Paşalimanı Adası
(Erdek - Balıkesir)
Yalnız ve Huzurlu Paşalimanı Adası
Marmara'nın ikinci büyük adası yalnızlığın ve bakirliğin simgesi gibi. Zeytinin en güzeli, kavunun en lezzetlisi burada yeniyor. Ada'yı dolaşırken her noktadan karşınıza çıkan manzaralar sizi şaşırtıyor ve yönünüzü kaybediyorsunuz.
Paşalimanı Adası Balikesir ili Erdek ilçesine bağlı olup Marmara adasının güneyinde, Avşa adasının güneydoğusunda Kapıdağ yarım adasına enyakın mesafede, yüzölçüm olarak bölgenin II. büyük adasıdır.
Erdek'ten sonra gelen Narlı köyünün karşısına düşen ada, karaya yani Kapıdağ yarımadasına yakınlığı ile ada fobisi olanlara güven veriyor. Paşalimanı ve Harmanlı köylerinin tepelerinden seyredilen muhteşem manzara ise kendini Güney Ege'de hissettiriyor.
Fotoğraf:Özgür Övsene
Toprak ve havasının uygunluğu nedeniyle bağcılığa son derece uygun olan adada bir dönem özellikle şaraplık olarak "ada karası" üzümü yetiştirilmekte ve Avşa Adası ile birlikte burada yetiştirilen üzümler şarap yapımında kullanılmaktaydı. Ada'da bulunan ve özellikle 1880'li yıllarda bölgenin en iyi şaraplarını üreten şarap fabrikası günümüzde harap durumda olup sadece mermer tabelası sağlam kalmış.
Zamanında gemileri dolduracak kadar (50-60 Ton ) üzüm yetiştiren ada halkından günümüzde sadece belli bir kısım bağlarına sahip çıkıyor. Asırlık maziye sahip bölge şarabı eski günlerine dönmeyi ümit ediyor.
Zamanın en iyi tuzlu balıkları, ıstakozları, tarakla, barbunlar, lüferleri, levrekleri, kılıçları, dil balıkları bu bölgeden İstanbul'a sevk edilerek birçok kişinin sofrasına renk katmıştır. Günümüzde bu canlı çeşitleri tamamen tükenmese de bölge insanların ihtiyaçlarını zor karşılıyor.
Balık Zengini
Temiz ve doğal sahil şeridi, berrak suları ile deniz sevdalılarına kucak açmış olan Paşalimanı adası bölgenin balık çeşidi olarak en zengin adalarında biridir. Özellikle dalış, rüzgar sörfü ve yelkencilik gibi su sporlarına meraklılar için gözde mekan olmaya adaydır. Her sene ağustos ayında Ataköy Marina'dan başlayıp Bodrum´da son bulan yelken yarışlarının da uğrak noktasıdır.
Her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği ada, huzurlu atmosferi ve havası ile Bizans ve Osmanlı imparatorlukları zamanında saraydaki ruh ve sinir hastalarının tedavisinde rol oynamış olup günümüzde de adada yaşlılar için bir huzur evi yapılması planlanmaktadır.
Son yıllarda özellikle Harmanlı ve Balıklı köyünde gelişmeye başlayan ev pansiyonculuğu halen daha yetersizdir. Ada halkı pansiyonculuk ve yazlık evleri sayesinde bölge turizminde etkili olmaya çalışsa da adada yemek yenecek düzenli bir tesis yoktur ve en büyük eksiktir.
Sahilde kurulu olan köylerde bulunan çay bahçeleri ufak tefek atıştırmalarla karnınızı doyurabileceğiniz yerler olup adaya gelmişken güzel manzaraya karşı keyifli bir akşam yemeği yemek isteyenleri tatmin edecek düzeyde değildir. Turizm ve tesis açısından emekleme döneminde olan adaya gittiğiniz mevsim yaz ise geceleri yüksek sesli açık hava diskoları sizi şaşırtmasın.
Esintisi hiç bitmeyen Poyrazlı Köyü'nün yazlıkçıları son yıllarda bir araya gelerek, "Poyrazlı Köyü Geliştirme ve Güzelleştirme Derneğini" kurdular. Amaçları; bu cennet köşeyi tanıtmak, geliştirmek, ağaçlandırmak, tarihi eserlere, tarihi çınarlara sahip çıkmak ve adaya gelen turistlerin zevkle sağlıklı bir şekilde tatillerini geçirmelerini sağlamak.
Derneği kuranların canını sıkan bir konu; burunlarının dibindeki Ekinlik Ada'sına gösterilen aşırı ilginin onda birinin bu güzel adaya gösterilmemesi. Paşalimanı sakinleri, Başbakanı ağırlayan Ekinlik Adası'na yapılan yatırımın yüzde birinin bile bu adaya yapılmadığından yakınıyorlar. Köyün bozuk yolları geçen yaz asfaltlandı.
Bana sorarsanız adadaki en büyük sorun düzensiz ulaşım ve göze hiç de hoş gelmeyen, ada doğası ile ters düşen çarpık yapılaşma...Paşalimanı adasının insanlarının keşke imkanı olsa da Ege'de turizmden dünyaları kazanan bazı adaları görme fırsatları olsa diye hayıflanıyorum kendi kendime.
Bir Dönemin Efsanesi
Kılıç Avı
Bir dönem Marmara adalarının efsanesi ve önemli geçim kaynağı olan Kılıç avı yapan teknelerde genellikle 3 kişi olurdu. Teknenin burnunda ileri doğru uzatılmış yassı ve sağlam bir kalas bulunur,zıpkıncı yüzükoyun kalas üzerinde ilerler ve pusuda beklerdi. Teknede bir direk bulunur hafif kilolu genellikle bir çocuk gözcü olarak direğe tırmanır ve güneşlenip uyuklamakta olan bir kılıç balığı görüldüğü zaman tam yol üzerine sürülür 25-30m. kala motor durdurulurdu.
Fotoğraf: Özgür Övsene
Tekne sessizce balığın üzerine süzülürken, balık zıpkınlanır ve arkasından 40- 50 m. kalın ip bırakılır, ipin diğer ucuna da lehimlenmiş gaz veya peynir tenekesi bağlı olarak suya bırakılırdı. Teneke şamandırada her balıkçının adı yazar, diğer balıkçılar onun takımına dokunmazdı. Balığın yorulması beklenirken yeni balıklar aranırdı. balığı vurabilme oranı yarı yarıyaydı. Çünkü balık uyanıp son anda dibe dalabiliyordu. Hele mayıs gelip sular ısınınca balıklarda uyanma oranı artıyordu.

Meraklıları için bir parantez açıp bölge adaları ve kılıç avcılığı hakkında çok detaylı kitaplar yazan Yaman Koray 'ın kitaplarından bahsetmek isterim.
Romancı Mebrure Sami Alevok'un oğlu olan Koray Erdek'te 20 yıldan fazla otelcilik ve zeytincilik işiyle uğraşmış, dalmaya merak salmıştır. Bu arada Deniz Ağacı, Gelin Taşı, Mola ve Sığırcık gibi kitapları Erdek'te yazmıştır. Kapıdağ, Marmara köy ve adalarındaki halkın hayatı konulu romanlar kaleme alan Koray, yaşamını sürdürdüğü "Sultan" isimli teknesinde 2006 yılında vefat etmiştir.