Elin Yaptığı Hatayı Boyun Çekiyor

[@Mustafa Akten]

Elin Yaptığı Hatayı Boyun Çekiyor

Elimizle yaptığımızı boynumuzla çekiyoruz. Bu cümleyi AKP'ye oydaş olanlar demeli ve düşünmeli.

Basiretden yoksunluğu ve toplumsal yanılgısı ile, AKP'yi siyaseten iktidara taşıyanlar, Türkiye'yi 11 yıldır telafisi güç idari hataların içine itmiştir.

Türkiye'de 11 yıldır ne değişmiştir?

Haksız kazançlar ve kamu mallarının rantiye haline dönüşmesi siyasi erk'e yakın olanlar tarafından paylaşılması son bulmuş mudur?

İşsizlik sona ermişmidir?

Haksız vergi salınması son bulmuşmudur?

Gelir dağılımındaki adaletsizlik sona ermiş midir?

Sosyal yaşama ve kişilerin hak ve hürriyetlerine, düşünce ve ifade etme özgürlüğüne müdahale son bulmuştur.

Son yapılan G-20 zirvesinde konuşulan kalkınma ile ilgili, istihdam ile ilgili, mal arzı ile ilgili, üretim tüketim dengeleri ile ilgili Türkiye'ye ilişkin neler yapılacaktır? Bebecan elinde olan ekonomi, bu tıfılın elinden alınarak, Sanayii bakanlığı ile birlikte içine siyasetin karışmayacağı birilerinin elinde nötr hale gelecekmidir?

Emekli olan yurttaşların eline insanca yaşayacakları bir emekli maaşı verilmişmidir? Verilecek midir?

Yatırım ve üretim alanında hangi dişe dokunur tesis devreye alınmış? Kaç işsiz istihdam edilmiştir?

Sayısı yüzelli civarında olan ünüversitelerden mezun edilenlerin eğitim seviyesi Lise tekrarı düzeyinden akademik düzeye gelmişmidir? (İstisna ünüversiteler bu deyimden muaf)

Bazı siyaset bilimcileri tek parti çoğunluğu, hükümetlerin siyasi, mali, idari açıdan istikrar getirdiğine inanır, bu husustan sürekli bahsederler.

Türkiye 2002-2013 arasındaki AKP ve imam Recep Tayyip zihniyeti ve hükümetteki fiili varlıkları, şürekaları ve kadroları ve uygulamaları ile istikrar buldumu?

Var olan istikrar onlarla birlikte yok oldu yerine tam bir kaos ve mandacılık hakim oldu.

Türkiye'de istikrar oldumu? Var olan azıcık istikrar oda AKP eliyle yok oldu, şimdi bu günleri yaşıyoruz.

Demekki hala bu ülkeye tek başına Atatürk ilkelerinden ödün vermeyecek Cumhuriyet hükümetleri veya iplerin cumhuriyet çocuklarının elinde olduğu koalisyon hükümetleri gerekiyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca tam demokratik, milli iradenin parlementoya tam yansıması ile oluşmuş bir idare görülmedi.

Çoğunluk partileri anti demokratik seçim yasaları ile parlementoda hayat buldular, işin gerçeği; bazı kesimler siyasi erginliğe ulaşmamış, imam Tayyip ve Menderes benzeri politikacıların, politikalarındaki ve uygulamalarındaki hukuksuzluğu ve kanunsuzluğu demokrasi sayıyor.. Hatta ileri demokrasi sayıyor.

Türkiye, siyasi erginliğin emekleme devresi olan 1950-1960 ve 2002-2013 döneminde bu gün yaşananların benzerlerini Demokrat Parti iktidarı ile yaşadı, son 11 yıldır AKP hükümeti ile devam ettirildi.

Butün yaşanan muhtıra, darbe ve sıkıyönetim dönemlerini ve onların getirdiği olağanüstü mahkemeler dönemini, hukuksuz, kanunsuz anti demokratik uygulamalar dönemini Türk milleti hak etti mi?

Darbelere ve darbecilere kapı aralayanlar, davetiye çıkaran siyasileri ve idareleri bu millet hak etti mi?

1950-1960 dönemi arasındaki zihniyeti 2002-2013 arası dönemlerini ve onların getirdiği anti demokratik dönemi Türk milleti hak etti mi?

1950-1960 dönemi arasındaki zihniyeti 2002-2013 arası zihniyeti ve AKP, Demokrat Parti idarelerini Türk milleti hak etti mi?

Kimse kusura bakmasın siyasi olgunluğa eremedik, siyasi basiretden yoksun yaşadık, eğitimin nimetlerinden yeterince yararlanamadık, kadınlarımızı kızlarımızı bu nimetlerden yararlandıramadık kusur bizde! Daha çok erkeklerde!

Neden daha çok erkeklerde dersek, erkek egemen, pederşahi toplum düzenini, aile düzenini demokratik, aydın, eğitimli ve donanımlı kılamadık, kadın hak ve özgürlüklerinde medeni kanun ve Atatürk ilkeleri önder olmasına rağmen erkeklerimiz bu konuda hayli cimri kaldılar meydanıda imam Recep Tayyip gibilerine bıraktılar.

Siyasi ve sosyal erginlik dışı bırakılışımızın gerekliliği adeta egemen ve buyurgan olanlar tarafından düstur haline geldi. Kendileri aymadılar aymaya çalışanlara el uzatıp kol kanat germediler.

Millet olarak saplantılar içinde dini ve ulvi duygularımızın istismar edilmesine razı olduk, dinin dinciler tarafından siyasete alet edilmesine, laiklik ilkesinin içinin boşaltılmasına lakayt kaldık uyanmadık, uyandıramadık.

Bu gün % 50 si kadın olan nüfusumuzun 550 kişi ile sınırlı parlementoya yansıması % 9 civarındadır.. Kadının siyasi haklarını görmezden geldik, kurumlar içinde ikinci sınıf sayıp layık oldukları sosyal düzen içindeki mevkilere gelmesine erkekler olarak adeta engel olduk.

Hepsinden öte Atatürk ilkelerinin Türk milleti için öngördüğü sistemin dışına çıkılması ile içerde ve dışarda telafisi güç sorunlar yaşadık ve daha da yaşayacağız.

Görünen o dur ki, içim sızlayarak ifade ediyorum ki; 12 Haziran seçimleri uyanmaya muaffak olamayan, uyandıramadığımız oydaşları sayesinde AKP yine siyaseten iktidar oldu.. Hazin ki hazin.

Çok büyük bir süpriz olmazsa. İlk yapılacak seçimlerde AKP yine bu oydaşlarla siyaseten iktidar olacağa benzer sebebi; uyandıramadıklarımız hala kan uykusunda uyuyanlardır!

"Artık sığınabileceğimiz bir yer kalmadı."

(Ne ilerisi ne gerisi) Demokrasi AKP eliyle berhava edildi.

Hazret Erdoğan, basılmayan kitap için yazarlarının nerede ise kafasının içine kimyasal kelepce takacak hale geldi.

Meydanlarda hak arayanları terörist saydı, çapulcu olarak ilan etti tencere tava çalanların komşuları tarafından mahkemeye verilmesini önerdi.

Sadece bir Yaşar Nuri Öztürk Cuma günleri Show tv de program yapıp imam Tayyip vb leri nin ipliğini pazara çıkardığı için, Alem FM radyosunda Nihat Sırdar proğramlarında muhalif yayınlar yapıldığı için Akşam gurubu denilen yayın gurubuna el kondu ve yandaşlara satıldı. 2 gün içinde takip edenler biliyor tüm proğram formatları değiştirildi. Türkiye bu durumları hak ediyormu?

30/03/2011 Prof. Zekeriya BEYAZ'ın daha tamamlayamadığı ve fakat sonuna geldiği Said-i Nursi ve Fetullah Gülenin dinen ve ilmen topluma vereceği zararları işleyen muhtemel Kitap için evi arandı..

Şahin Filiz gibi değerli bir ilim adamının evi arandı...

Hazret Erdoğan'a daha önce sorulduğunda, benim konum değil yargının konusu derken, Silivri'de yatanlar için fetva verebiliyordu.

Şimdi intikam alırcasına yine ezilmişlik numaraları ile biz mahkemelerde çok uğraştık, birazda buna sebep olanlar uğraşsın diyerek intikam duyguları ile hareket ettiğini belli etmiyormu?

İçinde bulunduğumuz hal-i pür melal'in göstergesi olan artık sığınacak bir yerimiz kalmadı sözü, ümit ve temenni ile isteğimiz, ilk gelecek seçimin AKP dışında sığınılacak cumhuriyet hükümeti çıkarmasıdır.

Türkiye 11 yılını heba etti beraberinde bir çok konuda 50 yılda telafi edilmeyecek zararların altına girdi.


23.07.2013 | Mustafa Akten

[@Mustafa Akten]

"Sosyal yaşama ve kişilerin hak ve hürriyetlerine, düşünce ve ifade etme özgürlüğüne müdahale son bulmuştur." yazıdaki bu ifade son bulmuşmudur? olacaktı.

Sn. Banemin sanırım forumda. Düzeltme lütfunda bulunurlarsa sevinirim. Selamlar sevgiler.