Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Mustafa Akten


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 12.07.2015, 11:50   #1
Çevrimdışı
Mustafa Akten
Abdülmelik Hankendi

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Bireysel ve Toplumsal Ahlaki İlkeler

BİREYSEL VE TOPLUMSAL AHLAKİ İLKELER



İnsan olarak bir takım etik değer yargılarımız, vazgeçemediğimiz prensiplerimiz, yaşarken, iş, eş, yoldaş, dost edinirken, kendimizi, ailemizi, çocuklarımızı, torunlarımızı, milletimizi, yurttaşı olduğumuz devletimizi ilgilendiren konularda, ikili ve çoklu sosyal ilişkilerde olmazsa olmaz ilkelerimizin olması doğaldır.. Birlikte yaşadığımız insanlardan belli konularda nüans farklılığı ilede olsa ayrı düşünmemiz fikir ayrılıklarının olması doğaldır, demokratiktir insanidir. Doğal olmayanlar ise bunların tersidir. müspet değerler manzumesi içinde bir çok konularda yaygın bilinen deyim ile asgari müştereklerde birleşmek her zaman olası demokratik ve insanidir. Asgari müşterekler, bilimdir sanattır. siyasettir, demokrasidir. doğruluk, dürüstlük, vatan, bayrak, millet, insanlıktır.



"Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."
Deyimi ile Atatürk'ün sanata ve bilime bakışı, öngörüsü, yönlendirici ilke bazında tavsiyeleri, yaşam bazında toplumun ilkeleri olmuştur. Bir sanatkarın bir heykeltraşın emeğine sanatına bir ucube diyerek yıktıran insanların idare ettiği bir ülkede yaşıyoruz.. Bu insanların idaresini hak etmiyoruz. Ben böyle sanatın içine tükürürüm diyen belediye başkanlarını hak etmiyoruz.



Teknoloji çağında insan beyninin ürünleri ve icatları olan, tüm teknolojik ürünler, insan yaşamını kolaylaştırmak, yaşam kalitesini ve standartlarını üst seviyelere taşımak için vardır. Yaşam kalitesini ve standartları yükseltme adına didinip duran bu şekilde yaşamını idame ettirmeye çalışan ilmi hür vicdanı hür insanların sayesinde buluşlar icatlar oluşmakta, olmakta, bunların oluşması için çaba ve emek verenlere nasıl teşekkür etmeyiz?
 

İletişimden ulaşıma, evde, işte, çarşıda pazarda, parkta, bahçede, denizde, havada, karada, otelde motelde her yerde rahat ve huzurumuz için bizlere sunulanlara, sunanlara, emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek, ne kadar verilmişleri nimet olarak görüp Tanrı'ya şükretsek azdır. Neye göre nimet? Neye göre şükür? Denirse; Türk insanın 40-50-70-90 yıl öncesi yaşamlarını irdelemek, yaşam zorluklarını görmek ile olasıdır... İşte asıl burada yapılanlar ve verilenlere, buluşlara icatlara, yetmez ama mevcutlarınada evet demek gerekir.



Yukarıda ifade etmeye çalıştığım tüm değerler manzumesinin millet olarak hayatımıza girmesi, millet olarak yaşamımızı kolay rahat yaşanır hale getirmesi, bizlere Cumhuriyet ile birlikte vaaz edilen "ilmi hür, vicdanı hür" nesillerin yetiştirilmesi ile mümkündür. Bunun için gerekli olan ilim irfan yuvaları ki, adına "tevhid-i tedrisat" denilen Cumhuriyet temel değerleri ile harman olmuş eğitim öğretim sistemlerinin uygulandığı mektepler! Bu mekteplerde aynı anlayışı benimsemiş, efsane MEB'larından Hasan Ali Yücel ve ekolünden feyiz almış öğretmenler ile olur. Fakat heyhat ki heyhat! Bu gün tarifini yaptığımız mektep'ler onların içinde görev yapan Cumhuriyet çocuğu olma ve Cumhuriyetin ilkeleri ile şereflenme şansına sahip olanların dışında ülkemiz ve ülkemiz çocukları ve ilim irfan için tehlike arz eden yobaz gerici, dinci, adı öğretmen olanların tasallutu altındadır.



Türk milleti olarak 13 yıldır bir erezyona ve deformasyona tabi kılındık, bu yıkım hareketlerinden en çok hasar gören kurumların başında MEB ve teşkilatı ve Sağlık bakanlığı ve teşkilatı gelmektedir. Cumhuriyet kuruluşundan beri ülkemiz ve milletimizin en büyük iç düşmanı olan gericilik ve yobazlıktır... Bunlar 13 yıldır mütedeyyin görünüp dincilik ile mücehhez olunarak en çok bu iki güzide kurumumuzda kadrolaşmışlardır. Atatürk ilkelerini özümsemiş Cumhuriyet çocuklarını yaptığımız bu isnatlardan muaf tutarız.



Temelinde insan sevgisi bulunan her dine mezhebe her inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ırk, renk , farkı gözetmeyen hipokrat yemini etmiş kadın doktorların erkek hastaya bakmadığı, tıp ilminde mahremiyet diye bir kavramın olmadığının bilinci ile donanımlı olmayan kadın doktorların erkek hastaları layık-ı vechile muayene etmedikleri haberleri gün geçmiyor ki yazılı ve görsel basında yer almasın!



Cumhuriyet çocukları olarak bizler laik, demokrat, eşitlikçi, katılımcı, üretici, paylaşımcı, özgürlüğü ve özgür düşünceyi savunan, zalime ve zulme karşı gelen, mazlumun, düşkünün, fukaranın, onulmaz derde duçar olanın, aş, iş, ekmek bulmakta zorlananın, zalimlerin zülmüne uğramış olanların, haksızlığa, iftiraya, toplumsal dışlanmaya maruz kalmış olanların yanında olan, onların savunucusu ve avukatı olanlarız.


İlmin, irfanın, medeniyetin Cumhuriyet ve laiklik ilkesinin en büyük düşmanı şeriatın, gericiliğin, dinciliğin, dinbazlığın, din ve Allah ile aldatmayı sanat ve meslek haline getirip siyaset ile harman eden yobazların bağnaz kuralllarına bağlı olmayan, bağnazlığı reddeden, İslam dinini kendine göre ve sadece sunni inanc ile şekillendirmeye çalışıp kindar ve dindar gençlik yetiştirmeye çalışanların devlet ve millet hayatına verdikleri zararın bilincinde ve farkındayız. Bunların partisi olan AKP'nin yeniden hükümet etme şansını bulmaması için olası koalisyon adayları siyasetçileri her konuda uyarmaya, yazmaya, telefon ve mesajlar ile ikaz etmeye devam edeceğiz. Çünkü laiklik karşıtı odak olmakla mahkum olmuş parti AKP! Dir. Onunla koalisyon olmaz! Olursa, her tür gayrı meşruluğu meşru hale gelir.



AKP!nin A babası sayılan, her konuşması suç, her hareketi anayasal suç olan, aklınca kurduğu cümleler ile yurtseverleri, demokratları, hukuk üstünlüğüne inananları aşağılamaya çalışan hazreti imam Recep Tayyip Erdoğan, bir derneğin verdiği iftar yemeğinde konuşurken dahi suç işlemeye, halkı, vatandaşı bölmeye katagörize etmeye çalışıyor.. İşte ettiği güya kelamlardan bazıları;



Ömrünü devletin ve milletin refahına mutluluğuna adayanları, ömrünü sadece çelme takmaya, engel çıkarmaya, bozgunculuğa adamış birçok çevre var diye tanımlayan, Atatürk milliyetçisi, Cumhuriyet ve ilkeleri sevdalısı olanları, tüm umudunu darbeye, provokasyona, manipülasyona, iç ve dış vesayet odaklarının baskılarına bağlamış olanlar var diye tanımlayan, Baroların cüppeleri ile kınama yürüyüşünden bahsederek, demokratik haklarını kullanarak bir hakkı savunanları Cübbeleriyle yürüyenler oldu. Neticesi ne oldu? Koskoca bir hiç ve onlar mahcup oldu ve mağlup oldu diyerek aşağılamaya, katagörize ederek ayrıma tabi tutarak yaftalamaya çalışmıştır. Halkı arkasına alanlar, halkın çizdiği istikamette gidenler demiş, bu halkın hangi halk olduğunu söyleyemeyen, hakka teslim olanlar galip oldudiyerek hak dediğinin ne olduğundan söz etmeyerek, anladığımıza göre (hak= Tanrı demeye getiriyor) galiba hak dediği sadece kendilerinin hak'kı gibi konuşarak İslami dilden puan almaya ve bölmeye devam ediyor. Bizse bugüne kadar her ne yaptıksa işte bu yurtsever Cumhuriyet ve laiklik sevdalısı Atatürkçülerin varlığına ve muhalefetine rağmen yaptık diyor..
 


Birlikte yaşadığımız insanlardan belli konularda nüans farklılığı ilede olsa ayrı düşünmemiz fikir ayrılıklarının olması doğaldır, demokratiktir insanidir. Doğal olmayanlar ise bunların tersidir. Dedik.. Dedik ama nüans farklılığı dedik. AKP ile laik Cumhuriyet sevdalıları arasında değil nüans farklılığı, derin uçurumlar var... Asgari müşterekler deyimi dahi abes oluyor.. AKP ile asgari müştereğimiz olacak bir konumuz dahi olamaz! 13 yıldır uygulaması idarecilerinin söylemleri ortadır!



12.07.2015
Mustafa AKTEN
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Mustafa Akten'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.07.2015, 13:16   #2
Çevrimdışı
Çengelli İğne
«... Beklenen Şarkı ...»

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bireysel ve Toplumsal Ahlaki İlkeler

Kaleminize sağlık,elleriniz dert görmesin.

Teşekkürler.
  Alıntı ile Cevapla
Çengelli İğne'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ahlaki, bireysel, ilkeler, toplumsal


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:14.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.