş şeklinde de tilkinin kartalı çalı çırpıya takma tehlikesi vardır.





3. İlip aluv:
Kartalın tilkinin üstüne gelerek sırtına pençesini batırması ve yüzü arkasına çeviren tilkinin burun kısmını diğer pençesiyle yakalamasıdır. Kartalın en emniyetli av şeklidir. Kuşbeyleri, kartalı avını bu şekilde yakalaması için eğitmeye çalışırlar.





Kartalın dış görünüşünün özellikleri:

Bir kartalın kıran” yani iyi avcı olup olmadığı, yarış atı gibi, dış görünüşünden de belli olur. İyi kartallar genelde büyük başlı, gagası iri, gözleri çökük olur. Kanat tüyleri büyük, paçaları kızıl ve dilinin altında parmak büyüklüğünde siyah bir ben bulunur. Ayakları kalın ve pütürlüdür.



Avcılığıyla meşhur kartallar, Kazakistan’da İle Dağları civarındaki Narinkol Kartalları’dır. Cüssesi, gücü ve dış görünüşü itibariyle heybetlidirler. Kartalın vücut gelişimi iki yaşında tamamlanır. Bu sebeple, kartal iki yaşından itibaren avda verimli olmaya başlar.


Tazı ve kartalla avcılığın arasındaki farklar: Tazı tilkiyi kovalayarak yakalar. Eğer, yeterince hızlı değilse tilki kaçar. Fakat, kartal yükseklerden dalış yaparak avlandığı için tilkinin kurtulma şansı fazla değildir. Diğer taraftan tazıyla tilki avına giden avcının altında güçlü at olmalı ve avlanacak mekan da düzlük olmalıdır. Çünkü, tazı peşinden kovaladığı tilkiyi yorarak yakalar. Bu yüzden tazının tilkiyi yakalaması uzun mesafade gercekleşir. Dağlık ve engebeli arazide tazının tilkiyi yakalaması zordur.


Kartalın en zor avı baykuş:
Kartal için avların içinde en belalısı baykuştur. Ancak cok güçlü kartallar baykuşla baş edebilir. Kartala yakalanacağını anlayan baykuş yere sırt üstü yatar ve iki pencesini öne doğru tutar. Böylece üstüne gelen kartalın kursağını delmeye çalışır. Kartal güclü ve cevik olmazsa, baykuş amacına kolaylıkla ulaşır. Bu yüzden kendine güveni olan kartallar baykuşa saldırabilir.



Kartalla tavşan yakalama:
Kartalın tilkiden ziyade tavşanı avlaması güçtür. Kartalla tavşan avı zor olduğu kadar, eğlencelidir de. Tavşan genelde çalı çırpı ve sık kamışların olduğu bölgelerde yaşar. Böyle mekanlarda avlanmak elbette kartal için zordur. Ayrıca zik zakla çizerek kaçan tavşanı kartal yakalamakta zorlanır.



Kartalla avcılıkta atın önemi: Kartalla avcılıkta atın iyi olması da önemlidir. Yürüyüşü rahat bir at, kartal için de avcı için de elverişlidir. Kartalın avını uzak mesafelerde yakaladığında, avcının atının hızlı olması yararlı olur. Ayrıca atın kartaldan ürkmemesi, av esnasında sahibini terk edip gitmemesi de gereklidir.


Kartal avcısının maiyeti: Kuşbeyleri “sayat”, yani kartalla avcılığa yalnız çıkmazlar. Çünkü, kartalla avcılık tek kişinin yapacağı bir av türü değildir. Belli bir görev paylaşımı yapmış birkaç kişiyi gerektirir.


Kartal ile avcılıkta görevliler şunlardır:


Turipsi: Bir tepenin üstünde kartalı tutan kimse.

İzsi: Tilki veya tavşan gibi av hayvanlarının izini takip edip saklandığı çalı çırpı veya kovuktan çıkmasını sağlar.


Kaguvsı: Kaçan av hayvanının tekrar bir çalı çırpı arasına girmemesini, düzlükte kaçmasını sağlar.

Tosuvsı: Kartalın avını yakalamasını bekleyen ve kartal avını yakaladığı anda yetişip bir yem vererek avı kartaldan alan kimse.

Bakırsı: Av çadırında kalan av peşinde olan kimselere sıcak çay ve yemek hazırlar.



Ayrıca avı seyretmeye gelen kimseler de sayata katılabilirler. Ava gelen misafirlere, yakalanan ilk avı vermek geleneğı vardır. Bu sebeple, avın bereketi ve şansının aynı zamanda misafirle ilgili olduğu inancı yaygındır. Eğer av bereketli geçerse misafirin kancıgası yağlı” yani av torbasi yağlı, aksine bereketli geçmediği zaman da “kancıgası kuvragan” yani av torbası kurumuş denir.



Kartal’ın mevsimleri: Kartal beslemek herhangi bir ev kuşunu beslemeye benzemez. Onun mevsimleri vardır. Bu mevsimlere göre kuşu ava çıkarmalı, idman yaptırmalı, tüylerinin yenilenmesi sağlanmalıdır. Genel olarak bir kartal Eylül-Mart aylarında karlı kış günlerinde ava çıkabilir, Mart’tan Ağustos’a kadar kartal eski tüylerini döküp yeni tüy çıkarır. Bunun için kuşa gerekli ortam sağlanır. Ağustos-Eylül aylarında ise kuşa av idmanları yaptırılır. Günümüzde Kazakistan’da bazı zenginlerin gösteriş icin kartal satın alıp bu mevsimlerin gereğini yerine getirmeden evde beslemelerini kuşbeyleri eleştirmekte ve bunun çok yanlış olduğunu söylemektedirler.


Av mevsimi: Genelde kartalla tilki avı için uygun mevsim karın düştüğü günlerdir. Çünkü, tilkiler gündüzleri saklanıp geceleri avlanan hayvanlardır. Genelde de sıçan gibi küçük hayvanları avlarlar. Av bulmak için akşamdan sabaha kadar dolaşırlar. Buna Kazaklar “tulkinin cortuvı” yani tilkinin dolanması derler. Kuşbeyleri kar düştüğü zaman çok sevinirler. Özellikle Kazakların “sonar” veya “kansonar” dedikleri taze kar onların avlanmaları için çok elverişlidir. Çünkü taze karda tilkinin izi belli olur. İzi takip edilen tilki, saklandığı yerden çıkarılır.

Kuşun tüylerini yenilemesi: Mart ayının ortalarından itibaren av mevsimi sona erer. Artık kartalın tüylerini yenileme mevsimi başlar. Kuşa bu mevsimde özen göstermek gereklidir. Tüy yenileme dönemini iyi bir şekilde geçiren kuş, eski tüylerinden tamamen kurtularak yepyeni, parlak ve canlı tüylere sahip olur. Tüy yenileme mevsiminde hayvana verilen yem miktarı artırılır. Tüyleri gereğince yenilenen hayvan avlanma mevsiminde daha verimli olur. Çünkü, daha çevik ve atak hareket eder. Eğer hayvan bu dönemi iyi geçiremezse, tüyleri zayıf ve soluk olur. Kuşbeyleri için avlanma mevsimi karın düştüğü Ekim ayından Mart’a kadar sürer.



Kartalın idmanı:
Ağustos ayından Eylül ayına kadar olan süre, kartalın deyim yerindeyse antrenman dönemidir. Bu döneme Kazaklar “kuşti kayırıv” demektedirler. Bu dönemde, kuşbeyleri kartallarını, seyislerin yarış atlarını yarışa hazırladıkları gibi, ava hazırlar. Semiz kuşların kas etleri sertlestirilip güçlendirilirek uçuşa hazırlanır. Bu devrede kuşa “bortpe yem” veya “ak cem” adı verilen yem verilir. Bu yem, bir gün boyu suya konarak kandan ve yağdan arındırılan, kalorisi düşük ettir. Bortpe yem, kuşun iç yağlarının azalması ve kaslarının gelişimini sağlar.

Eylül ayına kadar kuş babına gelir ve ava hazır olur. Av döneminde kuşa iki günde bir yem verilir. Semiren ve tok olan kuş tilki avlamaz. Diğer yandan yeterince besin alamayan kuş da halsizleştiği icin avda başarılı olamaz.

Bundan dolayı av mevsiminde kartala verilecek yem miktarı iyi ayarlanmalıdır.



Kartal avcılığı ile ilgili Kazakça terimler:

Kıran: Avcılıkta mahir kartal

Pistak pistak: Kartalın çıkardığı ses

Kaah kaah: Kuşbeyinin kartalı çağırma sesi.

Kuşbegi: Kuşbeyi

Kızılmay: Kuşun iç organlarının ezilmesi

Koyasın tusıruv: Kuşun midesindeki et kalıntıları, yün, kıl gibi rahatsızlık veren şeylerin temizlenmesi.

Kuştu kayıruv: Kartalı ava hazırlamak için idman yaptırma.

Irgak: Kartalın eğitimi sırasında kullanılan salıncak.

Bortpe cem veya ak cem: Yağı ve kanı temizlenerek kalorisi düşürülmüş etten hazırlanan yem.

Sayat: Kartalla avcılık seferi.

Toyat beruv: Av esnasında tavşan veya tilki yakalayan kartal, avını hemen yemek ister. İşte bu sırada kartalın iştahını kesmek için hemen yem verilmelidir. Bunun için onceden but etinden hazırlanan yem kuşa uzatılarak bir iki kere gagalaması sağlanır. Buna toyat denir.

Sırga veya dalbay: Tilki veya tavşan derisinden hazırlanmış, kartalı avlanmaya ve eğitmeye yarayan torba.
Sırga çekmek: Kartalı avlanmaya eğitme sırasında sırga denilen torbanın atla hareket ettirilmesi.



Av Kartalının Takımları:

Tomaga: Genelde kartalların gözü “tomaga” denilen bir başlık giydirilerek kapalı tutulur. Eğer kartalın gözü bu başlıkla kapatılmazsa, hayvan rahat durmaz, sağa sola saldırır. Av yolculuğu esnasında da tomaga ile hem kartalın rahat durması sağlanır ve hem de kartalın av görerek ansızın uçması önlenir.



Kartalın gözleri çok keskindir. Göğe yükseldiği zaman 10 km. mesafedeki bir tavşanı görebilir. Bu yüzden Kazaklarda bir deyiş vardır: “Altay’da tomagası çıkarılan bir kartal, Savır’daki tilkiyi görür”. Altay ile Savır’ın arası yaklaşık 180 km’dir.

Ayakbav: Kartalın iki ayak bileklerine deri kayıştan “ayakbav” yani ayak bağı denilen bağcıklar takılır. Bu bağcıklar 50 cm. uzunluğunda olup ucunda halkası vardır. Kartallar bu bağla uçar. Uçmadığı zamanlar bu halkalardan başka kayışlar geçirilmek suretiyle bağlanır. Eğitim esnasında bu halkalara sicim bağlanarak uçulur.



Tugır: Kartalın her zaman durduğu 3 veya 4 ayaklı sehpa biçimindeki oturağı. Buna tugır denir. Bu tugırın ayakları sabit olduğu gibi, seyyar da olabilir.

Biyalay: Kartalın çelik gibi pençesinden korunmak için kola takılan deriden yapılmış bileklikli eldiven. Kartal daima sağ elde tutulur.



Baldak:
Kartalı at sırtında taşırken kola destek olması için eğere takılan çatal biçimindeki kaldıraç. Bir kartal 30 kg’dan az değildir. Bu yüzden kuşbeyinin bir kartalı kolunda devamlı taşıması mümkün değildir. Baldak ona destek olur. Cok soğuk havalarda, kartalın bazen üşümemesi için bebek gibi kundaklanarak taşındığı durumlar da olur.

Cem saptıyak: Kartalın yem kâsesi. Saplı ve uzunca tahtadan yapılır.

Cem torba: Yem torbası. Avlarda kartala verilecek etten yapılmış yemlerin taşındığı torba.



Kartalın yaş isimleri:

Kazaklar kartalın 12 yaşının her birine özel isim vermiştir:

1. Balaban

2. Tırnek

3. Taştulek

4. Kantulek

5. Kumtulek

6. Kuvtulek

7. Koktubit

8. Kana

9. Cana

10. Bersin

11. Barkın

12. Songel



Kazaklara göre kartal çeşitleri: Kök seğir, Seğir payan, Kandi köz, Muz balak, iş cargış ve Ak iyik. Kartalın en iyisi Altay bolgesine has olan Ak iyik kartalıdır.


Günümüzde Kazaklar arasında kartalla avcılık: Sovyet döneminde ihmal edilen ve kaybolmaya yüz tutan kartalla avcılık, 1991’de Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra, tekrar canlanmaya başlamıştır. Son birkaç yıldan beri Kazakistan’da kuşbeyleri arasında yarışmalar düzenlenmektedir.

Kazakistan’da kartalla avcılığı geliştirmek için Kartal Federasyonu kuruldu. Ayrıca Karagandida bir kartalla avcılık okulu açılmıştır. “Kayrat” at sporu okuluna bağlı olarak açılan “Sayat” Kartalla Avcılık okulunda lise seviyesindeki genclere eğitim verilmektedir. İki, üç yıl süren eğitimde, önce ata binme ve daha sonra kartalla avcılık öğretilmektedir.

Kazakistan’ın kartallarıyla meşhur bölgesi Nura’da ise bir kartalla avcılık müzesi açılmıştır. Burada kartalla avcılık tarihi üzerine fotoğraflar, av kartalı takımları gibi eşyalar sergilenmektedir. Müze ziyaretçileri ayrıca av mevsimlerinde kuşbeyleri ile birlikte kartal avına çıkabilmektedirler.

Kazak Türkleri arasında kartalla avcılık geleneği en iyi şekilde Moğolistan Kazakları arasında muhafaza edilegelmisşir. Moğolistan’ın Kazakların yoğun bir biçimde yaşadığı Bayan Olgıy bölgesindeki Kazaklar, bu geleneği kesintisiz devam ettiregeldi.

Günümüzde, bu gelenek Kazakistan’daki gibi bir spor dalına dönüştürülmüştür. Bunun için kurulan Burkut(Kartal) Derneği’ne kayıtlı 200’ü aşkın kuşbeyi bu sporla uğraşmaktadır. Bayan Olgiy Kazakları her yıl Ekim ayında Kartalla Avcılık Festivali düzenlemeyi gelenek haline getirmişlerdir.



Türklerin en eski av geleneklerinden olan kartalla avcılık Kazak Türkleri arasında Sovyet döneminde zayıflamış olmakla birlikte, günümüzde tekrar canlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu geleneğin en eski şekliyle devam ettirilmesi, Türk kültürü için büyük bir kazançtır. Bu sebeple modern hayata adapte edilerek kartalla avcılığın uluslar arası bir yarışmaya dönüştürülmesi faydalı olacaktır.


Kaynak:
Doç. Dr. Abdulvahap Kara, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Öğretim Üyesi .

Kaynak Link: avrasyasporbirligi.com

Resimler: treshnishbirdlog.co.uk / aktuel.mynet.com
/ porttakal.com / pinterest.com / mfimages.wordpress.com / photoblog.nbcnews.com / nomadicexpeditions.com / travelspinner.com / aktuel.mynet.com




__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.11.2014, 18:34   #3
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık


Kartalın kurt avı

Forum Gerçek Flash Dosyası



__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.11.2014, 19:42   #4
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık

Kartallar hem korkutucu hemde etkiliyici güçlü yaratıklar...

Kanatlarını açtığı zaman ki heybeti ise ben buradayım diyor adeta...

Ellerine sağlık Dilaver...

Teşekkürler...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2016, 19:17   #5
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık



























__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.02.2016, 21:19   #6
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık

Süper bir çalışma ve paylaşım Dilaver, bende ufak bir katkı yapayım. Yukarıdaki yazılar bir anane kültür ama günümüz insanları başka zevkleri için maalesef hayvanları çok kullanmaktadır.

Bu alttaki paylaşım inönü stadında kartal uçurtmak isteyenlere karşı kaleme alınmıştır.. Bu kartal Benfica'dan getirilerek kullanılmak üzere kafeste bekletiliyordu.
CESARETİN BİTTİĞİ YERDE ESARET BAŞLAR!
KARTALIM BEN !
CESARETİN TİMSALİ, BEŞİKTAŞ'IN SEMBOLÜ, KORKUSUZ KARAKARTAL! DAHA DÜNE KADAR, "AÇ KANATLARINI SÜZÜL GÖKLERE", DİYE YAD EDİLİRKEN, ŞİMDİ ESARETLE Mİ ÖDÜLLENDİRİLECEĞİM? ESARETİMİN BAŞLADIĞI AN, BİR PARÇA ET İÇİN, ÇİZİLEN SAHTE BİR GÜZERGAHTA, ALÇAKTAN UÇURULDUĞUM ANDIR! CESARETİNİZİN BİTTİĞİ AN, ESARETİNİZİN BAŞLADIĞI ANDIR! OLMAM GEREKEN YERDE, ÖZGÜR RUHLARIN ÖZGÜR ZİHİNLERİNDE, GÖKYÜZÜNÜN EN YÜKSEKLERİNDE, SÜZÜLMEYE DEVAM ETMELİYİM.
KARTALIM BEN! ESARETİN DÜŞMANI, CESARETİN TİMSALİYİM.
GÖKYÜZÜNDE SÜZÜLMEYE, "ÖZGÜRCE" DEVAM ETMELİYİM...
Kartal şu anda Mabet'te tutuklu...
23 yılda ancak "ergenliğe" ulaşan, Yuvasını ölene kadar değiştirmeyen, 1000 metrenin üstünde zor kayalıklara ev diyen, Kartal şimdi bir kafeste esaret altında...
"Evcil bu Kartal" diyen olacaktır...
"Biliyor musun?" derler adama, "Bir Kartal Nasıl Evcilleştiriliyor ?"...
"Ya bir av atılır önlerine, Kartal onu yakalayıp yerde yemeye çalışırken atla hızla gelip yakalarlar... Ya da hali hazırda "evcil bir Kartalı" özgür Kartala saldırtırlar... Gökyüzünde karşılaşan 2 Kartal pençelerini kenetler birbirine... Bırakan kaybedeceği için her ikisi de bırakmaz ve yere düşerler... Düşünce de yakalanırlar.... Yakalanan Kartal da karanlık bir odaya atılır, bağlanır... Odanın önünde çocukların gürültü yaparak oynamaları istenir... Aynı zamanda hayvana yem ve su verilmez.... Çocukların yaptığı gürültülerle de hayvanın uyuyup dinlenmesi önlenir... Birkaç gün sonra içeri girip, yorgun düşmüş hayvan ele alınır... "Yabani hayvanlarda, insanla ilk temas çok önemlidir" derler... Eğer sizden zarar gelmeyeceğini anlarsa, Günlerce çektiği bu yorucu işkenceden sonra, belki de yarım saat içinde tamamen evcilleştirebilirsiniz... İşte Kartal bu sayede evcilleşir.... Sonrasında da eğitim süreci başlar... Bu süreçte de hayvana özellikle eğitim yapılacağı zamanlar yem verilmeyip, istenilen şey yapıldığında "ödül" olarak bir parça et verilir."
Bu süreci bile bile, gururumuz mu okşanacak Kartal Mabed'de süzülünce? Bir anlık zevk için hapsedilen yaşam karşısında susacak mıyız? Peki Kartal'ın kendisi susar mıydı sizce? Özgür bedeninin "esir alınma"sına ne derdi acaba? Yine Kartalın "Hayat Mücadelesi" anlatsın gerçeği bize; "Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanlardandır bilirsiniz... 70 yıla kadar yaşayan Kartallar vardır... Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır... Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir...
Bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir... Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır.... Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır... Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır... Artık Kartalın uçması iyice zorlaşmıştır... Dolayısıyla Kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır... Ya ölümü seçecektir... Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini... Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürer... Bu süreçte Kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır... Buraya yerleşmiş olan Kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar...
En sonunda Kartal'ın gagası yerinden sökülür ve düşer... Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler... Gagası çıktıktan sonra, bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır... Yeni pençeleri çıkınca Kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini bu pençelerle yolmaya başlar... 5 ay sonra Kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan, meşhur "yeniden doğuş süreci" sonunda uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir... Ve hep en yükseklerden uçar..." Razı mıyız şimdi hayat karşısında kendine bile teslim olmayan Kartal'ın esaretine? Gerek var mı? Hayallerimizi mi resmediyorsunuz?...
Düşlerimizi süslediğimiz, mitolojik masalları mı kurguluyorsunuz? Bunun için mi bir Kartal'ın Özgür yaşamını elinden alıyorsunuz? 2 yıl sonra başka bir Kartal, 5 yıl sonra bir başkası mı eğitilecek? Peki biz seyir mi edeceğiz bunu? Yunus balıklarının tutsaklığına dur dediğimizde alkışlayanlar, Şimdi Kartalın esaretine sessizliğimizi mi alkışlayacaklar? Çok beklerler !!! 5 dakikalık seyir zevkine, Bir Kartal'ın esaretine, Çarşı'nın suskun kalmasını, Çok beklerler !!! Bizi düşlerimizdeki Kartallarla başbaşa bırakın! Bırakın hayallerimizi kafese koymayın! Çarşı Kartalın Esaretine Karşı!...
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 25.02.2016, 03:42   #7
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık

Meraklıları için güzel bir konu .
Ellerine sağlık @Dilaver

__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.06.2016, 01:45   #8
Çevrimdışı
nurideniz34
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Thumbs up Cevap: Kuş Kuşlamak | Kartalla Avcılık

Dilaver:
Bu faydalı bilgiler için teşekkürler...
__________________
....................................
  Alıntı ile Cevapla
nurideniz34'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
avcılık, ayakbav, balaban, biyalay, burkut, bürküt, kartal, kartal avcıları, kartal bakımı, kartal kurt avı, kartal nasıl yakalanır, kartal tilki avı, kartalla, kartalla avcılık, kartalın beslenmesi, kartalın tavşan avı, kazakistan kartal avı, kuş kuşlamak, kuşbegi, kuşbeyi, kuşlamak, pistak pistak, sayat, tomaga


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 15:21.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.