DARBEYE BİZİM PENCEREDEN BAKTIM




Bir defa bizim ilkelerimizde darbe sivil kurum ve kuruluşlardan ve hatta yetkileri ile yetinmeyen, başkanlık hayali ile yanıp tutuşandan gelsin, isterse silahlı kişi ve kurumlardan gelsin darbenin her türüne karşıyız.. Demokrat olanların darbe savunuculuğu yaptığı görülmez ancak, “istisnalar kaideyi bozmaz”


Son olaylar vatana ihanet algısı, yanında 3 m2 lik odalarda ağırlaştırılmış müebbet HAPİS veya yanında ÖLÜM cezasını gündeme getirdi.. Ölüm cezaları ha demeyle hemen olacak şeyler değil.. Bunun AB si BM leri AİHM gibi bu işlere direk müdahil olacaklar var.. Şu an idarede olanların zaten savaş suçlusu olarak yargılanmaları olası, kaldı ki yarın çok şeylere gebe!! Bu gün idarede olanlar yarın potansiyel vatana ihanet suçlusu olmayacağını kim kestirebilir!!


Bir kez daha yinelemek gerekirse, silahlı silahsız darbenin her türüne karşıyız. Yolumuz Cumhuriyet, demokrasi, hürriyet, evrensel insan hakları lâik devlet!!! Ünüter yapı, anayasanın başlangıç girişinde tarifini bulan, ilk dört madde ile şekillendirilmiş, pek tabii doğal ve kaçınılmaz olarak Atatürk ilkeleridir..


Darbenin siviline askerine, silahlısına silahsızına hayır dedik!! Ancak minareden sâlâ okutarak meydanlara partili militan çağırmak neyin nesi??? Hak hukuk, demokrasi ve insanlık için meydanlara çıkanlara orantısız güç kullanıp bir çok genci öldürenler, meydanları demokrasi havarilerine yasak edip, gazlarla, coplarla, panzerli sular ile dağıtanlar bu gün demokrasi adına militanlarına nöbet tutturarak gövde gösterisi yapıyorlar, birde tembih mesajları var ki, akıllı telefonlara ulaşıp aman meydanları boş bırakma deniyor sâlâ’nın ardı arkası kesilmiyor..


Sıkıntılı saatleri yaşayanlar, can havliyle demokrasi havarisi kesildiler.. Ülkede yaşanan son olaylar dâhil sorumlusu irtica odağı olmakla mâhkûm AKP ve idarecileridir... Fethullah Gülen militanları yargının, polisin, öğretmenin, doktorun hemşirenin ve TSK’nın içine bir günde girmedi.. Paralel diyorlar.. Paralel tek taraflı olmaz, bir tarafı AKP ve hükümeti, diğer tarafı Fethullah Gülen tarikatı! Sorumlusu ise ne istedilerse verdik diyen ve hıyanet içinde olanlardır..


Silahlı silahsız her çeşit darbeyi reddederken, hukuk tanımadan, demokrasi bizim için araç diyenlerin demokrasi söylemine ne kadar inanılır?


Türkiye “de 14 yıldır bu kadar olan bitenden sorumlu olanlar ve düne kadar ne istediler ise verdik diyenlerden, sorumluluk duygusu ile hareket edip, yaşananların bir bölümünde bizimde kusurumuz var deyip istifa eden biri oldu mu???


Toplum bünyesinden önce Fethullah Gülen virüsünü, sonra AKP virüsünü temizlemedikçe, DİNCİLERİN, din simsarlarının defteri dürülmedikçe, devlet katmanlarında bir teki kalmayıncaya kadar temizlenmedikçe Türkiye biraz daha çeker gibi geliyor…
22.07.2016
Mustafa AKTEN

__________________

Ölüm cezasının getirilmesi darbecilerin idam edileceği anlamını taşımaz , suçlar işlendikleri süreç içerisinde karşılığı olan cezalar ile karşılık bulur.

Ha ! bir yolunu bulup ileriye dönük işletilirse bu cezalardan ergenekon, balyoz dan yargılanıp ceza alanlarda etkilenebilir.

Dikkat etmek gerekir.

__________________

Kanunen yasalar geriye dönük işletilemezler, bu ceza ancak yasalaştıktan sonraki mahkumiyetlerde işletilebilir, kaldı ki idamın kaldırılması konusunda pek çok uluslararası anlaşmanın altına imza atmış durumdayız buna rağmen bu yasa çıkartılır ve geriye işletilirse şeriatla yönetilen Arap ülkelerinden farkımız kalmaz, hızla yalnızlaşır, medeni dünyadan kopar ve bütün sorunların üzerine yepyeni ve çok daha büyük bir sorun eklemiş oluruz.

__________________