Akp ve mahsurları sebep oldukları tüm olaylar

[@Mustafa Akten]

AKP VE MAHSURLARI SEBEP OLDUKLARI TÜM OLAYLAR


CHP, geçtiğimiz dönemde birçok akademisyen, bilim adamı, konusunda uzman siyaset bilimcileri, araştırmacı, yazar, çizer, sanat, ticaret, sendika, işçi, işveren, dernek temsilcilerinden oluşan Bilim ve Yönetim Platformu oluşturmuştu. 13 yıllık AKP iktidarının tüm uygulama ve yanlışlarını detayları ile inceletmiş, görüş almış, bütünleştirdiği tüm görüş içerikleri ile AKP'nin mahsurlarını, sebep oldukları her konuyu bir kitapçık halinde halka deklare etmişlerdi. Halk derken, okuma sevgisi kazanmışların içinden bir kısmı! Neden bir kısmı? Okuma özürlü bir toplum oluşumuz bir realite de ondan..


Türkiye'de 78 milyon insan var.. Bir araştırma yapılsa acaba kaç insan bu Bilim ve Yönetim Platformu tarafından kitap haline getirilen AKP mahsurlarını, onun sebep olduğu travmaları okumuştur, veya CHP tarafından okunması için ne kadar çaba gösterilmiştir. CHP'nin en büyük eksiklerinden biride gerçek manada halka ulaşmayı bilmemeleridir. Onlar için galiba Salı günleri gurup toplantılarında genel başkanlarının yaptığı çoşkulu alkışlarla teşyi edilen konuşmalarını halka ulaşma ve muhalefet ediyor olma anlayışıdır..


Çok güzel söylenmiş sözler var. Örneğin; el bilgisi ile alim olunmaz, emanet cübbe ile hoca olunmaz, el şeyi ile gerdeğe girilmez, kılavuzu Karga olanın burnu pislikten kurtulmaz, akıllı olmayanın başkasına vereceği öğüt olamaz! Başkalarının bilgisi ile ancak bilgi sahibi icazet sahibi olunur ama akıllı olunamaz, kendi aklının tüm ara bölmelerini açarak, çok geniş perspektiften bakmayı bilerek, sadece bakmayı değil gerçek manada görmeyi bilenler, her konuda basiret sahibi olabilenler akılları; çapında, yerinde, olası durumlarda dört dörtlük kullanabilenler sanırım ve ancak akıllı insanlar safına dahil olurlar.


Akıllı olan insanların devlette idareciliğe aday olması halinde "devlet adamlığı payesini aklı ile, üzerine namus ve şerefi üzerine ettiği yeminle,devleti, milleti için çalışacağına haysiyeti ile verdiği sözü bünyesinde taşır olması," idare edeceği insanların esenliği, selameti, huzuru, can ve mal güvenliği, inançları, yaşama biçimi, hayata bakışı, özgürlüğü, demokrasi ve her konuda değer yarğılarının güvenliği açısından çok önemlidir.


CHP'nin oluşturduğu Bilim ve Yönetim Platformu tarafından AKP'nin sebep olduğu sosyal, idari, ekonomik travmalar, bu travmaların açılımlarını ihtiva eden mahsurlar zaten yüce Türk milletinin çoğunluğunun bir kısmı tarafından zaten biliniyordu. Adı geçen Bilim ve Yönetim Platformu'nun deklare ettikleri teknik terimlerle bilinenlerin tekrar edilmesi idi!


CHP, 13 yıllık AKP hükümetleri döneminde Cumhuriyet ilkeleri olan 6 ok içeriği ile sağlam ve arzu edilen bir muhalefet profili ortaya koyamadı. Atatürk ilkeleri ile tamemen denecek ölçüde karşıt ve zıt olan insanları PM'sine. MKYK'na taşıyarak ve bazende AKP'nin dümen suyunda giderek muhalefet olma nosyonunu yitirdi. 13 yıldır yapılan seçimlerde, halkı etkileyecek, doğruların kabulunu oya dönüştürecek bir tandansa ve kabiliyete sahip olamadı. Ortaya tüm çıplaklığı ile konulması gereken tüm AKP pislikleri halka anlatılamadı, AKP'nin ne menem sosyal, idari, siyasi travma yarattığını meydanlarda inandırıcı şekilde haykıramadı, Kılıçdaroğlu'nun papağan gibi bir ilde söylediğini başka bir ilde tekrar ederek monotonluğun verdiği eziklik ile oy kazanma yerine oy kaybetti.


Neydi? AKP tarafından yaratılan travmalar:


*Sosyal yaşama müdahale.
*Özgürlüklerin kısıtlanması.
*Eğitimde din referanslı müfredat.
*sosyal devlet ilkesinin yok edilmesi.
*Sadaka kültürünü sosyal adalet sanma ve uygulama.
*Sağlıkta sosyal güvenliğin sağlanamaması.
*Muhalif olanların vatan haini ilan edilmesi.
*Bir türlü sağlanamayan mal ve can güvenliği.
*Ekonominin 13 yıldır en kötü döneminin yaşatılması.
*Taahhütleri olanlar ki, Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar kalkmadı, aksine bazı hallerde arttı.
*Terör ve teröristle mücadelede aciz kalınması, açılım politikası ile teröre çanak tutulması.
*Yandaş, yanaşma, besleme basın adı ile havuz medyası oluşturuldu.
*Kamuda israf alabildiğine çoğaldı, saraylar köşkler gırla gitti, örtülü ödenek denilen ve sadece başbakanın namusu ve şerefine tevdi edilen harcama katlandı, katlandı, katlandı, içeriğide bilinmediğinden neye? Kime? Hangi amaçla kullanıldığı bilinmeden kör yedi köse duasını okudu, olan milletin parasına oldu.
*Evladı ayal, akrabay-ı taallukat, rantçılar rantiyeciler 13 yıldır ihya oldu, ballı kaymaklı ihaleler komisyon vermeyi bilenlerin uhdesinde kaldı.


Yukarıda yıldızlı işaretleme ile sıralamaya çalıştığımız tabi ki travmaların tamamı değil. İşte şimdi bu travmaları yaşatan AKP! AKP'siz hükümet olmaz diyor, saray babalarının verdiği görevle koalisyon yapmaya çalışıyor...


7 Haziran seçim sonuçları, çarpık seçim sistemi ve % 10 baraj engeli ile ancak 4 partiyi parlamentoya taşımış, fakat hiç birine tek başına hükümet olma şansı vermemiştir. Partiler seçim sonuçlarını kendilerine göre tevil ederek yorumlamış, MHP halk bize ana muhalefet görevi verdi diyerek en ideal şekliyle ve her zaman her koşulda koltuk değneği olduğu AKP ile koalisyon yapma şansı varken bunu reddetmiş, 80 vekil ile parlamentoya giren HDP ise daha 8 Haziran sabahında AKP ile asla bir koalisyon içinde olmayacaklarını beyan etmiştir. CHP, % 60 blok olarak tabir ettiği MHP ve HDP katkılı bir hükümet olma şansını ve AKP den hesap sorma hevesini MHP’nin anlaşılmaz tutumu ile kaybetmiştir.


AKP ise, halk bize abdestini tazale, rot balans ayarını kontrol ettir dedi ve AKP’siz hükümet olunamayacağını, ağlamaktan sorumlu başbakan yardımcıları ise hükümet olmaya, hükümet içinde olmaya mecburuz ifadesini kullanarak hesap sormaya hevesli olanların önüne bir set çekmiştir.


Bu atmosfer içinde, takip edenlere yeteri kadar güven vermeyen oyalama taktiklerinin hakim olduğu görüşün çoğunluk kazandığı, insanların kaygı ve şüphe ile izlediği koalisyon görüşmeleri yapılıyor.. AKP ve CHP Erdoğan'a rağmen, rezilliklerin ortaya konup hesap sorulmasına destek sağlaması olası olan Davut'un oğlu ile koalisyonu başarırsa, hesap sorulmanın önü açılır, Erdoğan kösteği kırılırsa ikiside siyasi tarihe farklı şekilde geçerler.



26.07.2015
Mustafa AKTEN