22.03.2015, 15:05
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Merak
MERAK
Eşsiz bir manzara ve güzellikler ile karşı karşıya kalanlar, ultra süper manzaranın keyfine varamayan ve görselliğinin muazzam oluşu karşısında ilgili ve duyarlı olanlar kadar tepki koyamayanlar, jest, mimik benzeri beden dili ile dahi renk veremeyenler herhalde ya sanata, ya görselliğe karşı iyi yetişmemiş, ya ilgi alanları içinde olmayanlar, ya duyguları körleşmiş, ya da bakar körlük veya katarak ile maluldürler.
Herhangi bir engeli yok ve hala manzaranın ve realitenin keyfine varamayanlar ya bakış açılarını değiştirmeli yada manzaraya bakılan pencerenin irtifa alanı değişmelidir.. Bakış açılarında neye ne için bakıldığı da çok önemlidir. Bakış açıları değişmeyenler sırça saray içinde otursalar dahi, Atatürk’ün ortaya koyduğu manzarayı anlama yetisinden ve beyni melekelerden yoksundurlar.
Meraklar hala giderilememiş, büyük bir mali savurganlıkla ve çok büyük paraların harcanması ile yapılan, Atatürk tarafından milletine bağışlanan AOÇ liği olarak bilinen arazi üzerine yapılan kaçak kara saray ile ilgili sorular, melekeleri yerinde olanların kafalarında soru işaretleri olarak hala devam etmektedir.
Bir kaçak kara saray! AOÇ düzlüğünde irtifa yüksekliği olmayan, adı beş tepe olarak konulan bir yerde 1150 odalı olarak inşa edilmiş bu kaçak kara saray hangi amaçla kullanılacaktır., insan aklına çeşitli sorular ve bu sarayda Osmanlı hanedanı biçimi bir yaşam mı hedeflenmektedir? İçinde kızlar ağası makamı, helvahane, iç oğlanlar bölümü, harem, harem de odalıklar, gözdeler, cariyeler, halayıklar, bostancı başılar için makam ve odalar düşünüldüğünden mi? 1150 oda yeğlenmiştir.
Acaba 1150 odalı kaçak kara sarayda vezir vüzera, sadrazamların Osmanlı da var olan Kubbealtı toplantılarını atinin sultanı adını alacak hazret imam Recep Tayyip Erdoğan portüküle arkasından izleyeceği mekân ve makamların olacağı için mi 1150 oda olarak tanzim edilmiştir? Osmanlı saraylarında ne entrikalar, ne sevdalar, ne kangren olmuş iktidar savaşları, ne önlenemeyen kardeş ve evlat katliamları, ne haremlere dolduran yüzlerce ırklardan kadınların var olduğu yaşam, “saltanat” için önlenememiştir. Saltanat sürülmüş ama saltanat sürenlerin gönlünde hiçbir zaman gök kuşağı oluşmamış, gerçek manada sevdalar yaşanmamıştır. Acaba kaçak kara sarayda böyle mi olacaktır? Osmanlı varı bir saltanatın habercisimidir?
Milletlerin hayatında boş başlar, ayak takımları, milletlerine kazara baş olmuş sa, saraylarda yaşam ber devam olmuşsa, ipek şallar içinde giyimler kuşamlar olmuşsa, altın kakmalı kaseler ile şuruplar içilmiş olsa dahi, bu saraylardan ve yaşamlardan dolayı milletler ne bir paye elde etmiştir, ne de milletin yaşam standardının yükselmesine yansıyan bir gelişme olmuştur. Milletlerin hayatı daima ahlar ve vahlar ile geçmiştir. Tarih bunları bu saraylarda oturan ayak takımı başları böyle yazıyor. Tanrı encamımızı hayreylesin.
22.03.2015
Mustafa AKTEN
|
|
|