Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Mustafa Akten


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 04.08.2013, 12:19   #1
Çevrimdışı
Mustafa Akten
Abdülmelik Hankendi

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Ayaklar Baş Olursa

AYAKLAR BAŞ OLURSA


Bazen başımıza toplumsal yanılgı ile musallat edilmiş bir kişi olan, anti demokrat, Atatürk ve kurduğu cumhuriyetinin düşmanı, AKP başbakanı, uygulama ve idaresine karşıt olanları küçümseme ve hakaret amaçlı Aristokrat havasında "ayaklar baş olursa" cümlesini kurar bir açıdan kendini yüceltmiş ve büyümüş gibi görür, sanırım bunun hazzını yaşar.


Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet ve onun Türk milletine kazandırdıklarının tümü, ilkeleri elbette siyaset bilimi açısından bakıldığında bana görede sosyal ve iktisadi bir doktirindir.



Tüm yakın geçmiş ve ortaçağ hatta ilk çağ idari şekilleri irdelendiğinde dünyada; " Cumhuriyet, Demokrasi, Konfederasyon, Federasyon, Hegemonya, İmparatorluk, Ünüter devlet, Monarşi, Oligarşi, Aristokrasi, Meritokrasi, Cunta, Plutokrasi, Stratokrasi, Militarizm, Faşizm" uygulamalarına bakıldığında, insan onuruna yaraşır olanının cumhuriyet ve demokrasi olduğuna hükmedenler ve bizim cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, Türk milleti için en uygun olan idari felsefeyi cumhuriyet ve demokrasiyi halkına kazandırmıştır.


Bir cumhuriyet tarifi yapmak gerekirse, tüm ilmi bilgiler veren sitelerin ortak tarifinde cumhuriyet:
 
Cumhuriyet,

Hükümet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının zıttıdır.


Cumhuriyet kelimesi Arapça kökten 18. yüzyılda Osmanlı Türkçesinde türetilmiş bir isimdir. Arapça cumhur kökü "bir araya toplanma, topluluk oluşturma", bu kökten türeyen cumhūr ise "cemiyet, toplum, kamu" anlamına gelir. 18. yüzyıl Avrupa'sında monarşi ile yönetilmeyen Hollanda, İsviçre (ve 1789 Devrimi sonrasında Fransa) gibi ülkeleri tanımlayan Latince respublica ile Fransızca république sözcüğünün Türkçe çevirisi olarak benimsenmiştir.


Latince (res publica) klasik kullanımda "kamusal olan" anlamındadır. Bir topluluğa onların birleştirmek suretiyle halk olma özelliğini kazandıran, kamusal nesne anlamına gelir. Bu hal monarşiye karşı, devlet başkanının halk tarafından seçildiği ve halk iradesince meşrulaştırıldığı devlet şekli anlamında kullanılmıştır.


Osmanlı Devletinde cumhuriyet fikri ilk kez 1870'li yıllarda Genç Osmanlılar ve Mithat Paşa tarafından (açıkça savunulmaksızın) tartışılmıştır.
Yine aynı yolu izleyerek bir demokrasi tarifi yapmak gerekirse;


Demokrasi,

Tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Yunanca dimokratia dimos, halk zümresi, ahali + yani kratos, iktidar) sözcüğünden türemiştir. Türkçe'ye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiştir. Genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilirler.
Demokrasinin ana yurdu olan Eski Yunan'daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eleştirmiş, o zamanlarda halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlar kullanılmıştır.


İşte günümüz Türkiyesinde ayaklar baş olursa vurgulaması yapan Recep Tayyip Erdoğan kendini asilzade ve üstün ırk insan gören, Aristokrat felsefesi ve yaratılış fıtratında var olan kibir dolasıyla bu cümleyi bir çok yerde sarf etmiş ve etmeye devam edeceğe benzer.


Demokrasi anlayışı ile devlet idare etmek bir terbiye ve kültür meselesi olduğuna göre, imam Tayyip cehaleti ve kibri ortada olduğuna göre, Türkiye sadece 11 yılını değil geleceğe matuf telafi edilmez elli yılını da yitirmiştir.


Demokrasi açılımına devam edelim;
Demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın olarak kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Artık siyaset bilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok, hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler çok değişik düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur.
 

Örneğin sosyal, idari ve mali bir doktrin esasına dayanan Sosyalizm, veya eski adıyla iştirâkiyye (katılımcılık) ya da diğer bir anlamıyla toplumculuk, iktidar ve üretim araçlarının halk tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan düşünce sistemidir.
Bununla birlikte, sosyalizmin fiili anlamı uygulamada zaman içinde değişmiştir. Siyasi bir terim olması nedeniyle, sınıfsız bir toplumun oluşturulması amacıyla, devrim ya da toplumsal evrimle örgütlü bir emekçi sınıf kurulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Sosyalizm, kökenlerini sanayileşme dönemindeki aydınlanma düşüncesinde dile getirilen siyasal ve sosyal eşitlik isteğinden almıştır. Giderek artan bir şekilde modern demokrasilerde de sosyal reformlar üzerine yoğunlaşılmaya başlanmıştır. Sosyalizm ve sosyalist terimi, bir dizi ideolojiye, bir ekonomik sisteme, varolmuş yahut var olan bir devlete işaret edebilir.


Bir başka doktrin ve düşünce tarzı;


Sosyal demokrasi
,

Sosyalizm, Sosyal demokrasi Sosyal demokrat bir insanla sosyalist bir insanın düşünce yapısı arasında belki de bir “doktora tezi”ne sığmayacak yoğunlukta nitelik farkları var. Çünkü sosyalizm, sadece bir siyaset söylemi ya da biçimi değildir diyenler olduğu gibi temel anlatımı ile aşağıda tarif edilen şekilde olduğunu savunanlarda vardır.…
Genel tarifi; kapitalizmin neden olduğu eşitsizlik ve adaletsizlikleri demokratik sistem içinde kabul edilebilir düzeye indirmeyi amaçlayan siyasi, sosyal ve mali içerikli bir ideoloji. Bu ideolojiye girmişken, Eduard Bernstein ve Sosyal Demokrasinin Doğuşu;

Modern sosyal demokrat ideolojinin kurucularından kabul edilen Eduard Bernstein, (1850-1932), birçoklarına göre kendisine atfedilmiş önemden de fazlasına layık çok önemli düşünürdür, diyenlerin yanında düşüncelerini zırvalar üstüne bina etmiştir diyenlerin varlığı ise bir vakıa buna rağmen kendisi yaşarken meydana gelmiş olanları da göz ardı etmemek gerekir.



Yine birçoklarına göre Eduard Bernstein ve onun vardığı sosyal demokrasi teorisi aslında Marksizm’in yaşadığı tarihsel gelişim sürecinin doğal bir sonucudur. Bu yazıda değil ama bir başka yazıda Bernstein’ın hayatı ve fikirleri, ayrı bir bölüm halinde okunmaya düşünceleri irdelenmeye değer görülmektedir.



En azından aşağıya alınmış olan Bernstein'den bir kesitin okunmasında fayda görürürüz


Sosyalist revizyonizmin ve çağdaş sosyal demokrasinin en önemli kurucularından biri kabul edilen Eduard Bernstein, 6 Ocak 1850 tarihinde Polonya’dan gelerek Berlin’e yerleşmiş Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Orta gelirli bir ailenin çocuğu olan Bernstein’ın babası demiryolu makinistiydi. Bernstein’ın amcası Aaron Bernstein ise işçi çevrelerinde çok sayıda okuru olan Berliner Volk Zeitung gazetesinin editörü idi. Bu nedenle küçük Eduard Bernstein, hem bir makinist ve emekçi olan babası sayesinde çalışma yaşamının zorluklarını yakından gözlemliyor, hem de işçi sınıfına yönelik ideolojik yayınlar yapan amcası sayesinde entelektüel bir çevrede yetişerek teorik birikimini geliştiriyordu. Marksizm’in kurucusu Karl Marks’ın ülkesi olan Prusya’da (Almanya), sosyalizm ciddi bir fikir akımı olarak 19. yüzyıl ortalarından itibaren etkili olmaya başlamıştı. Ancak dağınık bir prenslikler ülkesi olan Prusya siyasal birliğini ancak 1871’de Kayzer I. Wilhelm ve Şansölye Otto von Bismarck liderliğinde kazanabiliyordu. Bernstein da bu ortamda Marks’ın eserlerini derinlemesine okuyup araştıran genç bir entelektüeldi. Siyasal birliğin ve ulusal devletin kurulmasını Marksist teorik düzlemde feodalizmden kapitalizme geçiş aşaması şeklinde olumlu olarak yorumlayan birçok Alman sosyalisti ile paralel şekilde düşünüyordu.

Bernstein eğitimi sonrası banka memuru olarak çalışmaya başladı. 1872’de Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD’ye üye oldu. Partiye girince sosyalist yayın organı Die Zukunft’ta çalışmaya başladı. Almanya’da sosyalist bir devrimin çok uzun olmayan bir vadede gerçekleşebileceğini düşünüyordu. Ancak Şansölye Otto von Bismarck’ın anti-sosyalist yasaları nedeniyle ülkeden sürülünce İsviçre’ye yerleşti. Burada gizli sosyalist partinin toparlayıcı odağı durumunda olan Der Sozialdemokratie dergisinin Zürih baskısının editörlüğünü Karl Marks’ın onayıyla yaptı.

1888’de Bismarck’ın başvurusu üzerine İsviçre’den de sınırdışı edilince, derginin yayımını Londra’da sürdürdü. Burada Marks’ın çalışma arkadaşı Friedrich Engels’in yakın dostu oldu ve sosyalizmin demokratik düzen içerisinde adım adım gelişeceğini savunan, ılımlı ancak etkili İngiliz Fabian Derneği’nin önderleriyle de yakın ilişkiler geliştirdi. 1891’de Ortodoks Marksizm’den evrimci sosyalizme dönüşen fikirlerini Evrimsel Sosyalizm adlı eserinde duyurdu. "Marksizm’in dogmatikleştirilmesini ve eleştirel aklın ortadan kaldırılmasından" duyduğu rahatsızlığı dile getiren Bernstein, sosyal demokrasinin temelini oluşturan fikirlerini bu kitapta dile getirdi.

1901’de Almanya’ya dönen Bernstein, işçi hareketinde giderek güçlenen revizyonist okulunun kuramcısı durumuna geldi. 1902’de SPD milletvekili olarak Reichstag’a seçildi ve üyeliği 1928’e değin sürdü. SPD içerisinde Ortodoks Marksizm’in zayıflaması sonunda sosyal demokrasi Bernstein’ın 20 yıldır özlemini çektiği büyük bir reformcu halk hareketi durumuna geldi. Artık partisinin saygın bir yol göstericisi olan Bernstein sosyal demokrat programın büyük bölümünün fikir babalığını yaptı.

Alman halkını 1917 Rus örneğinden caydırmakta önemli rol oynayan Bernstein, 1922’de İtalyan faşist modelinin Almanya’ya sıçramasını önleyemedi. Nazilerin kanlı saldırılarını, dengesiz kafaların düşüncesiz davranışları olarak değerlendirdi.

Nasyonal Sosyalizm’in yükselişini çaresizlik içerisinde izledi ve buna karşı aktif bir mücadele stratejisi geliştiremedi. O öldükten birkaç ay sonra Adolf Hitler kendini Führer ilan edecekti.
 
 
Nasyonal sosyalizm (Ulusal sosyalizm, Almanca: nationalsozialismus), etnik milliyetçilik ile sosyalizmi birleştiren, ırkçı, anti-kapitalist, antisemitik ve anti-Marksist bir dünya görüşüdür. İtalya'da Benito Mussolini önderliğinde kurulan faşizm akımı ile eş zamanlı olarak ortaya çıkmıştır. Meydana gelişi Almanya'da gerçekleşen ve temel ilkeleri Adolf Hitler tarafından ortaya konan nasyonal sosyalizm, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin 30 Ocak 1933'ten Almanya'nın II. Dünya Savaşı'nda teslim olduğu 8 Mayıs 1945 tarihine kadar iktidarda olduğu dönem boyunca Almanya'nın resmî ideolojisi olarak uygulanmıştır.


Aristokrasi,
ya da Soylu erki (Yunanca ριστοκρατία - en iyinin hükümdarlığı = ριστεύς - en iyi + κρατε ν - hüküm sürmek) iktidarın imtiyazlı ve genellikle soya bağlı bir toplum sınıfının elinde bulunduğu siyasihükümet şeklidir; ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu tarihi yönetim biçimidir. "Soylular sınıfı" anlamında da kullanılmaktadır. İmam Recep Tayyip Erdoğan kafasında işte özendiği bu idari sistem yatmaktadır. çünkü kendisi seçilmiş, ululanmış ve kutsanmış bir fert olduğuna inandığından kibrin içinde kuyusunda gezinmektedir.


Bu yazıyı hazırlamaya karar verdiğimde, hazreti imam Recep Tayyip, Ayaklar baş olursa söylemi yukarda ifade edilenleri yazmama ve araştırmama neden oldu. Yazarken google amcanın çok yardımları oldu. Keza çağırdığı bilgi küpü sitelerden faydalandığımı söylemeden geçemeyeceğim. Sürç-i lisan ettiysek affola.
 
04.08.2013
Mustafa Akten
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Mustafa Akten'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ayaklar, demokrasi, olan, olursa, sosyal


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:10.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.