Neler Yapmadınız ki!

[@Mustafa Akten]

Neler Yapmadınız ki!

Emperyalist güçler Ortadoğu ülkelerinin sınır tanziminden, idarelerinin değişimine, idari rejimlerinin değişmesinden, ekonomilerinin ve milli kaynaklarının ele geçirilmesine, bu kaynakların emperyal ülke sermayedarları tarafından ülkelerine transferine ilişkin planlar programlar yaptılar, bu yıkım projelerinin eş başkanı oldunuz. Türkiye’de adına bu yıkım projelerine Arap Baharı dediniz, bu projelerin Ortadoğu eş başkanları olduğunuzu utanmadan sıkılmadan Anayasal suç işleyerek hipnotize edilmiş halkın önünde haykırdınız.

Türkiye’de yaptığınız yapacağınız, gizli ajandalarınız içinde ne varsa bunların hayata geçmesini sağlamak üzere yandaş kalemler buldunuz çalakalem yazdırıp, kötülüklerinize kılıf uydurmaya çalıştınız. Birkaç tv kanalı hariç tüm kanalları yandaş borazanların size methiyeler dizilen arenalar haline getirdiniz.

Türkiye’de 11 yıl önce sizden önce var olan ağır aksak ve özürlü olmasına rağmen işleyen bir demokratik sistem vardı beğenmediniz, demokrasi bizim için amaç değil araç dediniz ileri demokrasi dediniz bindiğiniz araçla kara bulutları ülke üzerine çektiniz.

Sizden önce bu ülke 40.000 insanının hayatına mal olmasına, uzuvlarını kaybeden insanlarımızın olmasına rağmen terör ve terörist ile hiç kimse pazarlık ve anlaşma yapmazken bölücülere paye verdiniz, onlarla görüşen şerefsizdir demenize rağmen görüşme masalarına oturtup muhatap aldınız riyakârlığı elden bırakmadınız.

Yaklaşan seçimlerde Kürt oylarını partinize kanalize etmek, en azından seçimler bitinceye kadar şer odaklarının terörist hareketlerini engelleme adına, bir ayağı parlamentoda, bir ayağı Kandilde, bir ayağı imralı’da olan hainlerle açılım adı altında görüştünüz ne isterlerse veririz dediniz. Terörist ve yandaşlarını hem eylemde hem söylemde yüreklendirdiniz.
Ortadoğu şekillenirken, sizin çizginizde olanlara destek, sizin çizginizde olmayanlara köstek oldunuz. Mısır’da Mursi yandaş, Suriye’de Esat kardeş iken Esed olarak düşman, Irak’ta Maliki By Pas, Kuzey Irak’ta dün düşman bu gün kak Barzani dediğiniz insan dost oldular.

Devri şahanelerinizde Irak’ta 1.5 milyon insan katledildi, binlerce Arap kadınına Amerikalılar tarafından tecavüz edildi siz bu katliamların ve tecavüzcülerin ortağısınız zalimlerin askerlerinin memleketlerine salimen dönmeleri için dua eden insansınız. Tarih ve kanunlar sizi yargılayacaklardır.

Komşular ile sıfır sorun dediniz istikrarsız ve sorunlu günleri kendi elinizle yarattınız Kafkaslardan Ortadoğu’ya kadar bir tane etrafınızda size dost ve müttefik olan kalmadı. Bereket Türkiye Cumhuriyeti devleti sizinle kaim değil, sizinle sorunu olanlar bizim Türk halkı ile sorunumuz yok sorun ve sorunlu olan imam Recep Tayyip Erdoğan’dır demekteler.

Mısır olaylarına Mursi ve Sisi olaylarına bakış açınızla kendinizi ve Türkiye’yi de küçük düşürdünüz. Büyükelçinizi sınır dışı edenler aslında sizin değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyüklüğünü biliyorlar.

Dışarda etkin olduğunuzdan değil işbirlikçilikte uzman olduğunuzdan bu uzmanlık dalınızı iyi bilen maiyet memurlarınızdan Cüneyt Zapsu, sizin için bu adamı deliğe süpürmeyin kullanın demişti. Kullanıldınız şimdi esaminiz okunmuyor, şahsi dostum dedikleriniz size beyzbol sopası göstermekten imtina etmiyor.

Ağzınızı açtığınızda milletim diyeceksiniz bu milletin var olan Türk adını zikretmekten imtina edeceksiniz, ağzınızı açtığınızda, demokrasiden bahsedecek, anti demokratik olmanın her versiyonunu sergileyeceksiniz, sinsice el altından emirler vererek halkın sosyal yaşamına müdahale edecek, yatak odalarına değin girecek kimin kaç çocuk doğuracağından, halkın gündelik yaşamını nasıl tanzim edeceğine varıncaya dek karışacak ve medeniyetten bahsedeceksin!

İleri demokrasi havarisi kesileceksin, uygulamalarına karşın demokratik haklarını kullanan insanları devletin gücünü kullanarak orantısız şekilde bastırıp hak arayanları örgütlü teröristlerle eş tutacaksın. Meydanlara çıkmış hak hukuk diyen insanları örgütlü darbe provokatörleri olarak tanımlayacaksın, tencere tava çalarak seni protesto eden vatandaşları susturmak için komşularını jurnalciliğe teşvik edeceksin. Asıl mücadele etmen gereken teröristleri ise kollamaya alacaksın bunlar bizim gibi sade vatandaşların gözünden kaçıyor sanıyorsan aldanıyorsun.

Demokrasilerde sadece seçilmişlik hakkını kazanmak, bu imtiyaz ile ülkede hak etmediğin makamlarda oturarak her istediğini yapma hakkını sana vermez. Örneğin ülkenin temel idari nizamı olan Laik’lik, kaldı ki sizin partiniz ve siz laiklik karşıtı odak olmakla mahkûm olan kişisiniz. Sizin oturduğunuz makamda olmamanız gerekir çünkü hem mahkûm hem şaibelisiniz. Keza hukuk üstünlüğü, sosyal devlet ilkesi, Anayasa 174 madde ile koruma altına alınan devrim kanunları, Anayasa başlangıç giriş ve ilk 3 madde değişmez değiştirilemez ama siz bunları değiştirmeye, Türkiye’yi dönüştürmeye çalışıyorsunuz.

Bir nebze olsun belki dönüştürme işinde başarılı oldunuz Cumhuriyet ve ilkeleri azda olsa tarafınızdan zarara uğratıldı ama Cumhuriyet çocuklarından teşekkül edecek hükümetler ile bunlar kısa sürede telafi edilecek siz ise hak etmiş olduğunuz cezaları almanız üzere sevk edileceğiniz yüce divanda Cumhuriyet hâkimleri tarafından yargılanacaksınız.

Bir insan yönetici konumunda bulunuyorsa, sinirlerini aldırmış, demokratik usullerin tam işlemesine olanak sağlayarak muarız ve muafık olanların taleplerini dinlemelidir. Meşru talepler zat-ı şahaneleriniz tarafından gasp edilecek, hakkı gasp edilen insanlar sokaklara dökülecek size karşı görüşleri gayri meşru sayacaksınız, yeni icat ileri demokrasinize indirilmiş darbe sayacaksınız, sonra nutuklar, höykürmeler çağdaşlık, insanlık, medeniyet, kalkınma ileri devlet olma olgularından bahsederek gülünç duruma düşeceksiniz.

İçerde ve dışarıda yaptıklarınız genel anlamda ve siyaseten bakıldığında kabul edilemez uygulamalardır. Bu gün güç kuvvet elinizde olabilir ama yarın hapishanelere tıktığınız yurtseverlerin beklediği zindan köşelerinde kendinizi bulabilirsiniz bize göre yaptıklarınız tam zindanlık iş ve eylemler.

Ben eğer hazreti imam Tayyip Erdoğan ile karşıya gelmiş olsaydım, herhalde kendilerine normal ses tonu ile değil birazda yüksek oktavdan seslenerek yukarda ifade ettiklerimi haykırırdım.


----01.12.2013---

[@ReaL]

Mısır olaylarına Mursi ve Sisi olaylarına bakış açınızla kendinizi ve Türkiye’yi de küçük düşürdünüz. Büyükelçinizi sınır dışı edenler aslında sizin değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyüklüğünü biliyorlar.

Mursi yönetimi nasıl ele geçirdiğini de sorgulamıyor hazretleri. Biliyor da, işine gelmiyor. Cahil halkı kandırmak mümkün. Zaten halkın büyük bir çoğunluğu da Mısır bir yana dursun kendi ülkesinde olup bitenden haberi yok..

Mısırda sözde seçimler yapılmadan önce kaynağı nereden geldiği belli olmayan milyar dolarlar halka erzak olarak dağıtıldı. Bunlar tespitli.. Buna rağmen halkın yüzde 60 ı gibi büyük bir oran seçimlerde oy kullanmadı..