3 Y ve Sonrası

@**Mustafa Akten** · 09.03.2014, 12:55

3 Y ve Sonrası

11 yıllık bir hükümet! Adı Akp hükümeti. Türkiye Cumhuriyeti devletinin idaresine hak etmeden, çarpık seçim sisteminin ikramı ile gelmiş, geldikten sonra kendisini top yekün milli iradenin temsilcisi saymış, gitmesi istenen ama bir türlü gitmek istemeyen, gitmek istemediği için, koltuklara sımsıkı sarılan, ne kadar kirli çamaşırı var ise ters düştüğü eski kankası, devleti paralel paylaştıkları, adına kendilerince hizmet hareketi denilen ama çok geniş vatandaş kitlesi tarafından F tipi örgüt olarak bilinen oluşum tarafından pazara çıkarılmıştır.

Bu hükümete başbakanlık yapan kişinin, verdiği mal beyanında, kişisel serveti ile ilgili doğru biligiler olmadığı, hep tartışılmış, Türkiye'nin en çok tanınan en büyük iş adamlarından biri, başbakanın 1 milyar dolar serveti var demiş, bunu söyleyen iş adamının tüm şirketleri Gezi Parkı olayları ve Divan oteline sığınmalar gerekçesi ile çok astronomik vergi ve usülsüzlük cezalarına muhatap olmuş, keza başbakanın büyük servetinden bahseden İşçi Partisi genel Başkanı Doğu Perincek Ergenekon bahanesi ile ceza evinde çürümeye mahkum edilmiştir.

3 Y, yani; yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk! Bu üç ifadenin içeriği neyi icap ettiriyorsa bunları kaldıracaklarını vaat ederek, kendilerince % 49 bizim anlayışımız ve çarpık seçim sisteminin ikramı ve % 25 lik oy ile parlamento sayısının % 66 sını ele geçiren Akp hükümeti, Cumhuriyet ilkesinin vazgeçilmezi olan laiklik ilkesi karşıtı odak olmakla mahkum olmasına, meşruiyetini tamamen yitirmesine rağmen, hala yerel seçimlerin yapılacağı 30 Mart arifesinde sütten çıkmış ak kaşık misali höykürmeye ben, ben, ben demeye devam etmektedir.

a)Yolsuzluk kalkacağına 11 yıldır tavan yapmış, yolsuzluğu bir makenizma gibi kullananlar devletin ve milletinden sırtından servet üstüne servet katmışlar, kendilerinden önce başkalarına bağlı hortumlar mücadele bahanesi ile kesilmiş, kendilerine çocuklarına, yakınlarına, yandaşlarına bağlanmıştır.

b)Yoksulluk kalkacağına artmış, sosyal devlet ilkesi ihya edileceğine yok edilmeye çalışılmış, gelir dağılımında sosyal dengesizlikler çözülmemiş artmış, kapanan ve sayıları milyanlarla ifade edilen iş yeri çalışanları sokağa ve işsizler ordusuna transfer edilmiş, halk sosyal devlet ilkesi yerine yoksulluğa devam ederek kendilerinin ihya edip geliştirdiği siyasi sadaka kültürüne mahkum edilmiştir.

c) Yasaklar kalkacağına artmış, gece yarısı çıkan kanunlar ile insanların düşünce, Gazetecilerin mesleğini icra, sosyal medyanın görevini yasaklar ve her gün artan yasaklar nedeniyle yapamaz hale gelmiştir. Yapmaya ve düşünmeye çalışanlar, hak aramak için Anayasal haklarını kullanmaya çalışanlar, eleştiri yapmaya kalkanlar, devlet büyüğü sayılan ekabir takımına hakaret etme gerekçesi, hükümetin manevi şahsiyetine hakaret gerekçesi ile tutuklanmış şu anda mesleği Gazeteci olan 65 kişi sadece yazdıkları yazılar ve kitapları nedeniyle ceza evinde çürütülmektedir.

Görülüyor ki, 3 Y denilen yasaklar, yolsuzluklar, yoksulluklar, çıkardık çıkarıyoruz dedikleri demokratik paketlerde yer bulmamış katmerleşmiş kanser hücreleri gibi Türk milleti hayatında var olmaya devam etmiş, etmektedir.

Peki kimdir? Bu başbakan! Nerden gelmiş? Nasıl kısa sürede halkın ve konuyu araştıranların nezdinde ve gözleminde iddia edilen mal varlğının sahibi olmuştur?

Çocukları bursla okuyan kişinin çocuğu ile yaptığı son telefon konuşması ses kasetinde sıfırlanmasını ve dağıtılmasını istediği, evde sakladıkları paralar ise tamamen alınan ve bilinenlerin dışında korkunç büyük paralar!
　

Nasıl oluyor da? Bir sucuk fabrikasının muhasebesini tutan kişi 1989 da Refah Partisi İl başkanlığına atandığında, tanponu telle bağlı otomobilin sahibi iken, eşinin üzerine kayıtlı avrupa'da çalışan bir hacı ağabey ile ortaklaşa çorbacı dükkanı işletirken, daha öncesinde, İETT de işçi ve puantör olarak çalışırken, Kasımpaşa gibi mali açıdan mütevazi gelir düzeyinde olanların oturduğu semtte otururken, bir çırpıda Üsküdar'a kısıklı da köşklere, sahip olmuş, burs ile okuyanlar Gemiciklere, Gemi filosuna sahip olmuştur?

Kimdir bu başbakan? Başbakanlık resmi internet sitesine koyduğu mal varlığı, reel de araştırmacıların ortaya koyduğu servet ve paralar ile tezat teşkil etmektedir.
Bursla okuduğu iddia edilen çocukların kısa süre içinde sahip oldukları mal varlıkları hemen dikkat çekmektedir. Harvard'da kamu yönetimi okuyan oğul, Dünya Bankası'nda çalışan Bilal Erdoğan oğul, büyük kardeşi Burak Erdoğan'la değeri 1 milyon lira ile tapu kayıtlarına geçen Kısıklı da bir villa satın aldı, bir villa ile kalınmadı 5020 metrekare üzerine kurulu, villadan bir taneside enişteleri Ziya İlgen'e alınmıştı. 24 Ağustos 2005 tarihinde Amerika Maryland eyaletinde 146 metrakare büyüklüğünde College Park'ta bir ev alınmış Reyyan ve Bilal Erdoğan adına kayıt edilmişti. Aslında Kısıklı da ki villa sayısı 2 değil iddia edenlerin ifadesine göre dörttür.

Ne hayırsever iş adamı imiş Remzi Gür! Akp başbakanının 4 çocuğunu da kendilerinin verdikleri burs ile okutmuştu. Bursla okuyan bu çocuklar, kurdukları BMZ Group Denizcilik ve İnşaat A.Ş'ne Remzi Gür'ün kayın biraderleri Hasan ve Hüseyin Doğan'dan çok uygun! Bedevadan biraz pahalıya Gemicik aldılar Gemicikler sonra filoya dönüştü. Bursla okuyan çocuklar yetinmediler villalar, Gemicikler derken kurulu Meya Dış Ticaret şirketine ortaklık ile kozmetik, Mis Hediyelik Eşya Sanayii ile kokulu sabun, işine girerek yürü ya kulum değil yürüt ya kulum hesabı ile kazanç ve servetleri katladılar.

Baba Erdoğan'ın menşei meçhul, içeriği bilinmeyen ama milyon dolarla ifade edilen 8 adet hesap iddiası bir türlü açıklığa ve aleniyete kavuşmadı, Çünkü konuşanlar, iddia sahipleri, haklarında isnatlarda bulunanlar kaset serviscileri bir şekilde susturuldu, kayıtlar silindi, yayın yasakları getirildi. Altın ve mücevharat, kuru yemiş baharat işinden restorant ve otel işine varıncaya kadar çocuklar iş tutmaya başladılar Tanrı yürü ya kulum dedimi bilemem ama yürüt ya kulum dediğini de sanmıyorum.

Hak deyince akan sular durur. Ticaret yapanlar elbette kazanmak üzere çalışırlar, Helal olarak bilinen, helalinden harcanan para ve servet, bunların sahipleri bizim ilgi alanımız dışındadır. Herkes helalinden malının mülkünün hayrını görsün.
Son ses kayıtları, telefon konuşmaları, 3 e kapatın komisyon talimatları, ses kayıtlarında 10 milyon dolardan aşağı verirse alma nasıl olsa kucağımıza düşecekler talimatı, sıfırlayın dedikleri ve evlerinde sakladıkları paranın, yapılan hesaplara göre ortlama bir odanın tabandan tavana dolduracak kadar olduğu, bakan ve çocukların karıştığı ve lanse edilen haberlerde ki paralar! Ayakkabı kutularına saklananlar ortaya çıkmasına rağmen hala bunları inkar edenler, ve gözü kapalı olarak bunlara oydaş olanlar iftita atıyorlar diyerek oy vermeye devam edeceklerini beyan etmeleri ülkemiz adına hayra alamet durumlar değildir. Bu anlayış ülkeyi bitirir tüketir.

09.03.2014
Mustafa AKTEN
　

@**Hasat** · 09.03.2014, 14:44

15 yaşındaki kızım soruyor:
Bundan öncekilerdede hırsız varmıydı ?
Bir düşündüm Tansu çillerin kocası Özer Çiller Demirelin Yiğeni Yahya Murat Demirel Hele Erbakanın oğlu vardı Fatih Erbakan vardı hala trilyonu nereye sakladığı şaibeli.Şöyle düşününce bir Ecevit birde Bahçeli var pisliğe bulaşmamış.Hani şu çocuksuz olanlar.Ama hiç biri böylesine bir vurgun yapmadı dedim.
Meğer soru şu cümleden dolayı sorulmuş bana ;
Öncekilerde çalıyordu nolmuş?

Bir millet başındaki hırsıza böyle bir bahane buluyorsa daha ne denebilirki ?

09.03.2014, 12:55	#1
Çevrimdışı @Mustafa Akten Abdülmelik Hankendi Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Mustafa Akten	3 Y ve Sonrası 3 Y ve Sonrası 11 yıllık bir hükümet! Adı Akp hükümeti. Türkiye Cumhuriyeti devletinin idaresine hak etmeden, çarpık seçim sisteminin ikramı ile gelmiş, geldikten sonra kendisini top yekün milli iradenin temsilcisi saymış, gitmesi istenen ama bir türlü gitmek istemeyen, gitmek istemediği için, koltuklara sımsıkı sarılan, ne kadar kirli çamaşırı var ise ters düştüğü eski kankası, devleti paralel paylaştıkları, adına kendilerince hizmet hareketi denilen ama çok geniş vatandaş kitlesi tarafından F tipi örgüt olarak bilinen oluşum tarafından pazara çıkarılmıştır. Bu hükümete başbakanlık yapan kişinin, verdiği mal beyanında, kişisel serveti ile ilgili doğru biligiler olmadığı, hep tartışılmış, Türkiye'nin en çok tanınan en büyük iş adamlarından biri, başbakanın 1 milyar dolar serveti var demiş, bunu söyleyen iş adamının tüm şirketleri Gezi Parkı olayları ve Divan oteline sığınmalar gerekçesi ile çok astronomik vergi ve usülsüzlük cezalarına muhatap olmuş, keza başbakanın büyük servetinden bahseden İşçi Partisi genel Başkanı Doğu Perincek Ergenekon bahanesi ile ceza evinde çürümeye mahkum edilmiştir. 3 Y, yani; yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk! Bu üç ifadenin içeriği neyi icap ettiriyorsa bunları kaldıracaklarını vaat ederek, kendilerince % 49 bizim anlayışımız ve çarpık seçim sisteminin ikramı ve % 25 lik oy ile parlamento sayısının % 66 sını ele geçiren Akp hükümeti, Cumhuriyet ilkesinin vazgeçilmezi olan laiklik ilkesi karşıtı odak olmakla mahkum olmasına, meşruiyetini tamamen yitirmesine rağmen, hala yerel seçimlerin yapılacağı 30 Mart arifesinde sütten çıkmış ak kaşık misali höykürmeye ben, ben, ben demeye devam etmektedir. a)Yolsuzluk kalkacağına 11 yıldır tavan yapmış, yolsuzluğu bir makenizma gibi kullananlar devletin ve milletinden sırtından servet üstüne servet katmışlar, kendilerinden önce başkalarına bağlı hortumlar mücadele bahanesi ile kesilmiş, kendilerine çocuklarına, yakınlarına, yandaşlarına bağlanmıştır. b)Yoksulluk kalkacağına artmış, sosyal devlet ilkesi ihya edileceğine yok edilmeye çalışılmış, gelir dağılımında sosyal dengesizlikler çözülmemiş artmış, kapanan ve sayıları milyanlarla ifade edilen iş yeri çalışanları sokağa ve işsizler ordusuna transfer edilmiş, halk sosyal devlet ilkesi yerine yoksulluğa devam ederek kendilerinin ihya edip geliştirdiği siyasi sadaka kültürüne mahkum edilmiştir. c) Yasaklar kalkacağına artmış, gece yarısı çıkan kanunlar ile insanların düşünce, Gazetecilerin mesleğini icra, sosyal medyanın görevini yasaklar ve her gün artan yasaklar nedeniyle yapamaz hale gelmiştir. Yapmaya ve düşünmeye çalışanlar, hak aramak için Anayasal haklarını kullanmaya çalışanlar, eleştiri yapmaya kalkanlar, devlet büyüğü sayılan ekabir takımına hakaret etme gerekçesi, hükümetin manevi şahsiyetine hakaret gerekçesi ile tutuklanmış şu anda mesleği Gazeteci olan 65 kişi sadece yazdıkları yazılar ve kitapları nedeniyle ceza evinde çürütülmektedir. Görülüyor ki, 3 Y denilen yasaklar, yolsuzluklar, yoksulluklar, çıkardık çıkarıyoruz dedikleri demokratik paketlerde yer bulmamış katmerleşmiş kanser hücreleri gibi Türk milleti hayatında var olmaya devam etmiş, etmektedir. Peki kimdir? Bu başbakan! Nerden gelmiş? Nasıl kısa sürede halkın ve konuyu araştıranların nezdinde ve gözleminde iddia edilen mal varlğının sahibi olmuştur? Çocukları bursla okuyan kişinin çocuğu ile yaptığı son telefon konuşması ses kasetinde sıfırlanmasını ve dağıtılmasını istediği, evde sakladıkları paralar ise tamamen alınan ve bilinenlerin dışında korkunç büyük paralar! 　 Nasıl oluyor da? Bir sucuk fabrikasının muhasebesini tutan kişi 1989 da Refah Partisi İl başkanlığına atandığında, tanponu telle bağlı otomobilin sahibi iken, eşinin üzerine kayıtlı avrupa'da çalışan bir hacı ağabey ile ortaklaşa çorbacı dükkanı işletirken, daha öncesinde, İETT de işçi ve puantör olarak çalışırken, Kasımpaşa gibi mali açıdan mütevazi gelir düzeyinde olanların oturduğu semtte otururken, bir çırpıda Üsküdar'a kısıklı da köşklere, sahip olmuş, burs ile okuyanlar Gemiciklere, Gemi filosuna sahip olmuştur? Kimdir bu başbakan? Başbakanlık resmi internet sitesine koyduğu mal varlığı, reel de araştırmacıların ortaya koyduğu servet ve paralar ile tezat teşkil etmektedir. Bursla okuduğu iddia edilen çocukların kısa süre içinde sahip oldukları mal varlıkları hemen dikkat çekmektedir. Harvard'da kamu yönetimi okuyan oğul, Dünya Bankası'nda çalışan Bilal Erdoğan oğul, büyük kardeşi Burak Erdoğan'la değeri 1 milyon lira ile tapu kayıtlarına geçen Kısıklı da bir villa satın aldı, bir villa ile kalınmadı 5020 metrekare üzerine kurulu, villadan bir taneside enişteleri Ziya İlgen'e alınmıştı. 24 Ağustos 2005 tarihinde Amerika Maryland eyaletinde 146 metrakare büyüklüğünde College Park'ta bir ev alınmış Reyyan ve Bilal Erdoğan adına kayıt edilmişti. Aslında Kısıklı da ki villa sayısı 2 değil iddia edenlerin ifadesine göre dörttür. Ne hayırsever iş adamı imiş Remzi Gür! Akp başbakanının 4 çocuğunu da kendilerinin verdikleri burs ile okutmuştu. Bursla okuyan bu çocuklar, kurdukları BMZ Group Denizcilik ve İnşaat A.Ş'ne Remzi Gür'ün kayın biraderleri Hasan ve Hüseyin Doğan'dan çok uygun! Bedevadan biraz pahalıya Gemicik aldılar Gemicikler sonra filoya dönüştü. Bursla okuyan çocuklar yetinmediler villalar, Gemicikler derken kurulu Meya Dış Ticaret şirketine ortaklık ile kozmetik, Mis Hediyelik Eşya Sanayii ile kokulu sabun, işine girerek yürü ya kulum değil yürüt ya kulum hesabı ile kazanç ve servetleri katladılar. Baba Erdoğan'ın menşei meçhul, içeriği bilinmeyen ama milyon dolarla ifade edilen 8 adet hesap iddiası bir türlü açıklığa ve aleniyete kavuşmadı, Çünkü konuşanlar, iddia sahipleri, haklarında isnatlarda bulunanlar kaset serviscileri bir şekilde susturuldu, kayıtlar silindi, yayın yasakları getirildi. Altın ve mücevharat, kuru yemiş baharat işinden restorant ve otel işine varıncaya kadar çocuklar iş tutmaya başladılar Tanrı yürü ya kulum dedimi bilemem ama yürüt ya kulum dediğini de sanmıyorum. Hak deyince akan sular durur. Ticaret yapanlar elbette kazanmak üzere çalışırlar, Helal olarak bilinen, helalinden harcanan para ve servet, bunların sahipleri bizim ilgi alanımız dışındadır. Herkes helalinden malının mülkünün hayrını görsün. Son ses kayıtları, telefon konuşmaları, 3 e kapatın komisyon talimatları, ses kayıtlarında 10 milyon dolardan aşağı verirse alma nasıl olsa kucağımıza düşecekler talimatı, sıfırlayın dedikleri ve evlerinde sakladıkları paranın, yapılan hesaplara göre ortlama bir odanın tabandan tavana dolduracak kadar olduğu, bakan ve çocukların karıştığı ve lanse edilen haberlerde ki paralar! Ayakkabı kutularına saklananlar ortaya çıkmasına rağmen hala bunları inkar edenler, ve gözü kapalı olarak bunlara oydaş olanlar iftita atıyorlar diyerek oy vermeye devam edeceklerini beyan etmeleri ülkemiz adına hayra alamet durumlar değildir. Bu anlayış ülkeyi bitirir tüketir. 09.03.2014 Mustafa AKTEN 　 __________________

09.03.2014, 14:44	#2
Çevrimdışı @Hasat Uzman Üye Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. @Hasat	Cevap: 3 y ve sonrası 15 yaşındaki kızım soruyor: Bundan öncekilerdede hırsız varmıydı ? Bir düşündüm Tansu çillerin kocası Özer Çiller Demirelin Yiğeni Yahya Murat Demirel Hele Erbakanın oğlu vardı Fatih Erbakan vardı hala trilyonu nereye sakladığı şaibeli.Şöyle düşününce bir Ecevit birde Bahçeli var pisliğe bulaşmamış.Hani şu çocuksuz olanlar.Ama hiç biri böylesine bir vurgun yapmadı dedim. Meğer soru şu cümleden dolayı sorulmuş bana ; Öncekilerde çalıyordu nolmuş? Bir millet başındaki hırsıza böyle bir bahane buluyorsa daha ne denebilirki ? __________________ Bazen su olmak lazım sessiz sakin ...!!! Bazen sel olmak lazım öfkeli ve hırçın...!!! Bazen mum alevi olmak lazım; sabırla tükenmeyi bekleyen, bazense volkan olmak lazım; önüne gelen herşeyi hızla tüketen...!!! Kimine SU oLacaksın, kimine SEL ...!!! Kimine MUM olacaksın, kimine VOLKAN ...!!! Ama kimseye asla ve asla KUL oLmayacaksın... !!!

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder