Şimdi üzülerek ifade etmek gerekirse Türkiye'de bir çok konu, çoğu kez devlet idaresinde bulunan insanların, akli ferasetleri ve siyasetleri ile değil, onlara içerden ve dışardan şeytani olarak yol yordam gösterenlerin planları ile şekilleniyor..

Bir konu ortaya atılıyor, aklı hayra şerre erenler ve bunların içinden muhalif olanlar tarafından tartışılıyor, yorumlanıyor, eğrisi doğrusu ortaya konuyor ama halkın büyük kesimi zaten okuma özürlü neyin nerden gelip nerede başlarına bela olacağını bilmediğinden, sahip olamadıkları eğitim ve basiret yoksunluğuda eklenince her konuda A politik kalıp patinaj yapıyorlar.

Muhalif ve aydın payesi olanlar ise, ülkenin başına bela edilen ve edilecek ne varsa, örneğin bir ortadoğu bataklığına girme, önüne gelene efelenme, AB birliğine efelenme ki bunun altında AİHM'ne açılacak 15 Temmuz sonrası FETÖ'cülerin yanında mağdur edilen binlerce kişinin mağduriyetlerinin tescili davası ile Türkiye'yi olası katrilyonlarca liralık tazminata mahkum etmesinin önünün kesilmesi ve mahkeme kararlarına uyulmama planları da vardır.

AKP'nin A dan Z ye yönetici konumundaki suç işleme failleri, uygulamalar ve anti demokratik kanunlar ile mağdur edilenleri, muhalif aydınlar, cahil kalmayı, AKP'ye körü körüne oydaş olmayı kendine şiar edinmiş, kandırılmış halk kesimini yeteri kadar aydınlatmada beceri sahibi olamadıklarından, halkı yeteri kadar uyarmada etkin olamadıklarından hayıflanıyor..

Aydınlar, toplum bilimciler, idealistller, Kemalistler, Atatürkçüler, enteller, dinlenmedikleri, yeteri kadar okunmadıkları için toplumsal olarak başa bela olacak ne varsa gece yarısı kanunları yada torba kanunlar ile halka dayatılmış, çıkartılmış oluyor.. Aydın ve muhalif olanlar bunların farkında ve fakat bir lokma bir hırka kanaati ve kaderciliğini itibar sayanlar, son cinsel istismar olayında çıkarılmaya çalışılan kanun için gösterilen tepki benzeri tepkileri, gezi parkı örneğinde olduğu gibi gösterilen tepkiler gösterilemediğinden, bu şekliyle yasakları, yolsuzlukları, yoksullukları kaldıracağız vaadi ile gelenler, yasaklar manzumesini çoğaltmış, yolsuzluğu artırmış, yoksulluğun en büyük emarelerinden olan işsizliği % 11 lere çıkararak yoksulluğuda katmerlenerek artırmış oluyor..

Türkiye 15 yıldır millet iradesinden söz edip, milli iradeyi kendi anlayışlarına göre yorumlayıp, toplumsal yanılgı ile siyaseten iktidar olanlar, ülkede her istediklerini yapma hakkına sahip olduklarını var sayıyorlar.. Oysa hukuk devletinde hukukun üstünlüğü, demokratik değerlerde evrensel hukuk, anti demokratik olmayan iç hukuk, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi süsleyen kanunlar! Bunlardan bi haber olanlar parlamento parmakçı vekil çoğunluğunu milli irade sayanlar, aynı zamanda kendilerini milli istikrarın abidesi sayıp, mevcudiyetleri ile uygulamaları ile, sağlıkta, eğitimde, savunmada, can ve mal emniyetinde, idarede, mali konularda, dış politikada istikrarsızlığın dört dörtlük örneğini yaşatıyorlar Türk Ulusuna!

Eğer toplum yanlış olanları, yanlış bilinenleri kanıksama olayından dolayı olağan gibi algılar, haksızlıkları, kanunsuzlukları, hukuksuzlukları, hırsızlıkları, yolsuzlukları, devlet katında yapılan tüm istismarcı uygulamaları sıradan sayar farkında olmaz, olurda ırgalanmaz ise, kabul etmişlik hastalığı olarak niteleyebileceğimiz toplu ruh hali bozukluğunun tecellisi ile her şeyi bu topluma yapar yaptırırsınız! İşte AKP'nin idarecileri hükümeti, Cumhurbaşkanları 15 yıldır Türk Ulusuna bunları yapıyor..


25.11.2016

Mustafa AKTEN

Çok güzel bir makale.

Zevkle okuyorum yazılarınızı.

Elleriniz dert görmesin ağabey..