UYKU İLE UYANIKLIK ARASINDAKİ FARK


Bazı insanlar ayakta uyur otele para verirler, nasıl oluyor demeyin, oluyor.. 1992-1993 yıllarında bendeniz, bazen ayakta uyuyor ama otele para ödüyordum.. Sözünü ettiğim yıllar terörün en yoğun olduğu, yol kesmelerin, kurşunlamaların gırla gittiği bir zaman! Ve bendeniz doğu ve güneydoğu illerinin yaklaşık 40 tanesini, ilçelerinin 80 tanesini 10-15 günlük proğramlar ile işim gereği dolaşıyor ziyaretler yapıyor, bunu yaparken mümkün olduğunca akşam karanlığına kalmadan gideceğimiz yerlerde adı otel olan ama yatağının içine girmeye mide isteyen öyle yerlerde barınma adına kaldık ki, işte halk tabiri ile ayakta uyuduk otele para verdik. (şimdilerde belki değişmiştir)

Proğram sapmalarından ne zaman karanlığa kaldık ise, hiç unutmam barikatı aşıp yola devam ettiğimiz için Çermik-Ergani arasında belki yüz el otomatik ateşlerle içinde olduğumuz araç delik deşik edildi. Öldürmeyen Tanrı öldürmüyor.. Keza Tatvan Van arası, yine Batman Mardin arasında teröristler ile karşı karşıya kalıp ölümden dönmüşüzdür.

Bendeniz mecburiyetten ayakta sandelye üzerinde uyudum otele para verdim. Uyku ile uyanıklığın farkında olmayanlar, sıcak temiz yataklarında yatarken, sanıyorlar ki, ortalık güllük gülistanlık! Acaba öylemi?
Hergün yukarılardan birisi onlarr, onlarrr diyerek höykürüyor halkı bölüyor, küfredercesine hakaret ediyor dendi, muhalif önderleri yazarlar çizerler halka Ya Hu, size küfrediliyor, hakaret ediliyor dendi, temiz yataklarında uyuduklarından anlamadılar, anladılarsa bile sövüyorsa bana sövüyor sana ne oluyor dediler.. Oy vermeye devam ettiler!

Yazar çizerler muhalif önderleri Ya Hu bu adamlar milleti soyuyor, çalıyor, çalınmasına göz yumuyor dediler inanmadılar! Çalıyorsa benim paramı çalıyor sana ne oluyor dediler, sanki hakaret edilenlerin içinde biz yokmuşuz gibi, sanki çalınan mallarda bizim hakkımız yokmuş gibi bizleri onlarrr, onlarrr diyerek ötekileştirdiler..

Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı koymak için yasal ve anayasal haklar kullanılarak toplu kınama ve protesto yapılmak istendi, gazlar ile, boyalı sular ile coplar ile düşman üzerine gidiliyormuş gibi halkı dayaktan, meydan dayağından geçirdiler çok kişi öldü yaralandı, Ya Hu, bu adamlar halkı dövdürüyor dendi ise oh olsun size oralarda ne işiniz vardı dediler! ölenlerin anaları babaları dahi meydanlarda yuhalandılar!

Bir yatırıp tecavüz etmedikleri kaldı, korkarım ve sanırım onuda yaparlarsa, halkın içinden yandaş ve oydaş olanları tercih ederlerse, yandaşlar, havuz medyası, çömezleri, beslemeleri, rantiyecileri, alkışcıları, ulu kişi yerine koyanları bu tecavüzlerden keyif alacaklar..

Arada bir din tüccarlığından, merdiven altı sahte dindarlardan, yukarılarda oturup, dini ve Kur'anı siyasete ticarete, devlet kurumlarının işleyişine alet edenlerden söz eder yadırgar kınarız.. Laik Cumhuriyette ve hukukun üstün olduğu bir ülkede bunlar yapılamaz deriz, derizde biz söyler biz dinleriz. Dincilerin dinbazların müridi olanlar tek sermayesi yalan olan dincilerin atarlarına inanır inanmaya devam ederek oy vermeye devam ederler..


Demek oluyor ki uyku ile uyanıklık arasındaki çizgiyi yakalamamış olanlar, groke durumundaki sağlı sollu kroşeler yemiş, abondone olmuş böksör misali, bön bön rakip tarafından sallanan yumrukları yemeye devam ederler. Ne zamana kadar? Hakem araya girip maçı bitirinceye kadar. Beraberlik yoktur.. Galip ve mağlup vardır.. Günün galibi olanlar yarının mağluplarıdırlar.
Siyasette ise bire bir ring misali, beraberlik yoktur galibiyet ve mağlubiyet vardır. Bu günün galipleri yarının mağluplarıdır. Ümit ederim ring ortasında mağlup olurken yedikleri yumruklar ile hayatını kaybeden böksörlere benzemezler!

Yılmadan usanmadan uyandırmaya, uyanık kalmaya teşvik etmek için, uyandırma görevlilerinin yanında gönüllüler olarak yer almamız şarttır!


06.11.2015
Mustafa AKTEN

__________________

Kaleminize,yüreğinize sağlık Mustafa Bey.